Erdoğan'dan toptan tehdit: Herkesi hak ettiği muameleye tabi tutacağız

Kabine toplantısının ardından açıklama yapan Erdoğan, deprem çalışmalarına yönelik eleştiriler için seçim sonrasını işaret ederek, "Herkese hak ettiği cevabı verecek, herkesi hak ettiği muameleye tabi tutacağız" dedi. Erdoğan, seçim tarihini de ilan etti.

Erdoğan'dan toptan tehdit: Herkesi hak ettiği muameleye tabi tutacağız

Artı Gerçek - Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığındaki kabine toplantısı dört saat sürdü. Toplantının ardından yaptığı açıklama yapan Erdoğan, 6 Şubat'taki Maraş merkezli depremlerde can kaybı sayısının 46 bin 104'e yükseldiğini açıkladı.

Erdoğan, "deprem tek gündemimiz" diyerek, "Seçimlerin 14 Mayıs tarihinde yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz" ifadelerini kullandı. "10 Mart'ta seçim kararı alacağız" mesajı veren Erdoğan, deprem sonrası yaşananlara yönelik eleştirileri 'not etmeye' devam ettiklerini de belirterek, "Herkesi hak ettiği muameleye tabi tutacağız" ifadesini kullandı.

"10 Mart Cuma günü Anayasa'nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz. İkametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerin hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlıyoruz"

Erdoğan'ın açıklamaları özetle şöyle:

DESTAN YAZDIK: Bakanlarımız sabah 09.00'dan itibaren deprem sahasında koordinasyonu üstlendiler. Tüm birimlerimizi ülkemizin dört bir yanından görevlendirdiğimiz mülki idare personeli ile takviye ettik. Milletvekillerimizi deprem bölgesi illerinde görevlendirerek depremzedelerimizin yanında olmalarını sağladık. Askerimiz depremden dakikalar sonra harekete geçerek üzerine düşen görevi bihakkın yerine getirdi, getirmeye devam ediyor. Polisimiz ve jandarmamız arama kurtarmaya destekleri, hayati rolleriyle adeta destan yazdılar. Sağlık personelimiz kimi yerlerdeki zarar gören hastanelerimize rağmen yaralı olarak kurtarılan insanlarımıza şifa için insanüstü gayretle çalıştı, çabaladık. Belediyelerimiz, personeli, araç gerekçeleriyle deprem şehirlerine koştu. Madencilerimiz, ormancılarımızı, DSİ ekiplerimizi, Karayolları ekiplerimizi arama kurtarma çalışmalarına katılmak için hemen bölgeye gönderdik. Uluslararası yardım çağrımıza cevap veren NATO ve AB dahil profesyonel arama kurtarma ekiplerini hızla sahaya dağıttık. 35 bin kişiyle dünyada eşi benzeri görülmemiş arama kurtarma gücünü bir araya getirdik.

ÇALIŞMANIN İLK ANLARINDA ARZU ETTİĞİMİZ HIZA VE ETKİNLİĞE ULAŞAMADIK: İdeal bir arama kurtarma ekibinin 80 kişiden en az da 20 kişiden oluşması gerekiyor. Asgari personel sayısı ile bile 1750 binaya aynı anda müdahale imkanı vardı. Arama kurtarma yapılması gereken bina sayısı ise bırakın ekip sayısını, toplam arama kurtarma personeli sayısı kadardı. Ekiplerimiz yıkıntılar altındaki son canlı insanımızı çıkarabilmek için günlerce durup dinlenmeden çalıştı, çabaladı. Sonuçta dünyada örneği olmayan şekilde neredeyse depremin 10. gününde arama kurtarma çalışmalarının çoğunu tamamlamayı başardık.

