Barzanilerin ABD'deki gizli mal varlıkları ve malikaneleri

ARTI GERÇEK- Mesrur ​​Barzani, Irak Kürdistan başbakanı ve aynı zamanda CVS'nin bulunduğu Miami binasının da sahibi. The American Prospect dergisi Kasım/Aralık 2021 sayısında Mesrur Barzani'nin ABD'deki mal varlığı ile iligili, bir ihbar koruma kuruluşu olan Devlet Hesap Verebilirlik Projesi'nde araştırmacı (Government Accountability Project, a whistleblower protection organization) Zack Kopplin'in yazdığı Cowboy Eczanesi (Cowboy Drugs) adlı makaleye yer verdi:

Miami'nin ışıltılı South Beach bölgesinin kalbinde, sudan birkaç blok ötede, diğerleri gibi olmayan bir eczane. Washington Bulvarı'ndaki CVS'den güneş kremi ve hasır şapka satın alan turistler Ortadoğulu bir kleptokratı finanse ediyor.

Yaklaşık 12.000 metrekarelik eczaneyi barındıran pleksiglas bina 18,3 milyon dolar değerinde ve CVS ile müzakere edilen uygun kira koşulları nedeniyle ev sahibi için önemli bir kazanç sağlamalı. 2019 yılında, Miami emlak kayıtlarına dayanarak, yerel basın, binayı satın almak için Virginia merkezli bir emlak şirketi olan KLNB'ye kredi verdi. Ama Virginia firmasının emlak kayıt memurunun satışa dahil edilmesi bir hedef saptırmaydı. Zira bir şirket temsilcisi, "KLNB bu mülkün sahibi değil ve işlemle ilgisi yok" dedi.

Gerçek satın alma anonim bir Delaware paravan şirketi tarafından yapıldı. Bu şirketin kuruluş belgelerinde Irak Kürdistan Başbakanı Mesrur Barzani'nin adı geçiyor.

Irak'ın kuzeyinde yarı bağımsız bir bölge olan Kürdistan, adı dışında  kalıtsal bir monarşidir ve on yıllardır Barzani ailesinin egemenliğinde bulunuyor. Kürt başbakan, Suudi tarzı gazeteci suikastleri de dahil olmak üzere muhaliflerine saldırı, işkence etme ve öldürme gibi yöntemlerle yetkisini kötüye kullandı. Barzani henüz bölgenin istihbarat şefi olarak görev yaparken, yerel bir üniversite öğrencisi olan Zerdaşt Osman, başbakanın kız kardeşlerinden biriyle evlenmenin getireceği toplumsal ilerleme hakkında hicivli bir şiir yayınladığı için işkence gördü ve öldürüldü.

Kürt başbakan iyi huylu bir eczane işletmecisi değil. Ancak bir yazım hatası olmasaydı Amerika'nın azımsanan şirket gizliliği prensibini sağlayan rolünden dolayı, South Beach sakinlerinin Washington Avenue CVS'den haberleri olmayacaktı.

Amerika Birleşik Devletleri'nde gizlenen yasadışı servetinin boyutunu kimse bilmiyor. Delaware gibi eyaletler tarafından yürütülen kurumsal gizlilik yasaları sayesinde bu bilgiler gizli kalmaya devam ediyor. Ancak Barzani ailesinin Miami'deki bu eczane örneğinde olduğu gibi yatırımlarının izini sürünce,  Amerika'nın neden kirli para için çekici bir yer haline geldiği açıklanabiliyor.

Barzani için çalışan kişiler sorularımıza yanıt vermedi. Petrol ve yolsuzluk sayesinde Barzaniler muazzam miktarda servet biriktirdiler. Örneğin, başbakanın kardeşlerinden birine gizlice bağlı bir şirketin Kürdistan'da sahip olduğu bir gayrimenkul yatırımı 1,27 milyar dolar değerinde. Diğer despotlar gibi, Barzaniler de paralarını gizlemek için, Panama ve Pandora Belgeleri'nin ifşa ettiği türden gizlilik cennetlerine yöneldiler.

