Kılıçdaroğlu: Vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri

Kemal Kılıçdaroğlu, grup toplantısında yolsuzluklarla ilgili sert konuştu: "Vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri. Seçim ertesi telefonları acı acı çalacak, telefonların ucunda bir ses duyacaklar; 'Ben Kemal, geliyorum.'"

Artı Gerçek - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu grup konuşmasında gündemi yolsuzluk ve 'tek adam rejimi' oldu. "Arsız ve hırsıza muamelemiz açıktır" diyen Kılıçdaroğlu, "Vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri" dedi. Kılıçdaroğlu konuşmasında Cüneyt Arkın'ın 'Komiser Kemal' karakteriyle başrolünde oynadığı 'Hınç' filmine atıfta bulundu. Komiser Kemal'in intikam alacağını kişilere kullandığı, 'Ben Kemal, geliyorum' repliğine yer veren Kılıçdaroğlu konuşmasını, "Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak, açtıkları telefonların ucunda bir ses duyacaklar, 'Ben Kemal, geliyorum'" diye bitirdi.

İktidara geldiklerinde devlet hazinesini çetelerden temizleme sözünü tekrarlayan Kılıçdaroğlu,"Çeteleri temizleme, devlet hazinesinden sülükleri temizleme operasyonum başlamadan önce Ankara'ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı 'Çetemetre' olacak!" dedi.

Yaşanan sıkıntılardan iktidarı sorumlu tutan CHP Lideri "Bu rejim yani tek adam sistemi Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur" dedi.

Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

"Türkiye artık şunu bilmeli, ayrışmayacağız, inadına kucaklaşacağız. Kavga etmeyeceğiz, inadına barışacağız. Bu güzel ülkemize huzuru ne olursa olsun mutlaka ama mutlaka getireceğiz.

Türkiye'nin her tarafından sorunlar geliyor. Bütün mesele her soruna akılcı çözümler üretmektir. Kendi içinde barışık bir toplumu inşa etmiş olursunuz. Hedefimiz, kendi içinde barışık, sorunları olmayan, akılcı politikalarla çözen bir siyaset anlayışı. Bu siyaset anlayışını Türkiye'ye getireceğiz. Nasıl? Altı lider bir aradayız. Birlikte mücadele ediyoruz, demokrasiyi savunuyoruz. Var olan sorunlara akılcı politikalarla çözüm üreteceğiz.

'KAPALI CEZAEVİNDEN AÇIK CEZAEVİNE HOŞ GELDİN'

Sibel Tekin, belgesel çekti diye tutuklanmıştı. Adli kontrol şartıyla tahliye edilmiş, güzel bir haber. Sevgili Sibel'e şunu söyleyelim. Kapalı cezaevinden açık cezaevine hoş geldin. Türkiye'yi bir cezaevi olmaktan kesinlikle kurtaracağız.

Akaryakıt bayileri.. Arabamıza yakıt alırken bunlar çok kazanıyor diye içimizden geçirmiş olabiliriz. Aslında büyük kısmı zarar etmeye başladı. 7 ayda kapanan bayi sayısı 412. Eğer küçük bir market olmasa tümüyle zarar edecekler. 100 binin üzerinde kişi çalışıyor burada. Nasıl olur da bunun farkına varmıyorlar? 3,5 ay sonra bütün sorunlar çözülecek. Alın teri döken herkesin kazandığı güzel bir ülkeyi inşa edeceğiz. Avantadan para kazananlar değil, alın teri dökenlerin kazandığı bir Türkiye'yi inşa edeceğiz.

'TEK ADAM SİSTEMİ TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ İÇİN BİR BEKA SORUNUDUR'

Tek adam rejimi inşa edildiğinde Türkiye'nin bütün sorunlarını en kısa sürede çözeceğiz dediler. Meydan meydan gezdiler. Valileri, kaymakamları gezdi. Erdoğan geldi oturdu. Tek adam rejiminin faturası hepimizin önünde duruyor. Bu rejim yani tek adam sistemi Türkiye Cumhuriyeti Devleti için bir beka sorunudur.

