Gülistan Kılıç Koçyiğit: Türk bayrağı, 'terör örgütü' denilen HTŞ'nin elinde
Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, Meclis Genel Kurulu’nda konuştu. Kılıç Koçyiğit, Ortadoğu’daki çatışmalara işaret ederek, bölgenin ateş çemberine dönüştüğünü ve milyonlarca insanın katliam ile yüz yüze geldiğini söyledi.
'SAVAŞ SUÇLARINA KARIŞMIŞ BİR ÖRGÜT'
Gülistan Kılıç Koçyiğit, HTŞ’nin saldırılarına işaret ederek, “Şimdi, bu ülkenin askerlerini ekranda canlı canlı yakmış bir örgütten bahsediyoruz. Bütün savaş suçlarını işlemiş bir terör örgütünden bahsediyoruz. Orada kadınlara tecavüz eden, bütün savaş suçlarına karışmış, bir örgütten bahsediyoruz. Ama Türkiye’deki bazı televizyonlar ‘Muhalifler yol alıyor’ diye övünüp duruyorlar” dedi.
‘TÜRK BAYRAĞI HTŞ’NİN ELİNDE’
HTŞ’nin Türkiye tarafından terör örgütü olarak kabul edildiğini ancak HTŞ’lilerin Halep’te Türk bayrağını astığını söyleyen Gülistan Kılıç Koçyiğit, “Rahatsız olmamak nasıl bir ziynettir ya nasıl bir akıldır biz anlayamıyoruz bunu. HTŞ'nin Suriye'de kazandığı mevziden mutlu olmak, Kürtlerin orada sürgün olmasından mutlu olmak nasıl bir hezeyandır, nasıl bir insanlık dışı tutumdur, biz bunu anlayamıyoruz. Kürtler ne yapmış orada, kendi yaşam alanlarını korumak dışında ne yapmış? Bugün, Halep'te milyonlarca insan Arap Aleviler, Hristiyanlar oradan kaçıp gidip Kürtlerin yaşadığı bölgeye, Kuzeydoğu Suriye yönetiminin olduğu bölgeye sığınıyorlar. Neden” diye sorarak tepki gösterdi.
‘SEVİNİP ANONS EDİYORLAR’
Kılıç Koçyiğit, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Peki, Türkiye'de yayınlar nasıl yapılıyor? ‘Tel Rıfat Kürtlerden boşaltıldı’ diye sevinip bunu anons ediyorlar. Kürtler size ne yapmışlar arkadaşım? Şeyh Maksut bin yıllardır Kürtlerin köyüdür, coğrafyasıdır. Tel Rıfat'ta bugün mü yaşıyor Kürtler? Afrin'i SMO gibi işgalciler eliyle işgal ettirdiler. ‘SMO’ denilen, o, adına da ‘millî’ koydukları o çeteler Afrin'de Af Örgütünün raporlarına geçen dünya kadar suç işliyor.
Yüzlerce insanın katliamına, işkencesine, kaçırılmasına, fidye istenmesine, tacizine, tecavüzüne, yerinden edilmesine karışmış bu çetelerin hepsi. Şimdi, bu SMO çeteleri Şehba'dan, oraya, Afrin'in işgalinde Şehba'ya sığınmış Kürtlerin daha güvenli bölgelere geçmesini engellemeye çalışıyor.
'HANİ KÜRTLERLE KARDEŞTİNİZ?'
Birileri de burada bu çetelerin yaptığına alkış tutuyor. Hani bin yıldır siz Kürtlerle kardeştiniz. Hani Anadolu'nun topraklarını Kürtler açtı size. Şimdi Kürtler orada katledililip, topraklarından sürülüyorlar. Çeteler Kürtlerin köylerine saldırıyor, Kürtleri esir alıyor, Kürtleri kaçırıyor ve buralarda birileri sanki çok millî bir davayı kazanmış gibi mutluluktan sevinç çığlıkları atıyor. Nasıl olacak bu iş? Şimdi, bize diyorlar ki ‘Rojava ayrı, Türkiye'deki Kürtler ayrı, Suriye'deki Kürtler ayrı.’ Ayrı değil efendim, biz etle tırnağız. Suruç ile Kobanê'yi ayıramaz hiç kimse, Kamışlı ile Nusaybin'i ayıramaz hiç kimse.
'HTŞ İLE GİDİLECEK BİR YOL YOK'
Halkımızın katliamına göz yummayız, kimse bunu bizden beklemesin. Tel Rıfat'ta, Şeyh Maksut'ta, Halep'te, Hama'da ya da başka bir yerde Kürtlerin katliamına yol vermek doğru değildir. Bunu yapanların karşısında dururuz. Rojava'da Kürtleri katledip burada barışı inşa edemezsiniz. Böyle bir akıl yok, olamaz.
Suriye'de Suriye halklarının barış içinde yaşaması için öncülük yapın, Suriye'nin demokratikleşmesi için öncülük yapın. Orada HTŞ'yle kazanacağınız bir yol yok, HTŞ'yle varılacak bir liman yok, çetelerle gidilecek bir yol yok ama bugün Kürtlerle beraber Suriye'nin demokratikleşmesini de, Türkiye'nin demokratikleşmesini de sağlayabilirsiniz.