Gizlilik cennetleri (Paradise Papers) sınırları içinde bulunan şirketlerin sahiplerinin ve hissedarlarının adlarının kamuya açıklanmasını gerektirmeyen yargı bölgeleridir. Bu, vergi kaçakçılığından kara para aklamaya ve rüşvete aracılık etmeye kadar her türlü mali suça olanak sağlıyor. Ancak, gizli belgelerde yolsuzlukları açığa çıkarılan Ürdün kralı ve Arjantin'in eski başkanının aksine, Barzani'nin varlıkları ve ticari anlaşmaları Panama ve Pandora Belgelerinde ifşa edilmedi.

Ancak kar amacı gütmeyen Gelişmiş Savunma Araştırmaları Merkezi'nin (Advanced Defense Studies) Dubai'deki emlak kayıtları veritabanınından elde ettiği bilgilerde mal varlıkları ortaya çıkıyor. Bu belgelerde Barzanilerin mal varlıklarının değeri, aşırı pahalı Burj Khalifa kompleksi ve Dubai'nin yapay Palmiye Jumeriah adasında Birleşik Arap Emirlikleri'nin kraliyet ailesiyle birlikte bağlantılarının olduğu detaylar ortaya çıkıyor.

Barzanilerin cennet belgelerinde izlerine rastlanmamasının bir nedeni de Cayman Adası yerine Delaware'de anonim şirketler yaratma konusunda uzmanlaşmış Hollandalı bir şirket olan Wolters Kluwer'ın bir Amerikan şubesi olan CT Corporation'a ait bir ofis binasını seçmiş olmalarıdır.

... Amerika'nın kurumsal gizlilik prensibi, herhangi bir Karayip adasının sunduğuna neredeyse eşdeğerdir. Birçok eyalette, varlıklı kişiler gerçek mülkiyeti ifşa etmek yerine, adlarını ve adreslerini şirket evraklarına koymak için acenteler ve temsilciler kiralayabilir veya herhangi bir mülkiyet bilgisi ibraz etmeleri gerekmez. Wolters Kluwer gibi bir muhasebeci, hukuk firması ve danışmanlar ağı, ödeme yapabilen herkes için bu gizli şirketleri kurup yönetebilir.

Barzanilerin, Kaliforniya ve Virginia'daki malikaneleri de içeren, gizli mülkleri ve sakladıkları para ABD'de dört kez tutuklanamalarına yetecek kadar çok. Toplu olarak, aile yalnızca bu dört mülk için 75 milyon doların üzerinde ödeme yaptı. Bu yatırımlar muhtemelen ailenin Amerika Birleşik Devletleri'ndeki gizli servetinin sadece küçük bir kısmını temsil ediyor. Bu özelliklerin hiçbiri Panama Belgeleri tarzı bir sızıntıyla keşfedilmedi. Bunun yerine, vekil sahipleri ve onları korumak için pahalı hukuk firmaları olan dört mülkün hepsinin maskesi düştü, çünkü onların işlerini yerine getiren paravanlar küçük hatalar yaptı.

Barzani ailesinin yatırımlarının izini sürmek, Amerika'nın neden kirli para için cazip bir yer haline geldiğini açıklıyor.

'BAŞBAKAN BARZANİ'NİN YANI SIRA KARDEŞİ MUKSİ BARZANİ'NİN DE ADI GEÇİYOR'

CVS örneğinde, kendi gizli müvekkillerini ifşa eden, Pensilvanya merkezli bir hukuk firması Cozen O'Connor'dı. Aralık 2018'den başlayarak iki aydan fazla bir süre boyunca hukuk firması, tümü eczanenin Washington Avenue adresinden adını alan üç Florida şirketi ve bir Delaware şirketi açtı. Florida şirketlerinin evrakları arasında Kürt başbakanın adı ve imzasının yanı sıra diğer kardeşlerinden Muksi Barzani'nin imzası da vardı.

Bu isimler halka açıklanmadı ve eczanenin satın alınmasından kısa bir süre sonra hukuk firması onları şirketlerden çıkarıldı. Barzaniler, Cozen O'Connor'ın kendi avukatlarından Matthew Weinstein ile değiştirildi. Mükemmel bir çözüm değildi, ancak bu yasal triyaj oldukça etkiliydi. Popüler şirket araştırma veritabanlarında isimlerini bulamazsınız ve bu, yerel gazetecileri kandırmak için yeterliydi.

