Meclis yarın açılıyor... Temelli: Demokratik entegrasyon yasaları hayata geçmeli
DEM Parti Grup Başkanvekili Temelli, Meclis'in 1 Ekim'de açılacağını hatırlattı ve süreç ile ilgili yapılması gereken düzenlemeleri sıraladı. Temelli, geçen yıl Meclis açılışında yaşananları hatırlattı ve 'Kürt meselesi demokratik çözüme muhtaçtır, adres Meclis'tir' dedi.

Artı Gerçek - Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Grup Başkanvekili Sezai Temelli, Meclis'te güncel gelişmelere ilişkin basın toplantısı düzenledi.
1 Ekim Çarşamba günü gerçekleşecek Meclis'in açılışına ve yeni yasama döneminin önemine dikkat çeken Temelli, 1 Ekim 2024'te Meclis açılışında yaşanan gelişmeleri hatırlattı:
"Türkiye siyasi tarihindeki çok önemli gelişmeleri hep beraber yaşadık. Geçen sene 1 Ekim'de Sayın Devlet Bahçeli'nin uzattığı el önümüzdeki dönem Meclis'in nasıl çalışması gerektiğine dair hepimizi bir zemine davet etti. Biz, bu elin önemli ve kıymetli olduğunu, aslında bugüne kadar sürekli olarak gerilimden çatışmadan beslenen bir siyasetin artık son bulması gerektiğine inanarak o eli kabul ettik ve inisiyatif aldık" ifadelerini kullandı.
Demokratik teamülleri merkezine alan, kuvvetler ayrılığı ilkesine sahip çıkan, denge denetleme mekanizmasını içselleştiren bir Meclis'e hasret duyulduğunu söyleyen Temelli, önümüzdeki dönemde bu hasretin son bulacağına inandığını ifade etti.
'TEKÇİ ANLAYIŞTAN KURTULMA ZAMANI GELMİŞTİR'
Bunu gerçekleştirmek için DEM Parti'nin üzerine düşen bütün sorumlulukla Meclis'te yerini alacağını vurgulayan Temelli, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Müzakereden asla vazgeçmeyen; ama halkların, emekçilerin, kadınların haklarını da en güçlü şekilde savunan bir mücadele kararlılığıyla Meclis'teki yerimizi alacağız. Artık geçmişin o iktidar anlayışından, o tekçi anlayışından kurtulma zamanı gelmiştir. Eğer bunu başarabilirsek bugün Türkiye halklarının ve toplumunun beklediği barış yasalarını hayata geçirebiliriz.
'DİNLEMELERİ ALT KOMİSYON YAPABİLİRDİ'
Komisyon eksiklerine rağmen önemli adımlar attı. Türkiye'de bu meseleye müdahil olan çok geniş bir kesimi dinledi. Daha da dinlemesi gereken kesimler var. Fakat yöntem olarak bunu alt komisyonlar eliyle, farklı komisyonlar eliyle yapabilseydi çok daha etkin, verimli bir çalışma ortaya koyabilirdi.
'KÜRT MESELESİ DEMOKRATİK YÖNTEMLE ÇÖZÜLMELİ'
Bu kadarıyla bile çok önemli bir tablo ortaya çıktı. Nedir o tablo; Komisyona gelen bütün kesimler farklı görüşlere sahip olsalar da, meseleye farklı yönlerden yaklaşmış olsalar da, ortak bir yerde buluştular. Bir mutabakat ortaya çıktı. O da şu: Kürt meselesi demokratik yöntemle çözülmeli. Yani 27 Şubat çağrısının ne denli önemli olduğu bütün kesimlerle teyit etmiştir. Kürt meselesi demokratik çözüme muhtaçtır. Bunun da adresi Meclis'tir.
'DEMOKRATİK ENTEGRASYON YASALARI HAYATA GEÇMELİDİR'
Gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi için Meclis'in bu dönemi iyi değerlendirmesi gerekir. Geç kalmaksızın, zamana yaymaksızın en kısa zamanda ihtiyaç duyulan ve farklı farklı adlandırılan, 'İşte çözüm yasası' diyen var, 'geçiş süreci yasası' diyen var; biz, 'demokratik entegrasyon yasaları diyoruz'; ama adı ne olursa olsun beklenen yasalar hayata geçmelidir.
'İNFAZ KANUNU, TCK VE TMK'DA DÜZENLEME YAPILMALI'
Bugün infaz yasası olarak değerlendirdiğimiz Türk Ceza Kanunu'nda, Terörle Mücadele Kanunu'nda, İnfaz Kanunu'nda yapılması gereken değişikliklerdir. Siyasi tutsaklar hala cezaevlerinde. Hasta tutsaklar hala cezaevlerinde. Bunun en temel nedenlerinden biri mevcut infaz kanunudur. Şimdi beklentimiz bir an önce bu adaletsizliği ortadan kaldıracak infaz kanununu, bu adaletsizlikleri ortadan kaldıracak TCK'daki düzenlemeleri, terörle mücadele kanunundaki düzenlemeleri hayata geçirecek bir yargı paketinin Meclis'e gelmesidir. Bu konuda da gecikmeye mahal yok.
'MECLİS ÖCALAN İLE GÖRÜŞME ZEMİNİ YARATMALIDIR'
Bu yasama yılında önümüzdeki özellikle üç ay için değerlendirirsek; bir taraftan hukuki düzenlemelerin yapılması, silah bırakanların hukuki güvencesi, siyasi hakları ve buna bağlı çatışma süreci boyunca yaşanmış olan mağduriyetlerin ortadan kalkması gerekir. Bir yanıyla da yine İnfaz Kanunu'ndaki düzenlemeler, siyasi tutsaklıkların sona ermesi, Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ gibi eşbaşkanlarımız başta olmak üzere tüm siyasi tutsakların bir an önce özgürlüğüne kavuşması bizim öncelikli talebimiz. Tabii bütün bunların kavşağında, merkezinde duran en önemli muhataplık da kuşkusuz İmralı'dır. Sayın Öcalan'ın baş aktör olduğunu, baş müzakereci olduğunu unutmadan, bu süreçteki rolünü unutmadan bu muhataplığın bir an önce sağlanması ve bu sürecin hızlanması açısından ne denli önemli olduğunu bilerek bu farkındalıkla hareket etmek gerekiyor.
Biz komisyona ısrarla şunu dile getirdik. Dedik ki İmralı ile görüşmeniz bu süreç açısından en kritik belirleyicidir. Bunu sağlamanız gerekiyor. Fakat nedense komisyon bunu hala gündemine almış değil. Bakın bundan kaçınmayalım. Bu inisiyatifi alın, bu cesareti gösterin. Bugüne kadar güvenlikçi politikalara sığınmış, adeta Meclis'i bir zapturapt altına almış bir vesayet sistemi yaratmış zihniyetten kurtulun. Güvenlikçi politikalarla yol almamız mümkün değil. Sermayenin rant politikalarıyla yol almamız mümkün değil. Baş müzakereci ile de bir an önce müzakere zeminini yaratmalıdır." (MA)