HDP: Dolmabahçe Mutabakatı iradesine bağlıyız
HDP Sözcüsü Günay, ‘Karşılıklı binbir emekle olgunlaştırılan Dolmabahçe Mutabakatının ruhunun yeniden canlanması için çalışıyoruz’ dedi.
ARTI GERÇEK- HDP Sözcüsü Ebru Günay, hafta sonu gerçekleştirilen MYK ve Meclis Grubu toplantılarından çıkan sonuçlar ile güncel gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
HDP Genel Merkezinde basın toplantısı düzenleyen Günay, iktidarın tüm ülkeyi karanlık bir tünelin içine soktuğunu belirterek, iktidarın HDP’ye ve tüm muhalefete yönelik saldırılarını sürdürdüğünü söyledi.
‘TALİMATINI MHP VERİYOR HUKUK SİSTEMİ HAREKETE GEÇİYOR’
Sadece Şubat ayı itibari ile 500’e yakın gözaltı ve 40’a yakın tutuklama yaşandığını, birçok ilde parti binalarının polis tarafından basıldığını, "Herkes İçin Adalet" afişlerinin yasaklandığını aktaran Günay, Meclis’e gelen fezlekeleri de hatırlattı. Günay, "Talimatı kim veriyor? Tabii ki iktidarın küçük ortağı MHP. Tamamen siyasi ve ırkçı saiklerle işleyen bir hukuk sistemine tanıklık ediyoruz" dedi.
HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na verilen 2 yıl 6 aylık hapis cezasının Yargıtay tarafından onanmasını "hukuk garabeti" olarak nitelendiren Günay, Gergerlioğlu’nun cezaevleri ve çıplak arama başta olmak üzere sorunları gündeme getirdiği için hedefe alındığını kaydetti.
Günay, "İktidarın derdi bizimle değil, temsil ettiğimiz halk ve Türkiye’de maya tutan siyasi çizgimizledir" dedi, AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Özhaseki’nin "Lanet olsun oylarına" sözleri için de "Bu ülkede demokrasi, barış ve eşitlik isteyen herkese duyduğu düşmanlığı da dile getirmiş oldu" ifadelerini kullandı.
‘GÜCÜNÜZ DEMOKRATİK SİYASETİ TASFİYE ETMEYE YETMEZ’
İktidarın Gare’deki sorumluluğunu kapatmak için HDP’ye saldırdığını söyleyen Günay, şöyle devam etti:
"O nedenle HDP’yi fiilen tasfiye etmek için vekillerimiz aleyhine uydurma ve yalanlarla dolu kumpas iddianamelerle davalar açılmaya ve vekillikler düşürülmeye çalışılıyor. Bu, çözümsüzlük siyasetidir. Halk açlıktan intihar ediyor, esnaf kan ağlıyor, iktidar ve ortağı ise HDP'yi kapatma derdine düşmüş. Size çok açık ve net bir şey söylüyoruz; gücünüz halkı sindirmeye, bizi demokratik siyaset dışına itmeye yetmiyor, hiçbir zaman da yetmeyecek. Sizin her saldırınız, her yöneliminiz, her kapatma davanız, her soruşturmanız HDP’yi zayıflatmaz, HDP’yi güçlendirir. Halk sizden kaçıyor ve yönünü HDP’ye çeviriyor. Anketlere bakın, sizin nefretinize karşı Kürtler, kadınlar, emekçiler, inançlar HDP’ye sımsıkı sarılıyorlar."
"Bu topraklar belki de tarihinin en karanlık dönemlerinden geçiyor. Faşizm ve yoksulluk, sis bulutu gibi ülkenin üzerine çökmüş durumda" diyen HDP Sözcüsü, "Peki, tüm bu karanlığın sebebi mesela Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri mi? Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri mi 128 milyar doları hiç etti? Ya da HDP milletvekilleri mi? Mesela Ömer Faruk Gergerlioğlu mu Türkiye’yi basın özgürlüğü endeksinde 154’üncü sıraya geriletti. Ya da Türk Tabipleri Birliği ve İnsan Hakları Derneği mi işsizlik rakamlarını zirveye çıkardı? İktidara sorsanız tabii ki öyle diyecekler" ifadelerini kullandı.
