İmamoğlu, Erbakan'la kayyım gündemiyle görüştü: Durum garabet

İmamoğlu, Erbakan'la kayyım gündemiyle görüştü: Durum garabet
YRP lideri Erbakan'la kayyım gündemiyle görüşen "Düşülen durum, hukuken garabet" dedi. Erbakan da bu konuda İmamoğlu'nun endişelerine katıldıklarını söyledi.

Artı Gerçek - Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, siyasi parti liderleriyle dün Ankara’da yaptığı kayyım gündemli görüşmelerinin bir benzerini Yeniden Refah Partisi (YRP) Genel Başkanı Fatih Erbakan'la yaptı.

İmamoğlu ve Erbakan, yaklaşık yarım saat süren görüşmenin ardından kameraların karşısına geçti. Erbakan’a, Ankara’da görüşmek için davetiye gönderdiklerini belirten İmamoğlu, “Kendileri İstanbul'da olunca, ‘Burada görüşebiliriz’ şeklindeki kabulleriyle buradayız” dedi.

ERBAKAN'A KAYYIM SÜRECİNİ ANLATTI

Görüşmede Erbakan’ı Esenyurt’a ve diğer şehirlere atanan kayyım süreciyle ilgili bilgilendirdiğini aktaran İmamoğlu, “Hem kayyum öncesi yaşananların hem kayyum sonrası yaşananların bu ülkenin demokrasisine, bu ülkenin hukukuna, hukukun üstünlüğüne, insan haklarına hiçbir şekilde uygun bir durum olmadığını, gerçekten başımızı öne eğdiğini ve milletimize büyük bir üzüntü verdiğini, seçme ve seçilme hakkıyla ilgili olarak insanlarımızın inancını ve güveninin kaybına sebep olduğunu ifade ettim” diye konuştu.

'MECLİS VAR AMA HÜKMÜ YOK'

Mardin, Batman ve Halfeti’deki kayyum atamalarıyla birlikte sürecin boyutunun yukarı taşındığını belirten İmamoğlu, devamında şunları söyledi:

"Ne yazık ki iktidara mensup kişilerin, ‘Bu süreçler devam edecek’ tarzında, yetki ve alanları olmamasına rağmen pervasızca birtakım tariflerinin de ülkemiz adına yine büyük bir ayıp olduğunu anlattım. Tabii sayın genel başkanımızı ve diğer genel başkanları da ziyaretimizde, bu meselenin şu anda var olan ilk Anayasa maddesi değil, ama daha sonra oluşan kanun maddesi ve kanun hükmünde kararname maddeleriyle beraber yaratılan, gerçekten kötü bir tasarımla oluşan maddede doğan boşlukla beraber, iki dudak arasında, tabiri caizse süreç işletilmekte.

Kayyum ataması olabilir. Bazı hallerde, belediye başkanlıkları görevden alınabilirler. Ama sonraki uygulamalar daha da kötü. Bir meclis var ortada, ama meclisin hükmü yok. Meclis, kendi içinden başkan ya da başkan vekili seçebilir. Kanunda bunun yeri var. Ama bırakın seçmeyi, meclis üyeleri belediye binasına giremiyor. Ve bu konuyu da normalmiş gibi; kamunun bürokratları, mülki amirleri, ne yazık ki tabiri caizse barikatlarla, polisle, belediyeleri sararak, izole ederek uygulamaya gayret ediyorlar.”

'DÜŞÜLEN DURUM GARABET'

“Düşülen durum, hukuken garabet; çok kötü" ifadesini kullanan İmamoğlu, durumun, adalete inanan, demokrasiye inanan hiç kimsenin kabul edemeyeceği bir durum olduğunu vurguladı.

İmamoğlu, devamında şöyle konuştu: "Bu kapsamda, mutlak Meclis’in bu işe duyarlı olmasını ve bir anayasa maddesi düzenlenmesiyle ilgili, kanun maddesi düzenlenmesiyle ilgili bir sürecin çalışılması gerektiğini, TBB encümenimizde böyle bir görüşün ortaya çıktığını kendileriyle paylaştım. Temelde amacımız; bundan sonra, eğer uygun görürlerse siyasi partilerimiz, TBB’nin hazırlayacağı taslağı onlara da sunarak, onların da hazırladıklarını alarak, bütünleşik bir biçimde bütün partilerin imza attıkları bir şekliyle, bu kanun maddesinin düzenlenmesi ve bu hak savunuculuğunun sadece iki partiye değil, bundan sonra hangi partiye ait belediyeye yapılırsa yapılsın, yerel yönetimcilerin, yerel yönetim demokrasisinin, hukukunun korunması adına bir sağlam sürece erişmesini arzu ettiğimizi ifade ettik. Kendileri de olumlu yaklaşımlarıyla bizleri mutlu ettiler."

İMAMOĞLU: HUKUK MAHKEMEDE Mİ GÖRÜLÜYOR, ANKARA'DA BİR OFİSTE Mİ?

