Bit pazarında yılbaşı... Esnaf da yoksul müşteri de

Halk arasında 'bit pazarı' olarak bilinen ikinci el eşya pazarı Antep'teki yoksulluğu gözler önüne seriyor. Bit pazarı esnafı ekmek kavgasını, geçim derdini ve yaşadıkları zorlukları Artı Gerçek'e anlattı.

Bit pazarında yılbaşı... Esnaf da yoksul müşteri de

Sinan ŞAHİN

ANTEP - Sanayi ve ihracat kenti Antep’in merkez Şehitkamil ilçesine bağlı Taşlıca Mahallesi'nde hafta sonları açık alanda kurulan ikinci el eşya pazarı halk arasında 'bit pazarı' olarak anılıyor. Pazar, kentteki derin yoksulluğun resmi. Elektronik eşyalardan giyime, inşaat malzemelerinden sebze, meyveye kadar birçok ürünün satıldığı pazar, dar gelirli yurttaşların uğrak yeri olduğu kadar birçok kişi için de önemli bir geçim kaynağı.

EMEKLİLER, İŞÇİLER VE İŞSİZLERİN UĞRAK YERİ

Yüzlerce kişi, özellikle kış aylarında soğuk ve yağışlı havaya rağmen her hafta sonu sabahın ilk ışıklarıyla birlikte pazarda tezgahını kuruyor. Kimisi tahta tezgahlarda, kimisi tabla üstünde, kimisi at arabasında, kimisi de yere serdiği bir çul üzerine sergilediği ürünlerini satışa sunuyor. Aralarında emekliler de işçiler de işsizler de var. Kimisi fabrikada çalışıyor ve ek gelir elde etmek için tezgahını kuruyor. Kimisi topladığı hurdalardan işe yarayanları tamir edip düşük bir kârla satıyor. Kimisi için tek geçim kaynağı. Kimisi de hobi olarak yapıyor bu işi.

'EN BÜYÜK HAYALLERİ UZAY ÇATILI PAZAR, EN BÜYÜK KORKULARI İSE ZABITA'

Kendileri için uzay çatılı bir pazar yeri yapılmasını isteyen esnafın en büyük sorunu belediyeler tarafından kesilen cezalar. Cumartesi günü öğleden sonra açılan tezgahların pazar günü 12.00’a kadar açık kalmasına müsade ediliyor. Ancak bu saatlerin dışında tezgah açan ve tezgahını toplamayan esnaf ağır para cezaları ile karşı karşıya kalabiliyor. Bit pazarında ağzını açan her esnaf, Antep Büyükşehir Belediyesine bağlı zabıta ekiplerinin kendilerine ait araçların plakalarına ağır cezalar yazdığını söylüyor.

'NEREYE GİTSİN BU İNSANLAR, HIRSIZLIK MI YAPSINLAR?'

Eşi Ayşe Elma ile birlikte bit pazarında kıyafet satan 39 yaşındaki İbrahim Elma, sabah saat 03.00'te pazara gelip tezgahını kurduğunu söylüyor. Daha önce düğünlerde davul çalan ve atık toplayıcılığı da yapan Elma'nın şu sıralar tek geçim kaynağı pazarcılık. Ancak burada da zabıtalardan dolayı bir hayli dertli. Elma, yaşadıklarını şöyle anlatıyor:

"Zabıtalar pazar günleri burada tezgah kurmamıza öğlen saat 12.00'ye kadar müsade ediyor. İnsanlarımız fakir fukara, gidip 500-600 liraya bir ayakkabı, pantolon alamıyor. Gelip burada ucuza ayakkabı, pantolon alabiliyorlar. Yoksulluk burada diz boyu. Ben geceden geldim, bu soğukta arabanın içinde yattım. Belediye buna bir çözüm bulsa, uzay çatılı bir yer yapsa bu yoksul insanlar da bir rahat eder. Ama burada satış yapmamıza bile izin vermiyorlar. Burası dağ başı. Zabıta gelip işgal ediyoruz diye ceza kesiyor. Nereye gitsin bu insanlar? Gidip hırsızlık mı yapsın, kapkaççılık mı yapsın? Tek geçim kaynağım burası. Dört çocuğum var, üçü okuyor. Hepimiz bu pazardan kazandığımızla geçiniyoruz."

1.jpg
İbrahim Elma

'ÇOCUKLARIM DA BU SOĞUKTA YAĞMUR ALTINDA BEKLİYOR'

İbrahim Elma'nın eşi 35 yaşındaki Ayşe Elma ise 25 yıldan bu yana bit pazarlarında çalıştığını belitiyor ve şunları söylüyor:

"Bizim işimiz bu. Burada pazar sıkıntımız var. Belediye bize fırsat vermiyor. Biz burada karda, yağmurda, bu soğukta ekmeğimizi kazanmaya çalışıyoruz. Lavabo yok, her yer çamur. Yağmurun altında bekliyoruz. Çocuklarımı bu soğukta kendimle birlikte pazara getirmek zorundayım. Onlar da bizimle birlikte rezil oluyorlar. Hiç değilse bize üstü kapalı bir yer yapsınlar. Biz de mağdur olmayız"

