France 24'e konuşan Fidan: 'HTŞ yıllardır Ankara ile işbirliği yapıyor, SDG meselesini Suriye'nin yeni yönetimi halletmeli'
Dışişleri Bakanı, Fransız kanalına verdiği röportajda "IŞİD, Kaide hakkında istihbarat toplama konusunda HTŞ, yıllardır bizimle işbirliği içinde oldu" dedi. Fidan, SDG'yi 'Şam'daki yeni yönetime havale ettikleri, olmazsa gerekeni yapacaklarını' söyledi.
Artı Gerçek - Suriye'deKaide bağlantılı Heyet Tahrir Şam'ın (HTŞ) Esad yönetimini devirip iktidarı ele geçirmesiyle ilgili "Türkiye'nin rolüne, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın önemine" ilişkin analizler geçen Fransız haber ağı France 24, Şam'daki gelişmelerle ilgili Dışişleri Bakanı Hakan Fidan'ın görüşlerine başvurdu.
'ŞAM'A GİDİP YENİ SURİYE YÖNETİMİYLE GÖRÜŞMEYİ PLANLIYORUM'
HTŞ'nin BM, ABD, AB, Türkiye'nin "terör örgütleri" listesinde olmasına rağmen ABD heyetinin dün HTŞ lideri Ebu Muhammed Colani'yi (Ahmed eş Şera) ziyaret etmesinin önemi sorulduğunda, "Çok önemli olduğunu düşünüyorum" yanıtını vere Fidan, kendisinin de Şam'a gidip yeni Suriye yönetimiyle görüşmeyi planladığını belirtti.
'HTŞ SON 10 YILDIR HERHANGİ BİR TERÖR FAALİYETİNDE BULUNMADI'
HTŞ'nin Kaide ve IŞİD'le bağlantıları nedeniyle girdiği "terör" listesinden çıkarılmayı istediği hatırlatılarak, Türkiye'nin diğer ülke ve kuruluşları beklemeden listeden çıkarıp çıkarmayacağı sorusu üzerine, Fidan, Türkiye'nin HTŞ'yi BM listesinde olduğu için listeye aldığını, ama artık hukuki boyut ile fiili boyutun birbiriyle çeliştiği farklı bir durumun olduğunu söyleyip "HTŞ'nin son 10 yıldır herhangi bir terörist faaliyete müdahil olduğunu gözlemlemedik, bunu sadece biz değil, aynı zamanda Batılı istihbarat teşkilatları da gayet iyi belgeledi" dedi.
'HTŞ İLE MÜKEMMEL İŞBİRLİĞİMİZ VAR'
"HTŞ ve lideri Şera ile etkileşim halinde olduğunuzu, zira IŞİD ve Kaide ile mücadelede yararlı olduklarını, artık terörist olmadıklarını göstermek için sizinle ve Batı'yla teröristlere karşı işbirliği yaptıklarını varsayıyorum" denilmesi üzerine Fidan şunları söyledi:
"Evet, geniş çapta, istihbarat paylaşımında, özellikle IŞİD liderliğine karşı savaşta mükemmel işbirliğimiz var. Bize çok yardım ettiler. Ama hassasiyetler nedeniyle bunu o zaman kamuoyuna açıklamadık. Yıllardır IŞİD, Kaide bağlantılı örgütler hakkında istihbarat sağlamada bizimle işbirliği içinde oldular. Yüksek değerli hedefleri bile bildirdiler. "
TRUMP'A YANIT: 'TÜRKİYE'NİN DEĞİL, SURİYE HALKININ ELE GEÇİRMESİ'
Sıra, ABD'de 47. Başkan seçilen 45. Başkan Donald Trump'ın Suriye'deki gelişmeleri "Türkiye'nin dostça olmayan şekilde el koyması" olarak değerlendirmesine geldi. Trump'ın "Bunun arkasında Türkiye var. Kendisi çok kurnaz biri, bu binlerce yıldır istedikleri bir hayaldi, o bunu başardı" diyerek Erdoğan'a hayranlığını dile getirdiği hatırlatıldı. Fidan, "Seçilmiş Başkan Trump'ın onu söylerken menfi bir niteleme kullanma niyetinin olmadığını düşünüyorum. Yaşananları övme amacıyla öyle dediğini sanıyorum, ama Suriye'de yaşanan hadise, Türkiye'nin 'ele geçirmesi' olarak nitelenemez. Bir ele geçirme söz konusu ise bu, Suriye halkının yönetimi ele geçirmesidir" yanıtını verdi.
