Karadeniz’in yüzlerce yıllık geleneksel yılbaşı kutlamaları: 'Kalandar'
Rumlar, Momoyeroslar aracılığıyla yerel yöneticilerin halk üzerindeki baskı ve zulmünü, keyfiliklerini, yozlaşmalarını, işkence ve şiddeti tiyatrolaştırarak anlatmayı göze almışlardır. Zulüm edenleri yerme, alaya alma ve rezil etme, zulüm görenlerin tepki ve savunma araçlarından biri olduğu bilinir.
Tamer ÇİLİNGİR
Yılbaşı günü (13 Ocak-14 Ocak) çeşitli kılıklara girmiş ve maskeler takmış olan bir grup köyü dolaşır ve evlerin avlularında komik bir temsil oynarlar. Onlara kemençesiyle bir kemençeci de eşlik eder ve böylelikle keyifli bir eğlence ortamı yaratılır. Grup akşama kadar temsillerini oynar, horon eder ve tereyağı, peynir, bulgur, çörek, kavurma ve para toplarlar. Topladıklarını açık arttırma ve piyango yoluyla satarlar. Elde edilen para okul ve kilise kasalarına Pontoslu fakir aileler için yatırılır.
Yüzlerce yıldır süregelen bu gelenek bugün hala Trabzon, Giresun, Ordu ve Gümüşhane’nin bazı köylerinde devam ediyor. Kalandar adı verilen bu yılbaşı kutlamaları aslında Pontos halk oyunlarından olan Momoyeroslara dayanıyor.
Pontos halk oyunları Momoyeroslar geleneksel Helen halk tiyatrosunun en eski ve en saf biçimi olmanın ayrıcalığına sahiptir. Bu tiyatroyu Doğu Bizans’ın uç bölgesinde yer alan, Batı Avrupa’dan uzak, Pontos diyarı korumuştur.
Pontos Halk Tiyatrosu’nu oluşturan Momoyerosların bilinen 55 temsil çeşitlemesi var. Bu konuda en önemli araştırma Hristos Samuilidis’e ait doktora tezi olan Geleneksel Pontos Halk Tiyatrosu. Bu 55 temsil çeşitlemesinin oynandığı yerler Kars, Ardahan, Bayburt, Trabzon, Trabzon Sürmene, Trabzon Kromni, Trabzon Maçka, Trabzon Santa, Gümüşhane, Gümüşhane İmera, Şebinkarahisar, Giresun, Sivas Akdağmadeni, Tokat Niksar, Samsun, Bafra, Havza olarak sıralanıyor.
Momoyeroslar M.Ö 6. Yüzyılda Thespis tarafından kurulan Antik Helen Tiyatrosu’nun izlerini taşıyorlar. Hristos Samuilidis, Momoyerosları üç başlık altına incelemiş.
Birincisi: Evetiriakos yani büyü amaçlı ve dinsel tören nitelikli Arkaik Dönem.
İkincisi: Evetiriakos amacının korunduğu fakat tam olmasa da dinsel niteliğinin kaybedildiği ve Hristiyanlıktan ve Orta çağ Bizans halk tiyatrosu geleneğinden tiyatro öğelerinin oluştuğu Orta çağ ve Bizans Dönemi.
Üçüncüsü: Bizans sonrası Momoyerosların tamamıyla ya da hemen hemen bütünüyle tiyatrolaştığı Osmanlı egemenliği döneminden günümüze kadarki Yeni Dönem.
