Müzikle ilgilenenlerin beyinleri daha yavaş ve daha sağlıklı yaşlanıyor
Güney Florida Üniversitesi’nde profesör olan Jennifer Bugos, dedesine ve ninesine müzik çaldığında sihir gibi bir şey oldu.
"Bir cümleyi bile zar zor kuran demans hastası dedem, Battle Hymn of the Republic şarkısının tamamını söyledi. Tamamen bitkisel hayatta olan Alzheimer hastası ninem, müziğin sabit ritminde ayak parmağını oynattı."
Onların bu tepkileri Bugos'a müzik eğitiminin yaşlı kişilerde ilerlemiş hastalık evrelerinin nasıl önleyebileceğini veya potansiyel bilişsel kayıpları hafifletebileceğini araştırması için ilham oldu.
Bugos, hayatlarında hiç enstrüman çalmamış yaşlı insanlar için bir müzik dersi ayarladı. Katılımcılar haftada üç gün başlangıç seviyesindeki müzik kitabından müzik teorisi, müzik dizilerini çalmayı ve müzik parçalarını öğrendi. Altı ay sonrasında katılımcıların dikkat, hafıza ve birçok işi aynı anda yapabilme gibi bilişsel becerilerinde artış görüldü. Bugos, şöyle diyor:
Müzik, bilişsel ve duygusal açılardan kişilere katkı sağlayan güçlü bir uyaran. Fiziksel ve bilişsel eksikliklere rağmen müzik engelleri aşma kapasitesine sahip.
İşitme, hafıza ve diğer bilişsel becerilerin yaşlandıkça azalmasına rağmen, çalışmalar gösteriyor ki müzik aktivitelerine az da olsa katılan kişiler, bu becerileri koruyabilir. Bilim insanları, müzisyenler üzerinde çalışarak, müzik çalmanın beyni nasıl etkilediği hakkında birçok şey öğrendi. Müzik eğitimi almamış yaşlılarla kıyaslandığında yaşlı müzisyenlerin gürültülü ortamlarda daha iyi duydukları, hafızalarının ve bilişsel kontrollerinin daha iyi olduğu görüldü.
2018 yılında yapılan bir çalışmada araştırmacılar, beyinlerinin nasıl yaşlandığını karşılaştırmak için profesyonel ve amatör müzisyenlerin MR sonuçlarıyla, müzisyen olmayan kişilerin MR sonuçlarını karşılaştırdılar ve müzisyenlerin beyinlerinin daha genç göründüğü sonucuna vardılar. Jena Üniversitesi’nde profesör olan ve aynı zamanda çalışmanın yazarlarından biri olan Christian Gaser şöyle diyor:
"Beynin kronolojik yaşı ve tahmin edilen yaş arasındaki farklılık, 'Beyin Yaş Fark Tahmini' olarak adlandırılır ve beyindeki yaşlanma süreci hakkında bilgi verir."
Yüksek bir Beyin Yaşı Fark Tahmini puanı, beynin hızlı yaşlandığını belirtirken, düşük bir Beyin Yaşı Fark Tahmini puanı beynin yavaş yavaş yaşlandığı anlamına geldi. Bu ölçekte müzisyenler, müzisyen olmayan kişilere göre daha düşük puan aldı ve yaşlı insanların beyinlerinde genelde görülen bölgesel beyin küçülmesi gibi yaşlanma belirtilerini daha az gösterdi. Amatör müzisyenlerin profesyonel müzisyenlerden daha düşük puan alması dikkat çekiciydi. Amatör müzisyenler, beyni en yavaş yaşlanan müzisyenlerdi. Prof. Dr. Gaser ve arkadaşları bunu amatör müzisyenlerin, müziği geçim derdi olmadan yapmalarına bağlıyorlar:
"Sadece boş zamanlarında enstrüman çalan insanlar, hem daha çok eğlenir hem de burada beyindeki gençleştirici etkiden daha çok söz edilir; çünkü stres faktörleri, profesyonel müzisyenlerde olduğu gibi ortadan kaldırılır."
