Diyarbakır'da 'Barış ve Özgürlük Yürüyüşü': Kürt sorunu kayyımlarla çözülmez
Diyarbakır'da DEM Parti, DBP ve TJA tarafından, 'Barış ve özgürlük yürüyüşü' düzenleniyor. Van Büyükşehir Belediyesi'ne kayyım atanmasına tepki gösteren DEM Parti Milletvekili Halide Türkoğlu, "Kürt sorunu kayyımlarla çözülmez" dedi.
Rojhat ABİ
DİYARBAKIR- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) öncülüğünde Diyarbakır'da 'Barış ve Özgürlük Yürüyüşü' düzenlendi. Yürüyüşe DEM Parti Diyarbakır Milletvekilleri Halide Türkoğlu ve Ceylan Akça, belediye eşbaşkanları, sivil toplum kuruluşu temsilcileri ile çok sayıda yurttaş katıldı.
Yürüyüş öncesi Şeyh Said Meydanı polis ablukasına alındı. Keçi Burcu'nda doğru süren yürüyüşte, 'yaşamak direnmektir', 'Yaşasın Kürt halkının direnişi', 'Yaşasın Van halkının direnişi' sloganları atıldı.
Yürüyüşün ardından Ulu Cami önünde basın açıklaması yapıldı. DEM Parti Diyarbakır İl Eşbaşkanı Abbas Şahin ile DEM Parti Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu birer konuşma yaptı.
ŞAHİN: MASAYI DEVİRMEK İÇİN ELLERİNDEN GELENİ YAPIYORLAR
DEM Parti İl Eşbaşkanı Abbas Şahin, devam eden sürece ve atanan kayyımlara değinerek iktidar politikalarına tepki gösterdi. Şahin, “Bunlar seçim meydanlarında kaybettikleri gün bu kumpası hazırladı. Yıllarca bu ülkeyi sömürenlerden öğrendiler bu kumpası. Bu mirası devralanlar, Kürt sorununun demokratik çözümü muhataplarıyla çözülür. Ne zamanki masaya oturuluyor, halk düşmanları masayı devirmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Bunu hukuk kumpaslarıyla yapıyorlar. Gereksiz soruşturmalar açarak bu halkın iradesini gasp edenler, ‘Minareyi çaldık, kılıfına uyduruyoruz” diyorlar. Bu halk düşmanlarına kesinlikle izin verilmeyecektir. Halkın iradesini kelepçeyle gözaltına alacaksınız, ‘Ses çıkartmayın’ diyeceksiniz. Yok öyle bir dünya” dedi.

'BÖYLE SÜREÇ Mİ OLUR?'
Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kürt halkı demokratik siyasetten hiçbir zaman taviz vermeyecek. Sanmasınlar ki Kürt halkı iradesini sokaklarda buldu. Kayyım atıyorlar, atamadan önce kayyımlar isimliklerle geziyor Ülkeyi işgal eder gibi, halka ait olan belediyelere girerek, bir yandan isimlikleriniz koyuyorsunuz, bir yandan seçilmişleri yerinden alıyorsunuz. Sonra 'süreç var' diyorsunuz. Böyle süreç mi olur? Bir ülke demokratik noktasında değişmiyorsa, sonunu biliyoruz. Biz bunun için demokratik yaşamda ısrar ediyoruz. Biz bir arada yaşam istiyoruz, bunları istemiyoruz. Kürt sorununun demokratik çözümünü istiyorsanız öncelikle tecridi kaldıracaksınız. Halkın iradesini gasp etmeyeceksiniz. Çözüm sürecinden bahsedildiği zaman Türk ve Kürt halkı birlikte hareket ediyorsa, siz kime rağmen bu halkın iradesini gasp ediyorsunuz, bu süreci bozmak istiyorsunuz. Sormazlar mı, bu nasıl birlikte yaşamdır?”