‘BARIŞA TEK BİR ADIM KALMIŞTI’
Dün yıl dönümü olan Dolmabahçe Mutabakatını hatırlatan Günay, "Dolmabahçe Mutabakatı; Türkiye toplumunun demokrasi, barış ve özgürlük hayallerini gerçek kılmaya, geleceğe umutla bakmasını sağlamaya, toplumsal barış ve kardeşleşmeyi yaratmaya yönelik bugüne kadar atılmış en önemli ve kritik adımlardan biri olarak tarihe geçti. Dolmabahçe Mutabakatı; yüz yıllık Kürt sorununun çözümü ve bin yıllık Kürt-Türk ittifakının güncellenmesi için yaratılmış tarihi dönüm noktalarından biriydi. Barışa, akan kanın tamamen durmasına tek bir adım kalmıştı" dedi.
Ancak mutabakatın seçimlere, küçük siyasi hesaplara kurban edildiğini dile getiren Günay, "Erdoğan, Dolmabahçe Mutabakatını reddettiği gün büyük bir savaş başlattığını da ilan etmişti. Bu savaş Kürtlere, demokrasi güçlerine, kadınlara, gençlere karşı başlatılan ve her gün dozu ve baskısı artırılarak devam edecek olan bir savaştı" diye konuştu.
Dolmabahçe belgesinin aynı zamanda Türkiye’nin tüm sorunlarına çözüm öngören bir reçete olduğunu söyleyen Günay, Abdullah Öcalan’ın hâlâ aynı noktada olduğunu kaydetti.
‘DOLMABAHÇE MUTABAKATI İRADESİNE BAĞLIYIZ’
HDP Sözcüsü, şunları söyledi: "Siyasi hesaplar için insan canını yok sayan bir kötülükle mücadele ediyoruz ve bu mücadelede kararlıyız. Yeter ki bu ülkede diyalog temel düstur olsun ve hiç kimse ölmesin. Dolmabahçe Mutabakatı bugün de geçerlidir ve biz bu iradeye bağlıyız. Karşılıklı binbir emekle olgunlaştırılan Dolmabahçe Mutabakatının ruhunun yeniden canlanması için çalışıyoruz. Öcalan’ın çözüm iradesine, o iradeye inanan milyonlara, barış uğruna bedenini açlığa yatıran tutsaklara ses verilsin istiyoruz. Aksi halde tüm Türkiye son 5 yılda olduğu gibi kaybetmeye devam edecek, daha çok eve ateş düşecek. Biz buna razı değiliz. Siz de olmayın!"
‘NEWROZ’U HEP BİRLİKTE KUTLAYACAĞIZ’
Başlatmış oldukları İş ve Aş Buluşmaları ile Herkes için Adalet kampanyasının davam edeceği bilgisini de aktaran Günay, Mart ayı programını paylaştı. Bunlar arasında Kadın Meclisi’nin 8 Mart etkinlikleri, 12 Mart darbesinin yıldönümünde İstanbul’da "Darbelerle Yüzleşmek İçin Adalet" eylemi, Diyarbakır’da Pervin Buldan’ın katılımıyla Kürdistani partilerle ulusal birlik toplantısı, "İslam ve Adalet" konulu buluşma da bulunuyor. Günay, Newroz konusunda ise "21 Mart’ta hep birlikte Newroz Bayramımızı kutlayacağız" dedi.
PERVİN BULDAN’IN ‘VAAT’ AÇIKLAMASI
HDP Sözcüsü Günay, Eş Genel Başkan Pervin Buldan’ın "yeri ve zamanı geldiğinde verilen vaatleri açıklayacağız" sözlerine dair bir soruya ise şöyle yanıt verdi:
"Çözüm süreci hükümet, devlet ve Öcalan arasında karşılıklı bir mutabakat ile yürütüldü. HDP ise bu görüşmelerde kolaylaştırıcı bir rol oynadı. O süreçte temel derdimiz çözümün gerçekleşmesi ve kanın durmasıydı. Fakat tüm heyet üyelerimiz soruşturmalara uğradı. Eş genel başkanımız Sayın Pervin Buldan, o tarihsel sürecin sonuca ulaşmamasının sebebini iktidarın ve savaş odaklarının devreye girmesi olarak ortaya koydu. ‘Eğer o süreç için HDP’yi yargılamaya çalışırsanız, esas olarak kendinizi yargılamalık yaparsınız ve altından kalkamazsınız’ uyarısını yaptı. Bu açıklamadan hiç kimse ‘o süreçte toplumdan gizli kapaklı anlaşmalar yapıldı’ sonucunu çıkaramaz. O süreçte hükümetin Kürtlere, demokratik kamuoyuna ve akil insanlara sözünü verdiği adımları atmaması nedeniyle ve barış yerine savaşı tercih etmesi üzerine süreç tıkandı. Eşbaşkanımız buna vurgu yaptı."