Meclis’te ‘güvenlik soruşturması’ tartışması: Türkiye'nin yarısını terörist ilan ediyorsunuz
2020 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Teklifi’nin görüşüldüğü Meclis Genel Kurulu’nda "güvenlik soruşturması" ve "barış akademisyenleri" tartışması yaşandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, söz isteyerek kendisinin de "güvenlik soruşturması" mağduru olduğunu söyledi. Altay, "Benim beş yılımın hesabını kim verecek? Şüphesiz sizin gibi insanlar vermeyecek. Ama herkesi potansiyel terörist gören kafa, gerçekten Türkiye'yi bölen kafa o kafadır. PKK terör örgütünün Türkiye'yi bölmeye gücü yetmez ama senin gibi insanların kafası Türkiye'yi bölmeye yüz kere yeter" dedi.
Binlerce insanın iş kaybına neden olan ve iktidarın kendi kadrosunu yaratma yöntemi olarak eleştirilen "güvenlik soruşturması" uygulamasını MHP İstanbul Milletvekili Feti Yıldız ise savundu.
Yıldız, CHP’nin iptal başvurusunda bulunduğu ve AYM’nin iptal ettiği "güvenlik soruşturması şartı" ile ilgili, "Cumhuriyet Halk Partisi, güvenlik soruşturmasının yapılmasında yasal düzenleme olmadığı kanaatiyle, bunun kanunla düzenleneceği kanaatiyle başvuru yapmıştır. Kendi açılarından haklı görülebilir, ancak, şimdi, kararı incelediğimizde, sonucuna baktığımızda hiç de böyle olmadığı görülecektir. Karşı çıktıkları nedir" dedi.
Tekrar söz alan Altay, ise "‘Ben bunu beğenmiyorum’ yaklaşımı Tayyip Erdoğan'ın yaklaşımıdır; istediği, işine geldiği kararı beğenen, işine gelmediği kararı sorgulayan bir yaklaşımdır. Ancak sanıyorum siz iptal edilen metni görmediniz, görseniz bir hukukçu olarak. Sayın Yıldız bizi terörü arkalamakla itham ediyor, hiçbir arkadaşımız da buradan MHP Grubu’nun yaptığı gibi ayağa kalkmıyor. Ben de diyorum ki, Sayın Yıldız, Türkiye'yi PKK bölmez ama işte, bu kafa böler, sen bölersin. Terörü arkalayan herkese" dedi.
HDP’Lİ KURTULAN: AKP İNSANLIK SUÇU İŞLEDİ, BUNDAN KAÇAMAZ
HDP Grup Başkanvekili Fatma Kurtulan ise Barış Akademisyenleri için şu ifadeleri kullandı: "Barış akademisyenleri uzun zamanlarını, yıllarını eğitime vermiş, belki de burada bulunan milletvekillerinin çocuklarını da eğitmiş akademisyenlerdir, öğretim görevlileridir. Toplumsal bir duyarlılıktan hareket ettiler, barışı istediler, barışı talep ettiler ve bir bildiriye imza attılar. Yargılandılar, sonuçta Anayasa Mahkemesine gittiler ve şu an beraat ediyorlar. Barış akademisyenleri hain değildir, bu devlete ve millete ihanet etmemiş, bu devleti yönetemeyen hükumet aklını eleştirmişlerdir. AKP şunu bilmeli: Kesinlikle, gün gelecek, Silopi'de Taybet Ana’nın cenazesinin günlerce yerde bırakılmasının, Cemile'nin cenazesinin buzdolaplarında muhafaza edilmesinin, tüm vatandaşların evlerinin başlarına yıkılmasının, bodrumlarda insanları öldürmesinin hesabını ödeyecek. Uluslararası ve ulusal mahkemelerde AKP bundan kaçamaz, insanlık suçu işlemiştir. Aynı zamanda, barış akademisyenleri için şunu söylüyoruz: Siz Türkiye'nin yarısını terörist ilan ediyorsunuz. Bundan vazgeçin."
BARIŞ AKADEMİSYENLERİ İÇİN ‘SÖZDE AKADEMİSYENLER’ DEDİ
AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş ise Barış Akademisyenlerini hedef alarak, şu ifadeleri kullandı: "Sözde akademisyenler çıkıp bunu yapan terör örgütüne tek laf etmeyecek, devletin meşru savunma gücünü eleştirecekler, ondan sonra buradan ‘Bu barış bildirisiydi, bunlar barış insanı.’ diyecekler. Eğer onlar barış insanı olsalar devletten önce, devletin operasyonundan önce oradaki teröristlere had bildirirlerdi. Dolayısıyla bizim için bu insanlar sözdedirler, yok hükmündedirler." (MA)