Benim görevim hiçbir asgari ücretlinin açlık sınırının altında kalmayacağı bir düzeni inşa etmektir. Türkiye buradan çıkmak zorundadır.

Türk Lirası değer kaybettiğinde dış ticaret açığı azalacak, cari fazla vereceğiz diyorlardı. 4 yıl içinde cari açık 4 kat arttı. Söylediklerinin tam tersi oldu. Tek adam rejiminin bütün teorileri çökmüş durumda. Biz ayağa kaldıracağız.

Rusya Ukrayna savaşından sonra doğalgaz fiyatları yüzde 80 düştü. Dünyada ucuzladı. Erdoğan hiç ses çıkarmıyordu. Sanıyordu ki Bay Kemal'in dünyadaki gelişmelerden haberi yok! Hemen söyledim, haberim var. Doğalgaz fiyatları yüzde 80 düştü sen niye düşürmüyorsun dedim. Hemen harekete geçtiler. Sadece sanayiciler ve doğalgaz santralleri için düşürdüler, az düşürdüler ama. Konutlarda iş yerlerinde yok. Oralarda düşürmediler. Kışın en ağır geçtiği mevsimin en derinden hissedildiği Erzurum Kars gibi kentlerimiz var. Doğalgaz fiyatını neden düşürmüyorsun kardeşim. Sen de yüzde 80 ucuz alıyorsun, neden milletin sırtına bunu yıkıyorsun! Bu adaletsiz bir vergi, çözümünü istiyoruz! Umuyoruz konutlarda, iş yerlerinde doğalgaz fiyatını düşürmüş olurlar.

Allah nasip eder iktidar olduğumuzda göreceksiniz, hiçbir evin ne doğalgazı ne elektriği ne suyu kesilecek! Sosyal devlet onların yanında ve hizmetinde olacak.

Asgari ücrete büyük zamlar yaptılar sözde. Bu zammın enflasyonla eriyeceğini tahmin ediyorduk ama bu kadar hızlı eriyeceğini düşünmemiştik. Asgari ücret 8 bin 500 lira. 4 kişilik ailenin gıda, konut, giyim, sağlık, ulaşım, kültür fiyatları toplanıyor ve asgari ücret belirleniyor. Asgari ücret alanların sayısı 5 milyon 400 bin kişi. Onlar şu anda açlık sınırının altında maaş alıyor. Türk İş'in belirlediği açlık sınırının altında kaldı bu asgari ücret. Alın terinin bu kadar ucuzlatıldığı, insanların açlık sınırının altında maaş almaya mahkum edildiği bir tek adam rejimi var. Benim görevim iktidar olduğumuzda hiçbir asgari ücretlinin açlık sınırının altında maaş almayacağı bir düzeni inşa etmektir!

'NACİ, KAYYIM DÜZENİNE SON VERDİĞİMİZDE GÖRECEKTİR'

Zorba iktidarlar korkaktır. Zulmederek ben güçlüyüm demek ister. Boğaziçi'ne kayyım atandı. Niye atanır? Bir süre kaldı, dayanamadı ayrıldı. Bu sefer kendi içlerinden kayyım çıkardılar. Okulun içinden çıkan kişi bir Brütüs aslında. Boğaziçi Üniversitesi sıradan bir üniversite değildir. Dünyanın en önemli ve en saygın üniversitelerinden biriydi. Brütüs Naci hocaları kovdu, dünya biliminin saygı duyduğu bilim insanlarını attılar. Öğrencileri dövdürdüler, bazılarını hapse attırdılar, kulüplerini kapattılar, okul 200 sıra geriye düştü dünyada. Şimdi de okul mezunlarının kendi paralarıyla yaptığı binaya el koydu. Zorbalık yaptı. Buradan Naci'ye sesleniyorum; zulümden, adaletsizlikten, baskıdan hoşlanmam. Bunu yapanları da asla ve asla affetmem! Naci, kayyım düzenine son verdiğimizde görecektir 'geliyor gelmekte olan'ın ne anlama geldiğini.