AĞIR HASARLI BİNA SAYISI 230 BİN: Depremin yol açtığı geniş yıkım, geride kalan insanlarımızın hayatını da fevkalade zorlaştırdı. 11 ilimizde yıkık, acil yıkılacak, ağır hasarlı yani kullanılamaz hale gelmiş bina sayısı 230 bini, bağımsız bölüm sayısı 645 bini buluyor. Otellerde 137 bine yakın depremzedeyi misafir ediyoruz. Kamu ve sivil yardım kuruluşlarımız 5 milyon 800 bin insanımıza her gün hizmet veriyor. Bu da biraz vakit alıyor. Amacımız 2 ayda 100 bin konteyner kurarak yarım milyon depremzedeyi bu alanlara taşımaktır. Barınma sorunu yanında şehirlerimizin günlük hayatlarının ayrılmaz parçası olan ticari faaliyetlerin ayağa kaldırılmasına önem veriyoruz Fabrikalarımız üretime başladı. Kullanılamaz hale gelen iş yerleri için mobil çözümler geliştiriyoruz. 6 bin geçici ticarethaneyi esnafımızın hizmetine verdik.

ESNAFA KREDİ: Deprem bölgesindeki işletmelerin KOSGEB'e olan 2023 borçlarını, felakette hayatını kaybeden işletmecilerimizin ise tüm borçlarını siliyoruz. Kalkınma ajanslarımızın tüm kaynaklarını afet bölgesi şehirlerine aktararak projelerin finansmanındaki devlet katkısını en üst seviyeye çıkartıyoruz. Bireysel ve KOBİ kredilerindeki ertelemelerin yanında 250 milyar liralık kredi paketine 100 milyar lira daha ilave ettik. Depremde ağır hasar olan yerlerde esnaf ve sanatkarlarımıza 250 bin liraya kadar 60 ay vadeli, yarısını da Hazine'nin ödeyeceği yüzde 7,5 faizli kredi veriyoruz.

488 BİN YENİ HANE YAPACAĞIZ: Önümüzdeki iki ay içinde 244 bin konutun inşasına başlamayı hedefliyoruz. Bunlardan 22 binin inşasına geçilmiştir. 405 bini konut ve 83 bini köy evi olmak üzere toplamda 488 bin yeni hane yaparak vatandaşlarımıza teslim edeceğiz. Yeni yerleşim yerlerini 3 veya 4 katı geçmeyecek şekilde yerel mimariyle altyapısı, okul ve sağlık merkezi, cami, çarşısıyla, parkıyla başlı başına yaşam alanı olarak tasarlıyoruz. Hak sahiplerine konutlarını 1 yıl içinde teslim etmeyi planlıyoruz.

AFETLERDE BAŞARILI SINAVLAR VERDİK: Van, Elazığ Malatya, İzmir depremleri, Antalya, Muğla yangınları, Kastamonu, Giresin, Bartın sel afetlerinde hükümetimiz başarılı sınavlar verdi. Afete hazırlık planlarıyla ülkemizin tamamını kuşatan yeni hazırlıklar içindeydik. Kentsel dönüşüm projeleri de biriydi. 6 Şubat'ta bir kez gördük ki felaketler bizim hazırlıklarımızı beklemiyor. Kentsel dönüşüm projelerinin bir an önce tamamlanması için adeta yalvardık. Bu konunun siyasetin malzemesi olamayacak kadar hayati öneme sahip olduğunu, kaybedilen her anın göz göre göre gelen yıkımlara biraz daha yaklaştırdığını söyledik. Türkiye'nin kontrolsüz köyden kente göç akımı, sağlıksız yapılaşmaya yol açmaya kalmamış, şehirlerimizin merkezlerini de felç etmiştir. Kalitesiz yapı stoğumuz en büyük baş ağrımıza dönmüştür.

10 MART'TA SEÇİM KARARINI ALACAĞIZ: Tek gündemimiz depremdir, deprem yaralarını sarmaktır. Seçim süreci beraberinde getirdiği yıpratıcı siyasi gerilimler ve gündemi kilitlemesi sebebiyle ister istemez bu çabaları gölgeleme riski taşıyor. Bunun için de gündem sapmasına yol açacak seçim sürecinin bir an önce geride bırakılması, ülkenin seçim gerilimi ve tartışmalarından hızla çıkması şarttır. Seçimlerin 14 Mayıs tarihinde yapılmasının bize bu imkanı vereceğine inanıyoruz. 10 Mart Cuma günü Anayasa'nın bize verdiği yetkiye dayanarak alacağımız seçim kararının ertesi gün Resmi Gazete'de yayımlanmasıyla süreci başlatıyoruz. İkametgahını veya seçmen kaydını değiştiren depremzedelerin hak ve imkanlardan mahrum kalmamalarını sağlayacak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi yayınlıyoruz. Bizim seçim sürecindeki gündemimiz yine deprem olacaktır. Maddi ve manevi kayıpların telafisi olacaktır.

