'İstanbul'u Venedik yaptık' demeleri an meselesi'

​​​​​​​HDP Sözcüsü Osman Baydemir “Her an ‘İstanbul’u Venedik yaptık’ diyebilirler” dedi. Erdoğan’ın Demirtaş’a yönelik suçlamalarına ise “İspatlamazsan yalancısın” diye yanıt verdi.

'İstanbul'u Venedik yaptık' demeleri an meselesi'

ANKARA - HDP Grup Toplantısında konuşan, Parti Sözcüsü Osman Baydemir’in de gündeminde İstanbul’daki yağmur felaketi vardı. Baydemir, konuşmasının büyük bir bölümünü HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş’ın yargılanmasına ayırdı. Demirtaş’ın SEGBİS’le Grup Toplantılarına katılma talebini anımsatan Baydemir, TBMM Başkanlığını göreve çağırdı. Demirtaş’ın grup toplantısında özetle şöyle konuştu:

İSTANBUL’DAKİ FELAKET: Bugün bir kez daha, İstanbul’da bir sel felaketi oldu. Bütün yurttaşlarımıza, geçmiş olsun dileklerimi ifade ediyorum. Elbette ki sel önlenemez, bir doğa olayıdır. Ancak 20 yıldır kadim şehir İstanbul’u bu hükümet yönetiyor. En büyük afet hükümet eliyle rant politikalarıyla, çarpık politikalardan kaynaklı olduğunu bir kez daha ifade etmek istiyorum. Neredeyse İstanbul’da sele bakıp "Ya bundan iyi HES projesi çıkar" demeleri an meselesi. "Kanal İstanbul çıkar" demeleri an meselesi. "Bakın işte İstanbul’da Venedik yaptık" demeleri an meselesi. Yalan politikasıyla rant politikasıyla fatura bir kez daha İstanbullu kardeşlerimize kesiliyor.

SURUÇ DAVASI: 20 Temmuz, Suruç Katliamı’nın ikinci yıl dönümü. Tek amacı, kardeş Kürt halkıyla dayanışmak, Kürt çocuklarına oyuncak götürmek olan Suruç’ta bulunan 33 can, AKP-IŞİD ortak zihniyetiyle katledildi. Bir kez daha hayatını yitiren 33 cana, 33 fidana Rabbimden rahmet diliyorum. Mekanları cennet olsun. Ailelerine başsağlığı dileklerimi iletiyorum. Bu dosyada Ankara Gar Katliamı patlamasının tek sanığı Suruç Katliamı’nın da sanığıdır. Onun ötesinde bu saldırıyı planlayanlar, saldırganları koruyanlara dair tek bir gelişme kat edilmedi. Demek ki bunların zihniyetinde, bunlarım muhakeme gücünde o saldırının mağduru olmak için sadece hayatınızı yitirmiş olmanız gerekiyor. Tıpkı Davutoğlu’na sorulduğunda "elimizde canlı bombacıların listesi var ama onlar harekete geçmeden işlem yapamıyoruz" diyecek kadar gaflet ve dalalet içinde bulunan bir zihniyet.

ERDOĞAN’IN DARBESİ: 15 Temmuz 2016 tarihinde bu ülke bir cunta kalkışmasıyla karşılaştı. Öyle bir cunta kalkışması ki önüne çıkan her şeyi katletmekte sorun görmeyen bir anlayıştı. O cunta kalkışmasına karşı çıkan yüz binler, bugün o cunta kalkışmasına karşı çıkan siyasetler neredeler? Eğer cunta kalkışması hayat bulmuş olsaydı ne gibi bir uygulama, politika bu ülkeyi bekliyor idiyse 12 Eylül Cuntasından da biliyoruz ki başarıya ulaşamayan cunta kalkışmasının devamını AKP Genel Başkanı’nın emriyle hükümet adım adım hayata geçirdi. 20 Temmuz 2016’da OHAL sistemine geçildi. O gün hayatını yitiren 250 insanın anısına da en büyük ihanettir OHAL rejimi.

