TİP'in Özgürlük Yürüyüşü 23'üncü gününde: Deprem ihmalkarlığı ve rantına dikkat çekildi
ANKARA - Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) bugünkü yürüyüşü Ankara'nın Şereflikoçhisar ilçesine bağlı Şekerköy'de başladı. Baş’a bugünkü yürüyüşünde sosyolog Veli Saçılık ve partililer eşlik etti. Van depreminin 12'üncü yılında yürüyüşün bugünkü teması ihmalkârlık ve rantçılık oldu.
'AKP KURUMLARIN İÇİNİ BOŞALTTI'
Van'da 23 Ekim 2011'de meydana gelen depremde 600'den fazla insanın öldüğünü hatırlatan Erkan Baş, AKP iktidarının depremlerde halkın hayata tutunmasını sağlayacak bütün kurumların içinin boşalttığını söyledi.
Baş, şu açıklamayı yaptı: "Marmara depreminde olduğu gibi, bu seneki 6 Şubat depremlerinde olduğu gibi Saray'ın yardımlarından daha önce deprem bölgelerine ulaşan yurttaş dayanışmasını hatırlayalım. Çünkü onlar sözde yardım ediyor. Ama biz herkese devletin yardım etmesi gereken değil; deprem hasarlarının önlemesi, halkın refah ve huzurunu sağlaması gereken kurum olduğunu bıkmadan usanmadan anlatmaya devam edeceğiz. AKP, devletin bu tarz olağanüstü durumlarda yurttaşlarımız için hayatı kolaylaştıracak, belki de hayata tutunmalarını sağlayacak bütün kurumların içini boşaltmış durumda. Bunu kabullenmemiz mümkün değil."
'DEPREMDE ÇADIR SATAN KIZILAY'A DEĞİL, PROTESTO EDENLERE DAVA AÇILDI'
Deprem döneminde Kızılay'ın çadır sattığını hatırlatan Baş, "Deprem bölgesinde kullanılacak çadırları kışın ortasında parayla satan Kızılay'ı sokaklarda protesto ettik. Çadır satanlara tek bir adli işlem dahi uygulamayan Erdoğan iktidarı, partimizin üye ve yöneticisi tam 87 yoldaşımıza Kızılay yönetimini protesto ettiği için dava açtı. Deprem bölgesindeki binlerce insanın ölmesini geçin, tek bir can kaybından bile Saray'ın ders çıkarmadığının, hatta daha doğrusu bundan üzüntü dahi duymadığının açık bir kanıtı" diye konuştu.
'DEVLETİN OLMADIĞI YERDE DAYANIŞMA VARDI'
"Marmara'dan Van'a, İzmir'de Hatay'a devletin olmadığı her yerde yurttaşın dayanışması vardı" diyen Baş, konuşmasına şöyle devam etti:
"Ancak biz istiyoruz ki yurttaşlarımızın dayanışmasının yanında deprem bölgelerinde devletin de bir faaliyeti olsun. Hatta devlet depremde büyük can kayıplarına sebebiyet veren yapılaşmalardan kâr etmesin, bunların önünü açmasın ki insanlarımız ölmesin. Hatta ve hatta o yapılaşmaların belgelerinin yer aldığı binaları alçakça yıkmaya çalışmasın. Çok şey mi istiyoruz? Bunları bile isteyemeyeceksek onlar da o Saraylarda rahat rahat oturup emekçileri sömüremeyecekler. Emekçinin saçının teline dahi dokunurken on kere, yüz kere, bin kere düşünecekler. Marmara depreminde, Van'da, 6 Şubat depremlerinde ve ülkemizin yaşadığı tüm afetlerde kaybettiğimiz yurttaşlarımızı saygıyla anıyorum. Devletin kaynaklarının halk yararına kullanıldığı, afetlerde binlerce insanımızın ölümüyle acı içerisinde kalmayacağımız bir ülkeyi hep birlikte kuracağız. Bu da cumhuriyetin ikinci yüzyılına sözümüz olsun."
