İzmir-Aydın sınırına yeni altın madeni yolda: 'Maden gelirse her şeyi kaybederiz, göç etmek zorunda kalırız'

İZMİR - Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü (MTA), İzmir-Aydın sınırındaki ormanlık bölgede dördüncü grup maden arama çalışmaları için harekete geçti. MTA Ege Bölge Müdürlüğü tarafından yürütülen çalışmalar kapsamında karot, kırıntı ve numune alınması için üç noktada sondaj çalışmalarına başlandı.

Sondan çalışmaları için İzmir Orman Bölge Müdürlüğü, 802 metrekarelik sahayı Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü’ne teslim ederek onay verdi. Sondaj çalışmaları sonucunda elde edilecek sonuçlara göre, bölge bakanlık tarafından ihaleye çıkarılarak özel bir maden şirketine verilebilecek. Ardından şirket, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na başvurarak ÇED süreci başlatılmasını isteyecek.

SİYANÜR TEHDİDİ

MTA’nın arama çalışmalarına başlattığı dördüncü grup madenler arasında linyit, taşkömürü, uranyum, toryum, radyum gibi enerji hammaddeleri ve altın, gümüş, platin, bakır, demir, krom, titan ve alüminyum gibi metalik madenler yer alıyor. Bu tür madenlerin çıkarılmasında ise siyanür kullanılması mümkün.

KÖYLER VE ÇEVRE ÖRGÜTLERİ HAREKETE GEÇTİ

Çalışmaların yürütüldüğü saha İzmir'in Ödemiş ilçesine bağlı Bademli, Küre ve Küçükören köyleri arasında kalıyor. Bölge halkı ise sondaj çalışmalarından rahatsız. Geçtiğimiz gün Bademli Köyü meydanında mahalle muhtarının çağrısıyla, Ödemiş Koza Derneği, Aydın Çevre Platformu'nun da katılımıyla bir halk buluşması yapıldı. Buluşmada dernek temsilcileri maden çalışmalarının tarım ve hayvancılığa olası etkilerini anlatırken nasıl bir mücadele verilmesi gerektiği de konuşuldu.

MUHTAR: MADENE KARŞIYIZ

Artı Gerçek’e konuşan Bademli Köy Muhtarı Sema Emine Özbaş, köylerinde maden sahası istemediklerini dile getirdi. Özbaş, "Üç sene önce burada bir maden olduğu tespit edilmiş ve araştırma yapılıyor şu an altın, gümüş vs var mı diye. Üç aylık muhtarım. Daha önceki muhtar da bir bilgi vermemiş. Sondaj çalışmaları başladığında jandarmaya giderek görüşmek istediğimi söyledim. Biz burada maden çalışmalarına karşıyız. Biz bir orman köyüyüz ve burada tapu sorunumuz var. Herhangi bir maden çıktıktan sonra elimizde böyle bir yer kalamaz. Önlemini almak için neler yapabileceğimizi araştırıyoruz" dedi.

'DAĞLARIMIZ ZATEN DEĞERLİ'

Geçim kaynaklarının da tehdit altında olduğunu vurgulayan Özbaş "Saha çam ağaçlarının yanı sıra meyve ağaçlarıyla da kaplı. Köyümüzün geçim kaynakları arasında kestane, ceviz, kiraz, erik ağaçları bizim elimizde kalmaz. Büyükşehir Yasası geldikten sonra elimizdeki mallar yağma oldu ve o kadar mağduruz ki bir şeyler yapabilmek, hizmet getirebilmek için çırpınıyoruz. Şimdi bir de maden gelirse elimizde atalarımızdan kalma her şeyi temelli kaybederiz. Göç etmek zorunda kalırız. Bizi, 'bir şey çıkmaz' diye avutmaya çalışıyorlar ama ya çıkarsa ne olur? Bizim bir dağlarımız zaten değerli" diye konuştu.

Türkiye'deki altın madenciliği raporu: 2018’den 2022’ye tehlikeli maden atıkları ikiye katlandı