Özgür Özel'den katliam düzenlemesine tepki: Çamaşır suyu enjekte edip öldürme gibi bir niyet var

Özgür Özel'den katliam düzenlemesine tepki: Çamaşır suyu enjekte edip öldürme gibi bir niyet var
Özel, sokak hayvanlarını 'uyutma' adı altında katletme önerisine tepki gösterdi. Özel, kısıtlaştırma ve 'uyutma' maliyetine dikkat çekerek 'çamaşır suyu' enjekte ederek öldürme gibi bir niyetin olduğunu söyledi: "Saatler süren çok acılı bir ölüm biçimi."

Artı Gerçek - Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, iktidar partisi AKP'nin, kamuoyunun geniş kesimlerinde tepkilere neden olan İngiliz modeli örnek alınarak uyutma adı altında sokak hayvanları hakkındaki 'katliam'lı yasal düzenlemeye tepki gösterdi.

Sokak köpeklerine yönelik katliamlı düzenleme tartışmaları sürerken Özel, enjeksiyonla uyutmanın maliyetli olduğuna dikkat çekerek enjeksiyon yönteminde 'çamaşır suyu' kullanma gibi bir niyetin olduğunu ve bu yönmenin hayvana çok acı çektirdiğini söyledi.

Özel, "Bu öldürme işi daha maliyetli bir kere. Esas tehlike şu çamaşır suyu enjekte edip öldürme gibi bir niyet var. Çamaşır suyu enjeksiyonu saatler süren çok acılı bir ölüm biçimi. Böyle bir caniliğe de sebebiyet vermemek lazım" dedi.

Halk TV’de İsmail Küçükkaya’nın sorularını yanıtlayan Özgür Özel, partililere 'cumhurbaşkanı adaylığını konuşmayın' talimatı verdiğini söyledi ve "Benim cumhurbaşkanı adayı olmak gibi bir hedefim bir niyetim yok" dedi.

'CUMHURBAŞKANI ADAYI OLMAK GİBİ BİR HEDEFİM BİR NİYETİM YOK'

Özel, seçimlerin ardından partililere 'cumhurbaşkanı adaylığı konuşmayacaksınız' talimatı verdiğini doğruladı ve "Benim cumhurbaşkanı adayı olmak gibi bir hedefim bir niyetim yok. Benim bir niyetim var, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün partisini birinci parti yapmak, bir CHP'liyi cumhurbaşkanı yapmak" dedi.

Özel, "Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapamazsam o gece buraya çıkıp istifa edeceğim, siyaseti o gün bırakacağım" dedi.

'SOKAK HAYVANLARINI UYUTMA ADI ALTINDA KATLETMEK OLMAZ, KABUL EDEMEYİZ'

Özel'in açıklamalarından öne çıkanlar şu şekilde:

Bu iş maalesef bazen sınıfsal bir ayrıma denk geliyor. Bazılarımız güvenlikli sitelerdeyiz bazılarımızın evinin önünden çocukları servisle alınıyor, bazımız istediğimiz saatte özel hastaneye gidebiliyoruz. Ama yoksullarımız servise binemeyenler yürüyerek okula gidenler daha çok tehdit altında. Bu sorunu yaşayanların dillendirip yaşamayanların sırtını dönmesini kabul etmiyorum. Ama bu sorunun çözümü için sorun sürdürülemez bir hale geldi deyip de sokak hayvanlarını uyutma adı altında katletmek olmaz, kabul edemeyiz, çare ne? CHP size bunu yaptırmayız derken çözümü de önermek durunda.

'ÇAMAŞIR SUYU ENJEKSİYONU SAATLER SÜREN ÇOK ACILI BİR ÖLÜM BİÇİMİ'

Bir sokak hayvanlarıyla ilgili 4 kademede bir kısırlaştırma seferberliğine ihtiyaç var. Bir kaynağını durdurmak; ikincisi yerleşim merkezlerindeki köpeklerin kısırlaştırılması, bunun için çok sayıda hayvan barınağına ihtiyaç var, son olarak da bir sahiplendirme seferberliğine ihtiyaç var. Bu beşini yapmadan sorunu çözemeyiz. Bu aşamada öldürelim diyorlar. Bu öldürme işi daha maliyetli bir kere. Esas tehlike şu çamaşır suyu enjekte edip öldürme gibi bir niyet var. Çamaşır suyu enjeksiyonu saatler süren çok acılı bir ölüm biçimi. Böyle bir caniliğe de sebebiyet vermemek lazım.

