İran'ın dini lideri Hamaney: Kadın öğrencileri zehirleyenler en şiddetli cezaya çarptırılmalı
Artı Gerçek - Mehr Haber Ajansı'na göre, Hamaney, "Ağaç Dikme Günü" münasebetiyle yaptığı konuşmada, ülke genelinde endişeye yol açan kadın öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına değindi.
Hamaney, "Yetkililer konuyla ilgili çalışıyorlar bunu biliyorum, olayın önemine binaen konunun üzerinde ciddiyetle dursunlar." dedi. İşin içerisinde bir suç şebekesi veya örgütsel bir yapının olma ihtimaline işaret eden Hamaney, toplumda endişe ve korkuya neden olan bu suça göz yumulamayacağını belirtti.
Bunun, toplumun en masum kesimine yani çocuklara karşı işlenmesi nedeniyle "büyük bir suç" olduğunu vurgulayan Hamaney, şunları kaydetti: "İstihbarat ve emniyet güçleri olayın baş amillerini tespit etmelidir. Olayın failleri suçlular, en şiddetli cezayla yargılanmalı ve cezalandırılmalıdır. Bunlara acınmamalı ve cezaları ibretlik olmalıdır."
İRAN YARGI ERKİ BAŞKANI: İDAMLA YARGILANACAKLAR
İran Yargı Erki Başkanı Gulamhüseyin Muhsin Ejei ise birçok kentte kız öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına ilişkin tespit edilecek faillerin "idamla" yargılanacağını söyledi. İran Yargı Erkine bağlı Mizan Haber Ajansına göre, Ejei, ülke genelinde endişeye yol açan kız öğrencilerin eğitim gördüğü okullarda yaşanan zehirlenme vakalarına dair açıklamalarda bulundu.
Ejei, "Bu iş, 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçlarından biridir. Bu işin failleri tespit edilip yakalandığında, hiç şüphe olmadan kanunda yer alan 'yeryüzünde bozgunculuk çıkarma' suçunu işlemekten yargılanacaklardır" dedi. İranlı yetkili, fail ve işbirlikçilerinin ivedilikle kanunda yer alan en ağır cezaya çarptırılmalarını özellikle takip edeceklerini vurguladı. İran Ceza Kanunu'nun 286. maddesi uyarınca "yeryüzünde bozgunculuk çıkarma" suçunu işleyenler idamla yargılanıyor.
Daha önce Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi zehirlenme olaylarından "dış güçleri" sorumlu tutmuş, Eğitim ve Öğretim Bakanı Yusuf Nuri ise dış güçleri suçlayan Reisi'nin aksine sorumluluğu üstlenmiş ve kadın öğrencilerin eğitim gördüğü okullardaki zehirlenme vakaları için velilerden özür dilemişti.
Nuri "Velilerin endişesini anlıyoruz ve özür diliyoruz. Konuyu ciddiyetle takip ediyoruz. Bir an önce konunun aydınlığa kavuşturulmasını bekliyoruz" ifadelerini kullanmıştı. Bakan Nuri, zehirlenme vakaları sebebiyle okullarda eğitimin uzaktan yapılmasına ilişkin soru üzerine, henüz bu konuda alınan bir karar olmadığını dile getirmişti.
BİNDEN FAZLA ÖĞRENCİ ZEHİRLENDİ
İran'da 30 Kasım 2022'den bu yana okullardaki toplu zehirlenme vakaları dikkati çekiyor. Kum, Loristan, Tahran, Erdebil, Kirmanşah, Simnan, Mazenderan, Çeharmahal ve Bahtiyari, Elburz ve Rezevi Horasan eyaletlerinde yaklaşık 100 günde, 1000'i aşkın öğrencinin zehirlendiği belirtiliyor. Öğrencilerde, solunum sıkıntısı, mide bulantısı, baş ağrısı ve uzuvlarda uyuşma gibi belirtiler görülüyor.
Londra'dan Farsça yayın yapan Iran International televizyon kanalı haberinde pazar günü çok sayıda vilayetteki şehirde 80'den fazla okulda zehirlenme vakasının yaşandığını ve onlarca kadın öğrencinin hastaneye kaldırıldığını duyurdu. Zehirlenme vakalarının ülkenin 31 vilayetinin 25'ine yayıldığı belirtiliyor.
Nedeni henüz net olarak açıklanmayan zehirlenme vakalarıyla ilgili çalışma yürüten Meclis Eğitim, Araştırma ve Teknoloji Komisyonu Başkanı Alirıza Monadi Sefidan, "Yapılan takip ve test sonuçlarına göre, okullarda kullanılan zehirde N2 (azot) gazının bulunduğu tespit edildi" açıklamasında bulunmuştu.
İran Eğitim ve Öğretim Bakan Yardımcısı Yunus Penahi de 26 Şubat'ta düzenlediği basın toplantısında, öğrencilerin zehirlenmesinin kasıtlı olduğunu değerlendirdiklerini ifade ederek, "Bazı kişilerin başta kadın okulları olmak üzere tüm okulların kapatılmasını istediği tespit edildi." demişti.
Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, şüpheli zehirlenme olaylarını araştırmak üzere 1 Mart'ta İçişleri Bakanı Ahmed Vahidi ve İstihbarat Bakanı İsmail Hatib ile Sağlık Bakanı Behram Aynullahi'yi görevlendirmişti. Rejim muhaliflerinin iddiasına göre, olayın ardında, kadınların başını çektiği Mahsa Jîna Amini gösterilerinin intikamını almak isteyen İran yönetimi içerisindeki bazı radikal gruplar bulunuyor. Tahran yönetimine yakın kaynaklar ise olayın ardında halkı yönetime karşı kışkırtmayı amaçlayan rejim karşıtı unsurların bulunduğunu öne sürüyor. İran yönetimi çeşitli kentlerde süren eylemleri kolluk kuvvetlerinin sert müdahaleleriyle bastırmaya devam ediyor.
İran'ın başkenti Tahran'da 13 Eylül 2022'de "ahlak polisi" olarak bilinen İrşat devriyeleri tarafından gözaltına alındıktan sonra rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan 22 yaşındaki Mahsa Jîna Amini 16 Eylül'de yaşamını yitirmişti. Emini'nin ölümü üzerine memleketi Sakkız'da 17 Eylül 2022'de başlayan gösteriler, ülke geneline yayılarak yönetim karşıtı protestolara dönüşmüştü. Aylardır süren olaylarda 500'den fazla gösterici öldürülmüştü. İran yönetimi çeşitli kentlerde süren eylemleri kolluk kuvvetlerinin sert müdahaleleriyle bastırmaya devam ediyor. (AA, DIŞ HABERLER)
İran Eğitim Bakanı zehirlenme vakaları nedeniyle velilerden özür diledi
İran'da okullardaki zehirlenme vakaları: Cumhurbaşkanı Reisi dış güçleri suçladı