TÜRKOĞLU: KÜRT SORUNU KAYYIMLARLA ÇÖZÜLEMEZ
DEM Parti Kadın Meclisi Sözcüsü ve Diyarbakır Milletvekili Halide Türkoğlu "Bu komplo ile Sayın Abdullah Öcalan'ı alarak onurlu barış mücadelesini bitirmek istiyorlar. Ama Sayın Abdullah Öcalan İmralı'da onurlu bir barışın mücadelesi nasıl verilir herkese öğretti. Bu komplo bizim açımızdan kara bir gündür. Aynı zamanda Van'da düşmanca bir tavırla belediyemize girdiler. İktidarı da buradan bir kez daha kınıyoruz. Kürt halkı öyle iktidarlar gördü ki dilleri yasaklandı, savaş siyasetinde ısrar ederek kendileri çöktüler. AKP de aynı yöntemlerle çözmeye çalışırsa büyük yanılgıya düşer. Bugün de yine kaybedeceksiniz, iktidarınız çökecektir. Zorlu bir sürecin içerisindeyiz. Çözüm deyip aynı zamanda kayyım atamak ve diğer saldırılar sürdürülüyor. Bu ülkede Kürt sorunu çözülmeden hiçbir şey çözülemez. Kürdistan'da kayyım siyaseti, Türkiye'de ise baskılar devam ettirilemez. Bundan dolayı bizler Sayın Öcalan üzerindeki tecridin bir an önce kaldırılmasını istiyoruz. Sayın Öcalan toplumsal bir barışı inşa etmek istiyor. Bu sorun ulus devlet aklıyla, milliyetçilikle, savaşla çözülemez. Biz kendi kendimizi yönetmek temsil etmek istiyoruz. Bugün Amed Belediye Eşbaşkanımız Doğan Hatun ters kelepçe ile gözaltına alınıyorsa buna hukuk diyemezler. Hiçbir halk buna razı olmaz. İrademizi savunmaya, Kürt sorununun demokratik çözümü için sayın Öcalan'ın özgürlüğü için her gün sokaklarda olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
GÜRBÜZ: ÖCALAN'IN ŞAHSINDA DEMOKRASİ, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK MÜCADELESİNİN TASFİYESİ AMAÇLANDI
Ortak açıklamayı okuyan DBP Diyarbakır İl Eşbaşkanı Şirin Gürbüz, "Sayın Abdullah Öcalan’a yönelik gerçekleşen 'uluslararası komplonun' üzerinden 26 yıl geçti. 15 Şubat 1999 tarihinden bu yana İmralı Yüksek Güvenlikli Cezaevi’nde, uluslararası hukuk ve uluslararası sözleşmelerin çiğnendiği koşullarda tutulan Sayın Öcalan şahsında gerçekleşen komplonun etkileri aradan geçen zaman dilimine rağmen bugün hâlâ devam etmektedir. Halklara savaşı ve çözümsüzlüğü dayatan akıl, bundan 26 yıl önce hayata geçirdiği komplo ile Sayın Öcalan şahsında başta Kürt halkı olmak üzere halkların demokrasi, eşitlik ve özgürlük mücadelesini tasfiye etmeyi amaçladı. Komployu hayata geçiren kapitalist modernite, bir yandan 3’üncü Dünya Savaşını yeni bir boyuta taşırken, diğer yandan Ortadoğu’ya kalıcı çözümü getirecek olan demokratik toplum arayışını da hedef aldı. Ancak, komplocu güçler sürecin hiçbir aşamasında hedeflerine ulaşamadı" dedi.

