Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sende atom bombası var mı yok mu, sıkıysa açıkla

Erdoğan'dan Netanyahu'ya: Sende atom bombası var mı yok mu, sıkıysa açıkla
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu'ya "Sende atom bombası var mı yok mu, sıkıysa açıkla" diye seslendi. Erdoğan, Kılıçdaroğlu ve Özel'i hedef alarak 'çarkçı' benzetmesi yaptı. Yargıtay-AYM tartışmasını ise 'içtihat farkı' olarak yorumladı.

Artı Gerçek - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında açıklamalarda bulundu. Erdoğan'ın gündeminde İsrail'in Gazze'ye saldırıları, CHP'deki değişim ve Yargıtay-AYM tartışması vardı.

İsrail Başbakanı Netanyahu'ya seslenen Erdoğan, "İsrail atom bombasıyla tehdit ediyor. Netanyahu'ya sesleniyorum. Sende atom bombası var mı yok mu, sıkıysa açıkla. Sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol ama gidicisin" dedi.

Erdoğan'ın bir diğer gündemi de CHP'de yaşanan genel başkanlık değişimiydi. "CHP'nin faşist kodlarında herhangi bir değişim olmadı" diyen Erdoğan, eski CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yeni genel başkan Özgür Özel'i şu sözlerle hedef aldı:

"Daha düne kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri cumhurbaşkanı adaylarını bugün günah keçisi ilan etmeleri de bizi ilgilendirmez. Genel başkanlık koltuğunda oturan kişinin selefi gibi çarkçı olması da bizi ilgilendirmez."

Türkiye İşçi Partisi'nden (TİP) Hatay Milletvekili seçilen Can Atalay hakkında Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) verdiği hak ihlali kararını uygulamayan ve AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunan Yargıtay da Erdoğan'ın konuşmasında yer verdiği konulardan oldu. Yargıtay ve AYM arasındaki tartışmayı 'içtihat farkı' olarak değerlendiren Erdoğan, 'darbe' nitelemesi yapan muhalefete ise 'utanmaz' dedi.

Yargıtay ile AYM arasındaki tartışmanın çözümü olarak anayasa değişikliğine işaret eden Erdoğan, Meclis'te adalet nöbeti tutan CHP'lilere ise "Meclis oturma eylemi yapma yeri değildir, oturmak için yer arıyorsan parka git" diye tepki gösterdi.

'İSRAİL'İN SONU HÜSRAN OLACAK'

Erdoğan'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

"Aziz milletim değerli milletvekili arkadaşlarım sizleri hasretle muhabbetle selamlıyorum. Sözlerimin hemen başında KKTC'nin 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı'nı canı gönülden kutluyorum. Türkiye olarak Kıbrıs Türk'ünün yanından olmaya devam edeceğiz.

Hükümet olarak bir taraftan İsrail vahşetini durdurmak için diplomasinin tüm imkanlarını kullanıyoruz. Bir taraftan da ülkemizi kalkındırmaya devam ediyoruz. Gazze halkının yanında olduğumuzu tüm dünyaya gösterdik. Gazze tarifi imkansız acılar yaşıyor. İsrail'in sonu hüsran olacak.

'YENİ NESİL UÇAK GEMİSİ İÇİN KOLLARI SIVADIK'

İstanbul Boğazı'nda donanmamızın yüz gemi ile yaptığı geçit töreni çok önemli mesajlar içeriyordu. TCG Anadolu'dan sonra yeni nesil uçak gemisi için de kolları sıvadık. 2023 bitmeden milli muharip uçağımız Kaan'ın havalandığını göreceğiz.

'TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE HEDEFİNE ULAŞACAĞIZ'

Savunma sanayiinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşacağız. Komşularımızı bize karşı kışkırtanların heveslerini kursaklarında bırakmayı hep sürdüreceğiz. Biz 85 milyon tek yürek olduğumuz müddetçe Allah'ın izniyle kimse sırtımızı yere getiremez. Siyasetiyle, ekonomisiyle, askeri gücüyle, her alanda güçlü olmazsak bizi bu topraklarda yaşatmazlar.

Netanyahu iki tarafına birer bakan koymuş basın açıklaması yapıyor. Zannediyor ki o bakanlar onu kurtaracak. Ama o bakanlar bile Netanyahu'nun yanında durmuyor. Dediğim gibi Netanyahu gidicidir. Batı hala maalesef ters yüz olarak bu duruma bakıyor. Fransa önce farklı açıklamalar yapıyor daha sonra bakıyorsunuz geri vitese takıyor. Dürüst olun. Biz istiyoruz ki akşam başka sabah başka olmayın. Türkiye gibi olun.

