Kent uzlaşısı adayı Prof. Dr. Ahmet Özer: Esenyurt'ta demografik değişimden değil, şişmeden bahsedebiliriz

CHP'den Esenyurt'ta kent uzlaşısı adayı olan Prof. Dr. Ahmet Özer, Esenyurt hakkında Artı TV'ye değerlendirmede bulundu. Prof. Dr. Özer, "Esenyurt'ta demografik değişimden değil, şişmeden bahsedebiliriz" ifadelerini kullandı.

Artı Gerçek - CHP'den Esenyurt'ta kent uzlaşısı adayı Prof. Dr. Ahmet Özer, Artı TV'de Aday Ekranı programına konuk oldu. Prof. Dr. Özer Esenyurt hakkıında değerlendirmede bulunarak "Esenyurt, 1989 yılında beldeydi. Küçük bir belde olarak kurulmuş, o zaman nüfusu 50 bin. Düşünü yani 30-35 yıl içerisinde 50 binden 1,5 milyona yükselen bir şey. Bu dramatik bir yükseliştir. Avrupa’da bir şehrin nüfusu 300 ile 500 yıl içerisinde ancak ikiye katlanabiliyor. Burada 30-40 yıl içerisinde 50 binden 1 milyona resmi 1,5 milyon da gayrı resmi bir nüfusa… Dolayısıyla burada bir nüfus açısından demografik bir değişmeden bahsedemiyoruz. Demografik şişmeden bahsedebiliriz" ifadelerini kullandı.

"Türkiye'nin doğru dürüst bir kentleşme politikası olmadığı için meydana gelen kentleşme çok çarpık" ifadelerini kullanan Prof. Dr. Özer, kentleşmenin üç boyutlu bir değişim içerdiğini belirtti. Özer değişimi şu ifadelerle açıkladı:

"Biri demografik değişmedir. Diğeri ekonomik değişmedir. Üçüncüsü de soyo-kültürel değişmedir. Bu üçü bir arada olursa orada kentleşmeden bahsedebiliriz. Biri eksikse bahsedemeyiz. İkisi eksikse zaten durum fecidir."

Özer şu ifadeleri kullandı:

"Her kesimden insanın bulunduğu bir yer. Fakat Türkiye’nin doğru dürüst bir kent politikası, kentleşme politikası olmadığı için her şeyi kendi haline bıraktığı için, meydana gelen kentleşme maalesef çok çarpık oluyor. Kentleşme dediğimiz şey üç boyutlu bir değişmeyi içerir. Biri demografik değişmedir. Diğeri ekonomik değişmedir. Üçüncüsü de soyo-kültürel değişmedir. Bu üçü bir arada olursa orada kentleşmeden bahsedebiliriz. Biri eksikse bahsedemeyiz. İkisi eksikse zaten durum fecidir. Şimdi Esenyurt’a bir göç olmuş, kısa süre içinde. Esenyurt, 1989 yılında beldeydi. Küçük bir belde olarak kurulmuş, o zaman nüfusu 50 bin. Düşünü yani 30-35 yıl içerisinde 50 binden 1,5 milyona yükselen bir şey. Bu dramatik bir yükseliştir. Avrupa’da bir şehrin nüfusu 300 ile 500 yıl içerisinde ancak ikiye katlanabiliyor. Burada 30-40 yıl içerisinde 50 binden 1 milyona resmi 1,5 milyon da gayrı resmi bir nüfusa… Dolayısıyla burada bir nüfus açısından demografik bir değişmeden bahsedemiyoruz. Demografik şişmeden bahsedebiliriz. Yani genel nüfusun dönüşmediği, kentleşmediği, kentin varoşlarında biriktiği ve en önemlisi de kentin olanaklarından faydalanamadığı gibi genel idare hükümetler de oradaki insanların beslenme, barınma, bürünme ihtiyaçlarını karşılamamışlar. Diyelim ki insanlar kendi köylerinde yaşarlarken orada devletin sorumluluğu altında oluyorlar. Ama göç edip bir şehre geldiğinde birden bire o merkezi idarenin sorumluluğundan çıkıp yerel yönetimlerin, belediyelerin sorumluluğu altına giriyorlar. Merkezi hükümetler de maalesef buna uygun kaynak aktarımını gerçekleştirmiyor." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar