'Deniz Gezmiş'le ilgili makale bize ilham oldu'
Bulutsuzluk Özlemi'nin solisti Nejat Yavaşoğulları, grubun bu zamana kadar mütevazı kaldığını ve eleştirilere açık olduğunu söyledi. Yavaşoğulları, "Bizim yaptığımız dünya ölçüsündeki müzik, çizgisi, sözler, yaptığımız açılımlar, sanatsal tavır, bazı kesimler tarafından yeterince anlaşılamadı. O günlerde birçok kişi "Türkler yapamaz,Türkçe rock olmaz" derken ben "Biz U2’dan iyiyiz" diyordum. Bizden sonra gelenlerin önünü açıldı böylece" dedi.
Grubun isminin nasıl ortaya çıktığını da anlatan Yavaşoğlu "Mümtaz Soysal’ın bir makalesinin adıydı ‘Bulutsuzluk Özlemi’. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla ilgiliydi ve bana o yıllarda ilham kaynağı olmuştu. "Bulutsuzluk Özlemi sardıysa beni kanat takıp Deniz gibi uçmam mı lazım...yok, yok..." dedi.
RÖPORTAJIN DEVAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ
Posta'dan Nilüfer Türkoğlu'na konuşan Yavaşoğulları'nın söyleşisinin bir kısmı şöyle:
Grubunuzun isminin nereden geldiğini herkesin bilmediğine eminim. Nedir bu ‘Bulutsuzluk Özlemi’?
Mümtaz Soysal’ın bir makalesinin adıydı ‘Bulutsuzluk Özlemi’. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarıyla ilgiliydi ve bana o yıllarda ilham kaynağı olmuştu. "Bulutsuzluk Özlemi sardıysa beni kanat takıp Deniz gibi uçmam mı lazım...yok, yok..."
‘Bulutsuzluk Özlemi’ni kurarken en çok ‘The Beatles’tan mı etkilendiniz? Siz de John Lennon’ı andırıyorsunuz hafiften.
Beatles ilk başta çok etkiliydi. Gruptaki idolüm de önceleri Paul McCartney’di çünkü hem bas çalıp hem şarkı söylüyordu. Ben de bas çalıp söylediğim için Paul’e yakın hissetmiştim kendimi. Ancak ilerleyen zamanlarda John Lennon’ı tanıdıkça ve anladıkça onu sevdim. Öldüğü gün annem beni arayıp "Seninki ölmüş" dediğinde ağladığımı hatırlıyorum. Tam müziğe geri dönmüştü ve yapacaklarını merak ediyordum. Onun müziğinde beni en çok söyleme tarzı etkilemiştir. Daha sonra Led Zeppelin, Deep Purple Jethro Tull gibi klasik dönem rock grupları, Cat Stevens, Neil Young, Bob Dylan, Fikret Kızılok, Moğollar gibi müzisyenler de ilham aldığımız isimler oldu.
Hiç dağılmayı, gruptan bağımsız olmayı düşündünüz mü?
Düşünmedim sayılır, grup olayı zor olsa da. Ancak bana solo albüm yap diyen çok oldu.
Bulutsuzluk Özlemi denince pek çoklarının aklına hep "Sözlerimi Geri Alamam" şarkısı geliyor. Bu şarkıyı bu kadar tanınır ve sevilir kılan ne oldu? Şarkıyı kazıyınca altından nasıl bir hikaye çıkıyor?
Bilmiyorum bunu sosyologlar araştırmalı. İçinde derin bir hikaye olmalı, belki de insanlar o yüzden bu kadar etkilendi şarkıdan. Bir ayrılık şarkısı bu. Bir sabah birdenbire söz ve müziği ile çıkıverdi.
Sizin en sevdiğiniz Bulutsuzluk Özlemi şarkısı hangisi?
Grubun müziğini bilen insanlara göre en iyi şarkı seçimleri farklılıklar gösteriyor. Benim için hepsi aynı önemseme duygusuyla ortaya çıkmış şarkılar. Ayırt etmem zor ama bazen "Güzel sözler yazmışım yahu" dediğim oluyor, geriye dönüp bakınca. Bazı şarkılar zaman içerisinde toplumda mayalanıp daha da değerli hale geldi. ‘Tepedeki Çimenlik, Cezaevinde Bayram Görüşmesi, Güneye Giderken, Beynim Zonkluyor, Boyalı Kuş, Yetmiyor Yetemiyor’... Daha geçenlerde ‘Güneşimden Kaç’ şarkısının sözlerini ne güzel yazmışım diye düşündüm . ‘Beynim Zonkluyor, Yine Düştük Yollara, Uçtu Uçtu’ favorilerim arasında.
Ekşisözlük’te Bulutsuzluk Özlemi için Türkiye’nin en abartılmış grubu diyenler var. Bu tip eleştirilere açık mısınız?
Eleştirilere tabii ki açığım. Ancak "en abartılmış grup" yaklaşımını kesinlikle reddediyorum. Aksine Bulutsuzluk, gereğinden fazla mütevazı kaldı. Bizim yaptığımız dünya ölçüsündeki müzik, çizgisi, sözler, yaptığımız açılımlar, sanatsal tavır, bazı kesimler tarafından yeterince anlaşılamadı. O günlerde birçok kişi "Türkler yapamaz,Türkçe rock olmaz" derken ben "Biz U2’dan iyiyiz" diyordum. Bizden sonra gelenlerin önünü açıldı böylece. Türkiye’de sanatın birçok dalında çok iyi sanatçılar var; rock müzik alanında çok iyi gruplar var. Bu gruplar içinde en önde gelenlerden biridir, Bulutsuzluk Özlemi. Çağdaş müziğin önünü açmıştır.
Türkiye’de sanatın durumunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bıraksalar uçacağız. Bu ülkenin gerçekten potansiyeli olduğunu görüyorum. Voleybolcu kızlarımız, dünya şampiyonu oluyor. Bir Yasemin Dalkılıç çıkıyor, tüpsüz dünya dalış rekoru kırıyor. Müzikte bizden de müthiş davulcular, gitaristler yetişiyor. Klasik müzikte İdil Biret, Fazıl Say gibi nadide değerlerimiz var. Tüm bunlar toplumun belirli bir kesiminin içinden çıkıyor ne yazık ki... Bir de tüm toplumdan çıktığını düşünelim, neler olur... Bunun için ne olması, ne yapılması gerektiğine okurlar karar versin. Zaten birikimi olan bir toplumuz. Tarihten gelen kökler var; Yunus Emre’ler, Mevlana’lar, İtri’ler, Dede Efendiler ve diğerleri... Atatürk’ün de kıymetini her zaman bilmemiz lazım. Devlet politikaları sanatın önünü açmalı, sanatı tıkamamalıdır. Her şey geçiyor, bir tek toplumları yücelten sanat kalıyor. Ülkelerin büyük ülke olmalarını sağlayan bıraktıkları eserlerdir.