‘İzmir saldırısını düzenleyen katil eğitilmiş, devletin çeşitli görevlerinde bulunmuş biridir’
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Halkların Demokratik Partisi (HDP) İl binasına düzenlenen saldırı sonucu bir kişi yaşamını yitirdi. Yaşanan saldırıya ilişkin Artı Gerçek’e konuşan HDP Grup Başkan vekili Saruhan Oluç, böyle bir saldırı beklemediklerini belirterek, "Türkiye’de yaşanan ortamı ve iktidarın kullandığı kutuplaştırıcı dili ayrıştırıcı nefret dilini izliyoruz. Tabi ki bunun toplumda yansımaları da oluyor. Ama doğrudan İzmir’de yaşanan böyle bir saldırıyı da beklemiyorduk. Çok ağır bir sonuç bizim açımızdan. Kaybettiğimiz genç arkadaşımız bizi üzdü" dedi.
‘KESİNLİKLE PLANLANMIŞ BİR SALDIRIDIR’
Saldırı saatine gelen süreçte bir toplantı düzenleneceğini ancak belli nedenlerden dolayı ertelendiğini söyleyen Oluç, olayı gerçekleştiren saldırganın çok daha fazla insanın canına kast etmeyi planladığını belirtti. Oluç, cinayeti gerçekleştiren kişinin ifadelerini de hatırlatarak, "Saldırgan ifadesinde başkalarını da gördüğünde öldüreceğini söylemiş. Kesinlikle bu planlanmış bir saldırıdır. Asla öfkelendim ve oraya gittim gibi bir durum da değildir" dedi.
İzmir Valiliğinin yaptığı açıklamayı ‘rezalet’ olarak tanımlayan Oluç sözlerine şöyle devam etti:
"Devlet çalışanı olduğunu iddia eden bir valinin o koltukta oturup da bu kadar berbat, pespaye bir açıklama yapması utanç vericidir. Ve valiliğin işi örtmeye yönelik çok açık bir açıklamadır bu. Katilin sosyal medya paylaşımlarından da gördüğümüz gibi eğitilmiş bir katildir. Devletin çeşitli görevlerinde bulunmuş biridir. Görevli olarak Suriye’ye gönderilmiş bir kişidir. Nerede, nasıl eğitildiğini ebetteki şu an bilmiyoruz ama öğreneceğiz. Çeşitli iddialar var. Sonuç olarak devletin içinde eğitilmiş, görevlendirilmiş bir kişi planlanmış bir olaydır. Bu planlanmış saldırının sonucunda da genç bir arkadaşımızı yitirdik. Çok üzgün ve öfkeliyiz. Ama bunu büyük bir provokasyon olduğunu düşünüyoruz. Çok ağır bir saldırı olduğunu düşünüyoruz. Ebetteki buna karşı hem hukuki hem de demokrasi alandaki politik mücadelemizi sürdüreceğiz."
‘YAŞANANLARIN SİYASİ SORUMLUSU İKTİDARDIR’
Türkiye’de son dönemde gerçekleşen saldırıların sadece HDP’ye yönelik olmadığını muhalefete de dönük saldırıların yaşandığını söyleyen Oluç, ancak HDP’nin her dönemde saldırıların başında olan parti olduğunu söyledi. Oluç, "Türkiye’de iktidarın yarattığı nefret söylemleri ve politikaları bu ortamı sağlıyor. Geçtiğimiz günlerde AKP Genel Başkanının ‘bu daha iyi günleriniz’ sözlerini unutmadık. Bu durum zaten toplumda gerginlik yaratıyor. Bu iktidar söylemi siyaseti bir rekabet değil, bir düşmanlık olarak görüyor. Yaşananların siyasi sorumlusu iktidardır" dedi.
