Tülay Hatimoğulları: Toplum artık somut adımlar bekliyor

DEM Parti Eş Genel Başkanı Hatimoğulları, Kürt sorunun çözümü için toplumun somut adımlar beklediğini söyledi. Komisyonun İmralı'da Öcalan ile görüşmesi gerektiğini söyleyen Hatimoğulları, Umut Hakkı düzenlemesinin gündeme alınması, demokratik entegrasyon için yasa çıkarılması gerektiğini belirtti.

Tülay Hatimoğulları: Toplum artık somut adımlar bekliyor

Artı Gerçek- Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, yeni yasama döneminde partisinin ilk Meclis Grup Toplantısı'nda konuştu. Toplantıya Diyarbakır'dan Ankara'ya yürüyen Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri de katıldı.

Hatimoğulları, "'Umutla Özgürlüğe Yürüyoruz' şiarıyla 1 Ekim’de Amed’den yola çıkan ve bugün Meclis önünde, Ankara merkezde taleplerini dile getiren siz sevgili kadınlar, Barış Anneleri hoş geldiniz. Savaşın yarattığı acıyı en iyi bilen ve yaşayan kadınlar barışa neden ihtiyaç duyduğumuzu bugün de Ankara’da sizler güçlü mesajlarınızla ifade ettiniz. Emeğinize, yüreğinize sağlık. Bir haftalık yürüyüşün finalinde buradasınız. Meclis, siyaset ve bütün toplumun, kadınların, barış özgürlük ve eşitlik mücadelesini duysun. Selam olsun bu yürüyüşü gerçekleştirenlere, selam olsun her kente mücadelesini sizlerle birleştirerek sizleri karşılayan bütün kadınlara, selam olsun mücadeleden bir an olsun geri durmayan kadınlara” dedi.

'SİYASETE DÜŞEN GÖREV TOPLUMUN BÜTÜN DÜĞÜMLERİNİ ÇÖZMEKTİR'

Türkiye'nin çoklu krizlerle, çözüm bekleyen sorunlarla karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Tülay Hatimoğulları, "Adaletsiz yargı, kayyım rejimi, muhalefet belediyelerine saldırılar; dil, kültür, sanat ve yaşam tarzlarımız üzerindeki baskılar, derin yoksulluk hali, kadın cinayetleri, genç işsizliği, deprem kentlerinin bitmeyen bekleyişleri, tarımın bitişi, doğanın ve suyun feryadı yankılanıyor. Bu yaraları görmeyen bir Meclis, kendi varlık nedenini unutmuş demektir. Türkiye belirsizliklerle dolu ve ne yazık ki her şey son derece kırılgan. Siyasete düşen görev, ülkenin ve toplumun bütün düğümlerini tek tek çözmektir" diye konuştu.

'BARIŞ CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINDA VERİLECEK EN BÜYÜK ARMAĞANDIR'

Toplumsal sorunlara dikkat çeken Hatimoğulları, "Ekonomik geçim, adalet, barış, demokrasi ve özgürlük. Bu yıl Meclis tarihi sorumluluğunu yerine getirmelidir. 86 milyon yurttaşımızın beklentisi olan, hayati ihtiyaçlar olan bu 5 şeyin topluma verilmesi ve sağlanması için gece gündüz demeden Meclis çalışmalıdır. Biz biliyoruz ki barış toplumun onurudur. Ve Cumhuriyetin 2'inci yüzyılında verilecek en büyük armağandır. Demokratik Cumhuriyetin inşasının kapılarını ardına kadar açacak olan barıştır. Demokrasi bir yönetim işi değil. Birlikte eşit ve ortak yaşamın inşasının ta kendisidir. Ekonomi sadece kuru rakamlardan ibaret değildir. Sofrasında ekmeği eksilenin, işsiz kalan gencin, emeği görünmeyen kadının bizatihi hayatının kendisidir. Okul masraflarını karşılayamayan velinin, bastıran soğuklarda doğalgaz ve elektrik faturasını ödeyemeyen yurttaşın, geçinemeyen emeklinin, barınamayan öğrencinin hayatının ta kendisidir" dedi.

'TOPLUM ARTIK SOMUT ADIMLAR BEKLİYORLAR'

Kürt meselesinin çözümü için kurulan komisyonun çalışmalarına değinen Hatimoğulları, "Geçen bir yıl içinde Kürt meselesinin çözülmesine ilişkin Sayın Abdullah Öcalan'ın Barış ve Demokratik Toplum Çağrısı gerçekleşmiştir. Bu çağrının akabinde PKK kongresini topladı ve bir fesih kararı açıkladı. Yine onun akabinde 11 Temmuz'da Süleymaniye'de 30 kişilik bir PKK’li grup silah yakma töreni gerçekleştirerek, barışın tesis edilmesi için güçlü bir mesajı bu şekilde şeklinde verdi. Ve geçen bir yılda karşılıklı çatışmanın yok denecek bir seviyeye gelmesi, partilerin birbiriyle daha sıkı bir diyalog içinde olması, barışın aciliyetine olan ihtiyaç, bunun bilince çıkması bizler açısından elbette ki önemli bir kazançtır. Türkiye Büyük Millet Meclisi bünyesinde kurulan Barış Komisyonu çok kıymetli çalışmalara imza attı. Doğrudur. Fakat toplum artık somut adımlar bekliyor. Durgun suyu daha çok bulandırmak isteyenlere fırsat vermemeliyiz hep beraber" diye konuştu.

