Tek adamlık AKP’liyi de endişelendiriyor

Tek adamlık AKP’liyi de endişelendiriyor
Artı Gerçek ekibi referanduma doğru yollara düştü. İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde dahi konuşmaktan çekinen çok. Oyunu açıklamaktan sakınmayanların...

Artı Gerçek ekibi referanduma doğru yollara düştü. İstanbul’un Beşiktaş ilçesinde dahi konuşmaktan çekinen çok. Oyunu açıklamaktan sakınmayanların arasında "Hayır" diyen AKP’li de var. En büyük tepki tek adamlığa.

 Duygu AYBER / İSTANBUL

İstanbul’un en eski semtlerinden biri olan Beşiktaş, hem nüfus hem de alan olarak İstanbul’un küçük semtlerinden biri. Buna karşın İstanbul’un iki yakasını birbirine bağlayan bağlantı yollarını bulundurduğu için günde ortalama 2 milyon insanın geçtiği, üniversiteler ve iş merkezlerinin yer aldığı hareketli bir semt. 1 Kasım 2015 Genel Seçimi’nde CHP’nin yüzde 80 gibi rekor bir oy aldığını düşünürsek, Beşiktaş CHP’nin kalesi denebilir. Her ne kadar AKP son genel seçimde yüzde 15 gibi bir oy oranıyla 2. sırada yer almış olsa da, 16 Nisan’daki anayasa referandumunda ‘Hayır’ oyunun yüksek çıkacağı tahminler arasında. Ancak "Çarşı Başkanlık Sistemi’ne de mi karşı?" sorusuyla yola düştüğümüz anda fark ettik ki yüz yüze geldiğimiz insanların büyük bir bölümü konuşmaktansa hemen uzaklaşmayı tercih ediyor.

KORKU, ENDİŞE, KARARSIZLIK

Sabah saatlerinden itibaren Beşiktaş sokaklarını arşınlıyoruz. Semtin meydanında, sokak aralarında ve en işlek caddelerinde yüzlerce insana soru yöneltiyoruz. Ancak yalnızca 43 kişi vakit ayırıp sohbet etmeyi kabul ediyor. Konuştuğumuz 43 kişiden 5’i "Evet" oyu kullanacağını söylüyor. "Hala düşünüyorum" deyip kararsızlığını dile getirenlerin sayısı da oldukça fazla. "Hayırlısı neyse o olsun" diyerek geçiştiriyorlar.

Koşarak uzaklaşanların ise korktukları her halinden belli. Özellikle gençler konuşmaya yanaşmıyor. "Ben memurum" diyeni de oluyor, "Oy kullanacağım ama size söylemek zorunda değilim" diyeni de… Hemen her seçimde sokağa çıksanız karşınıza çıkabilecek tepkiler bunlar. Ancak referandumda "Hayır" diyeceğini ilan edenlerin tehdit edildiğini, sokakta çeşitli saldırılara maruz kaldığını hatırladığımızda bu tepkiler de anlaşılır oluyor.

‘TEK RENK TOPLUMU BÖLÜYOR, DİĞER BÜTÜN RENKLER HAYIR DİYOR’

Bir kafenin önünde soluklanırken, orta yaşlı bir erkek yanımıza yaklaşıp konuşmak istediğini söylüyor. O da ismini vermeden, "Hayır demek için sebebimiz çok" diyerek söze başlıyor: "Geçiniyorum az çok. Ama toplum geçinebiliyor mu ben ona bakarım. Sabancı da zengin, ülke mutlu mu? ‘Ülkedeki açlık sınırı bin 900 lira’ diyorsun, sonra asgari ücreti de bin 300 lira yapıyorsun. Sen benimle alay ediyorsun."

Erdoğan’ın "Hayır diyen teröristtir" lafını hatırlatarak, "Cumhurbaşkanı ben hayır diyeceğim için bana terörist diyemez. Bu toplumu bölüyor. Bugün taraf olan bir Cumhurbaşkanı ile yarın nasıl bir yola gideceğiz? Ülkede özgürlükler kısıtlandı, kendine muhalif olan her şeyi yok etti. Ben sana nasıl güvenip evet diyeceğim. Tek adamlık bu toplumun yapısına ters. Aşure toplumuyuz diyoruz ya. Bu yapıyı bir arada tutmak için Tayyip Erdoğan bugüne kadar hiçbir çaba sarf etmedi. Hala bir ülkenin bu kadar yoksulu varken 11 tane uçağı olamaz bir insanın" diye serzenişte bulunuyor. "Evet" demenin toplumu ikiye böleceğini ifade edip "Bütün renkler hayır diyor, tek bir renk evet diyor" diyor.

‘HOLLANDA KRİZİ’NE DAİR FARKLI GÖRÜŞLER

Sohbet "Hollanda ile diplomatik kriz" meselesini geldiğinde yaşlı bir beyefendi yanımıza yaklaşıp konuşmaya başlıyor: "Bugün Hollanda’ya kızıyorlar ama kendileri iktidara gelir gelmez Rauf Denktaş’ı konuşturmadılar. Hani gardaş Rus uçağını düşürmüştün. Ne oldu o uçak? Sen zamanında kendin karar almışsın, başka ülkenin siyasetçileri gelip Türkiye’de politik propaganda yapmaması için. Onlar da sana izin vermez. Ülkeyi uçuruma götürüyorlar."

Aksini düşünenler de var tabi. Esnaflık yapan genç bir erkek, "Çok kararsızım aslında. Hollanda meselesinden dolayı belki evet diyebilirim. Ama tek kişilik rejim kötü oluyor. AK Parti’liyim, ama henüz karar veremedim bu yüzden" diyor.

‘NEDEN EVET’İN YANITLARI

Bu kez bir kadınla sohbete başlıyoruz. "Partim ‘Evet’ diyeceği için oyum bu olacak" diyor. Oldukça kararlı. "Peki taslaktaki maddelere göz atabildiniz mi bu süre içerisinde? Nasıl bir anayasa ile karşılaşacağımıza dair bir fikriniz var mı?" diye soruyoruz. Biraz düşündükten sonra, "Patronumuzu tanıdığımız için, onun dediklerine inandığımız için evet diyeceğiz" diye kestirip atıyor.

Nasıl ki "tek bir kişinin iradesi"ne güvenmediğini dile getirenler varsa aksini düşünenler de var. Referandumda evet oyu kullanacağını söyleyen genç bir erkek, Türkiye ekonomisinin bu şekilde iyiye gideceğini düşünüyor. "Azerbeycan’a bakın, bir kişi karar veriyor ve memleket hızla ilerliyor" diyor.

"Koyu AK Parti’liyim" diyen genç bir erkeğe denk geliyoruz. Hayır oyu kullanacağını söylüyor. Biraz şaşkın soruyoruz; "Neden?". Yanıtı ise ilginç; "Aslında evet demem gerekir. Ama eğer Tayyip baba gider de başkası gelirse yerine bu ülke çok büyük sıkıntılara girebilir diye düşünüyorum. Bu yüzden hayır demek istiyorum."

Sohbet ettiğimiz kişiler arasında taslak metindeki maddelere tek tek baktığını söyleyen de oluyor, kafadan "Ülkeyi tek adamın iradesine bırakmak tehlikeli" diyen de. Hayır oyu kullanacağını söyleyen çoğunluk, referandumda sonuç ne olursa olsun gelecek kaygısı duymaktan bıkmış. Ama her sohbetin ardından ağızlardan "Hayırlısı neyse o olsun" sözü dökülüyor.

 

Öne Çıkanlar