'ORTADOĞU'DAKİ KRİZİN TEMELİNDE KÜRT SORUNUNUN ÇÖZÜMSÜZLÜĞÜ VAR'
PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın Kürt sorunun çözüm çabalarını sürdürdüğüne dikkat çeken Gürbüz, "Bu kararlılık ve duruş aynı zamanda 'uluslararası komplonun' amacına ulaşmadığının ispatı oldu. Bugün Kürdistan ve Türkiye merkezli Ortadoğu’nun yaşadığı tüm önemli siyasi ve sosyal krizlerin temelinde Kürt sorununda çözümsüzlük politikaları yer almaktadır. Buna karşın, halklara özgür ve demokratik bir gelecek sunan Rojava modelinde de açığa çıktığı gibi, Sayın Öcalan’ın çözüm fikriyatı yaşanan krizlerden çıkışın pusulası oldu. Bu gerçekliği görmezden gelen hiçbir siyasi anlayışın geleceğinin olmadığını vurgulamak istiyoruz" diye konuştu.
'ÖCALAN ÇÖZÜM İRADESİDİR'
Gürbüz, "Sayın Öcalan, demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü bir paradigma ile halklara yeni ve özgür bir yaşamın nasıl inşa edileceğini gösterdi. Sayın Öcalan’ın çağrısına kulak veren Rojava halkları, destansı direnişleriyle Sayın Öcalan’ın fikriyatını yaşamsallaştırdı ve Rojava kadın devrimini halkların ortak özgürlük modeli olarak dünyaya armağan etti. Bugün çölde bir vaha olan Rojava modeli kadınların öncülüğünde erkek egemen sisteme karşı verilen tüm mücadele deneyimlerine de ışık oluyor. Kadınlar, özellikle Rojava kadın devriminden aldığı güçle 'jin, jiyan, azadî' felsefesini Rojhilat’tan Hindistan’a, dünyanın dört bir yanına taşıdı ve evrensel bir mücadele hattı haline getirdi. Sayın Öcalan, Kürt sorununu karşılıklı diyalog ve müzakereyle çözmek isteyen; bu sorunu Türkiye’nin demokratikleşmesi sorunu olarak değerlendiren; halkların, kadınların ve inançların eşit, özgür ve barış içinde yaşamasının önündeki engellerin kaldırılması için çabalayan bir çözüm iradesidir" dedi.
'DEMOKRATİK MÜZAKERE ZEMİNİ OLUŞTURULMALI'
Gürbüz, açıklamayı şöyle sürdürdü:
"Bugün tüm toplumun dikkatle izlediği ve olumlu sonuçlanması için destek sunduğu İmralı görüşmelerinden kamuoyunun beklentisi, barış, müzakere ve çözüm sürecinin pratik adımlarla ilerlemesi yönündedir. Unutmamak gerekir ki Sayın Öcalan’ın hayata geçirmeye çalıştığı çözüm ve barış, aynı zamanda demokratik bir Türkiye’nin kurulması mücadelesidir. Bu nedenle, İmralı’da Türk, Kürt ve bölge halklarının tarihsel ve stratejik ittifakı için bütün varlığını ortaya koyan Sayın Abdullah Öcalan’ın özgürlüğü derhal sağlanarak, demokratik müzakere zemini oluşturulmalıdır. Bir kez daha vurguluyoruz, Sayın Öcalan’ın fikriyatı ve çözüm iradesi demokratik ve özgür bir geleceğin inşası için bir fırsattır. Bu iradeye sahip çıkmak tarihi bir sorumluluk ve görevdir. Bu görevi yerine getirmek siyasetin ve toplumun asli gündemi olmalıdır. Aynı şekilde, Kürt halkın başta olmak üzere özgürlük ve demokrasi arayışında olan tüm halklara da çağrımız şudur: Komplocu güçler bundan 26 yıl önce 15 Şubat’ı ‘Kara bir güne’’ dönüştürdüler ancak vakit artık bu kara günü parçalayarak, bir özgürlük gününe çevirme vakti olmalıdır. Gelin hep beraber sokakları ve meydanları doldurarak Sayın Öcalan’ın özgürlüğünü haykıralım. 26’ıncı yıl dönümünde 15 Şubat günü artık Sayın Öcalan şahsında özgürlük günü olmalıdır."
