Sosyalistler İstanbul'da ortak hareket edecek
EMEP, Halkevleri, TİP ve TÖP/G ortak bir açıklama yaparak, yerel seçimde İstanbul'da birlikte hareket edeceklerini açıkladı.
ARTI GERÇEK - Emek Partisi (EMEP), Halkevleri, Türkiye İşçi Partisi (TİP) ve Toplumsal Özgürlük Partisi Girişimi (TÖP/G) İstanbul İl Örgütleri, yerel seçimlere ilişkin basın toplantısı düzenledi. Kadıköy'deki TİP Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısına EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, TİP İstanbul Yöneticisi Deniz Gülşen, Halkevleri İstanbul il Başkanı Cihan Uyanık ve TÖP/G Merkez Yönetim Kurulu’ndan Emrah Arıkuşu katıldı.
Dört örgüt, İstanbul'daki yerel seçimlere ilişkin ortak bir tutum aldıklarını belirtti.
ORTAK MÜCADELE ÇAĞRISI
Açıklamayı okuyan EMEP İstanbul İl Başkanı Sema Barbaros, "AKP, ekonomik krizin yükünü emekçinin sırtına yükleyen tek adam rejimi, sermayeyi kurtarmak için kamu kaynaklarını/varlıklarını seferber ediyor" dedi.
Ortak mücadele çağrısı yapan Barbaros, "İktidarıyla, muhalefetiyle adaylar, aday adayları, pazarlıklar, seçim taktikleri etrafında dönen seçim tartışmalarına 'artık yeter' diyoruz. Yerel seçim sürecinde yan yana gelen sosyalist güçler olarak, emeğin, halkın, doğanın, çıkarlarını savunmak için mücadele edeceğimizi dile getiriyor ve ortak mücadeleye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.
Seçime hukuksuz uygulamalar ve adil olmayan koşullarda girileceği belirtilen Barbaros, "Erdoğan'ın, YSK Başkanı Sadi Güven ve bazı üyelerin görev süresini uzatması, haksız ve hukuksuz kararlarla sosyalist partilerin seçime dahil edilmemesi, seçmen kayıtlarında yapılan değişiklikler, kritik bölgelerde sahte seçmen uygulamaları sonucu, 31 Mart seçimlerine sürecin başında gölge düşürmüştür. 24 Haziran seçimlerinde Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığı forsuyla seçim çalışması yapmasına sessiz kalan YSK, bu seçimlerde de Binali Yıldırım'ın Meclis Başkanlığı'nı kullanmasına sessiz kalmıştır. Anayasanın 94. maddesine açıkça aykırı bir şekilde Binali Yıldırım'ın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adaylığıyla yeni rejimin anayasa ve hukuk tanımaz tavrı ortaya konmuştur. Şimdi ise Yıldırım bir lütuf gibi istifa edeceğini açıklamaktadır" dedi.
ERDOĞAN'IN İSTANBUL MODELİ İFLAS ETMİŞTİR
İstanbul'u yok oluşa sürükleyen neoliberal politikaların sorumlusunun AKP, bu kente karşı işlenmiş tüm suçların suç ortağının da Meclis başkanlığını sürdürürken hukuku yok sayarak İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday gösterilen Binali Yıldırım olduğunu ifade eden Barbaros, "Erdoğan'ın İstanbul modeli iflas etmiştir. Tüm kamusal yerel yönetim hizmetleri piyasalaşmış, belediye şirketleşmiştir. Banka ve inşaat sermayesini palazlandırırken kenti betona boğan, halkı boğazına kadar borca batıran konut politikası iflas etmiştir" dedi.
