Gazze bildirisi imzalayan ABD'li felsefeciye kapıyı kapatan Köln Üniversitesi'ne Eleştirel Teori'den tepki: Üniversiteye saldırı
Artı Gerçek - Almanya'da hükümetin, siyasi partilerin büyük çoğunluğunun ve ana akım medyanın İsrail'e koşulsuz desteği Filistin'le ilgili sesleri tümden susturmaya dönüşmüşken, bir üniversitenin düşünce özgürlüğüyle çelişen kararı tepki çekti.
Batı Marksizmine dayanan ve temelleri Frankfurt Okulu tarafından atılan Eleştirel Teori içinden, Köln Üniversitesi'nin Yahudi kökenli ABD'li felsefeci Nancy Fraser'e Albert Magnus Profesörlüğü için davetini, Kasım 2023'te 400'den fazla meslektaşıyla birlikte Filistin için bildiri imzalamış olması gerekçesiyle geri çekmesine itiraz geldi.
'ÜNİVERSİTE, TARTIŞMAYI SINIRLAMAMALI'
Almanya başkentinin en eskisi olan Humboldt Üniversitesi'nin Sosyal Eleştirel Teori Okulu, Köln Üniversitesi Rektörü'nün Nancy Fraser kararına karşı çıkan açıklama yayımladı.
Stellungnahme: Wir fordern, dass die Ausladung Nancy Frasers von der Albertus Magnus Professur an der Universität zu Köln zurückgenommen wird. Ihr findet den gesamten Text hier im Thread und auf unserer Webseite: https://t.co/AXUfuQqgkp pic.twitter.com/MvdlBNtlMB
— Critical Theory in Berlin (@KTB_Berlin) April 5, 2024
Açıklamada Köln Üniversitesi'nin Nancy Fraser'a davetini geri çekmesinin, "7 Ekim sonrası Filistin'deki durumun analizi ve İsrail kurumlarına yönelik tedbirlerin değerlendirilmesinden bağımsız olarak" yanlışlığına dikkat çekildi. Zira bunun "İsrail ile Filistin hakkındaki kamusal ve akademik tartışmayı, sözde aleni ve resmi olarak tanımlanmış kırmızı çizgilerle sınırlandırmaya, Nancy Fraser'ın durumunda olduğu gibi, çalışmaları da planlanan faaliyet de İsrail-Filistin çatışmasıyla hiç ilgili olmasa bile sözde sorunlu konumları temsil eden bilim insanlarını ülkedeki tartışmanın dışında bırakmaya yönelik yeni bir girişim" olduğu belirtildi.
'AKADEMİK ÖZGÜRLÜK, GÖRÜŞ ALIŞVERİŞİ VE DİYALOĞA AYKIRI'
Açıklamada "Böyle bir yaklaşımın, Köln Rektörlüğü'nün “İsrail ve Ortadoğu'daki mevcut ve gelecekteki gelişmelerle ilgili daha fazla diyalog” taahhüdünün yanısıra akademik özgürlük ve uluslararası görüş alışverişine verilen büyük değerle nasıl bağdaştırılabileceği anlaşılmaz" denildi.
'DAVETİ GERİ ÇEKMEKTEN DERHAL VAZGEÇİN'
"Eğer Köln Üniversitesi bu taahhüdü ciddiye alsaydı, daveti ger çekmekten derhal vazgeçmesi gerekirdi. Biz bu açıklamayla sizi bunu yapmaya teşvik etmek istiyoruz" çağrısı yapan açıklama, şöyle devam etti:
"Bilim insanları olarak biz ve çalıştığımız araştırma kurumları, uzun yıllardır Nancy Fraser ile yakın ve verimli bir profesyonel alışveriş içerisindeyiz. Bu sayede sadece bilimsel araştırma bağlantıları ortaya çıkmadı. Nancy Fraser'ın çalışmaları, Almanya'da dar akademik dünyanın çok ötesinde kabul gördü ve bu ülkede az örneği olan şekilde felsefi ve sosyal bilimsel tartışmaların uluslararasılaşmasına katkıda bulundu."