'KÜRTLER İLE İTTİFAK GELİŞTİRMELİDİR'
Kürtlerin Türkiye'ye bir düşmanlığı yok, Suriye'deki Kürtlerin Türkiye'ye bir düşmanlığı yok, her gün diyalog çağrıları yapıyorlar. Türkiye bir çağrıyı duymalıdır. Çetelere destek vereceğine, çeteleri eğitip donatacağına, çetelerin sırtını sıvazlayacağına, çetelerin yaptığı kirli işlerden memnuniyet duyacağına gerçek anlamda ülkedeki ve bölgedeki Kürtlerle ittifak geliştirmelidir. Budur ancak barışı sağlayacak olan, bu, barışın yolunu açar, bu, Suriye halklarının önünü açar, bu, Suriye'de istikrarı sağlar, bu, Suriye'de demokrasiyi sağlar ve bu, Suriye'de ancak bir geleceği, Suriye'nin, birleşik Suriye içerisinde sınırları güvenliğini sağlar.
BÜTÜN KÜRTLER BİRDİR
Türkiye'de yaşayan Kürtlerle, Irak'ta yaşayan Kürtlerle, İran'da yaşayan Kürtlerle, diasporadaki Kürtlerle, Suriye'deki Kürtlerle biz biriz, bütünüz, biz kardeşiz, biz bir halkız ve çok açık ve net söylüyoruz: Kobanê'de benim kardeşim katledildiğinde benim burada oturmamı kimse beklemesin. IŞİD o katliamı yapmaya geldiğinde nasıl Türkiye'deki halklar ve Kürtler ayağa kalktıysa o barbarlara karşı bugün de HTŞ ve çetelerine karşı tabii ki ayağa kalkacağız, tabii ki demokratik protesto hakkımızı, anayasal, demokratik, barışçıl gösteri hakkımızı sonuna kadar kullanacağız, halkımızı savunuruz, savunacağız.”
Gülistan Kılıç Koçyiğit’in sözleri sonrası AKP Grup Başkanvekili Bahadır Nahit Yenişehirlioğlu söz aldı. Yenişehirlioğlu, Suriye’nin birlik ve bütünlüğünden yana olduklarını ileri sürdü ve bayraktan rahatsız olunduğunu iddia etti.
‘HTŞ’NİN ARKASINDASINIZ’
Tekrar söz alan Gülistan Kılıç Koçyiğit, şunları söyledi:
“Biz bayraktan rahatsız değiliz ama şu soruya yanıt oluşturulmasını istiyoruz: HTŞ, Türkiye adına mı savaşıyor orada ya da orada operasyon yapıyor, Halep’e girdi? HTŞ'yi destekliyor musunuz? HTŞ neden götürüp Halep Kalesi'ne Türk Bayrağı asıyor? Siz bunu doğru buluyor musunuz? Biz Suriye'yle savaşa mı girdik? Bu Meclisin haberi yok, hiçbirimizin haberi yok, burada milletvekilleriyiz.
Bir başka ülkenin toprağında, bir çatışma anından sonra, o ülkenin resmî askeriyle çatışmaya giren çete güçlerinin götürüp bayrak asmasını nasıl izah ediyorsunuz? Şimdi, bunun vatan kanıyla boyanmış yere bayrak asmayla ne ilgisi var? Demek ki siz HTŞ'nin arkasındasınız; demek ki HTŞ sizin adınıza gidiyor, orada çete olarak savaşıyor; demek ki HTŞ'nin yaptığı bütün suçların müsebbibi sizsiniz; Halep'in işgal edilmesinin müsebbibi sizsiniz”
Kılıç Koçyiğit, tepkisini şöyle sürdürdü: “Hem ‘Haberimiz yok.’ diyeceksiniz hem de oraya götürülen çeteler Türk Bayrağı dikecek, bundan da memnuniyet duyacaksınız! Kürtlere orada çeteler saldıracak, elinizi ovuşturacaksınız, bundan da memnuniyet duyacaksınız! Kürtler de sürgün edilecek, buradan oh oh çekeceksiniz! Nasıl bir şey bu, nasıl bir şey, biri çıksın bunu bize açıklasın! Bunu kabul etmiyoruz!
'BEDELİNİ HALKLAR ÖDÜYOR'
Şu anda yürüttüğünüz Suriye siyasetinin bedelini halklar ödüyor. Bakın, İdlib'de çatışmasızlık bölgesi vardı değil mi? Astana'da garantör ülke kimdi? Türkiye idi. Kuleleri niye inşa etti? Oradaki HTŞ'yi kuşatmak için. Bugün HTŞ'ye kim yol verdi, ta Halep'e kadar gitti? Bugün eğittiğiniz, donattığınız ‘Suriye Millî Ordusu’ adını kattığınız, o El Kaide artıkları Kürtlerin mahallelerine, yaşam alanlarına savruluyor. Nasıl Suriye'nin birliğinden, bütünlüğünden yanasınız?
Şu anda Kürtler orada katliam riskiyle karşı karşıya, 300 bin Kürt şu anda göç yolunda yeniden bu soğukta, gidecek tek bir yeri yok, ulaşmaya çalışıyor güvenli bölgelere. Halep halkı şu anda göç ediyor, göç yollarında güvenli bölgeye ulaşmaya çalışıyor. Nasıl birliğini istiyorsunuz siz, bu Suriye'nin birliği nasıl olacak böyle; çetelerin sırtını sıvazlayarak mı, silah vererek mi, eğitip donatarak mı?” (MA)
Koçyiğit: ‘Kayyumla gidilecek bir barış yolu, ilerlenecek bir çözüm yolu yok
Koçyiğit Meclis'te konuştu: Aklı barış olanın yolu kayyım olmaz