Şempanzeler, insanların konuşma ritmine benzer şekilde sesler çıkarıyor
Şempanzelerin iletişimine dair yeni bir çalışma, insan konuşmasının evrimine dair en umut verici teorilerden birini destekliyor.
Konuşmanın evrimi, evrimde en uzun süre gizemini korumuş bulmacalardan biridir. Araştırmacıların, maymunların da ağız açma-kapama örüntülerinin, insanların konuştukları dillerdeki gibi hızlı bir şekilde art arda geldiğini birkaç sene önce göstermeleriyle birlikte, olası çözüm ipuçları ortaya çıkmaya başladı.
Bu, dil evriminin şimdiye kadar ortaya koyduğu bilimsel gizemin çoğunu ortadan kaldırıyor. Biology Letters’taki yeni makalede araştırmacılar, konuşma evrimi bilmecesinin olası çözümüne doğru kritik bir adım olarak, şempanzelerin dudak şapırdatma/kıpırdatma ritimlerinin, konuşmaya benzer bir işaret sergilediğini ortaya koydular.
Dünya üzerindeki her dilde olduğu gibi, maymun dudak kıpırtıları da saniyede 5 döngülü bir ritim meydana getirmektedir (5Hz). Bu mutlak ritim, diğer bir primat türü olan gibonların şarkısında ve orangutanların ünlü ve ünsüz harflere benzeyen seslenişlerinde de tespit edilmiştir.
Goriller, bonobolar ve şempanzeler gibi insanla daha çok ilişkilendirilebilen Afrika maymunlarında herhangi kanıt olmaması, bu teorinin inandırıcılığının gecikmesine yol açmaktaydı.
Şimdi ise araştırmacılar, dört şempanze topluluğundan elde ettikleri verileri kullanarak, bunların da keza insan konuşmasıyla benzer ritme sahip ağız sinyalleri ürettiklerini doğruladılar.
Bulgular, primatların ağız sinyalleri ritminin evriminde 5 Hz ritminin sürekliliğini gösteriyor. Ve evrimin, primatların ağız sinyallerini ses sistemlerine ve daha sonra da konuşmaya dönüştürdüğünü kanıtlıyor.
Bilim insanları, Afrika’nın insana en çok benzeyen büyük maymunlarının iletişim sinyallerinin ritimleri üzerinde hiç çalışmamışlardı. Araştırmacılar, şempanzelerin birbirini "tımar ederken" ortaya çıkardıkları dudak kıpırtılarının ritmini incelediklerinde, şempanzelerin dudaklarını, konuşma benzeri olarak, 4.15 Hz frekansında kıpırdattıklarını buldular.
Araştırmacılar, Edinburg ile Leipzig Hayvanat Bahçesi’nden ve her ikisi de Uganda’da bulunan Kanyawara ve Waibira vahşi toplulukları olmak üzere ikisi hayvanat bahçesinde ikisi de doğal yaşamda olan dört gruba ait video kayıtlarından elde edilen verileri kullandılar. Warwick Üniversitesi psikoloji bölümünden Adriano Lameira şöyle diyor:
Elde ettiğimiz sonuçlar, konuşulan dilin, türümüzün atalarında zaten mevcut olan ve diğer primatlar ve hominidler tarafından da kullanılan "malzemelerin" kullanılarak bir araya getirildiğini kanıtlamaktadır. Bu, dil evrimine dair bilimsel sırrın çoğunu ortadan kaldırıyor. Konuya dair bilgi eksikliğimizin bir sebebinin de büyük maymun kuzenlerimizin vokal ve bilişsel kapasitelerini göz ardı etmemizden kaynaklandığına emin olabiliriz.
Şempanze popülasyonları arasındaki ritmde belirgin farklılıklar bulmuş olmamız da bunların, maymun kuzenlerimize sıklıkla atfedilen otomatik ve basmakalıp sinyaller olmadığını düşündürüyor. Bunun yerine, ciddiyetle düşünmemiz gereken şey, tıpkı insanlarda olduğu gibi, bireysel farklılıkların, sosyal düzenin ve çevresel faktörlerin, şempanzelerin birbirleriyle nasıl "konuşacağı" konusunda etkili olabileceğidir
Lameira’ya göre, araştırmayı sürdürülürlerse, yeni ipuçları kesinlikle kendilerini açığa çıkaracaktır. Artık bu, sözkonusu değerli toplulukları doğal alanlarında korumak için politik ve sosyal gücü yönlendirme ve bilim insanlarının daha ileriye bakmasını sağlamak için olanaklar tanıma meselesidir.
İşbu çalışmaya, St Andrews Üniversitesi’nden, York Üniversitesi’nden ve Warwick Üniversitesi’nden pek çok araştırmacı katkıda bulunmuştur. (Evrim Ağacı)