Tribünlerin ve spor yazarlarının hedefinde Valerien İsmail vardı: Beşiktaş'ta Sergen Yalçın sesleri
Artı Gerçek - Beşiktaş kendi sahasında Trabzonspor ile 2-2 berabere kalarak Vodafone Park'taki üstü üste üçüncü maçını da kazamazken, siyah beyazlı taraftarlar eski teknik direktörleri Sergen Yalçın lehine tezahürat yaparak teknik direktör Valerien İsmael'in gönderilmesini istedi. Spor yazarları Atilla Gökçe, Mehmet Demirkol, Uğur Meleke, Güntekin Onay, İskender Günen, Ali Ece de maç yazılarndı İsmael'i eleştirdi. Eleştiriler şöyle:
'BEŞİKTAŞ SÜREKLİ ACELESİ VARMIŞ GİBİ OYNUYOR'
Mehmet Demirkol (Fanatik): Beşiktaş’ın yeni savunma hattının hem uyumsuzluk hem de biraz acelecilikten yaptığı hatalar oyuna damga vurdu. Ghezzal’ı kontrol altında tutmak bu tip bir maçta olmazsa olmaz. Trabzonspor bunu tam yapamadı. Ev sahibi çizgiye indi. Ancak burada da Beşiktaş’ın genel tercihi belirleyici oldu. Ghezzal’ın yokluğuna rağmen Beşiktaş'ın baskıyı kurması başarı. Ama santrforu ikileyene kadar pozisyon yoğunluğu sağlanamadı. Trabzon ise Trezeguet dışında Beşiktaş savunmasıyla başa çıkabilecek bir sürat bulamayınca sonunu getiremedi. Avcı bu sonuçtan çok mutsuz değildir. Ismael ne düşünüyor bilemiyorum. Beşiktaş hızlı değil, sürekli acelesi varmış gibi oynuyor. Puan durumundaki yer kötü değil ama bu hıza bir olgunluk katmak lazım.
'ISMAEL BİR WINNER DEĞİL'
Atilla Gökçe: Karman çorman bir maç izledik… İlk yarıda topa sahip olan ev sahibi Beşiktaş topu kullanamadı. Uzun paslarla hücumu tercih ettiler. Saha bitti, top çizgileri geçti ama en az on kez gördük ki o top takım içinde adamdan adama geçmedi. Valerien İsmael’i eleştirenler haksızlık yapıyor evet. Fesat bir kampanya ile Başkan’ı da üzüyorlar... Tamam da… Bu maça Dele Alli ile başlamak, sakatlanan Ghezzal’ın yerine Redmond’la devam etmek hataydı. Bu maçtan sevinçle çıkan takım kuşkusuz Trabzonspor. Onca yorgunluk maratonundan güçlü bir rakibe yenilmeden dönmek elbette önemlidir. Uzun lig maratonlarında "Kazanan Takım" (Winner) olmak çok önemlidir. Başakşehir, Fenerbahçe maçlarından sonra dün de gördük ki Beşiktaş bu yıl böyle bir özellik sergileyemiyor. Çünkü İsmael bir (winner) değil!
'ISMAEL'DE NE ESNEKLİK NE PRAGMATİZM VAR'
Güntekin Onay (Hürriyet): Beşiktaş, evinde Başakşehir ve Fenerbahçe’den sonra bir diğer rakibi Trabzonspor’a da diş geçiremedi. Bu 3 maçın hiçbirinde İsmael’den güçlü bir başlangıç planı göremedik. Bu tip iç saha derbilerinde agresif, kararlı ve ev sahibi olduğunu hissettiren bir takım görmeyi beklerken tedirgin, taktiksel açıdan bir kurgusu olmayan ve rakipleri çok da rahatsız etmeyen bir Beşiktaş vardı sahada. Skorlardan bağımsız olarak tercih edilen futbol anlayışı Beşiktaş taraftarını rahatsız ediyor. Rakip ceza alanına atılan uzun toplar, orta alanın by-pass edilmesi ve çabuk sonuçlandırılan ataklarla kanat beklerini de pasifize edip etkin şekilde hücuma çıkartamamak. Takım boyunun uzun olması, topun değerini bilmeyen ve kolay kaybeden bir Beşiktaş. Futbol seyreden herkes bu kadronun top ayağındayken çok daha iyisini yapacağını görebiliyor. Ancak Ismael’de ne taktiksel bir yaratıcılık, ne esneklik ve ne de pragmatizm var. Hep aynı şeyleri yaparak farklı sonuçlar almak ve sorunlara çözüm üretmek mümkün değil.
