Dr. Cuma Çiçek Artı TV’de değerlendirdi: Kürtler Ankara’ya rağmen pozisyon almalı
Artı Gerçek - Siyaset bilimci Dr. Cuma Çiçek, Suriye ve Rojava’da değişen dengeleri, Kürtlerin etkisi ve Kürtler üzerinden gelişen politikaları 'İrfan Aktan ile Dipnot' programında değerlendirdi.
"ABD'nin Kürtlerin önünü sınırsız açmadığını ama bir yanıyla da Kürtleri Ankara’ya ezdirmediğini" ifade eden Çiçek "Esad rejiminin düşüşünden sonra Ankara masaya bir oyun kurucu aktör olarak dönebildi. Kürtlerin bulundukları topraklarda siyasal barış ve uzlaşıya yatırım yapması lazım. Kürtler, Ankara’nın alacağı pozisyona göre pozisyon aldıkları sürece hiçbir zaman oyun kurucu aktör olamayacaklar” diye konuştu.
‘ABD, ANKARA’NIN TALEPLERİNE RAĞMEN KÜRTLERDEN VAZGEÇMEDİ’
Kürtler-Ankara-ABD ilişkileri üzerinden Suriye gündemini değerlendiren Çiçek, ABD’nin 10 yıllık politikasına değindi:
"Bugüne kadar Kürtlerle kurulan ilişki askeri bir işbirliği olarak kaldı. Büyük oranda IŞİD ile olan mücadele üzerine oturtuldu. ABD, uzun bir zamandır Ankara ve Kürtleri aynı anda idare etmeye çalışıyor. Ankara’nın bu duruma karşı itirazı var, hatta Kürtlerin tasfiye edilmesine ilişkin talebi var. On yıldır ABD bu talebi yerine getirmedi. Bir yandan Kürtlerin önünü sınırsız açmadı ama bir yanıyla da Kürtleri Ankara’ya ezdirmedi. Ankara’nın tüm taleplerine rağmen Kürtlerden vazgeçmedi."
‘ANKARA, MASAYA ESAD REJİMİNİN DÜŞÜŞÜNDEN SONRA DÖNEBİLDİ’
Çiçek, Bölgesel ve küresel aktörlerin konumlanışına dikkat çekti:
"Türkiye’nin -bölgede- sahasının sınırlı olduğunu iddia etmeye çalışıyorum. Bu sınırı çizenlerin birincisi İsrail, ikinci olarak Körfez ülkeleri, üçüncü olarak da ABD’nin son 10 yıllık denge siyaseti. Bence ABD’nin bölgedeki varlığı da kalıcı bir varlık. Washington yönetimi Ankara’ya Kürtler ile barışçıl bir ilişki kurabilme hatta ‘Kürtleri himaye etme’ teklifinde bulunuyordu. Ankara ise buna mesafeliydi. Esad rejiminin düşüşünden sonra Ankara masaya bir oyun kurucu aktör olarak dönebildi. Manevra sahası genişledi ve Rojava yönetimini daraltmak üzerinden bir stratejinin olduğunu düşünüyorum."
İSRAİL’İN BÖLGEDEKİ VARLIĞI NE ANLAMA GELİYOR?
Çiçek, İsrail Suriye ve Rojava’da Kürtlerle olan ilişkileri açısından önemini vurguladı:
“İsrail’in karşısında duran -Suriye,İran, Irak- üç devlette de Kürtler ciddi bir nüfusa, toprağa ve teritoryaya sahip. İsrail Devleti bölgedeki azınlıklara yatırım yapıyor. Bunların en büyüğü de Kürtler. Kürt meselesi bölgedeki aktörlerin bir aracı. Bölgesel ve küresel aktörlerin çıkar mücadelesi içerisinde cereyan ettiğini, dönem dönem Kürtlerin de bu kavgada bir araca dönüştüğünü hatırlatmak da fayda var. Kürtlerin bulundukları topraklarda siyasal barış ve uzlaşıya yatırım yapması lazım. Bölgedeki devletler arası yapılan yatırımlar Kürt coğrafyasında bir yıkım bir savaş demek."
‘SURİYE’DE OLANLAR ANKARA’YI BİR KAVŞAĞA GETİRMİŞ DURUMDA’
Rojava’da gelişmelerin iç siyasetle olan ilişkisine dikkat çeken Çiçek, siyasetin de bir dönüm noktasında olduğunu belirtti:
“Kürtler, Ankara’nın alacağı pozisyona göre pozisyon aldıkları sürece hiçbir zaman oyun kurucu aktör olamayacaklar. Suriye’de olan bitenler Ankara’yı bir kavşağa getirmiş durumda. Bu çözümsüzlüğe mi yatırım yapacak, devam mı edecek bu girdap yoksa bu tarihsel kırılma anında bir pozisyon değişikliği mi meydana gelecek? Bahçeli’nin başlattığı sürecin arka planında artık kavşağa gelmiş ve tercihte bulunmak zorunda olan bir Türkiye var. Ankara’da bir değişim potansiyeli olduğunu düşünüyorum.”
‘DEM PARTİ, ÖCALAN GÖRÜŞMESİNİ BEKLEMEDEN ANKARA’YA RAĞMEN ALAN KURABİLİR’
Çiçek, iç siyasetteki değişimin Kürt meselesine ilişkin aktörlerin alacakları pozisyonlara dikkat çekti.
“Bahçeli’nin kurmuş olduğu denklemde İmralı’dan DEM’e diye bir vurgu yaptı. Devlet, bir yandan Öcalan ile müzakere zemini inşa etmeye çalışıyor, bir yandan da DEM Parti’ye de bir alan açılmış durumda. Başlangıcın parlamentoda yapılması, parlamentodaki bir partiye uzatılmış bir el olması da sembolik olarak önemli bir mesaj. Burada DEM Parti’nin proaktif bir pozisyon alarak belki Öcalan görüşmesini beklemeden de bir şeyler yaparak, alanı genişleterek Ankara’ya rağmen alan kurabilir. Ankara kadar Kürt siyaseti de bir kavşakta.”