'İKTİDAR GANİMET TOPLAMAK İÇİN İSTANBUL'U YENİDEN FETHE ÇIKIYOR'
Barbaros açıklamanın devamında şunları söyledi:
"Üçüncü Köprü ve Üçüncü Havalimanı ile Kuzey Ormanları talan edilmiş, su havzaları yok edilmiş, 'daha çok inşaat daha çok kar' diyerek İstanbul halkından toplanan vergileri de emen projelerle, Cengiz, Kolin, Limak gibi sermaye çevreleri zengin edilirken, İstanbul iş cinayetleri başkenti haline getirilmiş, her yağmurda sel basan sokaklar, çöken binalar olağanlaştırılmıştır. Deprem toplanma alanları, parklar, sosyal donatı alanları, kıyılar, meydanlar, tarihi ve kültürel zenginlikler İstanbul'u ganimet toplamak için sürekli yeniden fethe çıkan iktidar ve sermayesi tarafından yok edilmiştir. İstanbul ve İstanbullular için AKP yönetiminin devamı, kentin yok oluşu, daha fazla yoksulluk ve hak gaspı demektir. Halkın söz ve karar hakkının yok sayılacağı bir yönetim demektir."
'AKP'NİN KAYBETTİĞİ HER MECLİS ÜYELİĞİ TEK ADAM REJİMİNE İTİRAZIN GÖSTERGESİ OLACAK'
AKP'nin yerel seçimde kaybetmesinin önemine vurgu yapan Barbaros, "Tek adam rejimini kurumsallaştıran ve bu rejimin yerel yönetim ayağını da bu seçimlerle birlikte oluşturma çabasına giren AKP'nin yenilgisi elbette önemlidir. AKP'nin kaybedeceği her ilçe, her meclis üyeliği ve hatta her muhtarlık tek adam rejimine itirazın bir göstergesi olacaktır" dedi.
'CHP'NİN SAĞA AÇILMA SİYASETİ ÇÖZÜM ÜRETEMEZ'
Sosyalist örgütler adına yaptığı açıklamada CHP'nin sağa açılım politikasını da eleştiren Barbaros, "CHP'nin sağa açılma siyaseti, halkı sağ politikalara mahkum etme siyasetine dönüşmüştür ve bu siyasetin 'çözüm' üretme şansı yoktur" dedi.
'AKP BELEDİYECİLİĞİNİN YARATTIĞI YAĞMA VE TALANI GÖZLER ÖNÜNE SERECEĞİZ'
Barbaros, 31 Mart yerel seçimlerinde İstanbul'da alacakları tavra ilişkin şunları sıraladı:
- 31 Mart seçim sürecinde yan yana gelen sosyalist güçler olarak, neoliberal yerel yönetim anlayışına ve emekçiler üzerinde yarattığı yıkıma, krizle derinleşen sömürü ve yoksulluğa, tek adam rejiminin yerel yönetim programına karşı emeğin, halkın, doğanın çıkarlarını yaşadığımız kenti savunacağız.
- Bu mücadeleyi diğer tüm sosyalist güçler ve demokrasi güçleri ile dayanışmayı ve ortak hareket zeminlerini büyütmeyi/güçlendirmeyi hedefleyerek gerçekleştireceğiz.
- İstanbul'da AKP belediyeciliğinin yarattığı yağma, talan ve yıkımı gözler önüne sereceğiz.
- İstanbul onu peşkeş çekenlerin, yağmalayanların değil, İstanbullularındır. Bu gerçeklikten hareket ederek, İstanbul'u ilgilendiren tüm konularda halkın söz sahibi olduğu bir yönetim modeli için mücadele edeceğiz.
- Büyükşehir ve ilçelerde halkın ümit ve özlemlerini kişisel ranta, çıkara tahvil eden, neoliberal yerel yönetim politikalarını 'projelendiren' aday kim olursa olsun karşısında olacağız.
- Seçim sürecindeki tüm anti demokratik, hukuksuz uygulamalara ve halka yönelik baskı siyasetine karşı mücadele edeceğiz. Halkın söz ve karar hakkını savunacağız.
- Halk yararına, demokratik bir yerel yönetim anlayışını bulunduğumuz her zeminde savunacağız. Yerellerde halkın örgütlü yan yana gelişini, dayanışmasını, direnme imkânlarını büyütecek her tür çabayı güçlendireceğiz.
'ALPER TAŞ'I DESTEKLEME KONUSUNU DEĞERLENDİRECEĞİZ'
Açıklamanın ardından bir gazetecinin 'CHP'den Beyoğlu adayı olan Alper Taş'ı işaret edecek misiniz' şeklindeki sorususuna dört sosyalist örgütün temsilcisi de "Değerlendireceğiz" şeklinde yanıt verdi.