DARBECİLERDEN NE FARKLARI VAR: Eğer darbe gerçekleşseydi, eşbaşkanlarımız yine cezaevinde olacaktı. Peki 20 Temmuz OHAL darbesinin, apoletli darbecilerden ne farkı var? Darbe kimden gelirse gelsin lanetliyoruz, darbe kimin işine yararsa yarasın lanetliyoruz. Darbe ister apoletliden gelsin ister kravatlıdan gelsin. Her ikisinin de aynı sonuca yol açtığı açıktır. Apoletli darbenin de kravatlı darbenin de ikisinin de canı cehenneme.

GÜLEN’İN GELMESİNİ İSTEMİYORLAR: Darbenin siyasi ayağı nerede? Henüz yanıtlanmamış onlarca soru var. Çıkmış AKP Genel Başkanı, her fırsatta Fethullah Gülen’i suçluyor. Peki, sen Fethullah Gülen’in bu ülkeye gerçekten gelmesini istiyorsan neden her fırsatta asacağım, keseceğim, lime lime doğrayacağım açıklaması yapıyorsun. Sen bilmiyor musun ki ölüm cezasının tartışıldığı bir ülkede iade olmaz. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede iade olmaz. Çok iyi biliyorsun. Bildiğin için böyle konuşuyorsun. Çünkü onun gelmesini yargılanmasını ve konuşmasını istemiyorsun. Niye istemiyorsun biliyor musun? Sen de biliyorsun, Allah da biliyor.

DEMİRTAŞ SEGBİS’LE KATILSIN: Eş Başkanımız Selahattin Demirtaş, SEGBİS’le grup toplantılarına katılmak istediğini TBMM Başkanlığına iletti. Her fırsatta milletin iradesinden bahseden, her fırsatta seçilmiş siyasete darbe yapmak istediler diye Meclisin haysiyeti konusunda 1 gram çabanız olacaksa Eş genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’ın dilekçesinin gereği derhal yerine getirilmelidir. Grup Başkanı, Eş Genel Başkandır. Burada hitap etme hakkı da onundur. Dolayısıyla bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmanın bir yolu da budur. Dolayısıyla bu hukuksuzluğu ortadan kaldırmanın bir yolu da budur. Yok, eğer bu sistem olmazsa AYM önündeki tehdidinizi, şantajını kaldırın, AYM kararını açıklasın.

DEMİRTAŞ’IN YARGILANMASI: Neden Selahattin Demirtaş’ın davası Yasin Börü davası ile birleştirilmek isteniyor? Bu vesileyle kendisine Allah’tan rahmet, ailesine başsağlığı diliyorum. Bu tamamen hukuksuz bir uygulama. Çünkü Selahattin Demirtaş hakkında böylesi bir fezleke yok . Bir milletvekilinin dokunulmazlığının ancak ve ancak kaldırıldığı dosyada yargılaması yapılabilir. Böyle bir dosya yok. Böyle bir suçlama yok, mahkeme bu dosyayla birleştirmek istiyor. İkinci Ağır Ceza Mahkemesi hayır diyor, çünkü böyle bir fezleke yok diyor.Israrının sebebi açığa çıkıyor. Erdoğan, Eş Genel Başkanımız Selahattin Demirtaş’a ilişkin "53 kürt kardeşimin ölümünden sorumludur. Selahattin Demirtaş teröristtir" ithamında bulunuyor. Anlaşıldı ki Mahkeme bu kanunsuzluk ile kalkışmış? Erdoğan’ın talimatı olduğu bu vesileyle bir kez daha açığa çıkmış oluyor.

YALANCISIN: Eğer ki gerçekten o 53 kişinin bir tanesinin hayatını yitirmesinde HDP’nin, Selahattin Demirtaş’ın miskali zerre kadar dahiliyeti varsa ve sen bunun delilini ortaya koymazsan en büyük siyasi yalancı sensin. Cezaevine konulmuş muhatabın, rakibin, için rahat etmiyor, meydanı da boş bulmuşsun, salladıkça sallıyorsun.

erdoğan Osman Baydemir HDP Grup Toplantısı Suruç Davası