'68 METRELİK GENİŞLİK 4-4-2 İSTİYOR'
Uğur Meleke (Hürriyet): Ligin ilk 9 haftası boyunca maçların sadece ilk 45 dakikaları oynansaydı Beşiktaş 21 puanla lider girecekti düne... Ama ilk 9 hafta boyunca maçlar bu kez de sadece ikinci devrelerden ibaret olsaydı, Beşiktaş 9 puanla küme düşme hattında bulacaktı kendini. Düne kadar zaten Beşiktaş’la ilgili en önemli tartışma buydu: Maçların bazı bölümlerine bakıldığında oyun iştahlı, arzulu, coşkulu. Ama skor bulunduktan sonra vites beşten bire düşürülüyor, o da İsmael’in eleştirilmesine neden oluyordu. Dün Beşiktaş hiç öne geçemedi. Maçın yaklaşık 50 dakikasını mağlup oynadı. Siyah beyazlılar, geriden gelmeye çalıştıklarında daha tutkulu göründüler. Ön alana çok daha kalabalık geldiler. Maçın neredeyse başından sonuna kadar en azından arayan-deneyen bir görüntü verdiler. Beşiktaş’ın dünkü hücum stratejisiyse genelde tek tipti: Siyah beyazlılar solda yoğunlaşıp konsantrasyon oraya toplandığında en sağa 50 metrelik bir kros pas... Ya da sağda yoğunlaşıp en sola 50 metrelik bir kros pas... Defalarca denediler bunu. Adeta sahanın 68 metrelik enini son santimine kadar kullandılar. Bu uygulamanın sonucunda da kenar ortaları geldi çoğunlukla. Eğer böyle bir stratejiyle oynuyorsanız ceza alanı içinde iki santrfor olması çok daha mantıklıydı. Bu 68 metre genişlikteki oyun 4-4-2 istiyor zira. O yüzden Cenk oyuna girdikten sonra daha etkili oldu bu ortalar. Cenk’in golü, Beşiktaş’ın maçtaki 25’inci ortasının ürünüydü.
'MESELE OYUNCULARDAN ÇOK OYUNDA'
Ali Ece (Fanatik): Beşiktaş ilk yarıda iki golü de haybeye yedi. İlk yarıda Beşiktaş’ın golü tamamen Beşiktaş’ın en güçlü kanadının başarısı: Rosier çok iyi sağ bek, Ghezzal çok özel bir oyuncu lakin ikisi arkalı önlü oynayınca Beşiktaş’ın sağ kanadı ikisinin bireysel yeteneklerinin toplamından daha da güçlü! Beşiktaş 2-1 yenik duruma düştüğünde bile Ghezzal- Rosier kanadı umut veriyor, Beşiktaş’ın oyununa başka bir boyut katıyordu. Ta ki Ghezzal tekrar sakatlanıp çıkana kadar! Sonrasında Beşiktaş oyuncu değişiklikleriyle 4-4- 2’ye dönene kadar vasatlaştı. Tek tek sabaha kadar oyuncuları değerlendirebiliriz lakin asıl mesele oyunculardan çok oyunda. Beşiktaş bu sezon ev sahibi olduğu ikinci derbide de tribünlerin beklediği performansı sergileyemedi.
'DEĞİŞİKLİKLER DAHA ÖNCE YAPILSA BEŞİKTAŞ KAZANABİLİRDİ'
ALİ GÜLTİKEN (Sabah): Trabzonspor bu maçta çok net bir şekilde tempoyu düşürme üzerine bir felsefe ile oynadı. Bunu da makul görüyorum. Bu durumda hamle yapması gereken taraf Beşiktaş kulübesi... Oyun özellikle ikinci yarıda Dele Alli'nin yerine ikinci bir santrforu çağırıyor. Yani sahadaki oyun bağıra bağıra bunu istiyor. Nitekim Cenk değişikliği ile oyun buna karşılık verdi. Özellikle başta Dele Alli olmak üzere bu değişiklikler daha önce yapılabilseydi Beşiktaş bu maçı alabilecek yeterliliğe sahipti. (HABER MERKEZİ)