ARKAİK DÖNEM MOMOYEROSLAR
D.İ. İkonomidis’e göre Momoyeroslar:
‘’Kış boyunca doğanın hareketsizliğini ve ilkbaharda da canlanışını sembolize eden kırsal kutlamalar’’ (1)
N. Politis’e göre Momoyeroslar:
‘’Güneşin kış dönüşümlerine göre, çeşitli kılıklara girmiş olan maskeli kişilerin yaptıkları kötü ruhların def edilmesi gösterileri’’ (2)
K.A. Romeos’a göre Momoyeroslar:
"Tarımla uğraşan halkın günler uzamaya başladığında kış mevsiminin getirdiği hareketsizliği uzaklaştırmak ve kış boyunca yeni ve daha iyi bir yaşamın olması için verdiği mücadelede doğaya, bu tür büyü törenleriyle yardım etmek amacını taşır.’’ (3)
Dionisos (4) Şenlikleriyle Benzerlik
Romeos, Politis ve Geleneksel Halk Tiyatrosu doktora tezinin sahibi Samuilidis’in ortaklaştıkları nokta Momoyerosların, Dionisos inanışı ve şenlikleri ile aynı olduğudur. Momoyeros temsillerinin sonunda yeni yıl için dileklerde bulundukları ya da yeni yıl için ilahiler okunduğu da görülür.
Hayvan derilerinden yapılmış maskelerden keçi postlarına, tilki ve belirli kişilerin giydikleri tavşan kuyruklarına kadar giysileri ve ayrıca grup liderinin giydiği ‘Alepon’ (tilki) ya da La(g)on (tavşan) denilen şeytanın başındaki boynuzlar da Dionisos bağlantılarını gösterir. Baş Momoyeros olan Kizir ve sarımsak, patates ve diğer meyvelerden yapılmış olan bir kolyeyi takan Gelin gibi bazı oyuncuların boyunlarında demetler halinde asılı duran kuruyemişler, Doktor’un hasta olan kişiyi iyileştirmek ya da diriltmek için kullandığı şifalı bitkiler ya da yemişler ayrıca baş kişilerin ellerinde tuttukları değnekler gibi başka üreme sembolleri de Momoyerosların büyü ve üreme amaçlı çıkışını göstermektedir.
Oyunlardaki Teke (tragon) Ve Diğer Hayvanlar
Momoyeroslarda görülen, ister temsillerde hareketleri olsun ya da olmasın ister Samsun’da oynanan ‘Keçiçiler’ temsilinde olduğu gibi ilkel basit ama kemençenin sesiyle horon eden aynı zamanda iki keçinin toslaşması rolünü oynasın, Deve, Ayı, Eşek, Yaban Keçisi, Enik gibi hayvanlar totem kalıntıları olabilir. Bunlar Momoyerosların ikinci döneminde yani Bizans’ta bayram gösterilerinin ve çeşitli kılıklara girmenin ayrıca Mim, Orkestra ve Thiriodamastos (yabani hayvanları ehlileştirme) gibi Bizans halk tiyatrosu etkisiyle tiyatrolaştırılmışlar. Üçüncü aşamada yani Osmanlı egemenliğinin olduğu yeni dönemde daha modern birkaç temsilde, temel sahnelerin dışında güldürmek için numaralar yapmaları ya da temsili derleyen iki kişinin Ay-Vasilis’in yabani hayvanlar üzerindeki mucizevi etkisinin ve ehlileştirme gücünün canlandırıldığı oyunlarda yeni dinin geleneksel bir yönünü simgelemeleri gibi süsleme öğesi olarak kalmışlardır.
Müzik Ve Horon
Genel olarakmüzik ve horon, halk sanatının gelişmemiş, geleneksel aynı zamanda süregelmiş öğelerini de oluşturur. Çünkü bugüne kadar önemli törensel niteliklerini kaybetmemişlerdir. Özellikle horon, kişi sayısı az ve kısa temsillerde piyes ile oldukça yakın bağıntılıdır. Müzik ve horon hareketleri ayrıca naralar ile kişi sayısı az ya da çok olan temsillerde söylenen şarkılar, koronun yerini almaktadır. Bazen kişi sayısı çok olan temsillerde horon, temsilin başında her oyuncu tarafından; temsilin ortasında ise sahnede rolü olmayanlarca oynanır. Sahnede rolü olmayanlar sahne üzerinde yapılanları izlerle nara ya da horonla tepkilerini gösterirler. Bu yanıyla da Momoyerosların Antik Helen tiyatrosunun oluşmasından önce var olan Dithiramboslar (5) olabileceği düşüncesini güçlendirmektedir.
