Kulis: DEVA Partisi'ne göre Davutoğlu Suriye konusunda 6'lı masanın çizgisine yaklaşacak
Seda TAŞKIN
+GERÇEK- Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi ‘Sığınmacı Sorununun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi Eylem Planı’nı açıkladı.
DEVA Partisi, özellikle Suriyeli göçmenlerle ilgili tavrını bugün açıkladığı eylem planı ile deklare ederken bir taraftan da 6'lı masadaki ortaklarından olan, iktidarın Suriye politikalarının mimarı eski Dışişleri Bakanı ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun tutumunu da değerlendiriyor.
'GELECEK PARTİSİ, SURİYE KONUSUNDA 6'LI MASA İLE AYNI ÇİZGİYE YAKLAŞACAK'
Davutoğlu'nun genel başkanı olduğu Gelecek Partisi'nin yarın göç raporunu açıklayacağına dikkat çeken DEVA Partili yetkililere göre, 6'lı masanın diğer üyeleri ile Suriye konusunda görüş ayrılığı yaşayan Gelecek Partisi, diğer ortakları ile aynı çizgiye yaklaşacak.
+Gerçek'e konuşan DEVA Partili yetkililer, "Gelecek Partisi de yarın göç raporunu açıklayacak. Biz bu raporda Esad ile diyalog kurulmasına yönelik mesajların yer alacağına inanıyoruz. Çünkü her ne kadar Ahmet Davutoğlu kendi görüşünü savunsa da 6’lı masada ortak bir zeminde buluşmak zorundayız. Bu nedenle Gelecek Partisi de ılımlı bir yol izleyerek, ortak politika üretme konusuna katkıda bulunacaktır" şeklinde konuştu.
‘DERDİMİZ PRİM YAPMAK DEĞİL, SORUN ÇÖZMEK'
Peki DEVA Partisi'nin eylem planında neler var? Detayları, partinin Hukuk ve Adalet Politikaları Başkanı Mustafa Yeneroğlu ve Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Emekli Büyükelçi Abdurrahman Bilgiç'in de yer aldığı basın toplantısında genel başkan Ali babacan açıkladı. Babacan, Bugüne kadar 11 eylem planını kamuoyuna açıkladıklarını belirterek, "Seçimden sonra 90 ve 360 gün içerisinde bu planlarımızı hayata geçireceğiz" dedi.
"Derdimiz göç sorunu üzerinden prim yapmak değil, bu sorunu çözmektir." diyen babacak "Meseleyi üç başlıkta ele alıyoruz; Güçlü kurumsal yapı, güvenli sınırlar, gerçekçi geri dönüş" şeklinde konuştu. Göç konusunda hukuk devleti pusulasından şaşmayacağız diyen Babacan, "Nefret söylemlerine de pabuç bırakmayacağız. Kirli dil sahiplerinin, toplumu göçmenlere karşı kışkırtmasına da karşı duracağız" dedi. Babacan sözlerine şöyle devam etti:
"Bu sahte ikilemde, evrensel insan hakları anlayışı ile ülkemizin güvenlik ihtiyacı yarıştırılıyor. Oysa öyle değil. Biz önce bu dar kalıpları aşmak zorundayız. Biz, ülkemizin güvenlik ihtiyacını, insan haklarını gözeterek karşılayabilecek bir birikime sahibiz."
"Düzensiz göçmenleri kendi ülkelerine veya Türkiye’ye giriş yaptıkları sınır komşumuza sınır dışı edeceğiz. Başka bir kimlikle ülkemize girmek isteyen düzensiz göçmenleri ise biyometrik kayıtlarla tespit edip engelleyeceğiz" diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Suriye’de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz."
