Sancar: Kürd’e iş ekmek yok ama kurşun var
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, Hakkari’de yaptığı konuşmada, ‘Bunlar kapatmadan bahsediyorlar. Ne kapatması? HDP bu ülkeyi yönetmeye taliptir’ dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sancar, Hakkari'yi ziyaret etti. Hakkari'de esnafla bir araya gelerek sorunlarını dinleyen Sancar, daha sonra partisinin il kongresine katıldı.
Sancar, geçen hafta başlattıkları "Herkes İçin Adalet" kampanyasına değinerek, "Adaletsizlik bu ülkenin en temel sorunudur. Her alanda adaletsizlik yaşanıyor, her kesim adaletsizlikle karşı karşıya kalıyor. Adaletsizliğin en büyüğünü Kürt halkı yaşıyor. 100 yıldır kültüründen ekmeğine, dilinden günlük hayatına kadar, her alanda baskı ve zulümle karşı karşıya. O nedenle adaletsizliğe karşı mücadelenin asıl yükünü de başta Hakkari olmak üzere Kürt halkı üstlenecektir, omuzlayacaktır" dedi.
‘İŞ YOK, EKMEK YOK AMA KURŞUN VAR’
Hakkari’de son dönemde yaşanan sivil ölümlerine dikkat çeken Sancar, "Güvenlik kuvvetlerinin açtığı ateşle hayatını kaybetmiş insanlar; Aydın Tümen, Serhat Buldan - daha 15 yaşındaydı - Necdet İşözü, Rahmi Şefali, Sertip Şen, Vedat Ekinci, Şerali Dereli, Özcan Anay ve burada atlamış olabileceğim diğer değerli insanlar. Neden ölüm düşüyor her zaman payımıza? Ve en çok da Hakkari’ye. Hayat bu kadar ucuz mu? Kürd'ün hayatı neden ucuz? İş yok, ekmek yok ama kurşun var, ölüm var, zulüm var. Bu böyle gidemez" dedi.
"Sınır ticareti diye, kaçakçılık diye insanları katleden bu zalim düzeni mutlaka değiştirmemiz gerekiyor" diyen Sancar, zulmün üstesinden gelebilmek için Kürt halkının ulusal birliğini sağlaması gerektiğini söyledi. Sancar, "Eğer bunu başarabilirsek Kürtlerin özgürlük yürüyüşü de onur yürüyüşü de daha güçlenecektir" dedi.
‘EN BÜYÜK HEDEF KÜRTLERİN ULUSAL BİRLİĞİNİ SAĞLAMAK’
Sancar, şöyle devam etti: "Önümüzdeki en büyük hedef Kürtler arasındaki demokratik ulusal birliği sağlamaktır. Bu konuda herkesin üzerine düşeni yapma görevi, sorumluluğu vardır. HDP olarak bizler üzerimize düşeni bu yolda ortaya koyuyoruz. Ama sadece bizimle olmaz. HDP dışında kalan siyasi örgütleri, aydınları, yazarları, sanatçıları da ve en çok kadınları da bütün taraflara ulusal demokratik birlik için baskı yapmalıdır. Kürt halkı ulusal demokratik birliğini mutlaka ama mutlaka sağlamalıdır."