Momoyerosların çoğu horonla başlanıp horonla bitirilir. Horon ve müzikle baş kahramanın ölümüne ya da (yeni dönem temsillerde) hastalanmasına duydukları hüznü ifade ederler ve yine horonla dirilmesine ya da iyileşmesine sevinçlerini gösterirler. 55 Momeyeros örneğinin 49’unda var olan gelin tiplemesinin kaçırılışı karşısında duydukları endişeyi bağırışlarla gösterirler ve bulunmasını da kutlarlar. Horonun canlandırılan şeylerle bu kadar sıkı bir ilişkisinin olması ve sahnede olup bitenlerin horoncular tarafından dikkatle izlenmesi, horonun, içinde korunduğu Momoyerosların arkaik döneminden kalmış olduğu hakkındaki düşünceleri pekiştirir.
Gelin
55 temsil çeşitlemesinin altısı dışında gelin tiplemesi vardır. Toprağın yeşermesini ve ürün vermesini simgelemektedir. Tiyatrolaştırılmasına karşın ne üretkenlik ve büyü amaçlı tapınma çıkışını ne de açık bir biçimde boynuna asılı olan toprak ürünlerinin simgelediği üretme sembollerini bırakmıştır.
Bazı temsillerde bir yandan kocasına ağlaması, diğer yandan da kocasının katiliyle karşılıklı bakışıp, el kol hareketleri yapması, başka temsillerde kocasını terk etmesi ve sevgilisinin peşinden gitmesi, bir diğerinde kocasının ölümü üzerine ağlaması ve onu diriltmesi gibi oynadığı çelişkili tavrı, kocaya karşı kalpsiz ve sadakatsizlik rolü, içinde doğayı ya da toprağı sembolize eden eski sembollerle açıklanır; burada eski ve yaşlı yılı bırakıp gitmesi, yeni ve genç yılın bereketli kucağına teslimi görülür.
Kadını almak için iki erkeğin genelde genç adamın yaşlı adamla çatışmasını ve genç adamın zaferiyle sonuçlanması açıkça büyü amaçlı törenlerin kalıntısıdır. Çatışmadaki cinsel sembolizm Helen kültürünün hakim olduğu başka yerlerde de yapılan etkinliklerle benzerlik gösterir.
Genç adam yeni yılı, yaşlı adam ise eski yılı canlandırmaktadır. Çatışmaları, kadın tarafından temsil edilen toprak ve doğa üzerindeki üretme gücünün talebini belirtmektedir. Gencin zaferiyle biten temsiller, büyüyle bitkilerin yeşermesi için, doğayı dölleyecek olan yeni yılın, yeni gücün gelmesine ya da kışın gitmesine ve yazın gelmesine yardım etme amaçlıdır.
Müstehcenlik
Momoyerosların hepsinde olmasa da birçoğunda müstehcen sözler ve hareketler yer alır. Havza’da sergilenen temsilde nereden gelinip nereye gidildiği sorusuna ‘’Hattistan’dan geliyorum ve Futistan’a gidiyorum’’ yanıtı Tanrı’nın buyruk köyünden osuranların ülkesine gidiyorum demek anlamı çıkarılabilir. (6)
Geleneksel Pontos halk tiyatrosunda, ölüleri dirilten, hastaları iyileştiren, yaraları bağlatan osurma eyleminin önemli bir yeri vardır.
Ölümden dirilme
55 temsil çeşidinin 30’unda başlıca motif ölü adamın dirilmesidir. Bu da Helenizm’in geleneksel sembollerinden biridir. Dionisos ölen ve yeniden doğan bir tanrıdır. İlk dönemdeki Momoyeroslarda kahramanın kendi başına dirilmesi gerektir.