'HAMAS SEÇİM KAZANAN BİR PARTİDİR'

Okulları camileri hastaneleri, pazar yerlerini kasıtlı olarak hedef alan İsrail, bir şehri yok etmeye çalışıyor. İsrail bir terör devletidir. Bir devlet terörü gerçekleştiriyor. Hamas'a terör örgütü diyorlar. Hamas seçim kazanan bir siyasi partidir. Seçim kazandıktan sonra da hakkını elinden aldılar. Kim aldı İsrail ve ABD aldı. Ama hala benim ülkemde Hamas'ın bir siyasi parti olduğunu anlamayanlar var.

NETANYAHU'YA: SENDE ATOM BOMBASI VAR MI YOK MU?

İsrail atom bombasıyla tehdit ediyor. Netanyahu'ya sesleniyorum. Sende atom bombası var mı yok mu, sıkıysa açıkla. Sende atom bombası var ve bununla tehdit ediyorsun. Artık ecelin geliyor. İstediğin kadar nükleer bombaya sahip ol ama gidicisin.

Karşımızda bir soykırım var. Yüzlerce, binlerce avukat bunları ilahi adalet divanına, böyle bir soykırımı yaptığı için kesinlikle soykırım noktasında da bütün adımları atıp gerekli olan duyuruyu yapmanın gayreti içerisinde olacağız. İnsanım diyen hiç kimse bunu onaylayamaz. İsrail yönetimini lanetlerken bu katliamlara destek verenleri de unutmuyoruz. İsrail'in işlediği insanlık suçlarına ses çıkarmayanlar en az failler kadar bu suça ortaktır. İsrail yönetimine silah, mühimmat ve istihbarat desteği sağlayanların alınlarına utanç lekesi olarak yapışmıştır.

Gazze'deki vahşeti dünyaya duyuran gazetecileri İsrail katlediyor, uluslararası basın kuruluşları tek bir açıklama dahi yapmıyor.

İsrailli bakanlar nükleer silaha sahip olduğunu kameralar önünde itiraf ediyor. Kuranı Kerim'i yakan alçakların eylemlerine fikir özgürlüğü diyerek izin verenler Gazze'deki katliama tepki gösterenleri tutukluyor, seslerini kısmak için her yolu deniyor.

DEVLET BAŞKANLARINA: VİCDANINIZ, İNSAFINIZ YOK MU?

Charlie Hebdo olayında 23 kişi ölmüştü. Dünyadan devlet başkanları, başbakanlar, bizden de birileri Paris'teki o yürüyüşe katıldılar. Peki 13 bine yakın insan öldü. Nerede bu dünyanın devlet başkanları? Başbakanlar nerede? Vicdanınız yok mu? İnsafınız yok mu? Haydi bir de bununla ilgili yürüyün.

Olay Haçlı hilal meselesidir. Olaya böyle bakıyoruz.

Gazze tüm dünyada maskeleri düşürmüş, cafcaflı kavramların arkasına gizlenen yüzleri ortaya çıkarmıştır. Ülkemizde de turnusol işlevi gördü.

İsrail katliamlarına bu şekilde devam ederse tüm dünyada lanetlenen bir terör devleti olduğunu tescil ettirecektir.

'İSRAİL'İ YALNIZLAŞTIRMAYA DEVAM EDECEĞİZ'

Bizi asıl üzen Meclis'imizin kürsüsünden söylenen sözlerdir. Birileri çıkıyor bu yüce çatı altında işgalcilerle vatanlarını savunan insanları bir tutabiliyor. Kimi korkaklıktan kimi satılmışlıktan hakikati göremiyor.

CHP ve bazı ortakları açıkça İsrail yönetimini savunamadıkları için direnişçileri terör örgütü ilan ederek canileri temize çekmeye çalışıyorlar. Haydi CHP'yi anlıyoruz. Onların sicili hayli bozuk. Böyle bir vicdani bir meselede Netanyahu gibi bir fanatikle aynı kefeye koyan diğer bazı siyasetçileri esefle karşılıyoruz.

Birileri rahatsız olacak diye Hamas mensuplarının vatanlarını ve canlarını korumaya çalışan direnişçiler olduğu gerçeğini dillendirmekten asla çekinmeyiz.

