'Yan yana durana tank, top kar etmez'

HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 'Zulme karşı mazlumların bulduğu en büyük direniş biçimi gücünü kenetlemeden alır' dedi.

'Yan yana durana tank, top kar etmez'

İSTANBULYoğurtçu Parkı’ndaki nöbette konuşan HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, 12 Eylül darbesinde yayınlanan ilk kararnamede 5 kişiden fazla bir araya gelmenin yasaklandığını hatırlatarak, "Bugün bu park içinde 60 kişiden fazla toplanamazsınız" deniliyor. Bu iktidar ile 12 Eylül arasındaki fark 55 kişidir.

Halkların Demokratik Partisi'nin (HDP) Vicdan ve Adalet Nöbeti 3'üncü gününde Kadıköy’de bulunan Yoğurtçu Parkı’nda devam ediyor. Ziyaretlerin devam ettiği parkta HDP'li vekiller gündemdeki konulara ilişkin basın açıklaması yaptı.

ŞENGAL ANILDI, EZİDİ KADINLARIN AFAD KAMPLARINDA YAŞADIKLARI ZULME DİKKAT ÇEKİLDİ

Nöbette olan kadın vekillerden HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu, HDP Milletvekilleri Ayşe Acar Başaran ve Sibel Yiğitalp, Şengal soykırımına ilişkin açıklama yaptı. Saygı duruşunun ardından Türkiye ve bölgenin dört bir tarafından eş zamanlı yapılan açıklamayı Başaran okudu.

Başaran açıklamasında kayyum atanan belediyelerin baktığı ezidi kadınların AFAD kampına gönderildiğini ve burada kadın örgütleri ve sivil toplum örgütleriyle görüşmlerine izin verilmediğini söyledi. Kayyum atanan belediyerin sosyal ve psikolojik destek verdiğini iddia ettiği bu kadınların şu an çok olumsuz koşullarda kamplarda tutulduklarını ifade etti.

'Yan yana durana tank, top kar etmez' - Resim : 1

'BİR HAPİSHANENİN İÇİNDEYİZ'

Başaran’ın ardından günün basın açıklamasını HDP Milletvekili Sırrı Süreyya Önder yaptı. Yoğurtçu Parkı'nı kastederek, "Bir hapishanenin içerisindeyiz" diyen Önder, "Hemen yanımızda Yunus Emre adına yapılan bir anıt var. Burada Yunus’un sözlerini hatırlatayım: İşitin ey yarenler aşk bir güneşe benzer. Aşkı olmayan kişi misali taşa benzer. Taş gönülde ne biter ne de dilinde ağu tüter. Nice yumuşak söylese sözü savaşa benzer. Bugün insan sevgisinden uzak, adaletle uzak bir zihniyet Yunus’un sözlerini haklı çıkarırcasına savaş pratikleri geliştirip duruyor" dedi.

'ÖCALAN'A YAKLAŞIM BARIŞA YAKLAŞIMDIR'

PKK Lideri Abdullah Öcalan'ın savaşın derinleşeceğini ve darbeyi önceden ifade ettiğini belirten Önder, "Sayın Öcalan’ın bunun böyle olacağını işaret ederek, sadece haber vermekle kalmadı, yol gösterici de oldu. Adil ve eşit bir barışın nasıl korunacağını, sadece bize değil bütün bölge ülkelerine sundu. Öcalan İmralı sistemi diye adlandırdığımız bir hapse mahkum edildi. Bunun kabul edilemez olduğunu, Sayın Öcalan’a yaklaşımın Türkiye halklarının barışına da yaklaşım olduğunu belirtmek istiyorum. Bütün görüşmelerimizin önemli bir kısmı bu darbe konusunda uyarıları ile geçiyordu. Darbe mekaniği ile kavramsallaştırdığı durumu bu şekilde gelişeceğini uyardı. Devleti ve bizi uyardı. Biz bu konuda her ne kadar çaba göstermiş olursak olalım biz de üzerimize düşeni yeterince yapamamışız. Yeteri zihni ve fikri hazırlık içerisinde olmamışız. Bundan ötesinde iktidarın üzerine düşenlerdi" dedi.