'ANLAŞMA DEĞİL, PUTİN'İN STRATEJİK DÜŞÜNMESİ'
"Esad'ı desteklemeye yıllarca çok büyük yatırım yapmış Rusya ve İran'ın birdenbire tek kurşun sıkmadan çekilmesinin herkesi hayrete düşürdüğü" belirtilerek "Anlaşma vardı, değil mi" sorusunun yönetilmesine, Fidan, şu yanıtı verdi: "Ben buna anlaşma demezdim. Bence Rus stratejisine ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'e bakarsak, Putin'in yıllardır iktidarda olmanın da katkısıyla, taktiksel yöneticiden iyi bir stratejik düşünüre dönüştüğünü görebiliriz. Neyin önemli olduğunu, neyin daha az önemli olduğunu, neye yatırım yapılabileceğini, bir şeyin sürdürebilir olup olmadığını çok iyi biliyor. Dolayısıyla Suriye konusunda nihai hesabı yaptığını, daha fazla devam etmemeye karar verdiğini düşünüyorum."
'İRAN DA ÇOK GERÇEKÇİ BİR YAKLAŞIM SERGİLEDİ'
Bunun Putin'in 'Esad'ı terk etmesi' olarak algılanıp algılanamayacağı sorusu üzerine Fidan, "Terk etti, denilebilir mi, bilemiyorum. Pek öyle görünmüyor. Neticede Esad, şu anda Moskova'da" dedi. İran'ın tutumu sorulduğunda, "Bence İran da bütün seçenekleri yeniden hesapladı ve çok gerçekçi bir yaklaşım sergiledi" diye ekledi.
'KESİNLİKLE SURİYE'DE KİMSENİN ÜSSÜNÜN KALMASINDAN YANA DEĞİLİZ'
Bu kez Rusya'nın Suriye'de Hmeymim hava üssü ve Tartus deniz üssünün bulunduğu, Putin'in önceki günkü Yılın Özeti programında "pek çok Ortadoğu hükümetinin Rus üslerinin Suriye'de kalmasından yana olduğunu" söylediği hatırlatılarak "Siz de onlar arasında mısınız" sorusu geldi. Türkiye'nin Suriye'deki askeri varlığına rağmen, Fidan, "Kesinlikle Suriye'de kimsenin üssünün kalmasından yana değiliz, sadece Rusların değil, diğerlerinin de" yanıtını vererek şöyle devam etti: "Bu, Suriye halkının bileceği bir iş. Suriye halkına bağlı bir konu. Bir anlaşmaya varırlarsa bu, onların kararıdır. Şu an gördüğümüz kadarıyla Ruslar, birliklerini yeniden konuşlandırma sürecindeler. Bu sürecin sonunda bunların ne kadarı Suriye'deki üslerde kalmaya devam eder, bilemiyoruz."
'IŞİD'LE MÜCADELE İFADESİ, HEP BİR BAHANE'
ABD'nin Suriye'deki asker sayısını 900 olarak sunup aniden önceki gün 2000 olarak güncellediğine dikkat çekilerek "Siz bu durumun farkında mıydınız, bilginiz var mıydı" diye sorulunca, sayının son haftalarda arttığını fark ettiklerini söyleyen Fidan, "Varsayımsal olarak IŞİD'le savaştıklarını söylüyorlar" sözüne gülerek şöyle devam etti: "'IŞİD'le mücadele ifadesi, hep bir bahane olarak kullanılıyor. Bazı şeyleri doğru tanımlamak lazım. 'IŞİD'le mücadele' dedikleri hadise, aslında tek bir işten ibaret: O da, IŞİD mahkumlarını hapishanede tutmak. Hepsi bu. Ne yazık ki Amerikalı dostlarımız ve bazı Avrupalı dostlarımız, teröristleri hapiste tutmak için başka bir terör örgütünü kullanıyor."