Riyad'da düzenlenen zirvede Gazze konusundaki duruşumuzu ve çözüm önerilerimizi ortaya koyduk. İsrail'in nükleer silahların ortaya çıkarılmasında ilk defa kararlar aldık.

İsrail'i yalnızlaştırmaya devam edeceğiz.

Muhalefetin İsrail'in Gazze'ye saldırılarında gayri insani bir yerde durması tesadüf değildir.

CHP'DEKİ DEĞİŞİME İLİŞKİN YORUM

CHP'nin faşist kodlarında herhangi bir değişim olmadı. CHP'nin genel başkanlık koltuğunda oturan genel başkan mı yoksa emanetçi mi belli değil. Son seçimler öncesinde iyice ayyuka çıkan Kandil ve Pensilvanya ile işbirliklerini sonlandırma adına hiçbir emare göstermediler. Bunlar da vatandaşı kendileri gibi balık hafızalı sanıyor. Bugün Meclis kürsüsünden siyasi etik dersi verenlerin tamamı çevrilen dolapların tam göbeğindeydi.

'HANÇER' GÖNDERMESİ

CHP ve 7’li koalisyonda kimin kimi hançerlediği bizim meselemiz değil. Önemli olan bu kifayetsiz muhterislerin hançerleri millete saplamasının önüne geçmek.

KILIÇDAROĞLU VE ÖZEL'İ HEDEF ALDI

Bugün recmettikleri sabık genel başkanları galiba ofis açmış herhalde. Orada inşallah mutfağı da unutmamıştır. 5-6 ay öncesine kadar yere göğe sığdıramayan bunlardan başkası değildi. Daha düne kadar Türkiye'yi yönetmeye layık gördükleri cumhurbaşkanı adaylarını bugün günah keçisi ilan etmeleri de bizi ilgilendirmez. Genel başkanlık koltuğunda oturan kişinin selefi gibi çarkçı olması da bizi ilgilendirmez.

CHP'Lİ BELEDİYELER VURGUSU

CHP'nin beceriksiz belediye başkanlarının idaresinde günden güde çürüyen şehirlerimizi bu iş bilmezlerin elinden kurtaracağız.

YARGITAY-AYM TARTIŞMASI

Yargıyı militanlaştıranlar yargının bağımsız hale gelmesini istemedi. Yasakları kaldıran, hak ve özgürlükleri genişleten hangi adım varsa CHP istisnasız hepsine karşı çıktı. Darbe anayasasının değişmemesi için her yolu denediler. Bireysel başvuru hakkı da bunlardan bir tanesi. CHP, bireysel başvuru hakkını içeren anayasa teklifine hayır dedi. CHP'nin bireysel başvuru konusunda söyleyecek hiçbir sözü yoktur ve olamaz.

İki yüksek yargı organı arasında ortaya çıkan içtihat farkını darbe olarak nitelemek bir başka utanmazlıktır. Bu ülkede darbe veya kalkışma olsa en büyük destekçisi CHP olacaktır. 1960'dan beri milli iradeye karşı girişilen tüm antidemokratik senaryoların başaktörü CHP'dir. Her türlü vesayet girişiminde CHP her zaman vesayetçilerin safında yer almıştır.

AYM ile Yargıtay arasındaki mesele, iki yüksek yargı organının görev alanların görüş farklılığından ibarettir. Bireysel başvuru hakkının kullanımı hakkında yaşanılan sorun bir süredir ifade ediliyordu. İki yargı organı da bu konudaki şikayetlerini dile getiriyordu. AYM'nin 130 bin dosya sayısına ulaşan bir iş yükünün altından kalkması mümkün değildir. Bu kadar başvuru dosyasının sağlıklı bir şekilde incelenemeyeceği açıktır. Yargıtay'ın açıklamalarındaki serzenişleri göz ardı edemeyiz ama devlet başkanı sıfatıyla bize bu tartışmada hüküm vermek değil hakem olmak düşer. 104. maddesine göre devlet organlarının düzenli çalışmasını temin etmek görevi bizdedir. Bu sorumluluğumuzu hakkıyla yerine getireceğiz.

Sorunun acil çözümü, yasal değişiklilerin süratle yapılması yeni bir anayasadan geçmektedir. Bunun adresi de yüce Meclis'tir. Meclis ülkenin meselelerine çözüm üretme merkezidir. Meclis oturma eylemi yapma yeri değildir, oturmak için yer arıyorsan parka git." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar