Araştırma: Narsist kişiler politik olarak daha fazla aktif olabilir

Araştırma: Narsist kişiler politik olarak daha fazla aktif olabilir
ABD’de 500 ve Danimarka’da 2450 katılımcıyla ulusal temsilli iki anket; 2280 katılımcıyla ise yine ABD’de internet tabanlı üçüncü bir anket daha gerçekleştirdiler.

Siyasetle meşgul bir seçmen, gelişen bir demokrasinin kilit taşı olarak görülür fakat herkes seçimlere ve diğer siyasi faaliyetlere eşit derecede katılmayabilir. Yeni yapılan bir araştırmaya göre, narsist kişilerin politik olarak daha fazla aktif olabilecekleri ortaya konmuştur.

Amerika Birleşik Devletleri ve Danimarka’da yapılan bir dizi araştırma sonucunda araştırmacılar, ileri düzeyde narsist; yani hayranlık, bencillik ve yetki ihtiyacının kombinasyonuna sahip kişilerin siyasete katılma ihtimallerinin daha yüksek olduğunu ortaya koydu. Ayrıca bu kişiler, diğer siyasi faaliyetlerin yanı sıra, politikacılarla iletişim kurmaya, ara seçimlerde oy kullanmaya, dilekçe imzalamaya ve para bağışlamaya da daha meyillidir.

Pensilvanya Eyalet Üniversitesi’nin seçkin siyaset bilimi profesörü Peter Hatemi, bu bulguların, bazı siyasi adayların seçimlerde neden ve nasıl başarılı olabildiklerine dair fikir verebileceğini ifade etti.

"Politik süreçlerde yer alan ileri düzey narsist kişilerin, demokrasinin şu anki durumunda rolü olmadığını düşünmek zor. Kişisel kazanç ve statülerine daha çok önem veren insanlar, seçimlerde daha büyük rol alırlarsa, arzularını yansıtan adayların çıkmasını bekleyebiliriz; yani narsisizm narsisizmi doğurur."

Araştırmacılara göre daha önceki çalışmalar, yüksek seviyeli narsisizmin, odağın yurttaş sorumluluğundan kişisel çıkar ve memnuniyete kaydırılması gibi, işleyen demokrasiye zarar verebilecek davranışlarla ilişkili olabileceğini göstermiştir. Toplumun genelindeki ileri seviyeli narsisizm, daha az uzlaşma, iş birliği ve affediciliğin yanı sıra daha fazla çatışma ve sivil çekişmeyle de bağlantılıdır.

Hatemi, ABD’deki mevcut siyasi ortamda, daha fazla insanın politik olarak aktif hale geldiğini, fakat bu seferberliğin kişilik tipleri arasında eşit bir şekilde dağılmadığını belirtti.

Araştırmacılar, çalışmaları için çeşitli veriler topladılar. ABD’de 500 ve Danimarka’da 2450 katılımcıyla ulusal temsilli iki anket; 2280 katılımcıyla ise yine ABD’de internet tabanlı üçüncü bir anket daha gerçekleştirdiler. Her üç ankette de katılımcılara, gösterilere veya toplantılara katılmayı, politikacılarla ve medyayla iletişimi, bağış yapmayı da içeren politik katılımları ve oy verme geçmişleri soruldu. Narsisizm bu çalışmada, katılımcılardan kendilerine uygulanabilecek olan, "Hakkım olan saygıyı almakta ısrar ediyorum." ve

"Genellikle hak ettiğim saygıyı görüyorum." gibi iki ifade arasında seçim yapmalarının istendiği bir anket aracılığıyla ölçüldü."

Bu çalışma sonucunda araştırmacılar, narsisizmi, karar mercilerle iletişim halinde olmak ve fikirlerini duyurmak gibi erken politikaya daha yüksek katılımla ilişkilendirdiler. Narsisizmi yüksek olan insanların ara seçimde oy kullanma ihtimalleri de daha yüksekti. Araştırmacılar, daha yüksek narsisizm seviyesine sahip insanların, tam anlamıyla daha fazla konuştukları için, seslerinin daha fazla duyulabileceğini ifade etti. Araştırmacılar, sonuçları daha da indirgeyerek üstünlük ve otorite/liderlik özelliklerini yine daha yüksek, kendi kendine yeterlilik gibi özellikleri de daha az politik katılımla ilişkilendirdiler. Hatemi bu sonuçları şöyle değerlendirdi:

Genel resim, kendilerine inanan ve kendilerinin diğerlerinden daha iyi olduğuna inananların siyasi sürece daha çok dahil oldukları şeklindedir. Aynı zamanda, kendi kendilerine yetebilen insanların politik süreçlere dahil olma ihtimalleri daha az olasıdır. Bu, politikaların ve seçim sonuçlarının, daha fazlasını isteyen ama daha azını veren kişiler tarafından yönlendirilebileceği anlamına gelir.

Bir sorunu tam olarak saptamak zor olsa da, aşırı narsisizm temsili, azaltılırken daha çeşitli seçmenler arasında siyasi katılımı arttırmanın yollarını bulmanın iyi bir başlangıç olabileceğini belirten Hatemi sözlerine şöyle devam etti:

"Başarılı demokratik işleyiş, kurumlara güven ve demokratik sürece dahil olmayı gerektirir. Eğer narsist olanlar en çok müdahil olanlarsa ve siyasi sürecin bizzat kendisi halkı narsisizme sürüklüyorsa, bence demokrasimizin geleceği tehlike altında olabilir." (Evrim Ağacı)

Öne Çıkanlar