'ÜNİVERSİTENİN NASIL OLMASI GEREKTİĞİNE YÖNELİK SALDIRI'
"Uluslararası ve kamusal ilgi uyandıran bu tür araştırma bağlamları, Köln Üniversitesi'ninki gibi önlemler nedeniyle tehlikeye atılıyor. Köln Üniversitesi yönetiminin eylemleri, uluslararası alanda, sosyal açıdan önemli sorular hakkında yoğun ve tartışmalı, disiplinler arası ve ulusal sınırların ötesinde güvenilir görüş alışverişleri yapma alanı olan üniversitenin nasıl olması gerektiğine yönelik saldırı olarak algılanma tehlikesi taşıyor."
'ALMAN AKADEMİK HAYATINA CİDDİ ZARAR VERECEK'
"Bugüne kadar Alman üniversiteleri, hem uluslararası ağlara sahip hem de kamuyu ilgilendiren uluslararası görüş alışverişi ve araştırma yerleri olarak değerlendiriliyordu. Köln Üniversitesi'nin kararına sadık kalması üniversitenin itibarına ve dolayısıyla bu ülkedeki akademik hayata daha da ciddi zararlar verecek."
KİMLER İMZALADI?
Açıklamaya imza atan Berlin Humboldt Üniversitesi, Sosyal Eleştiri Merkezi Eşdirektörleri Rahel Jaeggi ile Robin Celikates dahil çeşitli üniversitelerden profesörler ve diğer akademisyenler şunlar: Christoph Menke, Stephan Lessenich, Martin Saar, Darrel Moellendorf, Axel Honneth, Hartmut Rosa, Klaus Dörre, Manuela Bojadzijev, Stefan Gosepath, Alex Demirović, Eva von Redecker, Daniel Loick, Serhat Karakayalı, Ina Kerner, Hubertus Buchstein, Hauke Brunkhorst, Andrea Maihofer, Christian Schmidt, Oliver Nachtwey, Sabine Hark, Juliane Rebentisch, Carolin Emcke, Wilfired Hinsch, Rainer Mühlhoff.
HABERMAS'IN AÇIK MEKTUBUNA UZANIYOR
Almanya'nın yaşayan en etkili düşünürü, Eleştirel Teori ekolünün en tanınmış ismi kabul edilen Jürgen Habermas'ın içinde bulunduğu dört akademisyen, kasım ortasında yayımladığı açık mektupta, İsrail'in Gazze'de giriştiği katliam, Hamas'ın 7 Ekim İsrail saldırısına misilleme olarak sunulmuştu. Açık mektupta İsrail'e koşulsuz destek sunulmuştu.
'SOYKIRIM TARTIŞMASI MEŞRUDUR' BİLDİRİSİYLE YANIT
Buna yanıt olarak Nancy Fraser'ın da imzacıları arasında olduğu felsefecilerin bildirisinde şöyle denilmişti:
"Bildiri, 'İsrail'in eylemlerine soykırımcı niyetler atfedildiğinde, değer hükümleri tamamen ortadan kalkar' diyor. Soykırım akademisyenleri ve hukuk uzmanları arasında soykırım için hukuki standartların karşılanıp karşılanmadığına ilişkin bir tartışma süregidiyor... Brown Üniversitesi Holokost ve Soykırım Çalışmaları profesörü Omer Bartov'un, geçtiğimiz günlerde anımsattığı gibi, "Tarihten biliyoruz ki, soykırım potansiyelinin varlığı konusunda uyarıda bulunmak onun gerçekleşmesinden sonraki nafile kınamalardan çok daha önemlidir. Bence hâlâ buna vaktimiz var." Dayanışmada bulunmak ve insanlık onuruna saygı göstermek, bu uyarıyı dikkate almamız ve soykırım olasılığı konusundaki tartışma ve düşünce uzamını kapatmamamız gerektiği anlamına gelir. İmzacıların hepsi soykırım için hukuki standartların karşılandığı kanısında değilseler de, bunun meşru bir tartışma konusu olduğunda hepsi hemfikirdir."(Dış Haberler)