Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde çalışan radyoloji teknisyenleri: 'Günde 2 bin civarı çekim, mola yok, şiddet var'

Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde çalışan radyoloji teknisyenleri: 'Günde 2 bin civarı çekim, mola yok, şiddet var'
Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde çalışan radyoloji teknisyenleri, artan iş yükü ve personel eksikliğinin şiddete varan bir noktaya ulaştığını söylüyor. Günde 2 bin civarı çekim yapan teknisyenler, neredeyse her gün beyaz kod verildiğini de belirtiyor.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Türkiye’de sağlık sistemine ilişkin pek çok konu alarm verirken, hastanelerin röntgen, MR, BT gibi görüntüleme birimlerinde çalışan teknisyenlerin de özellikle Covid-19 salgını sonrası artan iş yükü problemi daha da derinleşti. Teknisyen sayısındaki yetersizlik, fazla mesai, kötü çalışma koşulları gibi çok sayıda olumsuzluk sağlık çalışanlarınca dillendirilirken, bu sorunların yaşandığı hastanelerin başında İstanbul’da hizmet veren Kanuni Sultan Süleyman Eğitim ve Araştırma Hastanesi geliyor.

‘HEMEN HER GÜN BEYAZ KOD VERİLİYOR’

Hastanenin Radyoloji biriminde hemen her gün beyaz kod verildiğini ifade eden Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Bakırköy Şube Başkanı Fikret Bulut, yetersiz sayıdaki teknisyenin bulunduğu radyoloji biriminde nitelikli sağlık hizmeti verilemediğine dikkat çekiyor. Bu durumun da sık sık sağlık emekçileri ile hastaları karşı karşıya getirdiğini ve sağlıkta şiddete yol açtığını kaydeden Bulut durumu şöyle özetliyor:

“2021 yılında aktif radyoloji teknisyeni sayısı 58 iken 2024 yılında aktif radyoloji teknisyeni sayısı 38’e gerilemiştir. Her gün yeni açılan poliklinikler hasta sayısını artırmışken teknisyen sayısında azalma olmuştur. Hastane idaresinin baskıcı tutumu iş barışını da bozmuş durumda. Mevcut teknisyenler tayin ile hastaneden ayrılmanın yollarını aramaya çalışırken, çoğu çalışanın ise psikolojisi çok yıpranmış durumda. Yetersiz personelle az sayıda kişi tarafından hizmet verilen birimde iş yükü de iki katına çıkmış durumda. Bu aynı zamanda fazla mesai ve daha fazla radyasyon riski demek.”

‘SAĞLIK ÇALIŞANLARI İSTİFA ETME NOKTASINDA’

Devletin yetkili kademelerinden ‘sağlıkta tasarruf olmayacağına’ ilişkin açıklamalar yapılsa da bunun uygulamada karşılığının olmadığına vurgu yapan Bulut, acilen teknisyen ataması gerekliliğinin altını çizerek şunları söylüyor:

“Bakanlık yetkililerini acil önlem almaya davet ediyoruz. Artan hasta popülasyonu karşısında sistematik olarak azalan bir teknisyen sayısı var. Kanuni Sultan Süleyman Eğitim Araştırma Hastanesi, en çok görüntülüme hizmeti verilen hastanedir. Az sayıda personel ile bu kadar iş yüküne maruz kalan sağlık çalışanları maalesef tükenmişlik sendromu yaşıyor. Neredeyse hepsi istifa etme noktasına gelmiş durumda. Hiçbir arkadaşımız zarar görmeden yeterli atamanın yapılmasını istiyoruz. Halkın nitelikli sağlık hizmeti alma hakkının engellenmemesi gerekiyor.”

whatsapp-gorsel-2024-07-09-saat-16-55-12-c5c5aabf.jpg
SES Bakırköy Şube Başkanı Fikret Bulut

‘İŞ YÜKÜ ARTIYOR, GÜNDE BİNİ AŞAN HASTA ÇEKİMİ YAPIYORUZ’