"AKP’nin de altında imzası olan sokak hayvanları fonu çalışması var. Bunun için biz üstümüze düşen neyse yapacağız. Bu işi bir çatışma alanına dönüştürmeden kanun teklifine ölüm mölüm yazılmadan, bu kutuplaştırma yaratır. Eylemler başlar. Öldürmeyin diye insanlar sokaklara dökülür. Bir toplumsal tansiyon yaratmadan bu sorunu iki yıl içinde kökünden çözecek o büyük kampanyayı yapmamız lazım.

PARTİLİLERE 'CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞINI KİMSE KONUŞMAYACAK' TALİMATI

“(Partinizin yetkililerine ‘bugün Türkiye’nin gündeminde cumhurbaşkanı adaylığı yok kimse konuşmayacak’ talimatı verdiniz mi?) Evet dedik. Doğrudan yaptığım konuşmayı söyleyeyim ‘Biz CHP’de partinin yönetimini ele aldık iktidara geldik parti bir bütün bu parti hepimizin, bu partide geçmişte yaptığımız doğruları sürdürmek boynumuzun borcu ama yapılan yanlışları da hep birlikte terk etmemiz lazım. En büyük hatamız seçimin ertesi günü aday ve ittifak konuşulmaya başlanıyor.

CHP sosyal demokrat bir parti CHP çay emekli mitingi yapacak. CHP kendini böyle anlatacak sol bir parti. Öbür tarafta milliyetçi demokrat bir parti kendini anlatacak. Günü geldiğinde ittifak gerekirse seçimden sonra değil seçimden makul bir süre önce döner bakarsın. Bir şey paylaşacaksak da ona göre paylaşırız kimse kimsenin hakkına girmez. Biz kendi kimliğimizle milletimize yapıcı bir muhalefeti gösterelim.

'CUMHURİYET HALK PARTİSİ’Nİ İKTİDAR YAPAMAZSAM O GECE BURAYA ÇIKIP İSTİFA EDECEĞİZ, SİYASETİ O GÜN BIRAKACAĞIM'

Seçimin ertesi günü aday konuşmak; bu potansiyel adayları küstürecek mevcut adayları başka bir psikolojiye sokacak ve milleti boşu boşuna meşgul edecek bir şey. Benim canıma tak etti geçtiğimiz seçimdeki bu hatayı yeniden yaptırmak isteyen bir tuhaf kafa var. Hep aday tartışması açılıyor. Arkadaşlara dedim. Soru gelsin gelmesin ne beni övmek için olsun olmasın…

Benim cumhurbaşkanı adayı olmak gibi bir hedefim bir niyetim yok. Benim bir niyetim var, bulunduğunuz yerden bu seçim akşamı olduğu gibi Atatürk’ün partisi Cuhmuriyet’in ikinci yüzyılının ilk genel seçiminde birinci partidir dediysem ben en büyük hedefime ulaşmışımdır.

CHP’nin 973 ilçedeki ilçe binalarının ışıkları sabaha kadar yanacak. Ben kendi adıma hiçbir şey istemem. Ben CHP’nin bu seçimlerde iktidar yapayım bir CHP’li cumhurbaşkanı yapalım bu ülkeyi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyet ettiği rotaya sokalım. Cumhuriyet Halk Partisi’ni iktidar yapamazsam o gece buraya çıkıp istifa edeceğim, siyaseti o gün bırakacağım.

EMEKLİLERİN DURUMU

Biz emeklilerle ilgili ilk adımı bu salonda atmıştık. 9 Ocak’ta emeklilere yüzde 33 zam verilmişti. TÜİK’e göre bile yüzde 68, fiyatlar katlana katlana gelmiş, emekliye 7 bin 500 lirayı 10 bin lira yaptılar, biz de 9 Ocak’ta bu salonda Ankara’daki bütün emekli derneklerini aramıştık, yapılan toplantıda onlara söz verdim, nereye gidersem konuşacağım dedim. Seçim günü herkes emeklilerin seçim sonucuna önemli bir etki yaptığını söylediler. Yine aynı kürsüde bu sefer basın mensuplarına şunu söyledim, seçimi hor görülenlerin ihmal edilenlerin kazandığını söyledim.

