Türkiye demokrasisine en yüksek puanı verenler AKP ve MHP seçmenleri
“Türkiye’de Toplum-Siyaset-Devlet İlişkisine Bakmak” başlıklı rapor yayınlandı. Rapora göre, seçmenlerin demokrasiye yönelik tutumlarını siyasal parti aidiyetleri belirliyor.

Oğulcan ÖZGENÇ
ANKARA - Yaklaşık 2 bin 500 kişinin katılımıyla gerçekleşen saha çalışmasına dayanan “Türkiye’de Toplum-Siyaset- Devlet İlişkisine Bakmak” başlıklı rapor, Ankara Enstitüsü tarafından yayınlandı. 14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala seçmenlerin tutumlarına dair önemli bulgular içeriyor. Geçtiğimiz günlerde yayınlanan rapora göre, demokrasiye ilişkin tutumları mevcut siyasal kutuplaşma etkiliyor.
‘ANA BÖLÜNMELERDEN BİRİSİ DEMOKRASİ VE OTORİTERLİK ARASINDA’
Saha çalışmasında katılımcıların yüzde 23’ü Türkiye demokrasisine 0 puan verirken, yüzde 17’si 10 puan verdi. Bu noktada dikkat çeken unsurlardan birisi, Türkiye demokrasisine yüksek puan veren katılımcıların büyük oranda AKP ve MHP seçmeni olması.
AKP’li seçmenlerin Türkiye demokrasisine verdikleri ortalama puan 8,3 iken MHP’li seçmenlerinki 7,7. Seçimlerde muhalefet partilerini tercih edeceğini söyleyen katılımcıların Türkiye demokrasisine verdiği ortalama puan oldukça düşük. Rapora göre CHP seçmenleri Türkiye demokrasisine ortalama olarak 1,7 puan verirken; İYİP ve HDP’li seçmenler ise ortalama olarak 1,4 ve 1,5 bandında puan verdi.
Raporu yayına hazırlayanlardan Prof. Dr. Evren Balta, seçmenlerin demokrasiye yönelik tutumlarına ilişkin verileri Artı Gerçek’e değerlendirdi. Türkiye’de iki farklı siyaset anlayışı olduğunu vurgulayan Balta; AKP ve MHP seçmenlerinin demokrasi anlayışının, milletin hakiki sahiplerinin yönetmesi gibi bir algıya dayandığı yorumunda bulundu.
Balta, AKP’nin demokrasiyi kurma biçiminin popülist ve otoriter bir anlayışla şekillendiğine dikkat çekerek, “Bu durumun seçmenler tarafından onaylandığını söyleyebiliriz. Seçmenler Erdoğan’ın seçilmiş bir lider olduğunu söylüyor ve milleti temsil ettiğini düşünüyorlar. Bu seçmenler demokrasinin işleyişini de temelde seçimler üzerinden görüyor. Hatta bu demokrasi algısı, seçimler haricinde yasamanın yürütmeyi sınırlaması, yargının yürütmeyi denetlemesi gibi yöntemleri de doğrudan demokrasiyi bulanıklaştıran yöntemler olarak görüyor” dedi.
Balta, daha geniş bir perspektiften bakıldığı takdirde seçmenler açısından Türkiye’deki ana bölünmelerden birisinin demokrasi ve otoriterlik arasındaki bölünmeye dönüştüğünü ifade etti.
KÜRT VE ZAZA SEÇMENLERİN TUTUMU
Raporun ele aldığı noktalardan bir diğeri de siyasi partilerin kapatılması. Katılımcıların yüzde 46’sı siyasi partilerin kapatılabileceği görüşüne katılırken, yüzde 44’ü partilerin kapatılmasına katılmadıklarını belirtti. Bu görüşün dağılımına parti bazlı baktığımızda bulgular kayda değer.
AKP, MHP ve Memleket Partisi’ni destekleyeceğini belirten katılımcıların önemli bir kısmı, partilerin gerektiğinde kapatılması fikrine katılırken; CHP, İYİP ve HDP seçmenleri bu fikre karşı konumlandı. Siyasi partilerin kapatılmasına en düşük desteği kendisini sosyalist ve sosyal demokrat olarak tanımlayan katılımcılar verdi. Her beş MHP’li seçmenden dördü siyasi partilerin kapatılmasında herhangi bir sakınca olmadığını ifade etti.
Türk katılımcıların yüzde 51’i siyasi partilerin gerektiği takdirde kapatılmasına katıldığını belirtirken; siyasi partilerin kapatılmasını yanlış bulan Kürt ve Zaza katılımcıların oranı yüzde 55. Bu noktada dikkat çeken hususlardan birisi, Türkiye tarihinde kapatılan siyasi partilerin önemli bir kısmının Kürt tabanlı olmasına karşın saha çalışmasına katılan Kürt ve Zaza katılımcıların siyasi partilerin kapatılmasına yüzde 32 oranında katılması.
Evren Balta, Kürt ve Zaza seçmenlerin partilerin kapatılmasına yönelik tutumlarını siyasal aidiyetler üzerinden değerlendirmek gerektiği yorumunda bulundu.
Balta, hatırı sayılır bir oranda Kürt ve Zaza seçmenin AKP’ye oy verdiğine dikkat çekerek şunları söyledi:
“AKP’ye oy veren seçmenin siyasal tutumunu etnik kimliğinden daha çok siyasal aidiyeti şekillendirmeye başlıyor. Her konuda böyle olmayabilir elbette. Mesela anadilde eğitim hakkında Kürt ve Zaza seçmenler açısından daha fazla bir ortaklık çıkabilir. Ancak parti kapatmak gibi siyasi meselelerde tutumlar, siyasi parti kimliği üzerinden şekilleniyor.”
CHP VE HDP SEÇMENLERİ AZINLIK HAKLARINA SAYGIYI ÖNEMSİYOR
Bununla beraber; katılımcıların demokrasi ve azınlık haklarına saygı konusundaki tutumları da dikkat çekici. Rapora göre; her parti seçmeninin çoğunluğu için demokrasi demek azınlık ve muhalefet haklarına saygı anlamına geliyor. Ancak MHP’li seçmenlerin yüzde 20’si, AKP’li seçmenlerin yüzde 18’i bu görüşe katılmadığını ifade etti. Demokrasinin azınlık ve muhalefet haklarına saygı olduğu konusunda en yüksek desteği veren katılımcılar CHP ve HDP seçmenleri.
Gerçekleştirilen saha çalışması aracılığıyla raporun dikkat çektiği noktalardan bir diğeri de kanunların bağlayıcılığı ve demokrasiye dair tutumlar arasındaki ilişki. Seçmenlerin büyük çoğunluğu ülke sorunlarını çözmek için kanunların dışına çıkılmaması gerektiği görüşünde. Ancak yüzde 44 oranında MHP’li, yüzde 32 oranında AKP’li, yüzde 22 oranında Memleket Partili ve yüzde 21 oranında HDP’li Türkiye’nin sorunlarını çözmek için kanun ve kuralların dışına çıkılabileceği fikrine sahip.