2.jpg
Ayşe Elma ve İbrahim Elma

'GÜCÜM YETTİĞİ KADAR ÇALIŞACAĞIM ÇÜNKÜ BAŞKA ÇAREM YOK'

70 yaşındaki Hüseyin Karakaya da yaklaşık 20 yıldan bu yana bit pazarında ikinci el ürünler satıyor. Pazara, arabasına sığdırabildiği kadar eşya getiren Karakaya, emekli maaşıyla geçinemediğini anlatıyor:

"Burada işe yarayan hurda ve ikinci el eşyalar satıyorum. Bebek arabası, düdüklü tencere, hediyelik maket eşyalar falan satıyorum. Ben pek kazanamıyorum ama kazanan arkadaşlar var burada. Bu yaştan sonra yapacak bir işim yok. Ufak tefek de olsa para kazanarak ek gelir sağlıyorum. Gücüm yettiği kadar çalışacağım çünkü başka bir çarem yok. Zaten esnafı olsun, müşteri olsun buraya gelen herkes yoksulluktan geliyor."

whatsapp-gorsel-2024-12-30-saat-13-37-05-c190730d.jpg
Hüseyin Karakaya

'FABRİKADA ÇALIŞIYORUM, MAAŞIM YETMEDİĞİ İÇİN PAZARA GELİYORUM'

15 yıldır bit pazarında tezgah kuran beş çocuk babası Seydi Kılıç (45) ise fabrikada çalıştığını ancak geçinemediği için burada çay, simit ve meşrubat sattığını belirtiyor. Zabıtaların sürekli kendisine ceza yazmasından yakınan Kılıç, "Dağ başında bize ceza yazıyorlar. Geçenlerde 6 bin lira ceza yazmışlar. Ondan önce de 1500 lira ceza kestiler. Ben fabrikada asgari ücretle çalışıyorum. Gece saat 03.00'ten beri buradayım. Bu dağ başına kim gelir ki gece saat 03.00'te Maaşım yetmediği için geliyorum. Beş çocuğum var, üçü okula gidiyor. Bunları nasıl geçindireceğim, nasıl okuyacağım? Üstelik ev de benim. Buna rağmen yetmiyor" diyor.

whatsapp-gorsel-2024-12-30-saat-13-36-17-b8decab9.jpg
Seydi Kılıç

'YILLARDIR PAZAR TATİLİ YAPMIYORUM'

Aldığı ücretle geçinemeyen bir başka fabrika işçisi Ahmet K. de pazarın daimi isimlerinden. Tezgahında giyim ürünleri satan 40 yaşındaki Ahmet K., dört yıldır bu işi yaptığını belirtiyor:

"Fabrikadan kazandığım yetmiyor. Dört çocuğum var. Eşim de çalışıyor. O çalışmasa zaten kirayı ödeyemeyiz. Yıllardır pazar tatili yapmıyorum. Nasıl tatil yapalım ki? Buranın yazı ayrı dert, kışı da soğuk, yağmur çamur hep. Üstüne bir de belediyenin yazdığı cezalar. Şimdilik idare ediyoruz ama buralara hep bina yapılıyor. O zaman ne yaparız nereye gideriz bilmiyorum."

3.jpg
Ahmet K.

'BENDE BİT PAZARI HASTALIĞI VAR'

Bit pazarında tezgah açanlar arasında bu işi hobi olarak yapanlar da var. Tıpkı 55 yaşındaki Mesut Mutlu gibi. On yıldan bu yana bit pazarında hırdavat satan Mutlu, daha önce inşaat malzemeleri satıyormuş. Emekli olduktan sonra mesleği bırakarak pazara çıkmaya karar vermiş.

4.jpg
Mesut Mutlu

Bit pazarının renkli simalarından Mutlu, serüvenini şu sözlerle anlatıyor:

"Ben 1992 yılından bu yana bit pazarlarını geziyorum. İlk kez o tarihlerde İzmir-Tepecik'teki pazarı gezdim. Önceleri sadece geziyordum. Bir pazarı hastalığı var bende. Dolaşmadan duramıyorum. Şimdi pazarda al-sat yapıyorum. Bir düzen tutturduk. On yıldır bu işi yapıyorum. Şimdi emekliyim, aldığım maaş 13 bin 200 TL. Harcıyoruz harcıyoruz bitmiyor! Bu işi hem ek gelir hem de hobi olarak yapıyorum. Ama burada da geleceğimiz belli değil. Çevrede bir sürü inşaat var. Buraya konut yaptıklarında bizi de kovarlar. Bize bir yer verseler güzel olur. Çünkü yoksul insanlar gelip burada ucuza alışveriş yaparak ihtiyaçlarını karşılayabiliyor."

Hırdavatla birlikte yere serdiği tezgahında aynı zamanda bazı temizlik ürünleri de satan Mutlu, bir de kampanya yapmış; dört adet şampuan alana bir tane şampuan bedava.

antep yılbaşı bit pazarı