‘HDP'Yİ KAPATMAYI TARTIŞIYORLAR, NE KAPATMASI HDP ÜLKEYİ YÖNETMEYE HAZIRLANIYOR’
Sancar, kayyım atamaları ve HDP’yi kapatma tartışmalarına da değinerek, şunları belirtti:
"Tehditler, şantajlar, kapatma tehditleri, soykırım tehditleri, partimize ve halkımıza yönelen bütün bu insafsızca, ahlaksızca saldırılara rağmen büyüyerek yolumuza devam ediyoruz. Bunlar kapatmadan bahsediyorlar. Ne kapatması? HDP bu ülkeyi yönetmeye taliptir. Biz bu ülkeyi yöneteceğiz, hep birlikte yöneteceğiz. Bu ülkenin yönetimine mutlaka ortak olacağız. Kürt halkının ve diğer halkları eşit birer özne olarak iradeleriyle bu ülkenin yönetimine ortak olmak görevimizdir, sözümüzdür. Bütün bu saldırıların birinci nedeni HDP ile siyaseten baş edememeleridir. HDP’nin arkasındaki bu güçlü halk desteğini yok yok edememeleridir. Ne yaparlarsa yapsınlar zindanlara da atsalar, her gün operasyon da yapsalar, Kürt halkının ve HDP’de buluşan diğer hakların kararlılığı ve inancı kırılmıyor, tam tersine daha da büyüyor. HDP bu ülkede herkes için adaleti, demokrasiyi ve barışı getirmek için elinden gelen her şeyi yapacaktır ve mutlaka da bu yolu başarıyla yürüyecektir. Direnişten inşaya giden yolda emin adımlarla yürüyoruz. Bu ülkeyi yönetmeye talibiz, bu ülkeyi yönetmeye adayız."
"Eğer adaleti herkes için bu ülkede sağlamak istiyorsak önce savaşa hayır diyeceğiz" diyen Sancar, herkesin demokratik çözüm için sorumluluk almasını istedi.
"Barış için, demokratik çözüm için rolünü oynayabilecek her aktörün önünü açalım" diyen Sancar, İmralı’daki tecridin kalkması gerektiğini dile getirdi. Sancar, "Çünkü biliyoruz ki Sayın Öcalan demokratik çözüm ve barış konusunda önemli görevler yerine getirmek istiyor, buna gücü var, buna hazırdır. Kendisi son avukat görüşünde ‘bana bir hafta süre verin o zaman görürsünüz barışın da çözümün önünü nasıl açarım’ diyor. Bize düşen demokratik ve barış için İmralı tecridine karşı çıkmaktır. Karşı çıkmak aynı zamanda barışı savunmaktır, çözüm politikalarını savunmaktır" diye konuştu.
Cezaevlerindeki açlık grevlerini de hatırlatan Sancar, açlık grevinde bulunanların sesine ses verilmesi çağrısı yaptı.
‘LEYLA GÜVEN SERBEST BIRAKILMALIDIR’
HDP Eş Genel Başkanı Sancar, Selahattin Demirtaş hakkındaki AİHM kararını da hatırlatarak, "Bu karar bağlayıcıdır, tanımak zorundadırlar. Demirtaş şahsında haksızlığa keyfiliğe maruz kalan bütün yoldaşlarımızın hepsi siyasi rehinedir, serbest bırakılmalıdır. Bu adaletsizliği daha ileri götürmek bu ülkeye daha büyük zarar verir. Leyla Güven keyfi olarak cezaevinde. Bizim onurumuz, sizin Colemêrg halkının iradesi, kadın mücadelesinin öncüsü barış mücadelesinin yılmaz neferi Leyla Güven serbest bırakılmalıdır. Sizin kendi hukukunuza göre bile serbest kalmadır" diye konuştu.
‘KÜRT’E HAYATI PAHALI KILAN BU SİSTEM KÜRT’ÜN HAYATINI SUDAN UCUZ GÖRÜYOR’
"Adaleti ancak mücadele ile getirebiliriz" diyen Sancar, şöyle devam etti:
"Yoksulluk en derin noktada burada. Bütün Kürt şehirlerinde olduğu gibi ama en çok Hakkari'de. Yargısız infazlar, işkenceler, zulüm, eylem etkinlik yasakları bir tür sıkıyönetim devam ediyor burada. Kürt'e hayatı pahalı kılan bu sistem Kürt'ün hayatını sudan ucuz görüyor. Kürt'e hayat pahalı, Kürt'ün hayatı ucuz bu sistemde. Biz bunu tersine çevireceğiz. Evet Kürt'e de hayat güzel olacak. Kürt'ün de hayatı değerli olacak. Bunu halkların ortak mücadelesi ile birleştirerek, en geniş demokrasi ittifakını kurarak sağlayacağız. İşte o demokrasi ittifakının öncülüğünü biz yapmak istiyoruz. Bunu yapmaya biz adayız, hazırız ve yeterliyiz." (HABER MERKEZİ)