'TÜRKİYE'NİN GELECEĞİ AYDINLIKTIR, KİMSE ENDİŞE ETMESİN'

Ortak Politikalar Mutabakat Metni, demokrasi tarihinde bir ilktir. 6 lider bir araya geldik ve devlet için bir beka sorunu haline gelen tek adam rejimini değiştirip bu ülkeye demokrasiyi getirmek için bir araya geldik. Cumhuriyet tarihinde 6 lider bir araya gelip 2300'ün üzerinde var olan sorunlara tek tek çözüm üretiyorsa ve bunu oy birliği ile yapıyorsa Türkiye'nin geleceği aydınlıktır, kimse endişe etmesin.

Yolsuzluklara karşı mücadele, işsizliği giderme konusunda politikalar, Türkiye'nin saygınlığını koruyacak dış politikanın nasıl olması gerektiği burada var. Teknolojiyi, bilgiyi nasıl yürüteceğiz, çalınan paraları nasıl alacağız burada var. Devleti yeniden inşa edeceğiz. Altı benzemez bunlar, bir araya gelemezler, kavga ederler diyorlardı. Ya arkadaş, siz bir aradasınız, hiç bir araya gelip önlerinde kağıtlar, şu memleketin sorununu nasıl çözeriz diye düşündüler mi! Bu memlekette yolsuzluk, hırsızlık var. Bir cümle kurdular mı!

9 başlık, 2300'ün üzerinde vaadimiz var. Oy birliği ile alındı bu kararlar. Tarihimizde bir ilktir. Bütün demokrasi tarihini yazacak olan hocalar bu kitaba atıf yapmadan yazamayacaklardır.

Biz önyargılarımızla değil, aklımızla hareket ederek sorunları çözmeye çalışıyoruz. Biz onlar gibi değiliz, onlar malı götürüyorlar. Biz herkesin hakkını ve hukukunu teslim etmek için mücadele ediyoruz. Biz dolu hapishaneleri değil, hapishanelerinde kimsenin olmadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz. Herkesin huzur içinde yaşadığı bir Türkiye inşa etmek istiyoruz.

İlk yapacağımız iş, durum ve hasar tespit komisyonu kuracağız, burada var. Memleketin hangi halde olduğunu uzmanlar araştıracak, altı liderin önüne koyacak. Bilgiye dayalı karar almak zorundasınız.

Strateji ve planlama teşkilatı kuracağız. Plansız, programsız devlet olmaz. Uzmanlar strateji ve planlama teşkilatında görev alacak.

MB'nin bağımsızlığını sağlayacağız. Ekonomik ve sosyal konsey çalışacak. Var olan sorunları, sorunu yaşayanlardan dinleyeceğiz. Biz o sorunu çözmek için çaba harcayacağız.

Bütçe disiplininin sağlayacağız. Kamu ihaleleri şeffaf olacak.

Devlet kimsenin babasının malı olmayacak artık!

Şunu hayata geçirdiğimizde göreceksiniz, Türkiye'de her şey çok kısa sürede düzelecek.

'SİLAHLARIN GÖLGESİNDE SİYASET YAPMAK ZORUNDA KALACAĞIMI BİLİYORDUM'

Bir konuda en başından beri çok açık ve net konuşuyorum: Bu 5'li çetelerin proje kisvesi altında devlet hazinesinden fazlasıyla götürdükleri paraları, malları onlardan tahsil edeceğim sözünü verdim. Çünkü o paralar bu ülkenin doğmamış bebeklerinin parasıdır. Bu çetelerle bu savaşı ilan etmeden önce dost meclislerinde çok uyarıldım. Aman başkan, onlarla uğraşırsan o devasa para da seninle uğraşır diye uyardılar. Mafyası var, paramiler grupları var, derinleri var aman başkan diyen insanlarla bir araya geldim. Samimi olarak uyarıyorlardı. Bütün bunları bilerek ve düşünerek yola çıktım ben. Ben bilmiyor muydum bunu söylediğimde bu sürecin ne kadar kirli hale geleceğini. Her türlü karalama kampanyalarının yapılacağını... Silahların gölgesinde siyaset yapmak zorunda kalacağımı bilmiyor muydum... Elbette biliyordum.

