Karatay: Veganlara karşıyım, uçlarda yaşıyorlar

Karatay: Veganlara karşıyım, uçlarda yaşıyorlar
Karatay, veganların insan vücudunu bilmediğini söylerken "Veganlar uçlarda yaşıyor. Ben uçlara karşıyım kardeşim" dedi.

Türkiye’de eleştirilerin odağında olan Canan Karatay, insan ömrünün uzadığı konusunda söylenenlerin gerçeği yansıtmadığını, söyledi. Posta gazetesinden Oya Çınar’a konuşan Karatay, günümüzde karşılaşılan hastalıklar ile beslenme alışkanlıklarının insan ömrünü azalttığı kanısında. Veganların uçlarda yaşadığını da söyleyen Karatay, antidepresan ve doğum kontrol hapı kullanımına da karşı.

Karatay, veganlar hakkında şu yorumu yaptı:

Veganlara karşıyım. Vejetaryenler ayrı, o bir felsefedir. Vejetaryenler kendilerine iyi bakıyorlar. Ama veganlar, insan vücudunu bilmiyorlar. İnsan vücudunun yalnız bitkisel şeyleri öğütecek bir kursağı yok. "Hayvanlar böyle besleniyor" diyorlar. E, çünkü hayvanların kursağı, yani ikinci bir mideleri var. İnsanda bu olmadığı için bağışıklık sistemi çöküyor. Yumurta yemiyorlar mesela. Niye? Tavuk yumurtluyor, biz onu yiyoruz. Tavuğu öldürmüyoruz ki. Süt içmiyorlar. O hayvan o sütü zaten kendi bebeği için üretiyor. Hayvana zararımız var mı burada? Veganlar uçlarda yaşıyor. Ben uçlara karşıyım kardeşim.

"TÜM ÇOCUKLAR VE GENÇLER HASTA"
Karatay, genç neslin de sorunlu olduğu inancında: "Üç yaşında çocuğun karaciğeri yağlı. 10 yaşında çocuğunun göbeği var, memeleri büyük. Utanıyor, denize giremiyor. Bu durum bize vücuttaki hormonal ve enzimatik dengelerin, tüm vücudun fabrika ayarlarının bozulmaya başladığını gösteriyor."
Şekerli ve gazlı içeceklerin reklamının yapılmasına karşı çıkan Karatay, "Bunların reklamı yasak olmalı, daha da önemlisi üretimi durdurulmalı. Üç aylık bebeğe karaciğer nakli yapılıyor. Eskiden bunlar var mıydı? Tamam teknoloji ilerlerdi. Tabii ki bunlar yapılacak. Ama neden? Neden 10 sene önce böyle vakalarla karşılaşmıyorduk da şimdi karşılaşıyoruz? Buna cevap versinler" dedi.

"DOĞUM KONTROL HAPI VE ANTİDEPRESAN ZARARLI"
Doğum kontrol hapları ile antidepresanların insan vücuduna en büyük zararı verdiğini belirten Karatay, doğal antidepresanlara da dikkat çekerek ilaçlardan uzak durulması gerektiğini savunuyor:
"Doğum kontrol hapı, menopozda kullanılan hormonal haplar ve antidepresanlar, hepsi yan etkileriyle değişik hastalıklara sebep olabiliyor. Menopozdaki kadınlara sürekli hormon tedavisi veriliyor. Bu haplar, uzun vadede kalp hastalığına, rahim ve meme kanserine yol açıyor. Bunlar ilaç firmalarının ticari oyunundan başka bir şey değil. Doğal antidepresan var. Gidin sevgilinizle dans edin. Sevdiğiniz müziği dinleyin. Deniz kenarında oturup gün batımını izleyin. Dağlara tırmanın. Vücut endorfin salgılar. Bu da mutluluk hormonunun üretilmesine yol açar." Karatay söyleşisinin dikkat çeken bazı kısımları ise şöyle: "

Şu üç şeyi mutlaka yapın" dediğiniz ne var?

-Ekmek yemeyeceksiniz. Gazlı içecekler içmeyeceksiniz. Şeker kullanmayacaksınız. Sağlıklı diye acıktıkça meyve yemeyeceksiniz. Meyve hem şeker hem de tarım ilacı dolu. Hormonları alt üst eden şey tarım ilaçları.

Organik tarımla üretilen meyveleri de mi yemeyelim?

-Doğal ve sağlıklı olanları tüketin ama asla ithal olmayacak. Brezilya’dan, Kanada’dan tankerlerle bir ayda gelen yiyeceklere metil bromür sıkılıyor. Ağır metal. Fare girmesin, küflenmesin diye. Onu yediğinizi bilin yani. Bromür çok tehlikeli bir kanserojen madde. Fabrikasyon unların çoğuna da ekleniyor. Tarım Bakanlığı, unlarda bromürü yasaklamalı.

Halk arasında, 'Her hastalığın temeli üzüntü' inanışı yaygın. Ruh ve beden sağlığı gerçekten bütün mü?

-Kesinlikle. Çünkü vücutta tek dolaşım var. O ayrı bu ayrı değil. Beyninizle, gözünüzle, böbreklerinizle, memenizle her şeyinizle bir bütün bu. Ve hepsinin dengeli bir şekilde interaktif olarak birbiriyle uyum içinde çalışması gerekiyor.

Başarılı bir hekimsiniz. Aynı zamanda da pop star gibi ilgi görüyorsunuz.

-Ben halk çocuğuyum. Anadolu insanını çok seviyorum ve hep onların iyiliği için konuşuyorum. Kendi çıkarım için bir şey yaptığım yok. Ondandır herhalde. (YAŞAM HABERLERİ SERVİSİ)

Öne Çıkanlar