İkinci dönemde ölenin başkasın tarafından diriltildiğini görüyoruz. Görsel olarak, tiyatro açısından eski ve yeni yılı simgeleyen, birbirine rakip iki erkek bir başka adam tarafından diriltilir.Üçüncü dönemde ise kış nedeniyle hareketsiz olan toprakta saklı duran tohumun kişileştirilmiş hali olan ölünün, doğanın kişileştirilmiş hali olan kadının cinsel teması tarafından diriltilmesi gerekir. Gelinin osurmasını da bu aşamaya katmak gerek. Daha sonraki dönemde diriltme olayı Doktor aracılığıyla bir tedavi süreciyle şekillenir.
Orta Çağ Bizans Dönemi Momoyeroslar
Kilise başlarda halkın şenlik yaparak kutladığı bayramlara göz yummaz. Bunların kafir işi olduğunu söyler ve bu kutlamalar aforoz edilir.1 Kilise Momoyeroslara şiddetle karşı çıkıyor ve bunların yerine Hristiyan kutlamalarını kabul ettirmek istiyordu. Yasaklamaya rağmen halk bu gelenekten vaz geçmeyince kilise Momoyerosları himayesi altına almaya çalışır. Böylelikle, arkaik halk tiyatrosu Hristiyan bayramlarıyla birleştirilmiş olarak korunmuş olur.
İsimler
Belirgin olan Momo(y)eri, Momo(y)era adının ilk kısmı momos Pontos’ta bazı bölgelerde ‘aptal’ anlamında kullanılsa da daha eski bir kökeni olduğu açıktır. Kelimenin birleşik anlamı ise momoyeros hem mecazi hem de ikinci bir anlam olarak ‘kurnaz’ demektir.
‘’… kelimenin ilk bileşenini, Pontos lehçesinde hiçbir yöreye ait olmayan, momos olarak kabul edersek yine en azından Bizans’a gitmeliyiz. Çünkü momos kelimesinin anlamı (kınama, utandırma, kusurlu ya da suçlama, kınama ve yergi tanrısı, gecenin oğlu) Dodekamera zamanında, eski inançlar olarak, ölülerin yukarıya çıkış dönemi olan Apokria’daki (Karnaval) gibi Roma ve Bizans’taki, yeni yılın ilk gününde, çeşitli kılıklara giren kişilerin yaptıkları, yöneticiler, kentliler ve köylülerle alay ettikleri neşeli şenlikleri hatırlatmaktadır.
Momoyeros-Momoeria adının Bizans dönemine ait olduğu ve olasılıkla momos ve yeros kelimlerinin birleşmesiyle oluştuğu büyük olasılıktır. Bizans döneminde düğün şölenlerinde Momeria isminden çok da uzak olmayan Momoria denilen halk tiyatro gösterilerinin ortaya çıkması olayını da güçlendirmektedir.’’ (8)
Zaman ve yer rastlantısı
Momoyerosların Kilise tarafından yapılan bazı kutlamalarla eş zamanlı ya da paralel yapılması, Bizans’ın içinde Pontos’taki arkaik büyü törenlerinin yaşadığı döneminin kalıntısıdır. Hristiyan Bizans’ın etkisiyle bu dönemde Momoyerosların yasallaştırılması için oyuncuların ilahiler söylediği Hristiyan yeni yıl kutlamalarına da katılmaları gerekecekti. Momoyerosların oynandığı yerler bazen bir meydan bazen bir ev odası, avlu, evin büyük bir odası gibi serbest olarak seçilir. Yerin serbestçe seçilmesi arkaik döneme göre izine bağlı olması gerekmeyecektir.
Bahşiş Toplama
Momoyeroslar sonunda bahşiş toplama Bizans döneminde başlamıştır. Daha önceki dönemde dinsel ve büyü amaçlı etkinliklerde böyle bir şey yoktur. Toplanan paralar, fakir Pontoslular yararına okul ve kilise kasasına teslim edilir ya da buradan fakir ailelerin gıda harcamaları karşılanırdı.