CVS anlaşması, şirket avukatlarının zengin diktatör müvekkillerini savunmak için ne kadar ileri gideceklerini de vurguluyor. Weinstein, Barzanilerin binanın sahibi olduğunu veya Cozen O'Connor'ın müşterileri olduğunu kategorik olarak reddetti. Bunun yerine, Florida dışişleri bakanı tarafından tutulan kurumsal belgelerin yanlış olduğunu söyledi. Daha sonra, takip eden sorulara cevaben Weinstein, daha önce söylediklerini de reddetti. "Barzani ailesi hakkında bir makale yazarsanız, "Bay Weinstein, bu konularda yorum yapmayacağım'' yazın diye bir e-mail yazdı.

... Weinstein'ın Florida eyalet sekreterinin kayıtlarının yanlış olduğu konusundaki temel iddiası mantıksız. Kürt başbakanın ve akrabalarının isimleri, birden fazla Florida şirketinin kuruluş belgelerinde sebepsiz yere rastgele bir şekilde ortaya çıkmıyor. Adalet Bakanlığı eski kıdemli savcısı Robert Appleton, "Ad, şirket sicilinin önemli bir parçası" dedi. Bu belgeler Cozen O'Connor tarafından hazırlandı ve birçoğu Weinstein tarafından şahsen imzalandı. Florida şirket kayıt memuruna sahte belgeler sunmak bir suçtur, ancak Weinstein'ın hukuk firmasının müvekkillerinin kimliğini gizlemek için son girişimde yaptığını iddia ettiği şey esasen budur.

Barzanilerin hatalara tahammülü olmadığı aşikar ama Virginia malikanelerini ortaya çıkaran da benzer bir hataydı. 2010 yılında, yerel bir hukuk firması tarafından bir araya getirilen anonim bir Virginia şirketi tarafından satın alındı. Yıllarca Kürdistan gözlemcileri mülkün Mesrur ​​Barzani'ye ait olduğu konusunda spekülasyon yaptılar, ancak birileri yanlışlıkla Virginia şirketinin kaydının iptal edilmesine izin verene kadar belgeler ortaya çıkmadı. İşe iade evrakları bir Kürt holdingi olan Ster Group'un başkanı tarafından imzalandı. WikiLeaks tarafından yayınlanan Dışişleri Bakanlığı yazışmalarına göre, Ster Grubu Barzani ailesinin üyeleri aittir.

Pensilvanya'daki bir hukuk firmasının hatası olmasaydı, Miami CVS anlaşmasının izi Barzani ailesine kadar takip edilemeyecekti.

Barzaniler, kanlı paralarını saklamak için sadece Amerikan kurumsal gizliliğini kullanmıyorlar. Bunu aynı zamanda ABD hükümetini dolandırmak için de kullanıyorlar. Onların Kaliforniya'daki malikanelerinin ikisi Pentagon'u dolandırma komplosuyla bağlantılı. Bir başka küçük ölçekli Virginia hukuk firmasının temsilcileri aracılığıyla anonim Delaware ve Virginia şirketleri tarafından 2018 yılında satın alınan bu malikaneler, Beverly Hills tarihindeki en büyük gayrimenkul alımlarından biriydi. Bu durum, ancak Variety'nin gayrimenkul sektörü, mülklerle ilgili evraklar üzerinde Barzani ailesinin çalışanı Haval Dosky'nin adını keşfetmesiyle ortaya çıktı.

Dosky, Kürdistan'daki Amerikan üsleri için yapılan yakıt alımlarında, Pentagon'un piyasa fiyatlarının önemli ölçüde üzerinde ücretlendiren Barzani'nin tercih ettiği askeri şirketlere yönlendirildiği bir düzende aracıydı. Bu anlaşmalardan elde edilen gelirlerin bu malikaneleri finanse etmesi oldukça olası.

Bütün bunlar şu soruyu gündeme getiriyor: Barzaniler ve diğer otokratların Amerika Birleşik Devletleri içinde ne kadar gizli mülkü var? Şirket avukatları hata yapar, ancak her zaman ve muhtemelen sık sık değil.