İmamoğlu, gazetecilerden gelen, “Ahmet Özer'in tutukluluğuna bugün bir itiraz yapıldı saat 11.00 gibi. üç gün içerisinde de o itiraza cevap bekleniyordu. Ama yedi saat içinde, jet bir yanıt geldi ve itiraz reddedildi. Hazır kayyum konusunu konuşuyorken, bu itirazın reddedilmesi konusunda, bu hız için ne düşünüyorsunuz” sorusuna şu yanıtı verdi:

"Zaten hukuka dönük süreç işletilmesiyle ilgili kaygılarımızı daha önceki konuşmalarımızda da ilettik. Yani neresini, hangi kısmını anlatayım, bilemiyorum. Şahsımla ilgili kısmı mı anlatayım ya da sadece Prof. Dr. Ahmet Özer'in tutuklanma süreciyle ilgili, daha mahkemeye konu intikal etmeden, daha savcılık iddianamesi çıkmadan atılan manşetleri mi veya daha sonra atanacak kişinin 4-5 önce vali yardımcısı olarak atanmasını mı? Hepsi bir garabet. Yani hukuk mahkemede mi görülüyor, yoksa Ankara'da bir başka ofiste mi yazılıp çiziliyor, başka bir yerde mi bu tarifler yapılıyor noktasında takdiri milletimiz veriyor zaten. Hukuka olan insanların inancının bu kadar yerle bir edilmesi, milletimizin çok büyük oranda mutsuzluğu, huzursuzluğu ve moralsizliğine vesile olmakta. Bugün işte ne yaparsanız yapın, hangi programı uygularsanız uygulayın; enflasyon düşmüyor, yukarıya çıkıyor. Yoksulluk azalmıyor, artıyor. Bütün bu meselelerin özünde bahsettiğimiz, işte tam da hiç incelemeden, irdelemeden, süreci 7 saatte karara bağlama hızı, hukuka dair olan o kötü durumun bir özeti."

ERBAKAN: BAŞKAN, BELEDİYE MECLİSİNCE SEÇİLMELİ

Kayyım atamaları konusunda bir görüşme yaptıklarını söyleyen YRP Genel Başkanı Erbakan da özetle şunları söyledi:

"Biz de kendilerinin (İmamoğlu) bu endişelerine katıldığımızı ve bu yapılan kayyum uygulamalarıyla ilgili, biz de YRP olarak bu uygulamaların uygun olmadığına, hukuki olmadığına, bir haksızlık içerdiğine inandığımızı kendilerine ifade ettik. Bizim YRP olarak söylediğimiz; bir defa bir belediye başkanı, tabii ki bir suç işlerse, bunun bir karşılığı olacaktır. ‘Belediye başkanları hiçbir zaman suç işlemez’ demek doğru bir yaklaşım değildir. Ancak, bir suç işlendiği zaman, onun bir yargı kararıyla, kesin bir hükümle sabit hale gelmesi ve bunun arkasından bu yargı kararı verilip de kesin hüküm ortaya çıktıktan sonra da bu belediye başkanı görevinden alındığı takdirde, orada yine seçilmiş olan, milletin iradesiyle, halkın iradesiyle seçilmiş olan belediye meclis üyelerinin yapacağı bir seçimle bir belediye başkan vekilinin, belediye meclis üyeleri tarafından seçilmesi. Millet iradesine saygı bakımından, hukuka uygunluk bakımından daha uygun olacağını düşünüyoruz" diye konuştu.

'SON DERECE SAKINCALI'

Hatta bununla ilgili, İstanbul milletvekilimiz Doğan Bekin Bey de bir yasa teklifini Meclis’e sundu. Sayın Başkan’ın da ifade ettiği gibi; diğer siyasi partilerin de görüşleri alınarak, TBB hukukçularının da tavsiyeleri, görüşleri alınarak bir ortak zeminde buluşulabilir. Ve hep birlikte, ortak bir teklif olarak da bu sunulabilir. Ama bu 2016’da yapılan, eklenen madde, burada millet iradesine maalesef haksızlık yapıyor, millet iradesini çiğniyor. Ve hukuka aykırı bir yaklaşım oluyor. Bundan sonra da bu doğrultuda yapılacak olan çalışmalara destek olacağımızı kendilerine ifade ettik. Ve burada aslında, özellikle doğu ve güneydoğudaki atılan adımlar, burada DEM Parti’nin daha da güçlenmesine, daha da büyümesine yol açacak adımlar oluyor. Ayrıca malum örgütün de aslında arayıp bulamadığı bir, tabiri caizse malzemeyi de kendilerine vermiş oluyoruz. Onlara da diyorlar ki, ‘Efendim işte görüyorsunuz siyasi yollar bize kapalı. Siyaset yapılmasına müsaade edilmiyor. Öyleyse biz silahlı mücadele yapalım. Gelin siz de dağa çıkın’ demesine fırsat sağlamış oluyoruz. Bu bakımdan da son derece sakıncalı. O nedenle bu kanunun düzenlenmesi, gerekli yasal düzenlemenin yapılması gerektiğine inanıyoruz. Bundan sonra da bu hedef doğrultusunda atılacak olan adımlara da destek olacağımızı ifade ediyoruz." (ANKA)

Öne Çıkanlar