Operasyon: Rotterdam; Kod Adı: Portakal

Bakana "Almanya’dan Hollanda’ya git, şunları yap" talimatı. Arkasından 7 saatlik bir ajitasyon ve gerginliği yükseltme, propaganda süresi. Sonrasında ortaya çıkan tansiyon etkisi yeterli görülüp "geri dönebilirsin" talimatı. Operasyon başarı ile tamamlanmıştır.

PERDE ARKASI

Geçtiğimiz cumartesi gecesi Hollanda’nın Rotterdam kentinde Türkiye Başkonsolosluğu’na girmeye çalışırken polis tarafından durdurulan Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya olayla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın artık dönebilirsin talimatı üzerine 7 saat sonra geri döndüklerini" söyledi.

Bakan Kaya daha sonra Hollanda’ya propaganda yapmak amacıyla izinsiz girdiği gerekçesiyle polis tarafından sınır dışı edilmişti. Rotterdam Belediye Başkanı da Bakan’ın konsolosluk binasına gelmeyeceği konusunda kendisine söz veren Türkiye Başkonsolosu’nu yalancılıkla suçlamıştı.

‘Evet’ kampanyası için gittiği ABD’de Kaya’nın olay gecesine ilişkin yaptığı açıklama şöyle:

"Bizim kendi vatan topraklarımız sayılan konsolosluğun 30 metre ilerisinden bizi almadılar. Gerçekten çok ırkçı, faşist bir anlayışla bizi vatandaşlarımızın bulunduğu yere de geçirmediler. Tam 7 saat boyunca biz orada Rotterdam’da bir aracın yanında bekledik, zaman zaman dışına çıktık, zaman zaman içinde durduk. Eğer ki bana Ankara’dan Sayın Cumhurbaşkanımızdan (Recep Tayyip Erdoğan) ‘Artık dönebilirsin’ denilmeseydi, ben orada ölecektim ve oradan ayrılmayacaktım. Bundan emin olabilirsiniz. Bazen devlet, millet her şeyin önüne geçiyor"

Burada sayın bakanın devlet, millet aşkına yaptığı şeyin partisi adına ‘evet’ kampanyası olduğunu belirtelim.

Bakan’ın açıklamalarına baktığımızda, istenmeyen kişi (persona non grada) ilan edilip uçağına iniş izni verilmeyen Dışişleri Bakanı’nından sonra, bakanın da herhalde merkezden gelen talimatla (Merkez burada Saray oluyor) Almanya’dan Rotterdam’a gönderildiği anlaşılıyor.

Cumhurbaşkanı "dön" talimatı verene kadar Rotterdam’da konsolosluğa yakın bir sokakta polis tarafından bekletiliyor. Geri dönse dönüp gidecek. Gelen talimatla direniyor. Konsolosluğa girmeye çalışıyor.

Bu arada yine talimatla bazı Türkiyeli vatandaşlar sokağa çıkarılıyor. O sırada TRT kamerası da orada hazır bekliyor. Ellerinde bayraklarla bir kısmı cami cemaatinden, bir kısmı cihadçı örgütlerden, geri kalanı da her devlet refleksinde en önde olan MHP’li militanlarda oluşan 50-60 kişi gösteri yapıyor. Kalabalık adeta polisi kışkırtıyor. Olay çıkması için çaba harcıyor. Bu arada TRT’nin yayını da oldukça ilginç ve belli ki bir yerlerden yönlendiriliyor. Canlı yayın logosu olduğu halde TRT daha önce çektiği ve polislerin müdahale ettiği sahneleri döne döne yayına veriyor.

Belli ki yayının ajitasyon etkisi arttırılmak isteniyor.

Bakan Kaya’nın açıklamaları ve olup bitenlere dikkatli bir gözle baktığımızda Almanya ve Hollanda ile çıkarılan krizin önceden planlandığı ve uzaktan kumanda ile yönetilip yönlendirildiği anlaşılıyor.

Hatta Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Berat Albayrak’ın (Dikkat edilirse Bakan Kaya’yı Türkiye’de havalanında bizzat Berat Albayrak karşılamıştı) bizzat yönettiği bir operasyondan söz edilebilir.

Bakana "Almanya’dan Hollanda’ya git, şunları yap" talimatı. Arkasından 7 saatlik bir ajitasyon ve gerginliği yükseltme, propaganda süresi. Sonrasında ortaya çıkan tansiyon etkisi yeterli görülüp "geri dönebilirsin" talimatı. Operasyon başarı ile tamamlanmıştır.

Operasyon’un adı: Rotterdam

Kod adı: Portakal. (Herhalde Hollanda’nın simgesi olan turuncu rengi dolayısıyla portakalı bıçaklıyor olmalılar! Portakal operasyonu tamamdır demek için.)