'SOMUT ADIM ATILMADIĞI İÇİN TOPLUMDA GÜVEN OLUŞMADI'

Toplumun sürece güven sorunu yaşadığını dile getiren Hatimoğulları, "Yaptığımız binlerce halk buluşmasında emek meslek örgütü, siyasi parti, sivil toplum örgütü, demokratik kitle örgütü, kadın hareketi, doğa ve insan hakları savunucuları, Aleviler, bütün farklı halklardan ve inançlardan insanlarla yaptığımız bütün toplantılarda çok temel bir mesaj ortaya çıktı. Barışı herkes canı gönülden istiyor. Ama somut adım atılmadığı için bu sürece ilişkin toplumda yeterince bir güvenin oluşamadığının hepimiz farkındayız ve bu toplantı halk bunu, toplum bunu bu netlikle bizlere ifade ediyor. Çözüm konusunda adımlar atıldıkça soru işaretleri kesinlikle ortadan kalkacaktır. Güven artacaktır. Toplum sürece çok daha fazla sahip çıkacaktır" dedi.

'MUHALEFETİ BARIŞ İÇİN DAHA FAZLA SORUMLULUK ALMAYA DAVET EDİYORUZ'

CHP'li belediyelere yönelik operasyonları eleştiren Hatimoğulları, "Süreçte güven azaltan noktalardan biri de ana muhalefet partisine ve belediyelerine dönük gerçekleşen yargı operasyonu. Bizler hem demokrasinin gereği olarak hem de barışın daha da toplumsallaşabilmesi için bu operasyonların derhal son bulmasını talep ediyoruz. Muhalefeti barış için daha fazla sorumluluk ve inisiyatif almaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

'DEMOKRATİK ENTEGRASYON İÇİN DEMOKRATİK YASALAR YAPMAK LAZIM'

Meclis’te kurulan komisyonun 13 toplantı yaptığını hatırlatan Hatimoğulları, "Dinlenenlerin çoğu 'Kürt meselesi amasız, fakatsız çözülmelidir' dedi. 'Demokratik haklar ve eşit yurttaşlık konusunda hukuki adımlar mutlaka atılmalıdır' dedi. Esas soru artık şudur: İktidar ve devlet barış için ne zaman eyleme geçecek? En kritik en can alıcı soru bu süreçle ilgili şu anda budur. Unutmamak gerekir ki, Sayın Öcalan ve hareketi attıkları adımlarla büyük bir eşiğin aşılmasını sağladılar. Komisyonun kurulmasıyla beraber aslında bir eşik daha aşılmış oldu. Artık siyasi ve hukuki eşiği atlama zamanı gelmiştir. Demokratik entegrasyon için demokratik yasaları yapmak lazım. Komisyon zaman kaybetmeksizin Sayın Öcalan'ı dinlemeli" diye konuştu.

'KURTULMUŞ, KOMİSYONUN ÖCALAN İLE GÖRÜŞMESİ İÇİN İNSİYATİF KULLANMALI'

Öcalan'ın "Komisyon gelirse demokratik müzakere sürecini başlatacağım" sözlerine dikkat çeken Hatimoğulları, "Barışın anahtarı muhatap da baş aktör de odur. Dünyadaki çözüm örneklerinde de görüldüğü gibi İmralı'ya uzanacak doğrudan diyalog, silahları susturup hukuki zemini kuracak en bağlayıcı adım olabilir. Bunun için Meclis Başkanı Sayın Numan Kurtulmuş'un inisiyatif kullanmasını bekliyoruz. Bu kişisel bir tercih değil. Barışın ciddiyetinin ve devlet aklının kurumsallığının gereğidir. Komisyonun Sayın Öcalan'la görüşerek önemli bir eşiğin daha aşılmasına katkı sunmasını bekliyoruz. Siyaset kurumu kararlı oldukça toplum çözüme daha çok inanır, daha çok destek verir" dedi.

'UMUT HAKKI DÜZENLEMESİ ACİL BİR BİÇİMDE GÜNDEME ALINMALI'

Hatimoğulları, "İki gün sonra Sayın Öcalan'a geliştirilen uluslararası komplonun 27'nci yılına giriyoruz. 27 Şubat çağrısı, 9 Ekim komplosunu boşa çıkarmanın en güçlü adımı oldu. Sayın Öcalan 27 yıldır kesintisiz bir biçimde halkları karşı karşıya getirmeye çalışanlara karşı çözümü ve barışı inatla savundu, savunmaya devam ediyor. Sayın Öcalan'ın umut hakkı mutlaka tanınmalıdır. Umut hakkı sıradan bir hukuk maddesi değildir. Evrensel hukukun merkezindeki ilkelerden biridir. 17 Eylül'de Avrupa Bakanlar Komitesi umut hakkıyla ilgili kararını açıklamıştır. Komisyondan Meclis’ten bu konudaki beklentilerini ifade etmiştir. Bu çok önemli bir karardır ve bu beklentiye mutlaka ciddi bir biçimde yanıt verilmelidir. Ömür boyu kapıyı kilitleyip anahtarı denize atamazsınız. Toplumsal barış süreçleri yeniden düşünme, yeniden düzenleme ve bu perspektife sahip çıkmakla sağlanır. Umut hakkı düzenlemesi mutlaka acil bir biçimde gündeme alınmalıdır" ifadesini kullandı.

