İsrail Dışişleri Bakanı: Suriye'deki yeni yönetim meşru hükümet değil, aşırı İslamcı çete
Artı Gerçek - Beşar Esad yönetimini deviren Heyet Tahrir Şam (HTŞ) - lideri Ebu Muhammed Colani'den geçici hükümeti ve valilerine dek- Suriye'de yüzlerce hava saldırısı düzenleyerek askeri altyapıyı imha eden, Golan Tepeleri'ne çökmenin üstüne güneyde işgale girişen İsrail'le iyi geçinme mesajları verirken, diğer taraf kadirbilmez çıktı.
Jeruslam Post'a konuşan İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa'ar, Esad sonrası Suriye'yi "rekabet eden gruplar ve aşırı ideolojilerle boğuşan parçalanmış bir devlet" diye tasvir etti. Sa'ar, "Suriye'deki gerçeklik, istikrara kavuşmadı. Şam'daki rejim, meşru bir hükümet değil, esasen bir çetedir. İdlib gibi diğer bölgeler, aşırı ideolojilere sahip İslamcı gruplar tarafından kontrol ediliyor" dedi.
'COLANİ, SURİYE’DEKİ EN ENDİŞE VERİCİ FİGÜRLERDEN BİRİ'
İsrail Dışişleri Bakanı, ABD'nin ayağına heyet gönderip başına koyduğu 10 milyon dolarlık ödülü kaldırmasına rağmen, Kaide kolu Nusra Cephesi'nin yeni versiyonu HTŞ'nin lideri Colani'den "Suriye’deki en endişe verici figürlerden biri" diye söz etti.
'SURİYE'Yİ 12-15 KM İÇERİDEN FETHETMEYİ TERCİH ETTİK'
Sa'ar, İsrail'in daha önce kısmen ilhak ettiği Suriye'ye ait Golan Tepeleri'nde tampon bölgeyi işgal etmesi, tampon bölgenin de ötesinde, güneyde işgale girişmesiyle ilgili şu açıklamaları yaptı.
"7 Ekim 2023'ten sonra proaktif önlemler almak şart. Kabineye üç seçenek sunuldu: Hiçbir şey yapmamak, bölge üzerinde kontrol sağlayan stratejik alanları ele geçirmek veya üçüncü seçeneği takip etmek – Suriye füze hattına kadar, 12-15 km. içeriden fethetmek" dedi.
'AŞIRILIKÇI İSLAMCILARDAN OLUŞAN İDLİB ÇETESİ'
“Bu önlem sınırlı ve geçici. 'Geçicinin ne kadar süre anlamına geldiği' sorulduğunda, 'Durumun istikrara kavuştuğunu ve önceki hatta dönebildiğimizi görene kadar' yanıtını veriyorum" diye devam eden İsrail Dışişleri Bakanı, "Ancak Suriye’deki durum gerçekten istikrara kavuşmadı. Bir çete Şam’ın kontrolünü ele geçirmişken bir diğeri İdlib’i yönetiyor olabilir; bu, istikrar anlamına gelmez" diye ekledi.
"Ortaya çıkan rejim, Suriye’nin tamamında değil, Şam’da merkezlendi. Demokratik şekilde seçilmiş yeni bir hükümetin tüm Suriye’ye hakim olduğu anlamına gelmiyor. Bu sözde liderlik, kapsayıcı bir otorite değil, İdlib çetesidir. Bunlar aşırı uç dünya görüşüne sahip İslamcılardır" vurgusunu yapan Sa'ar, "Suriye’nin yeni adalet bakanı, davalara yalnızca erkek yargıçlara bakması, kadın yargıçların görevden alınmasını talep etti" örneğini verdi.
'BU OYUNCULAR BATI’YI ALDATIYOR'
ABD ve müttefikleriyle "Bu oyuncular Batı’yı aldatıyor, ancak dünya Şam’a akın ediyor" diye alay eden İsrail Dışişleri Bakanı, "Bizden de aynısını yapmamızı isteyenler var. Peki dünya Şam’la etkileşime girmeye neden bu kadar hevesli? Sonuçta, bu ılımlı bir rejim değil, İslamcı bir rejim" diye altını çizdi.
'BATI İTİBAR EDİYOR, ÇÜNKÜ SIĞINMACILAR BÜYÜK SORUN'
Saar, HTŞ yönetimini tanıma hevesini şöyle değerlendirdi:
"Sadece Türkiye ve Ürdün gibi ülkeleri değil, aynı zamanda Avrupa’yı da etkileyen Suriyeli sığınmacılar sorunu var. Avrupa’da bu sorunun muazzam siyasi sonuçları var. Amaçları açık: Durumun istikrarlı olduğunu iddia etmek, böylece sığınmacıların Suriye'ye geri dönmesini sağlamak. Bu özlem, mevcut sürecin çoğunu yönlendiriyor."
'RUSYA KARŞITLIĞI DA CABASI'
"Bir diğer önemli motivasyon da Rusya karşıtlığı. Suriye'de Rus çıkarlarının yenilgisi, özellikle Avrupa Birliği'nde (AB) önemli bir memnuniyet yarattı. (HTŞ ile ilgili) Sahadaki eylemlerine bakacaklarını iddia ediyorlar. Yine de, Colani ile ortaklarının hızlı rehabilitasyonu, soru işaretlerine neden olurken, hayal kırıklığına yol açmayacağının garantisi yok."
'SİLAHLARIN İSLAMCILARIN ELİNE GEÇMEMESİ İÇİN VURDUK'
Bölgedeki İslamcı grupların daha geniş tehlikeler oluşturduğunu anlatarak "IŞİD gibi gruplar bu bölgede yükselip düştü. Çıkarılması gereken ders net: İslamcı aşırılığın sınırlarımıza yakın bir yerde tutunmasına izin veremeyiz" diyen İsrailli bakan, "Esad güçlerine saldırdık, çünkü silahlarının İslamcıların eline geçebileceğinden veya karaborsada satılabileceğinden korkuyorduk" açıklamasını getirdi.
'ULUSLARARASI MUHATAPLARIMIZA KÜRTLERE SORUMLULUĞUMUZU İLETTİM'
İsrail'in Suriye'deki Kürtlerin desteklenmesine diplomatik açıdan müdahil olduğunu belirten Sa'ar, "ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'dan diğerlerine kadar, dünya çapındaki dışişleri bakanlarıyla yaptığım görüşmelerde, uluslararası toplumun Kürtlere karşı sorumluluğunu vurguladım" dedi. Suriye'de Kürtlerin IŞİD'e karşı mücadelelerinde yaptıkları fedakarlıklar, Kürt özerkliğini ortadan kaldırmanın tehlikelerinden söz etti.
'KÜRTLERLE BAĞLARIMIZ, DÜRZİLERLE İLİŞKİLERİMİZE BENZİYOR'
Dışişleri bakanlarıyla yaptığı görüşmelerde, "İsrail’in Kürtlerle bağlarını Dürzi toplumuyla olan ilişkisine benzettiğimi, bu bağı ortak ilkelere dayanan bir bağ olarak tanımladığını" aktaran Sa'ar "Kürtleri desteklemenin, hem ahlaki hem diplomatik açıdan ilkesel mesele" olduğunu dile getirdi. “Kürtler Batı yanlısı ve dost bir gruptur ve biz onların yanında durmalıyız" dedi. (JPost, Dış Haberler)