‘GEÇİCİ KORUMA ALTINDA OLANLARA VATANDAŞLIK BAŞVURU HAKKI YOK’
"Öldürülme, işkence, insanlık dışı onur kırıcı ceza ya da muamele tehdidi altında olmayanların Türkiye’ye rahatlıkla girmesi ve yerleşmesine son vereceğiz diyen Babacan, "Hukuk sistemimizde geçici koruma altındakilerin vatandaşlığa başvuru hakkı yok. Suriyelilere hangi mevzuata göre veriyorsunuz? Kimseye mevzuata aykırı olarak vatandaşlık vermeyeceğiz. Yabancılar için istisnai vatandaşlık koşullarını değiştireceğiz ve daraltacağız" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Vatandaşlığı şu anda Türkiye’ye belli yatırım yapanlara promosyon olarak verilen bir husus altına geldi" ifadelerini kullanan Babacan, Suriyelilere yönelik verilen Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığının hangi mevzuat uyarınca verildiğini sordu ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’a seslendi:
"Suriyeliler vatandaşlık verirken hangi kriterlere göre veriyorsunuz? Neden iki yüz bin verdiniz diğerlerine vermediniz? Buradan bizim milli çıkarımız ne? Aylardır soruyoruz tık yok, açıklayamıyorlar. İstisnai şartlar kanunda yazıyor, yerine geliyor mu gelmiyor mu? Bu vatandaşlık Suriyelilerin geri dönüş motivasyonunu azaltıyor. ‘Bekleyelim belki ben de vatandaşlık alırım’ diyor. Biz kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceğiz. İstisnai vatandaşlığı daraltacağız ve adı üstünde istisnai uygulama hale getireceğiz. Kayıt dışı çalıştırılmalarının ve işyeri açmalarının da önüne geçeceğiz. Ülkemizdeki çalışma barışını yaralayan hukuksuzluğa son vereceğiz. "
‘NEFRET SÖYLEMLERİNE GÖZ YUMMAYACAĞIZ’
Dışişleri ve Güvenlik Politikaları Koordinatörü Abdurrahman Bilgiç ise, "Şu zamana kadar sığınmacı ve düzensiz göç konularında etkisiz kalan Dışişleri Bakanlığı’na merkezi bir rol vereceğiz" dedi. Bilgiç, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Nefret söylemlerine, nefret suçlarına göz yummayacağız. Geri dönüş süreçlerini hukuk çerçevesinde ve insan onuruna yakışır bir şekilde yürüteceğiz. İktidarın şeffaflıktan ve toplumu doğru bilgilendirme yükümlülüğünden uzak tutumu sebebiyle toplumsal huzursuzluğa zemin sağlayan bir ortam ve önyargılar oluşmuştur. Vatandaşlarımıza karşı her zaman şeffaf ve hesap verebilir olacağız" dedi.
Bilgiç konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Düzensiz göçmenlerin tespit edilmesi hâlinde kayıt altına alınmamış düzensiz göçmenlerin en doğru şekilde biyometrik kayıtlarını alarak başka bir kimlikle yeniden ülkeye girme çabalarının önüne geçeceğiz. Ülkeye kaçak giriş yapmış olsa da veya giriş yapamadan engellenmiş olsa da geldiği ülkede bireysel olarak ölüm, işkence, kötü muamele tehdidi altında olduğunu kanıtlayan kişilere uluslararası koruma statüsü başvurusunda bulunma hakkı vereceğiz."
BABACAN'DAN PERİNÇEK VE ETHEM SANCAK YORUMU
Babacan açıklamaların ardından gazetecilerin sorularına yanıtladı. Şam yönetimiyle doğrudan diyalog kuracaklarını söyleyen Babacan’a iktidar cephesinden de Şam yönetimiyle görüşmeyle ilgili mesajlar verildiği, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek ve Ethem Sancak’ın da Suriye’ye gideceğinin ifade edildiği hatırlatıldı. Babacan bunu şu sözlerle değerlendirdi:
"Hükümetin Şam yönetimiyle hangi kademede hangi birimler üzerinden temas arayışı içerisinde olduğunu bilmiyoruz. Birbiriyle tutarsız karmaşık mesajlar geliyor. Bu isimlerin Şam’a gitmesinin anlamı yok. Eğer bunlar hükümet ortağıysa Erdoğan çıksın ‘Doğu Perinçek ortağımdır. Benim adıma oraya gidiyor’ desin. Yok kendi başlarına gidiyorlarsa bu ziyaretin anlamı olmaz. Bizim kastımız hem diplomatlar hem de siyasi pozisyona sahip insanlar arasında görüşme trafiğinin diyaloğunun başlamasıdır."
EYLEM PLANI 3 BAŞLIKTA ELE ALINDI
Hazırlanan eylem planında yapılacaklar 3 başlıkta sıralandı. Bunlardan ilki sığınmacı ve düzensiz göç yönetiminin güçlendirilmesi olacak. Bu kapsamda kurumsal yeterlilik ve koordinasyonun güçlendirilmesi hedeflenirken, dezenformasyonla mücadele edilecek.
Düzensiz göçün engellenmesi başlığı kapsamında da sınır güvenliğinin sağlanması ön görülecek. Diğer yandan sığınma hakkı olmayan düzensiz göçmenler sınır dışı edilecek. Eylem planını kapsamında son başlık ise geçici koruma altındakilerin ülkelere dönmesi olarak açıklandı. Bu doğrultuda da adil külfet paylaşımının sağlanması hedeflenirken, Suriye’de çözümün tarafı olup, geri dönüşlerinde sağlanacağı ifade edildi. Aynı başlık kapsamında istisnai vatandaşlık verilmesi uygulamasının sonlandırılacağı ve kamu düzenine yönelik kuralsızlığın ortadan kaldırılacağı vaat edildi.