'DEMİRTAŞ, YÜKSEKDAĞ VE KOBANÊ TUTSAKLARI SERBEST BIRAKILMALI'

Kobane Davasında tutuklu bulunan siyasetçilerin serbest bırakılması çağrısını yineleyen Hatimoğulları, şöyle konuştu:

"6-8 Ekim'i gerekçe göstererek Kobane Kumpas Davası açıldı. Figen Yüksekdağ ve Selahattin Demirtaş'ın içinde olduğu çok sayıdaki arkadaşımız Kobane Kumpas Davasında yargılandı ve toplamda yüzlerce seneye mahkum edildiler. Bu dava bir hukuk garabeti olarak tarihe geçmiştir. Bütün toplumun vicdanını derinden yaralamıştır. 8 Temmuz'da Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi 3. kez karar açıkladı ve dedi ki: ‘Selahattin Demirtaş serbest bırakılmalıdır.’ Bu karar 8 Ekim'de kesinleşecek. Bu karar barışa ve demokrasiye bir şans vermektir. Selahattin Demirtaş, Figen Yüksekdağ ve bütün Kobane tutsakları derhal serbest bırakılmalıdır. Siyasete kelepçe vurulamaz. AİHM kararının gereklilikleri yerine getirilerek bu sürecin rahatlatılmasını hep birlikte bekliyoruz. Siyasete asla kelepçe vurulamaz. Cezaevlerinde bulunan bütün tutsaklara, kadınlara buradan selam ve sevgilerimizi gönderiyoruz. Hepsi özgür olana dek mücadelemizi sonuna kadar devam ettireceğimizin sözünü burada bir kez daha herkesin huzurunda veriyoruz."

'KÜRTLERLE ÇATIŞMA DEĞİL MÜZAKERE ŞARTTIR'

Halep'te Kürt mahallelerine yönelik saldırılara dikkat çeken Hatimoğulları, "Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi bölgeyi kasıp kavuran otoriterliğe, merkeziyetçiliğe ataerkilliğe karşı yaşayan bir alternatif bir umut oldu. Kadın özgürlüğü, sekülerlik, çok halklı, çok kültürlü, ortak yaşam modeli sadece Suriye'de bir model değil, aynı zamanda bütün bölgenin o kötü kaderini değiştirecek bir model olarak da görülmeli, incelenmeli, desteklenmeli ve hayata geçirilmelidir. Bizler bunları konuşurken dün başlayan Halep'teki olayları sanırım hepiniz izlediniz, takip ettiniz. Halep'in Kürt mahallelerinde siviller şu an saldırı altında. Eşrefiye, Şeyh Maksut mahallelerinde geçici Şam yönetimi grupları tarafından kuşatılmış ve orada sivil halka yönelik saldırılar sürdüğü bilgisini almıştık. Biraz önce yepyeni bir bilgi daha paylaşıldı. Şimdi Şam geçici yönetimi ablukayı kaldırmamış olmakla birlikte bir ateşkesin olduğu bilgisi az önce bizlere intikal etti. Bu gelişmeler, büyük bir provokasyon. Şam hükümet grupları bu saldırıları ve ablukayı derhal durdurmalı ve geri çekmelidir. Suriye'deki kırılgan dengeyi daha fazla bozmamalılar. Kürtlerle çatışma değil müzakere şarttır. Uzlaşma Suriye'ye kazandırır, çatışmaları, savaşı, kanı ve gözyaşını bitirir. Provokasyonlara, saldırılara derhal son verilmelidir" dedi.

'KUZEY VE DOĞU SURİYE HİÇBİR ZAMAN TEHLİKE OLMADI'

"Kuzey ve Doğu Suriye Türkiye için hiçbir zaman bir tehlike olmadı" diyen Hatimoğulları, şunları söyledi:

"Hiçbir zaman da tehlike olarak görülmemelidir. Tam tersi barışın ve kardeşliğin gelişeceği topraklar gözüyle bakmalıyız oraya. Rojava halkı karşılıklı saygı, diyalog ve yerel demokrasi diyor. Bu Türkiye halklarını güçlendirecek demokratik bir toplum modelidir. Bundan dolayı Türkiye’nin sivil hayatı koruyan, barışı önceleyen, Kuzey ve Doğu Suriye ile diyaloğu kurumsallaştıran bir çizgiyi izlemesi herkese pozitif olarak yansır, herkese kazandırır." (MA)


dem parti PKK Lideri Abdullah Öcalan Çözüm barış komisyon imralı görüşme umut hakkı kobane davası selahattin demirtaş Figen Yüksekdağ numan kurtulmuş