Enstrüman çalmak, bilişsel faydalarla da ilişkilendirilebilir; çünkü aynı zamanda beyin için egzersizdir. Klinik geropsikiyatrist ve Prince Edward Island Üniversitesi’nde psikoloji bölümünde asistan profesör olan Jessica Strong, "Enstrüman çalmak, beyin idmanıdır." diyor. Enstrüman çaldıkça ve bu sırada aşırı hareketlerinizi bastırmaya çalışırken, ellerinizi ve parmaklarınızı (bazen de ayaklarınızı) aynı anda çalıştırmanız gerekebilir. Fiziksel hareketlerle baş etmenin yanında nota kağıdını anlar ve takip edersiniz. Bunları yaparken sadece müziğe odaklanır ve dikkat dağıtan şeyleri görmezden gelirsiniz.
Yrd. Doç. Dr. Strong, bu değişikliklerin sürebileceğini not etti. Bir çalışma, kırk yıldan fazladır enstrüman çalmayan yaşlı insanların işitsel uyaranlara, hiç enstrüman çalmayan kişilere göre daha hızlı tepki verdiğini gördü. Erken müzikal deneyimler, bireyleri hayatlarının geri kalanında işitsel olarak daha farklı yönde etkileşim kurmaya sevk edebilir. Dr. Strong şöyle diyor:
"Yaşlı biri, uzun süre enstrüman çalmasa bile, daha önceden enstrüman çaldığında beyninin belirli bölgelerinde oluşan değişiklikler (ses ve yoğunluk gibi) hala varlığını sürdürecektir."
Dr. Strong, 2018'de hala aktif müzik yapan yaşlıların, daha önce müzikle uğraşmış kişilerin ve müzisyen olmayan kişilerin arasındaki bilişsel farklılıkları inceledi. Katılımcılar hafızaları, sıralama ve dikkat becerileri, görevleri yürütme becerileri ve çevreyi algılamaya yardım eden görsel uzamsal yetenekleri açılarından teste tabii tutuldular. Müzik eğitimi görmüş olan katılımcılar kavrama, planlama ve dikkat ölçeklerinde daha iyi puanlar aldılar. Strong’un çalışmadaki bulguları önceki çalışmayla uyuştu. Şöyle diyor:
"Bulguları çoğaltılması ve genişletilmesi, bir müzik aleti çalma ile ileriki yaşlardaki algı seviyesi arasındaki ilişkiyi güçlendirir."
2019’da Clude Alain ve ekibi, Rotman Araştırma Enstitüsü’nde müzik eğitiminin yaşlıların beynini nasıl etkilediğini inceledi. Araştırmacılar yaşlıları müzik ya da görsel sanatlar oturumlarına kaydettiler. Katılımcılar oturumlara katılmadan önce sözlü kavrama, hafıza ve bilişsel kontrolü ölçen testlerden geçti. Üç ay sonra müzik oturumlarına katılan bireylerde engelleyici kontrol becerisinin geliştiği görüldü. Katılımcılar şarkıya odaklanmak haricindeki diğer tüm etkenleri görmezden gelebiliyordu. Alain şöyle diyor:
"Kısa dönem görsel sanatlar ve müzik eğitimi yaşlı bireylerin beyin sağlığını arttırabilir. Eğitimin üç ay olduğu göz önüne alındığında bu, büyük bir gelişmedir."
Bilim insanları müzik ve beynin yaşlanması arasındaki ilişki hakkında çok şey öğrenmiş olsa da hala keşfedilecek çok şey var. Mesela insanlar müzik çaldığında beyinde neler oluyor ve bu neden pozitif etkilere sebep oluyor? Jennifer Bugos, sözlerini şöyle tamamlıyor:
"Müzik eğitiminin arka planını ve müzik eğitiminin hangi kısmının gözlemlediğimiz ilerlemelere katkıda bulunduğunu anlamamız gerek." (Evrim Ağacı)