Söz konusu kamu hastanesinde tekniker olarak çalışan bir sağlık personeli ise artan iş yükünden, fazla mesai ve hastane yönetiminin baskısına kadar çok sayıda sorunla baş etmeye çalıştıklarını söylüyor.
Kısa zamanda çok sayıda hastanın görüntüleme çekimlerini yapmak zorunda bırakıldıklarını, bunun da nitelikli sağlık hizmeti sunmayı engellediğini belirten sağlık personeli, yaşadıklarını şu sözlerle anlatıyor:
“Özellikle son iki yıldır devam eden bir sorunla karşı karşıyayız. Bu süreçte çok sayıda meslektaşımız tayinlerini isteyerek, istifa ederek gittiler. Ve biz görüntüleme biriminde 38 kişi kaldık. Normalde bu sayı Sağlık Bakanlığı’nın personel dağılım cetvelinde uygun gördüğü gibi 80 olmalıdır. Ama maalesef çok altında. Bu da iş yükümüzü iki katına, hatta üç katına çıkardı. Mesela özellikle acilde günde 800-900, hatta zaman zaman 1000’i de aşan hastanın çekimi yapılıyor. Normalde hastalara çekim öncesi kurşun yelek gibi koruyucu ekipmanlar giydirilmesi gerekiyor. Yani usulünce çekim yapsak günde 400 hasta gibi bir sayıda kalmak gerekirken bu sayı neredeyse üçe katlayacak. Ancak artan iş yükü ve teknisyen yetersizliği nedeniyle kapıda bekleyen yüzlerce hastaya yetişemiyoruz. Tabi ki bu durum da nitelikli sağlık hizmeti sunmamızı engelliyor. Hızlı olmaya zorlanıyoruz. Çoğu zaman yaşanan aksamalar nedeniyle hastalar ile karşı karşıya geliyoruz. Meslektaşlarımızın darp edildiği zamanlar oluyor. Hastane yönetimine durumu bildirmemize rağmen bu durumun düzeltilmesi için bir şey yapılmıyor”

‘BIRAKIN MOLAYI TEMEL İHTİYAÇ NOKTASINDA DAHİ ZAMAN BULAMIYORUZ’

Aynı hastanede görev yapan bir diğer radyoloji teknisyeni de gerek personel sayısındaki yetersizlik gerekse hasta sayılarındaki artış nedeniyle çalışma şartlarının çok fazla ağırlaştığını kaydediyor. “Yoğunluktan molaya çıkamıyoruz, temel ihtiyaçlarımızı dahi gidermekte zorlanıyoruz” diyen personel,
“Bizler aynı zamanda ameliyathanede skopi cihazlarıyla cerrahın (çoğunlukla ortopedistlerin) işlem esnasında görmek istediği bölgelerin röntgenini çekerek cerrahlarımızın doğru işlem yapmasına da yardımcı oluyoruz. 2021 yılında 4 cihaza 5 kişi bakıp günlük ortalama 10 -15 vaka alırken, bugün 3 kişi 4 cihazla ortalama 10-15 vakaya bakıyor ve aynı anda 4 veya 5 vaka çıktığında cihazları söküp taşıyıp tekrar bağlamak suretiyle vakalar arasında gezmek zorunda kalıyoruz. Böylece çoğu zaman molaya çıkamıyoruz. Bırakın molayı temel ihtiyaçlarımızı dahi gidermekte zorlanıyoruz” diye konuşuyor.

11111111.jpg

‘MAYIS AYINDA 51 BİN HASTA ÇEKİMİ YAPTIK’

Radyoloji teknisyeni, hastanenin görüntüleme çekimlerindeki yoğunluğu ise istatistiklerle şöyle ifade ediyor:

“Mesela size şöyle örnek vereyim. 2021 yılının mayıs ayında acil ve poliklinikte MR, tomografi ve röntgen başta olmak üzere 27 bin 881 çekim yapılmış. 2024’ün mayıs ayında ise bu rakam 51 bin 57’ye yükselmiş. Bu günlük poliklinik ve acil dahil 2 bine yakın çekim demek. Tabi bu sayının büyük kısmını acil çekimleri oluşturuyor. Üstelik çekim ve hasta sayısı artarken personel sayısı düştü. Şimdi bu kadar iş yükünü kısıtlı personel ile kaldırmamız ne kadar mümkün? Çoğu zaman bu durum hastalar ile bizi karşı karşıya getiriyor. Şiddete maruz kaldığımız zamanlar oluyor. Beyaz kod veriyoruz. Buna bir çözüm yolu bulmaları için konuştuğumuz hastane yönetimi de bir şey yapmıyor. Acilen çalışma koşullarımız iyileştirilmeli, personel ataması yapılmalı. Psikolojik anlamda o kadar yıprandık ki rapor alabilecek kadar hastalandığımız zamanlarda sevinir hale geldik. Çare istiyoruz.”

Öne Çıkanlar