Mısır’da bira ve ekmek üretilen dört bin 500 yıllık yapı bulundu
HEBER MERKEZİ- Mısır’daki Tel Edfu bölgesinde devam eden kazılarda yeni keşfedilen bir yapı kompleksinde, bira ve ekmek üretimi kanıtları bulundu.
Arkeologlar Mısır’daki Tel Edfu bölgesinde yer alan en eski büyük yapılar olabileceğine inandıkları iki büyük yapı keşfettiler.
Erman Ertuğrul'un arkeofili'nde yer alan haberine göre, Kahire’nin 650 km güneyinde yer alan iyi korunmuş binalar, MÖ 2400-2350 yıllarına, Mısır’ın 5. Hanedan dönemine tarihleniyor. Yapılar, firavun büyük şehirlerin dışındaki, gelişmekte olan bölgesel alanlara olan ilgisinin bir dönüm noktasını gösteriyor.
Bulunan büyük kompleks, çevredeki çöllerden değerli metal ve taşların madenciliğini denetlemek üzere bölgeyi ziyaret eden Memphis’ten gelen önemli yetkilileri barındıracak şekilde kullanılmış olabilir.
Arkeologlar, yapının bir kısmının ise bakırın eritilmesinin yanı sıra bira ve ekmek yapmak için kullanıldığını tespit edebildi.
Kazıları yürütüen Nadine Moeller, "Harika bir keşif, çünkü güneydeki bu yerleşimin, bu dönemiyle ilgili çok az bilgi var. Eski Krallık dönemine dair buna benzer başka bir kompleks yapı bilmiyoruz." diyor.
Oriental Enstitüsü, Tel Edfu’daki kazıları 16 yıldır yürütüyor ve geçen yıl idari bir kompleks olarak kullanılmış olabilecek başka iki yapı daha keşfedildi. Aralık 2017’de keşfedilen yapılar açık avlu ve atölyelerle çevriliydi. 2017 yılı sonunda Chicago Üniversitesi’nden araştırmacılar kentin yerleşiminin en erken noktasını oluşturan binalar kompleksi buldu. Bu yapılar, MÖ 2400 yıllarına, Antik Mısır’daki "Eski Krallık" dönemine tarihleniyordu.
Yeni bulunan komplekste, kutuları işaretlemek için kullanılan 200 kırık kil mührün ve kasaba sakinlerinin bira hazırladığını ve ekmek yaptığını gösteren depo kapları ve diğer eserler ortaya çıktı. Ayrıca depolama alanları yer alıyor.
Moeller, "Bu, Edfu antik kentinin yaklaşık 200 km mesafede bulunan doğu çöl bölgelerine ve muhtemelen Kızıldeniz kıyısına çıkmak için büyük seferler için önemli bir yola çıkış noktası haline geldiğinin ilk kanıtı." diyor.
Araştırmacılar, binaların 18 metre uzaklıktaki bir tapınağa olan yakınlığı nedeniyle dini veya kültsel bir öneme sahip olabileceğine inanıyorlar.
Arkeologlar bölgenin kentsel planlamasını belirlemeye ve incelemeye devam ederken, yapıların çok iyi korunmuş olması karşısında şaşkınlık duyuyorlar. Tuğlaları için yağmalanan diğer birçok tarihi alanın aksine, bu kompleksin 2,5 metre kalınlığındaki duvarları hiçbir zaman tekrar kullanılmak için sökülmedi.
İlginç bir diğer konu ise yapıların mimari tarzlarıydı. Bölgedeki en büyük yapı, Antik Mısır’da popüler olmayan çok belirgin bir eğimi olan dış cephelere sahip.
Marouard, "Çok iyi inşa edilmiş ve bu yüzden bu anıtsal mimari özelliklerini vurgulayan eğim kesinlikle kasıtlı olarak yapılmış. Mısır’da kentsel bir bağlamda böyle görünen başka herhangi bir yapı bilmiyoruz." diyor.