Şeytan
Momoyeroslardaki şeytan tiplemesi yeni dinin yani Hristiyanlığın bir olgusudur. Antik çağda şeytan diye bir şey yoktur. Zamanla şeytan tiplemesi Hristiyanlığın yaygınlaşmasıyla temel roller üstlenerek önemli bir işlev kazanacaktır.
Akritas (9) destanının etkisi
Akritas’ın karısının şeytanın yardımıyla seyirciler tarafından kaçırılması başlı başına Momoyeroslardaki daha önce üreme içerikli Gelini kaçırma motifi üzerindeki Bizans Akritas geleneğinin etkisini gösterir.
Pontos’ta Orta çağ destan geleneği güçlüdür. Pontosluların yaşadıkları yer destan türünün beşiklerinden biridir. Kral Digenes Akritas destanın ilk yazması, Sümela Meryemana Manastırı’nda bulunmuştur.
Kaçırma ve mutlu son yani düğün motifi yaygındır bu dönemde.Köroğlu destanında da aynı motif vardır. Fakat Köroğlu’nun, Bizans Akritas destanından esinlendiği ve 17.yüzyılda Türk destanına geçmiş olduğu araştırmacıların ortak görüşüdür. Momoyeroslardan bazılarında örneğin Gümüşhane Uluşiran’da oynanan temsillerde araya sokulan Köroğlu ile ilgili şarkıların ve ezbere dize okuma yarışması sahnesi, Pontos halk tiyatrosunun Momoyeroslarına geçen Bizans dönemine ait öğeleridir.
Ayrıca iki rakip grubun önceden hazırladığı, yenilenlerin at gibi dört ayak üstünde kazananları sırtlarına alıp köyün bütün sokaklarını dolaştırdığı, grup liderlerinin yaptığı şiir yarışması Bizans destan geleneklerinden ve Akritasla ilgili şarkılardan ve destandan esinlenildiğini gösterir. (10)
Osmanlı Dönemi-Yeni Dönem Momoyeroslar
Temsillerde dinsel ve büyü amacı hemen hemen tümüyle kaybolmuş; yerini eğlendirici, estetik ve ruhsal bir gidişat almıştır. Yılbaşı sevinç kutlamasından uzaklaşmadan, ahlaksal ve toplumsal tragedya görünüm almışlardır. Osmanlı ile birlikte yeni karakterler ortaya çıkar. Derebeyi, Kadı, Zaptiye, Çavuş, Kizir, Heybeci gibi.
Tiyatro bilinci
Hristo Samuilidis’in aktardığına göre Pontoslu bilim insanları, yazarlar, sanatçılar Momoyerosların tiyatro yapıtı olduklarını düşünmeketedir. Yunan Ulusal Tiyatro’nun Pontoslu yönetmeni (1959 yılında) genel olarak Momoyerosları Pontos tiyatro tarihine dahil eder ve bunları ilk eseri 1860’da görülen çağdaş, yöresel, amatör Pontos tiyatrosunun ataları olarak sayar. D. İkonomidis Momoyerosları temsil olarak adlandırır. Halk bilimci D. Papadopoulos komedya yergi olarak nitelendirir.
Momoyeroslar bu son dönemde net bir biçimde ruhu yücelten topluluklar haline gelmiş ve tamamen tiyatrolaşmıştır. Halk arasında grup katılımını coşturan bir sanat gösterileridir artık Momoyeroslar.
Temsillerde ön hazırlık, süre ve yer
Temsili oynayacak gençler aralarında anlaşır, bir evde toplanır, giysileri, maskeleri tartışır, rolleri paylaşır, tiyatro sanatçıları gibi provalar yapar, günlerce çalışırlar. Daha deneyimli olan halk tiyatrosu sanatçıları, Yönetmen gibi temsilin hazırlanmasında diğer kişilere yol gösterirler. Genel olarak halk tiyatrosu oyuncularının seçimi ve oyunun ön hazırlığı gerçek tiyatro ölçüsü ve anlayışıyla olur.
