Kanser hastaları: Sesimizi duyun
Her ne kadar kanser hastalarının ücretsiz tedavi edildiği devlet tarafından ifade edilsede çok yönlü bakım gerektiren hastalığın ilaç ve yan gereçleri tedavi kapsamında bir nevi sayılmıyor.
SGK’nın ödeme kapsamında olmayan ve aylık maliyeti 10-25 bin lirayı bulan kanser ilaçlarını alabilmek için evini, arabasını satan hastalar ve yakınları, 'Sesimizi duyun' diyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye odaklanan immünoterapi ilaçlarının maliyeti hasta ve ailelerini varlıklarını satmaya veyahut tedaviyi sonlandırmaya sevk ediyor.
Milliyet'ten Elif Altın'ın haberine göre bir çocuk sahibi Deniz Okçu da (42) immünoterapi ilaçlarını alabilmek için evini satılığa çıkardı. 2013 yılında 5.5 aylık hamileyken kanser olduğunu öğrendiğini belirten Okçu: "Üçüncü evre geniz kanseri olduğumu öğrendim. Hamileyken tedaviye başladık. Kemoterapi tedavisi görerek atlattım. Çok sağlıklı bir bebek dünyaya getirdim. Ama maalesef oğlum Kerem 4 yaşına gelince kanserim nüksetti. Bu defa doktorlar daha fazla kemoterapi alamayacağım için immünoterapi almam gerektiğini söylediler. Tabii o zaman çalıştığım ve özel sağlık sigortam olduğu için immünoterapiye başladım.
EVİNİ SATANLAR; ECZANEYE BORÇLANANLAR...
Bu süreçte işime devam ettim. 10 Aralık 2019’da kriz olduğu gerekçesiyle işten çıkarıldım. Bu zamana kadar altı immünoterapi aldım. Tazminatımla iki tane daha alabilirim. Sonra ne olacak, bilemiyorum. 20 günde bir 25 bin TL’lik bu ilacı almak zorundasınız. Çok pahalı. Bazı insanların tek çaresi bu. SGK’nın bu ilaçları karşılaması lazım. İlaçların masrafını karşılayabilmek için evimi satılığa çıkardım" dedi.
Babası Mustafa Karaman iki yıl önce akciğer kanserine yakalanan Elif Alver ise: "Babam kemoterapi ve radyoterapi gördü. Çok uzun süre ışın aldığı için bundan sonraki süreçte kemoterapi alamayacağını söylediler. ‘Tedavi yöntemi var ama ücretli’ dediler. Sonra immünoterapi tedavisine başlandı. Babam 21 günde bir 14 bin liraya ilaç alıyordu. Şu anda eczaneye 90 bin lira borcumuz var. Eşim eczane teknisyeni olduğu için ilaçları eczacı arkadaşımız parayı daha sonra vermek üzere verdi. SGK’ya dava açtık. Kaybedersek borcumuzu ödemek için kredi çekeceğim."
KANUNİ DÜZENLEME YOK BAZI MAHKEMELER DAVAYI REDDEDİYOR
Avukat Dilşad Enhoş’un da, 2017 yılında babası Raşit Doğan Enhoş’a mesane kanseri teşhisi konuldu. Babasının yaklaşık 1.5 yıl kemoterapi aldığını söyleyen Enhoş, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: "Kemoterapinin kötü etkileri oluyor. Babam artık kemoterapiyi alamayacak duruma gelmişti. Vücudu kaldıramaz hale geldi. Doktorlar bize immünoterapiden bahsettiler. Ancak ilaçların çok pahalı olduğunu ve SGK’nın karşılamadığını söylediler. Biz bunun üzerine babama bu ilaçları alabilmek için sağdan soldan eşten dosttan para topladık. Babam 21 günde bir alıyordu ilacını ve biz ilaca 11 bin 500 TL para ödüyorduk. Bu şekilde 80 bin 500 TL harcadık.
Bunun üzerine ben dava açtım. Mahkeme hem geçmişte harcadığımız ilaç paralarının bize geri ödenmesine hem de yeni ilaçların parasının karşılanmasına hükmetti. İlacı yine kendiniz alıyorsunuz ancak faturanızı götürüp parasını SGK’dan geri alıyorsunuz. Babamın bu hastalığından sonra ben bu durumda olan birçok insanla tanıştım ve onlar için de dava açtık. Yaklaşık 30’a yakın davamız var. Ancak kanuni düzenleme olmadığı için bazı mahkemeler kabul ederken bazı mahkemeler davaları reddediyor."