Duyan da Erdoğan’ın yerine kayyum atanmış sanacak

Erdoğan Diyarbakır’da öyle bir cümle kurdu ki sanki belediye başkanıyken görevden alınmış, üstüne üstlük hapse atılmış, yerine kayyum atanmış, böylece partisinin kazandığı belediye başkanlığı da gasp edilmiş.

ARTI GERÇEK- Cumhurbaşkanı Erdoğan bugün Diyarbakır mitinginde konuştu.

Öyle bir cümle kurdu ki Diyarbakır’da, duyan da Erdoğan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanıyken görevden alınmış, üstüne üstlük hapse atılmış, yerine kayyum atanmış, böylece partisinin kazandığı belediye başkanlığı da gasp edilmiş sanacak.

Erdoğan bugünkü konuşmasında şöyle dedi:

"Bizzat ben Belediye Başkanlığı elinden zorla alınmış, hapse düşmüş birisiyim."

Hem de bunu Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Gültan Kışanak’la Fırat Anlı’nın cezaevinde olduğu, yerlerine kayyım atandığı Diyarbakır’da söyledi.

Zaten sadece Diyarbakır’da değil, tüm bölgede DBP’nin kazandığı 84 belediyeye kayyum atanmış, 85 belediye eşbaşkanı tutuklanmış durumda.

Erdoğan Diyarbakır’da öyle bir konuştu ki, sanki kendisi de bu belediye başkanlarından biriymiş gibi bir izlenim doğdu.

Bu yaratmaya çalıştığı algı doğru değildi oysa.

Biz gelelim işin gerçeğine.

Erdoğan 1994’te Refah Partisi’nden İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçildi.

6 Aralık 1997’de Siirt’te düzenlenen bir mitingde yaptığı konuşmada "minareler süngümüz, kubbeler miğferimiz" kıvamında bir şiir okudu.

Elbette kim olursa olsun bir siyasetçinin, hatta herhangi bir yurttaşın okuduğu bir şiirden dolayı mahkum edilmesi yanlıştı ama bu da yaşandı o dönemin Türkiye'sinde.

Erdoğan "halkı sınıf, ırk, din, mezhep veya bölge farklılığı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik ettiği" gerekçesiyle açılan dava sonucunda 10 ay hapis cezasına çarptırıldı. Bu nedenle belediye başkanlığı görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Dört ay 10 gün cezaevinde yattıktan sonra tahliye oldu.

Şimdi olduğu gibi yerine kayyum mı atandı?

Elbette hayır. İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi Erdoğan’ın yerine Ali Müfit Gürtuna’yı seçti.

Kimdi Gürtuna?

1994’te Refah Partisi’nden Kartal ilçesini temsilen Büyükşehir Belediye Meclisi’ne seçilen bir üyeydi. Aynı zamanda Erdoğan’ın vekiliydi, yani İstanbul Büyükehir Belediye Başkan Vekili görevini sürdürüyordu.

Yani şimdi Kürtlerin kazandığı belediyelere olduğu gibi kayyum atanmamış, yine aynı partiden seçilen bir üye seçimle başkanlığa gelmişti.

Şu anda 84 belediyeye kayyum atanmış, 86 DBP’li eşbaşkanının tutuklu olduğunu düşününce insanın "1990’ların Türkiyesi bayağı demokratikmiş" diyesi geliyor.

İnanmazsanız 2017’deki AKP’nin "İleri demokrasi"sine, "Yeni Türkiye"sine bakın!