Momomyerosların halk tiyatrosu olduklarını gösteren başka unsur da süredir. Temsiller defalarca oynanır. Kimi zaman gün içinde birkaç kez kimi zaman bir hafta boyunca tekrar tekrar oynanır. Momoyerosların temsillerini oynamak için özel, kutsal ve gelenekselleşmiş yerleri yoktur. Temsilin oynanması için her ev, her alan, meydanlar, harman yerleri sahneye dönüştürülebilir. Temsilin oynanacağı yerin belirlenmesi serbesttir; bu da insanların eğlenmesini gözeten bir tiyatro topluluğu gibi hareket ettiklerini gösterir.
Osmanlı döneminin Momoyeroslara etkisi
Romalı özlerini değiştirmeden yerli, eski temsillerin üzerindeki dilsel ya da devlet otoritesiyle yapışık olan kelimeler, deyişler, isimler eklenmiştir temsillere. Momoyerosların tiyatrolaştırılması ve toplumsallaştırılmasında 1650’den itibaren Osmanlı’nın sadece Helenlere değil Müslümanlara ve kendisini Türk olarak tanımlayanlara karşı yaptığı baskı ve zulümlerin etkisi çok önemlidir.
Rumlar, Momoyeroslar aracılığıyla yereldeki yöneticilerin halk üzerindeki baskı ve zulmünü, keyfiliklerini, yozlaşmalarını, işkence ve şiddeti tiyatrolaştırarak anlatmayı göze almışlardır. Zulüm edenleri yerme, alaya alma ve rezil etme, zulüm görenlerin tepki ve savunma araçlarından biri olduğu bilinir. Bu dönemde Momoyerosların eski, basit motifleri geliştirilir, toplumsallaştırılır ve yöneticilerin aleyhinde keskin eleştiriler taşıyan diyaloglarla zenginleştirilir.
Bu yazı ağırlıklı olarak Hristos Samuilidis’in ‘Geleneksel Pontos Halk Tiyatrosu’ adlı doktora tezinden yararlanılarak kaleme alınmıştır hatta tezin özet anlatımı olarak da değerlendirilebilir. Samuilidis milattan önce 6. yüzyıldan 1923 yılına kadar olan süreci olanakları ölçüsünde araştırmaya çalışmış ve hem tiyatro sanatı hem de tarih adına önemli bir belge ortaya koymuştur.
1923 sonrası Pontos’ta Momoyerosların devam ettiğine dair Kalandar etkinlikleri örnek olarak gösterilebilir. Kuşkusuz 100 yıl önce yaşananların Momoyerosların gelişmesinin önünde önemli bir etkisi olmuş hatta ciddi bir kesintiye uğramıştır. Pontos’ta son yıllarda yaşanan aydınlanmanın etkisiyle son on yıldır Pontos’un birçok kasaba ve köyünde gerçekleştirilen Kalandar etkinlikleri Momoyerosların yok olmadığının bir biçimde gizli ya da açık geçmişle bağın devam ettiğinin göstergesidir.
Notlar:
(1) Geleneksel Halk Tiyatrosu, Hristos Samuilidis, Belge Yayınları, Sayfa 129
(2) Geleneksel Halk Tiyatrosu, Hristos Samuilidis, Belge Yayınları, Sayfa 130
(3) Geleneksel Halk Tiyatrosu, Hristos Samuilidis, Belge Yayınları, Sayfa 131
(4) ’Dionysos (ya da Bakkhos), en büyük Grek tanrısı Zeus ile Tebai kentinin kurucusu Kadmos’un kızı Semele’nin birleşmesinden dünyaya geldi. Semele ölürken Dionysos’u doğurdu (ölümün yeni bir yaşam getirmesi inancı). Öteki tanrılar gibi Dionysos da mitolojik bir şekilde öldürüldü, ama Zeus ona yeniden can verdi. Böylece, Dionysos, “iki kez doğan” anlamına gelen dithyrambos niteliğini kazandı. Sonradan onun için koro söyleyen ile söylenen ezgilere dithyrambos denildi.