Talep ettiklerinde görüşmeyi kabul edersem bu kirli düzenin hedefi olmayacağımı da iyi biliyordum. Halkımın şunu iyi bilmesi gerekiyor, bu çetelerin bir kısmı, saray iktidarından, Erdoğan'dan da önce vardı. O zaman da devletin içindelerdi. Her gelen iktidarla hizalanmış bunlar. Bir şeyler değişmiş ama bunlar hep sistemin içinde kalmış. Derinlere de yedirmişler, mafyaya da yedirmişler. Öyle ya, hazineyi kolay kolay soydurmazlar adama! Bunlar, nasıl insan satın alınacağı konusunda uzmanlaşmış durumdalar.

Görüşseydim, bir Erdoğan gidecekti, yeni bir Erdoğan gelecekti, halkımız sefalet içinde kalacaktı.

'BEN KORKTUM MU! VIZ GELİR, TIRIS GİDER'

Asıl panik ne zaman başladı biliyor musunuz? Partimizin uzman ekipleri, hazineden çalınan paraların peşine düştüğü an. O raporlar geldiğinde paniğe kapıldılar. Devletin hazinesinden çalınan paranın toplamının 418 milyar dolar olduğunu saptayınca karalama kampanyaları ve suikast tehditleri gelmeye başladı. Ben korktum mu! Vız gelir, tırıs gider, Bay Kemal asla ve asla geri adım atmaz! Kaya gibiyiz, sır gibiyiz, yiğit gibiyiz, asla geri adım atmayacağız! Her şeyleriyle gelsinler, bir milim geri adım atmayacağız.

Sayıştaya ve onurlu denetçilerine seslenmek istiyorum. Meclisin bütçesini denetleyen Sayıştaydır çünkü. İktidara geldiğimizde o raporlarınızda 418 milyar doları görmezsem, görevinizi yerine getirmemişsiniz demektir! Milletimin önünde açıkça ifade ediyorum, raporda görmezsem yakarım sizleri! 3,5 ay sonra iktidara geldiğimizde kendi raporlarımızı sizin raporlarınızla karşılaştıracağım. Kim görevini yapmış kim yapmamış göreceğiz. Sayıştaya son bir şans vermek için onlardan randevu talep edeceğim ve baş başa ayrıntılı konuşacağım.

'BEN KEMAL, GELİYORUM'

Son bir Bay Kemal uyarısı yapmak istiyorum; beytülmale dokunan yanacaktır!

Halkıma bir taahhütte bulunmak istiyorum: Çeteleri temizleme, devlet hazinesinden sülükleri temizleme operasyonum başlamadan önce Ankara'ya dev bir dijital pano kurduracağım. Adı çetemetre olacak! Halktan çalınan ve geri alınan her doları görecekler bu panoda. 418 milyar doları burada görünceye kadar asla durmayacağım! Onların Türkiye'deki mal varlıkları, yurt dışına kaçırdıkları, ailelerine transfer ettirdikleri her kuruşun peşine düşeceğim.

Benim helalleşeceğim, haksızlık yapılanlardır. Kimse haksızlık yapıldıysa onunla oturup helalleşeceğim. Roboski ile Ali İsmail Korkmaz'ın ailesi ile Soma ile başı kapalı kızlarımıza haksızlık yapıldığı için, biz o dönemde suskun kaldığımızdan dolayı onlarla da helalleşeceğiz. Liste uzun.

Bizim arsız ve hırsıza muamelemiz açıktır; vuracağız neşteri, alacağız devlet malını geri. Seçimin ertesi gününde onların telefonları acı acı çalacak, açtıkları telefonların ucunda bir ses duyacaklar, 'Ben Kemal, geliyorum.'"

Öne Çıkanlar