Anonim paravan şirketlere ve gizli emlak alımlarına yönelik çoğu gazetecilik araştırmaları başarısızlıkla sonuçlanıyor. Bu parçayı rapor etme sürecinde bile, Kalifornia'daki başka bir olası Barzani mülkünü doğrulamak için mülkiyet kayıtlarını alamadım. Bu şirketin arkasındaki avukatlar hiçbir hata yapmadılar ve tamamen anonim tuttular. Delaware gibi eyaletler kurumsal gizlilik yasalarını sürdürdüğü sürece, yolsuzlukla ilgili gazetecilik soruşturmaları çıkmaza girmeye devam edecek.

Delaware yetkilileri geçtiğimiz günlerde Prospect'te statükoyu savundular ve eski bir yargıç "Bunun Delaware kağıtları değil de Panama belgeleri olarak adlandırılmasının bir nedeni var" dedi . Ancak Panama ve Delaware arasındaki temel fark, henüz bir Delaware ihbarcısının olmamasıdır.

Ocak ayında Kongre, şirketlerin gerçek sahiplerinin isimlerini bazı önemli istisnalar dışında Hazine Bakanlığı'nın Mali Suçları Uygulama Ağı'na (FinCEN) bildirmelerini gerektiren Kurumsal Şeffaflık Yasası'nı kabul etti. Bu yaklaşımın yeterli olmadığına dair kanıtlar zaten var.

Kolluk kuvvetlerinin mülkiyet kayıtlarına erişiminin sağlanması doğru yönde atılmış bir adımdır, ancak yine de yetersizdir. Bu, kurumsal görevi kötüye kullanmanın etkin bir şekilde soruşturulmasını Adalet Bakanlığı'nın önceliklerine, kaynaklarına ve yasal engellere bağlamaktadır. Federal müfettişler muhtemelen terörist finansörleri ve uyuşturucu kaçakçılarını yakalamada çok daha etkili olacaklar, ancak Amerikan askeri müttefikleri olan Barzaniler gibi, ulusal güvenliği tehdit etmeyen herkes muhtemelen çok daha az önceliğe sahip olacak.

FinCEN'den bir başka büyük dosya sızıntısı, kurumun bankalardan yüz binlerce şüpheli işlem olduğuna dair kanıt almasına rağmen mali suçları durdurmak için çok az şey yaptığını gösterdi. Kurumsal şeffaflık soruşturmalarında işlerin farklı olacağına dair hiçbir kanıt yok.

Kamu intifa hakkı kaydı, tek yeterli reformdur, ancak bu yaklaşımın bile güvenlik açıkları var. Gizlilik endüstrisindeki şirketler tarafından sağlanan aday sahipliği, genellikle yasa dışı bir hizmettir. Bu, şirketin kurumsal evrakları imzalaması için yalnızca bir avukat veya acente değil, sahte bir mal sahibi sağladığı anlamına gelir. Gerçek mal sahibi, sahte mal sahibi tarafından imzalanmış tarihsiz istifa mektupları ve şirket kararlarını dikte etmelerine izin veren bir vekaletname gibi yasal belgelerle korunurken, tüm bunlar halktan ve kolluk kuvvetlerinden gizli tutulur.

Barzaniler gibi insanların saklayacak paraları olduğu sürece kurumsal sırlar sorun olmaya devam edecek. Amerika'da bunun için tek gerçek çözüm, bir muhbir tarafından Delaware belgelerinin sızdırılmasıdır. Cozen O'Connor gibi hukuk firmalarının ve Wolters Kluwer gibi kurumsal hizmet şirketlerinin çalışanları, kleptokrat müşterilerinin dahili veritabanlarını ve gizli işletmelerinin adlarını almalı ve bunları herkese açık hale getirmelidir.

Kurumsal bilgi uçurma yasaları, kusurlu bir koruma yama işidir ve Amerika'nın cezai mali gizlilik rejimini ifşa edecek kadar cesur herhangi bir ihbarcı, sivil itaatsizlik eylemleri için ciddi risklerle ve olası misillemelerle karşı karşıya kalacaktır. Ama bu çalışanların ayağa kalkmasına ihtiyacımız var. Bu sistemi gerçekten çökertme gücüne sahip olan tek kişi onlar!