'HESAPLAR 7 HAZİRAN'DA BOZULDU'

İktidarın bunu bilmesine rağmen küçük hesaplar peşinde koştuğunu belirten Önder konuşmasını şu şekilde sürdürdü: "İktidarın bu hesapları 7 Haziran seçimlerinde halkın iradesine çarparak tuzla buz oldu. Kendini hep savaşla var eden, düşman yaratmadan politika üretemeyen iktidar bu sefer yeni arayışlara girdi. İşledikleri suçlara bir meşrutiyet yaratmaya çalıştılar. Bugün ödediğimiz bedel bunun bedelidir. Hiçbir halk bir avuç muktedirin işlediği suçların bedelini ödemek zorunda değildir.

ÖNCELİKLE BARIŞ İRADESİ CEZALANDIRILDI

Öncelikle barış iradesinin cezalandırılması gerekiyordu. İlk olarak İmralı tecrit sisteminin güncellenmesi ve ağırlaştırılması ve halkın sivil siyasetten uzaklaştırılmasıydı. İmralı tecridini ağırlaştırdılar. Geldikleri liman bir kanun devleti güya ama kendi kanunlarını da yere serdiler. Önce belediyeler, milletvekillerimiz, üyelerimiz bir siyasi soykırım operasyonun parçası haline getirdi.

TEK FARK 55 KİŞİ

Bunu yaparken halkların buna hiçbir tepki göstermeyeceğini, işsizlerin, işçilerin bundan korkacaklarını varsayarak yaptılar. Gelinen durum gösterdi ki siz bu ülkenin parklarını, toplanma alanlarını bir açık hava hapishanesine dönüştürürseniz de buna itiraz hiç beklemediğiniz yerden gelir. 12 Eylül’ün ilk yayınladığı kararnamelerde 5 kişiden fazla kişinin bir araya gelmesi gözaltı gerekçesi sayılıyordu. Şimdi ise bize 60 kişiden fazla bir araya gelinmeyeceğini söylüyorlar. Bu iktidar ile 12 Eylül arasında 55 kişi fark var.

KARINCA KANAT TAKINCA ZEVALİ YAKIN OLUR

Dünyadaki bütün hareketler, direnişler bir tek kişinin aklına düşmesi ile başladı. Karınca kanat takınca zevali yakın olur. Bunlar siyaseten çoktan kanatlandılar ama nereye konacaklarını Allah bilir. Biz halkın özgürlüğü için bir tek kişi kalana dek mücadeleye devam edeceğiz.

YAN YANA DURANA TANK KAR ETMEZ

Gelinen nokta bunların hamiyetini değil bunların karşısındaki direnişin geldiği noktayı gösteriyor. Zulme karşı mazlumların bulduğu en büyük direniş biçimi gücünü kenetlemeden alır. Yan yana durana hiçbir tank top kar etmez. Bunu dünya deneyimlerinden biliyoruz. Biz de bunun mirasçısıyız. Bunu geri düşürme hakkımız yok. Tarihimize karşı borcumuz, geleceğe karşı sorumluluğumuzdur.

BARIŞIN FRAGMANI BİLE GÜZELDİ

Muktedirlere sesleniyorum. Eğer bu ülkede barışa dönük kapıların ve ortak yaşam umudumuzun tamamıyla ortadan kalkmasını istemiyorsanız İmralı üzerindeki tecrit anlayışından biran önce vazgeçmeniz gerekiyor. Bunu da bir hatırlatma ile yapmayı borç biliyorum. Müzakere sürecinde, bu ülkede çatışmasızlığın, barışa ve demokrasiye dönük umudun bir küçük fragmanını hep birlikte yaşamıştık. Fragmanı o kadar güzeldi ki barışın kendisinin ne kadar onurlu ve güzel olabileceğini Türkiye'deki bütün kesimler deneyimlediler. İyi şeylerle tanışan insanları kötü şeylere, kötülere kolayında razı edemezsiniz." (dihaber)

sırrı süreyya önder Yoğurtçu Parkı vicdan ve adalet nöbeti