‘SALDIRILAR TÜM MUHALEFETİ HEDEFLİYOR’
Saldırı sonrasında meclis ve meclis dışı çok fazla kesimin protesto ettiğini söyleyen Oluç, "Bütün insanlar saldırının sadece HDP’ye yönelik olmadığını gördü. Evet bugün bu saldırı HDP’ye yapıldı ama aslında bu saldırı Türkiye’deki toplumsal ve siyasal muhalefeti hedefliyor. Daha büyüğü Türkiye’de hukuk, demokrasi gibi her türlü alanı hedefleyen bir saldırıdır. Nasıl 7 Haziran 1 Kasım arasında bir dönem yaşandıysa ve çok sayıda insan hayatını kaybettiyse yine öyle bir ortamın yaşanmasını istiyorlar. Bu saldırı iktidardaki kimi odakların kendi koltuklarını korumasına yöneliktir. Dolaysıyla bunu planlayan iktidarın içinde bir odak vardır" diye konuştu. Oluç sözlerine şöyle devam etti:
‘İKTİDAR ÇETELEŞMENİN PARÇASI HALİNE GELDİ’
"AKP dahi olmak üzere meclis içinde ve dışında olan bütün siyasi partiler bu saldırıyı kınadılar ancak bir tek iktidarın küçük ortağı bu saldırıyı kınamadı. Çünkü saldırganın elinde ağır silahlı fotoğrafları var ve bir eliyle ülkücü işareti yapıyor. İktidarın içindeki çeşitli odaklar, çeşitli çeteler ortaya çıktı. Bu çeteleşmelerin sadece finansman ve mali alanda çeteleşmediklerin görüyoruz. Uyuşturucu, silah kaçakçılığı, silah ticareti, petrol ticareti her türlü alanda bir çeteleşmenin olduğu ve iktidarın içindeki kimi odakların bu çeteleşmenin parçası haline geldiğini görüyoruz. Günlerdir çeşitli açıklamalar ortaya atılıyo ancak ne yargı ne de iktidar kılını kımıldatmıyor. Bütün bunlar olurken Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı kılını kımıldatmıyor ama HDP’ye kapatma açıyor. İşte bunlar nefret ortamının devam ettiğini göstergesidir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’nın elimizden geleni yaparak bir iddianame hazırladık demesi aslında HDP’yi demokratik siyasetten, yargı yoluyla tavsiye etmek için adım atması bu saldırıların önünü açıyor."
‘ÜLKEYİ KARIŞTIRMAK İÇİN ATILMIŞ ADIMDIR’
İzmir’de il binasında gerçekleşen saldırıyı Kobanê Davasını takip ederken öğrendiğini söyleyen Oluç, "Burada yargılanan tüm arkadaşlarımız demokratik siyasetten tasviye edilmek için yargılanıyorlar. Ortada hiçbir suç yok. Tamamen uyduruk bir iddianame, kurulmuş tiyatro mahkemesinde arkadaşlarımız yargılanıyor ve ceza alacaklar. Hazırlanmış bir senaryo var ortada. İşte nasıl 6-8 Ekim Kobanê iddianamesi ve mahkemesi bu saldırıların zemini hazırlıyorsa, bu nefret dili de bu saldırıya zemin hazırlıyor. Bu yüzden HDP’yi demokratik siyasetten tasviye etmek için bu ülkeyi karıştırmak için atılmış adımlardır diyoruz" dedi.
‘ÖFKEMİZE YENİLMEYECEĞİZ’
Demokratik siyasette kararlı duruşlarına devam edeceklerini söyleyen Oluç, adalet, hukuk ve eşitlik mücadelesine devam edeceklerini söyledi. Oluç sözlerini şöyle sürdürdü:
"Demokrasi mücadelemizden asla uzaklaşmayacağız. Ama öfkemiz büyük. Ve demokratik siyaset alanında kalarak bu mücadele de bu hukuksuzlukların bu saldırıların mutlaka demokrasi ve hukuk içinde soracağız. Bu konuda çok kararlıyız. 7 Haziran seçimlerinden iki önce Diyarbakır’daki mitingimize IŞİD aracılığı ile bomba koyanlara sesleniyorum; Siz o bombayı koydunuz ama HDP güçlenerek seçimden çıktı. Seçimlerinde 80 milletvekili yüzde 13 oy aldı. Siz bugün saldırarak HDP’yi demokratik siyasetten tasviye edebileceğinizi düşünmeyin. Saldırarak bu halka diz çöktürebileceğinizi düşünmeyin. Kürt halkı asla diz çökmedi, öyle bir geleneği yoktur. Kürt halkı ve Türkiye demokrasi güçleri her zaman barış ve demokrasi için elini uzatmıştır. Sorunları konuşarak, müzakere ederek çözelim demiştir. Bizde HDP olarak bunu söylüyoruz. Şunu bilin ki biz elimizi uzatmayı biliyoruz. Barış yapmak için el sıkışmayı biliyoruz. Asla demokratik siyasetten taviz vermeyeceğiz ve bu mücadelemizi sürdüreceğiz. Evet, bu tür saldırılar ile bedel ödüyoruz, insanlarımız hayatını kaybediyor. Bugün hayatını kaybeden pırıl pırıl ismini Deniz Gezmiş’ten alan arkadaşımız hayatını kaybetti. Çok üzgün ve çok öfkeliyiz. Ama öfkemize yenilmeyeceğiz. Aklımızla politikalarımızla, doğru siyasetimiz ile bu çetelere, bu Kürt düşmanlarına, bu demokrasi düşmanlarına gereken cevabı demokratik siyaset ve hukuk yoluyla mutlaka cevap vereceğiz."