O günden sonra da yine mücadeleye devam ediyoruz. Sayın Erdoğan, Bahçeli, DEM Parti’nin Eş Genel Başkanlarıyla, Müsavat Dervişoğlu il yaptığım görüşmelerin ana ana maddesi, ekonomik kriz, hayat pahalılığı ve emeklilerin durumunu konuştum. Yine geçtiğimiz günlerde İstanbul Planlama Ajansı'nın emeklilerle ilgili yaptığı bir çalışma vardı. Diyor ki İstanbul'daki her 6 kişiden biri emekli maaşıyla geçinmeye çalışıyor; her 3 emekliden biri çalışmaya devam ediyor diyor. 10 bin liralık emekli maaşından bahsediyor. 10 bin lirayı verip ne yaparsan yap demişiz.

'EMEKLİLERE HAKİKATEN BİR ŞEY YAPMAK LAZIM, BUNU VİCDANEN VE AHLAKEN KONUŞMAK LAZIM'

Bahçeli ile yaptığım görüşmede, emekliler konusunda herkesle görüşelim, Meclis’te bu sorunu çözelim dedim. Emeklilere hakikaten bir şey yapmak lazım. Seçim geçti bundan sonra normal seçimin vakti 2028, milletimiz isterse erken olur ama şuan seçim takviminde değiliz. Gerçekten bunu vicdanen ahlaken konuşmak lazım. Bazıları biz bunu oy almak için söylüyoruz sanıyor. Aksine emekli 10 bin liraya mahkum edildiğinde oradaki emekçinin bu hükümete tepkisi artar. Bugün zam yapılsa iktidar rahatlar.

'ERDOĞAN, EMEKLİYE VERECEĞİ PARAYI ZENGİN MÜTEAHHİTLERE VERDİ'

En düşük emekli asgari ücretin altında artık hesaplanmasına izin vermeyeceğiz. Erdoğan istemez miydi emekliye zam yapsın ama yapamadı. Ülke büyük krizde para yok yapamadı. Erdoğan, emekli maaşına zam yapılabilmesi için 17 bin lira yapmam için 680 milyar para lazım dedi. Düzenlemenin hayata geçmesi için 680 milyar lira gerekiyor, Bu para var, ancak Erdoğan bu parayı zengin müteahhitlere verdi. Ayrıca, Erdoğan'ın affettiği toplam vergi miktarı 666 milyar lira, bu da müteahhitlerin cebine girdi.

GEZİ DAVASI TUTUKLULARI

(Gezi eylemleri) İnsanların önce bir çevre hassasiyetiyle, her tarafı taş olmuş o Taksim meydanında Gezi Parkı bir cennet. Taksim inisiyatifi gibi inisiyatifler ortaya çıktı. Benim hayatım oda başkanlıklarıyla geçti. Bir şehirde bir mesele olduğunda oda başkanları toplanırlar, görevlendirmeler yapılır basın açıklama yapılır, ilin milletvekillerine gidilir. Gezi Parkı için de böyle bir inisiyatif ortaya çıktı. Gezi'de yargılananların önemli bir kısmı meslek odalarının başkanı olduğu için oradaydı. Gittiler bir gece yarısı dozerleri oraya dayadılar. O zaman insanlar oraya koştular. Sonra karşılıklı psikolojik harp var. oraya çadırlar kuruldu, gecenin bir yarısında içinde insan olan çadırları yaktılar. O talimatı verenlerin hepsi sonradan FETÖ'cü çıktı. Oralar karışsın diye çaba devletin içerisinden var o dönemde.

'ÇOK BARIŞÇIL BİR SÜRECİN SON NOKTASI'

Tayfun Kahraman ve bütün inisiyatif Bülent Arınç'la bir görüşme yapıyorlar, açıklamalarından bir tanesi İstanbul, Hatay, Ankara emniyet müdürleri görevden alınmalıdır çünkü saldırgan tutum içerisindeler diyorlar. Hepsi FETÖ'cü çıktı .Bunu görmek lazım. Kötü tabir ama at izi ile it izi birbirine karıştı diyorlar ya öyle bir noktada Gezi davası. Gezi davası önce çevre duyarlılığı sonra yaşam biçimine mücadeleye direnmeye başlıyor oradaki insanlar. Türkiye'de 80 ilde 15 milyondan fazla kişi sokaklara çıktılar ve barışçıl protestolar yaptılar. Gezi deyince son gece polisin müdahalesi ile ortaya çıkan görüntüler akla geliyor ama çok barışçıl bir sürecin son noktasıdır o." (HABER MERKEZİ)

Öne Çıkanlar