NOT ALIYORUZ, HAK ETTİKLERİ MUAMELEYE TABİ TUTACAĞIZ: Biliyorsunuz, depremin ilk gününden itibaren asla siyasi tartışmalara girmedik. Söylenen her şeyi, sergilenen her tutumu not ettiğimizi belirtmekle yetindik. Milletimizi devletine karşı tahrik edenleri de, yalan ve iftiralarla çalışmaları tehlikeye atanları da, kamu görevlilerimiz ve vatandaşlarımız bölgede mücadele ederken rahat koltuklarında ahkâm kesenleri de, insanımız can derdindeyken mal bölüşümü derdine düşenleri de, kısacası gördüğümüz, duyduğumuz her şeyi not ettik. Depremzedelerimizin yaralarını sarıp yüzlerini güldürene kadar bu notları tutmayı sürdüreceğiz. Ülkemiz bu felaketin izlerini silip yeniden normal gündemine döndükten sonra ise herkese hak ettiği cevabı verecek, herkes hak ettiği muameleye tabi tutacağız. O güne kadar milletimize ve özellikle de depremzede vatandaşlarımıza olan hürmetimiz gereği başka bir gündemle, başka bir tartışmayla meşgul olmayacağız."

DEMİRKENT: ERDOĞAN SEÇİM KARARINI KENDİSİ ALIRSA ADAY OLAMAZ

Erdoğan'ın 10 Mart'ta seçim kararını ilan edeceğini ve 14 Mayıs'ta cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçiminin birlikte yapılacağını söylemesi, yeniden aday olup olamayacağı ve Seçim Kanunu’nda yapılan değişikliklerin uygulanıp uygulanamayacağı tartışmasını gündeme getirdi. Anayasa Hukukçusu Dinçer Demirkent’e göre, Erdoğan’ın üçüncü kez aday olmasının tek koşulu TBMM'nin seçim kararı alması.

Meclis seçim kararı almadığı müddetçe erken seçim durumunda Cumhurbaşkanı’nın aday olamayacağını belirten Demirkent, bunun gerekçesini şöyle anlattı: "Çünkü 2014 ve 2018’te aday oldu. 2023’te aday olabilmesinin tek koşulu seçim dönemi bitmeden Meclis tarafından seçim kararı alınması. Eğer Cumhurbaşkanı seçim kararı alırsa üçüncü defa aday olabilmesi mümkün değil."

ÜÇÜNCÜ MADDE NE DİYOR?

Türkiye İşçi Partisi (TİP) Genel Başkanı Erkan Baş da, cumhurbaşkanı seçimlerini düzenleyen anayasanın üçüncü maddesindeki hükümlere dikkat çekerek, hem Erdoğan'ın anayasal olarak üçüncü kez aday olamayacağı hem de yapılan seçim değişikliklerinin geçerli olamayacağı uyarısında bulundu. Söz konusu maddede iki kez cumhurbaşkanı seçilmiş bir kişinin tekrar aday olmasının ancak Meclis kararı ile söz konusu olduğuna dikkat çeken Baş, şu değerlendirmede bulundu: "Cumhurbaşkanının 2. döneminde, eğer kararı Meclis alırsa bir kez daha aday olabilir ve eğer halkın oyunu alırsa seçilebilir. Yani maddeler çok açık. Dolayısıyla, öyle ben 14 Mayıs’ta seçim kararı aldım, cumhurbaşkanı olarak ilan edeceğim bu kararı, ondan sonra da çıkıp aday olacağım falan, öyle yağma yok arkadaşlar. Bu iş o kadar kolay değil." (HABER MERKEZİ)