Dionysos kültünün efsanedeki rolü: çoğunlukla şarap, yardım severlik ve bereketliliğin tanrısıdır. O, daha çok şarap ve coşkunluğu simgelerdi. Ona tapınmada coşkun danslar, coşturucu musiki ve sarhoşluğa varan bir aşırılık yer alırdı. O, aynı zamanda ağaçların da tanrısıydı. Bunlardan başka buğday ve tarımla da ilintisi vardı. Bu amaçla bereketin de sembolüydü. O, ilk öküzü sabana koşan tanrı olarak da anılırdı. Dionysos’un bir belirtisi de, ürün devşirmede çiftçilerin tohumu samandan ayırmak için kullandıkları sepetti; çünkü bu, doğduğunda onun içine konduğu sepeti simgelerdi.’’ (Atatürk Üniversitesi, Arkeoloji Bölümü, Doktora Öğrencisi Çağatay Yücel’in tezi: Dionysos Bayramları Ve Şenlikleri)
(5) Dithirambos: Tanrı Dionisos için söylenen bağbozumu şarkıları
(6) ‘’Hattistan, Tanrı’nın buyruk köyü (Hatt, Arapçada yazı, Türkçede Tanrı’nın buyruk yazısının işareti. Örnek: Hatt-ı hümayun ve Hatt-ı şerif. -stan ise, Türkçede, ülke belirten son ek. Örnek: Afganistan, Türkistan). Belki bu kelimeyle Momoyeros, üst düzeyden birinin talimatıyla geldiğini söylemek istiyordu. Aynı şekilde Futistan da, benim görüşüme göre osuranların ülkesi anlamında. Futizo Pontos dilinde, yavaş, sessiz osurmak demek. Belki bu sözcükle de Momoyeros, osurmakla ölü kocasını dirilten Gelin’in hareketini kastediyor olabilir.’’ (Hristos Samuilidis, Geleneksel Pontos Halk Tiyatrosu, Belge Yayınları, Sayfa 300)
(7) Geleneksel Halk Tiyatrosu, Hristos Samuilidis, Belge Yayınları, Sayfa 151
(8) Geleneksel Halk Tiyatrosu, Hristos Samuilidis, Belge Yayınları, Sayfa 157
(9) Digenes Akrites, Anadolu’nun günümüze ulaşan tek Bizans destanıdır. Bu destan Basileios Digenes Akrites adlı kahramanın soyunu, kahramanlıklarını, evliliğini, vahşi hayvanlara ve insanlara karşı verdiği mücadeleleri ve sonunda ölümünü konu ediniyor.
1868’de Trabzon’da, Sumela Manastırı kütüphanesinde ortaya çıkarılan ilk nüshasının 1875’te yayımlanmasına kadar unutulmuş olan Digenes Akrites, Fransız Chanson de Roland ya da İspanyol Cantar de mío Cid gibi ortaçağa ait diğer destanlardan farklı olarak milli bir destan değildir. Fransız ve İspanyol destanlarında Hristiyan bir kahraman Müslümanlara karşı savaşmaktadır. Digenes Akrites’te ise kahramanın babası Hristiyanlığı kabul eden Arap bir emirdir ve Digenes çoğunlukla Hristiyan haydutlara karşı savaşmıştır. Bu çelişkili durum kahramanın adına da yansımıştır; digenes “çift soylu” anlamına gelen bir sıfattır ve akrites “uç beyi, uç askeri” demektir.
(10) Bütün halklar tarafından Momoyerosların temsilinin oynandığı Küçük Asya’da bu etkinliği Ermeniler Tankor; Türkmenler Hüseyin Ali, Türkler Köroğlu, Gürcüler David, Helenler Akritas olarak adlandırırlar.