Diyarbakır'da 'Engelliler İçin Barış ve Demokratik Toplum' Konferansı
"Engelliler İçin Barış ve Demokratik Toplum Konferansı”nda konuşan TJA’lı Sebahat Tuncel, "Toplumun engellilere bakış açısını değiştirebiliriz. Bunun için herkese görev düşüyor" dedi.

Artı Gerçek - Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Engelli ve Yaşlı Hizmetleri Daire Başkanlığı, “Engelliler İçin Barış ve Demokratik Toplum Konferansı” düzenledi. Çand Amed Kongre Merkezi’nde düzenlenen konferansa Belediye Eşbaşkanları, DEM ve HDP'li siyasetçilerin yanı sıra Özgür Kadın Hareketi'nden (TJA) Sebahat Tuncel ve birçok kentten gelen engelli derneği üyeleri ile engelli yurttaşlar katıldı.
Konferansta İmralı Heyeti üyesi Sırrı Süreyya Önder’in barış söylemlerini anlatan sinevizyon gösterimi yapıldı.
İlk olarak konuşan Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Doğan Hatun, ülkede 10 milyon engelli yurttaşın olduğunu anımsattı ve partilerinin engelli politikasına değindi.
Konferansın 1’inci oturumunda konuşan DEM Parti Batman Milletvekili Zeynep Oduncu ise, Ortadoğu ve Kürdistan’da süren çatışmaları zihinlerde ve toplumsal yaşamda da ağır izler bıraktığını söyledi. Oduncu, "Kalıcı barışın sağlanması için tüm kesimlerin umutlu olduğu bir süreçten geçiyoruz. Barış demek bütçenin savaşa değil tekerlerli araçlara, akülü araçlara, engellilerin istihdamına bütçe ayırmak demektir. Demokratik toplum engellileri karar almanın öznesi olarak görmelidir" diye belirti.
DEM Parti Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Hatice Betül Çelebi de, engellilerin barışa dair söz kurmasının önemine işaret ederek, “Savaşta ruhlarda çatlak yaratan bir dünya, bir de engellilik durumu var. Savaşa karşı bir duruşunuz olacaksa engelliler için ses çıkartacaksınız” ifadelerini kullandı.
Ardından TBB Engelliler Komisyonu Eşsözcüsü Avukat Özlem Kara, “Adalete erişim ve engelli bireyler” konulu sunum yaptı.
Konferans öğleden sonra ise “Toplumsal barış ve kapsayıcılık” adlı oturumla sürdü.
TUNCEL: BARIŞ OLDUĞUNDA BİZ DE NEFES ALACAĞIZ
Oturumda ilk olarak söz alan TJA’lı Sebahat Tuncel, engellilerin toplumsal yaşama katılımı, kendi geleceklerine ve yaşamlarına dair sözlerinin önemli olduğunu söyledi.
Tuncel şunları söyledi:
“Bir barış sürecinden bahsediliyorsa engelliler olmadan bu olmaz. Bence asıl engel zihinle ilgili. Kendi zihin dünyamızda yaratılan engelli halini, utanç kaynağı, eksiklik olarak gören zihniyetler var. Ailelerin çoğu kendi engelli çocuklarını toplumdan gizleyen yerde duruyor ve eve kapatıyor. Bazen sadece eve kapatan değil, odaya kapatan zihniyet sorunu var. Kapitalizm kendisinin dışındakileri normal olarak görmeyerek baskı kuruyor.
2015’ten bugüne uygulanan faşizan uygulamalar toplumda çürümelere yol açtı. Yeni dönemi biz, kendi ellerimizle şekillendireceğiz. Örgütsel deneyimimiz var. Eski zihniyetle yeni olmaz. Onun için önce kendi zihniyetlerimizi değiştireceğiz. Yeni demek eskinin deneyimlerinden süzülerek, var olan sorunların çözüm yol ve yöntemlerinde yenilik demektir. Demokratik, ekolojik, kadın özgürlükçü paradigmayı biraz daha somutlaştırmaya ihtiyaç var. Engelimiz ne olursa olsun bu toplumun parçasıyız. Barış olduğunda biz de nefes alacağız. Bunların ortadan kalkması için mücadele edeceğiz. Toplumsal sorunları konuşmaya başlayacağız. Toplumun engellilere bakış açısını değiştirebiliriz. Bunun için politika yapmaya ihtiyacımız var. Bunun için herkese görev düşüyor.”
Konferans soru-cevap bölümünün ardından sona erdi. (MA)