AB’ye, 'Türkiye gibi otoriter rejimlerle işbirliğine son ver' çağrısı
Almanya’nın önde gelen barış enstitüleri, AB’ye 'otoriter yönetimlerin' iş başında olduğu Libya ve Türkiye gibi göç krizinde kaynak olan devletlerle 'işbirliğine son verin' uyarısı yaptı.
Almanya'nın başkenti Berlin'de düzenlenen basın toplantısıyla '2019 yılı Barış Raporu'nu kamuoyuna açıklayan Almanya’nın önde gelen barış enstitüleri, Avrupa Birliği'nin (AB) sığınmacı politikalarını sert bir dille eleştirdi. Yaşama hakkının korunması önceliğinin Akdeniz’de fiilen askıya alındığını belirten barış enstitülerinin hazırladıkları raporda, AB’nin yasadışı göçle mücadele adı altında izlediği politikalar eleştirilirken, bunun sonucunda insan hayatının korunması önceliğinin Akdeniz’de fiilen askıya alındığı belirtildi.
'AB'NİN DIŞ SINIRLARI DÜNYANIN EN ÖLÜMCÜL SINIRLARI'
Deutsche Welle Türkçe'nin aktardığı habere göre, AB’nin sınırlarında insan onurunu hiçe sayan koşullara göz yumulduğu ve izlenen politikalarla bunun desteklendiğinin kaydedildiği raporda, Akdeniz’de 2000 yılından bu yana en az 35 bin kişinin boğularak hayatını kaybettiğinin tahmin edildiği belirtilirken, AB’nin dış sınırları 'dünyanın en ölümcül sınırları' olarak nitelendirildi.
AB’nin insani değerleri gözeten sığınmacı politikalarına liderlik etmesi gerekirken, sınırlarını kapatarak kendisini izole ettiğine dikkat çekilen raporda, Avrupa'nın dış sınırlarında çok kapsamlı, sofistike bir 'buraya girilemez' rejimi uygulandığı belirtildi.
'OTORİTER REJİMLERLE İŞBİRLİĞİNE GİTMEYİN' UYARISI
Barış enstitüleri, AB’nin bu amaç doğrultusunda "otoriter yönetimlerin" iş başında olduğu Libya, Sudan veya Türkiye gibi göç krizinde transit ya da kaynak ülke konumundaki devletlerle işbirliklerine gitmesini eleştirdi.
Raporu kaleme alan uzmanlar AB’ye "otoriter ve baskıcı rejimlerle" yürütülen işbirliğinin sona erdirilmesi çağrısında bulundu, yürütülen işbirliğinin içinde barındırdığı riskler konusunda da Avrupa hükümetlerini uyardılar.
Uzmanlar, otoriter rejimlerle işbirliğinin, söz konusu ülkelerde demokratik değişim süreçlerini bloke edebileceğinin altını çizerken, bunun sonucunda da yeni kriz ve göç akınları yaşanabileceğine dikkat çektiler.
Kalkınma politikalarının artan oranda güvenlik ve göç politikalarına hizmet eder bir nitelik kazandığına vurgu yapılan Barış Raporu’nda, insan hakları yönelimli siyasetin geri plana itildiği de belirtildi. (HABER MERKEZİ)