'ABD İLE TÜRKİYE ARASINDA ANLAYIŞ BİRLİĞİ LAZIM'
"Dolayısıyla Suriye'de ABD asker sayısının artışına karşısınız, doğru karar olmadığını düşünüyorsunuz" sözünü tasdik eden Fidan, "IŞİD mahkumlarının bulundukları yerde nasıl tutulacağı, PKK/YPG'nin tasfiyesi, Kürtlerin, Arapların ve Türkmenlerin temel hak ve güvenliklerinin nasıl sağlanacağı gibi konularda ABD ile anlayış birliğine varmaları gerektiğini" söyledi.
'SDG'NİN TASFİYESİNİ SURİYE'DEKİ YENİ YÖNETİM SAĞLAMALI'
"Türkiye'nin PKK'nin parçası olduğunu söylediği YPG'nin çoğunluğunu oluşturduğu Suriye Demokratik Güçleri'ne (SDG) harekat düzenleyip düzenlemeyeceği" sorulduğunda, Fidan şu karşılığı verdi: "YPG, Türkiye'den, Irak'tan, Suriye'den, bir kısmı da Avrupa'dan gelmiş kişilerden suni olarak ortaya çıkarılmış bir terör örgütüdür. Bu suni terör örgütünün derhal dağıtılması gerektiğini düşünüyorum. Şu anda Suriye'de yeni bir yönetim var. Bence bu işi onlar halletmeli. Suriye'nin toprak bütünlüğü ve egemenliği bunu zorunlu kılıyor. Bunun yapılması gerekiyor."
'OLMAZSA KENDİ ULUSAL GÜVENLİĞİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ'
"Yani kendiniz yapmak yerine onlara (HTŞ) güveniyorsunuz" sorusu üzerine Fidan, "Bu meselenin Suriye'deki yeni yönetim tarafından ele alınması tercih edeceğimiz yollardan biri. Tercih edilen yol bu, ama bu olmaz ise o vakit biz elbette kendi ulusal güvenliğimizi korumak zorundayız" dedi. "Yani askeri müdahale ihtimal dahilinde mi" ısrarına, "Ne gerekiyorsa yapılır" yanıtını verdi.
'ONLARA BU ZEMİNİ RUSYA, İRAN VE ESAD SAĞLADI'
SDG Genel Komutanı Mazlum Abdi'nin Kobanê'de askersiz-silahsız bölge teklif ettiği, Türkiye ile müzakere yoluyla çözüm istediğini söylediği hatırlatılıp "Neden olmasın" diye soruldu. Fidan, "Onların öncelikle Şam ile müzakere ederek çözüm bulmaları gerek. Zira artık Şam’da yeni bir yönetim var. YPG/PKK'nın arkasında artık Rusya, İran ve Esed rejimi yok" dedi. "ABD de var" diye araya girilmesi üzerine, "Hayır, hayır, hayır" diye itiraz eden Fidan, "asıl Rusya, İran ve Beşar Esad'ın YPG'ye üzerine oturacağı bir zemin sunduğunu, ABD ve bazı Avrupa ülkelerinin de o zemindeki YPG'ye destek çıktığı" manzarası çizerek, "Ama şimdi o zemin ortadan kalktı. Şam'da artık yeni bir gerçeklik var. Şam'daki yeni yönetim, umarım bu meseleleri ele alacak" vurgusunu yaptı. "Öte yandan YPG/PKK bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyor. Biz, ülkemize yönelik herhangi bir askeri tehdit görmek istemiyoruz. Mevcut tehditleri de potansiyel tehditleri de istemiyoruz" diyerek bu konudaki sözlerini tamamladı. (Dış Haberler)