İstifa kararı alan Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern nasıl bir miras bırakıyor?
Ekimdeki seçimler öncesinde "artık verebilecek bir şeyi kalmadığını" söyleyerek istifa kararı alan Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, geride nasıl bir miras bırakıyor? Parlamentoda çoğunluk sahibi olmasına rağmen İşçi Partisi lideri bu noktaya nasıl geldi?
Artı Gerçek - Dünya, Yeni Zelanda'nın İşçi Partili Başbakanı Jacinda Ardern'in sürpriz biçimde istifa etmesini konuşuyor. 2019'daki cami saldırılarında sergilediği birleştirici liderlik ile dikkat çeken, Covid-19 pandemisi ve konut krizi nedeniyle destek oranları bir miktar azalsa da popülaritesini koruyan Ardern, "Siyasetçiler de insandır" diyerek ve "artık verebilecek bir şeyi kalmadığını" söyleyerek 7 Şubat'a kadar Başbakanlık görevini ve İşçi Partisi liderliğini bırakacağını açıkladı.
Peki Ardern geride nasıl bir miras bırakıyor? İktidarının öne çıkan olayları ne oldu?
41 yaşındaki Ardern, bir yandan "5 milyon nüfuslu küçük ada ülkesi Yeni Zelanda'yı dünya haritasına yeniden yerleştiren, ikonik kadın lider" olarak anılıyor. Ancak özellikle son yıllarda ülke içinde Covid-19 önlemleri nedeniyle çektiği tepki ve İşçi Partisi lideri olarak konut krizi karşısında doğru hamleleri yapamamakla da eleştiriliyor.
'JACINDA-MANIA'
Ardern, 37 yaşında olduğu 2017'de, dünyanın en genç kadın lideri olarak Yeni Zelanda başbakanlığına seçilmişti. Uluslararası basında "Jacinda-mania" olarak anılan bir rüzgar ile kadın hakları için tutkulu bir kampanya yürütmüş, ülkedeki ekonomik eşitsizliğe son vermeyi vaat etmişti.
Annesi ve polis babası tarafından bir Mormon olarak yetiştirilse de, 2000'lerin başında LGBTQ bireylere karşı tavrı nedeniyle kiliseden ayrılmıştı ve kendisini 'agnostik' olarak niteliyordu.
Ardern İşçi Partisi liderliğine seçilmesinden birkaç saat sonra 'çocuk doğurmayı planlayıp planlamadığı' sorusuyla karşılaşınca, "2017'de kadınların işyerinde bu soruya yanıt vermek zorunda kalması kabul edilemez" çıkışını yapmıştı.
BEBEĞİNİ BİRLEŞMİŞ MİLLETLER'E GÖTÜRMÜŞTÜ
Dünyanın dikkatini tam anlamıyla çektiği an ise bebeğini Birleşmiş Milletler'deki bir toplantıya götürmesi olmuştu. Başbakan seçilmesinden sekiz ay sonra, Pakistan'ın eski başbakanı Benazir Butto'nun ardından görev başındayken doğum yapan ilk lider olan Ardern, bebeği Neve Te Aroha'yı New York'taki BM Genel Kurulu'na götürmüştü. Ardern'in başbakanlığı sırasında hamile kalması ve doğum izni kullanması, kadın liderler açısından ilerlemenin simgesi olarak yorumlanmıştı.
CAMİ SALDIRILARINDAKİ LİDERLİĞİ ÖVGÜ TOPLADI
Ardern'in liderliğinin en tanımlayıcı olaylarından biri ise Yeni Zelandalı bir ırkçının, 15 Mart 2019'da Christchurch kentinde iki camide 51 kişiyi öldürdüğü saldırılar oldu. Ardern beyazların üstünlüğünü savunan saldırganın yol açtığı katliamın ardından verdiği birleştirici ve net mesajlarla dikkat çekti.
Cami ziyaretinde başını örttü, Müslümanlara ve göçmenlere "Biz, siziz" diye seslendi. Irkçı saldırganın adını bile anmayacağını ilan ederek, aşırı sağcılara "Bu şiddete yol açan kişi biz değil. Sizi reddediyoruz" dedi.
Yeni Zelanda Başbakanı'nın, bu dönemde bireysel silahlanmayı kontrol altına almak için hızla harekete geçmesi de övgü topladı. O dönemde yorumcular, ABD'nin yıllardır bireysel silahlanma sorununu çözemediğine dikkat çekti.
Ardern, internet üzerindeki nefret söylemine son vermek için küresel bir kampanya da başlattı. Bu süreçte, kendisi de birçok kez aşırı sağcılar tarafından sosyal medyada hedef gösterildi.
2020 seçimlerinde ise Yeni Zelanda'da on yıllar sonra parlamentoda çoğunluğu kazanan ilk solcu lider oldu. Kurduğu hükümetin yarıdan fazlasının kadınlardan oluşması, ülke tarihinde en yüksek sayıda yerli Maori vekilin çıkması ile dünya çapında manşetlere çıktı.
COVID, ENFLASYON VE KONUT KRİZİ SONRASI DESTEK ORANLARI DÜŞTÜ
Ancak samimi, dürüst ve güler yüzlü görülen tavrıyla dünyadaki popülaritesi artsa da, Covid pandemisindeki politikalarıyla ülke içinde tartışma yarattı. Ülkesinin sınırlarını kapatan ilk lider olarak Ardern Covid kaynaklı ölüm oranlarının diğer Batılı ülkelerin çok altında tutabilmiş olsa da, tek bir vaka üzerine ülke çapında kapanma tedbirleri alınmasına tepkiler gecikmedi.
Ardern'in destek oranları, Yeni Zelanda'da kötüleşen konut krizi, artan yaşam maliyeti, konut kredisi faizlerinin yükselmesi, enflasyonun 2022'de yüzde 7.2'ye çıkması ve suç oranlarındaki artışla gerilemeye başladı. Rakiplerinden daha popüler olmayı sürdürse de, dönüştürücü bir liderlik vaatleri ve daha düşük maliyetli konut programları engellerle karşılandı. İklim değişikliği için atmayı planladığı adımlardaki ilerleme de beklentilerin altında kaldı.
The Guardian'ın aktardığı bir ankete göre, 2021 yılında "ülkenin doğru yönde gittiğini" düşünen Yeni Zelandalıların oranı yüzde 70 oranında çıkmışken, 2022'de bu oran yüzde 30'a düştü. (DIŞ HABERLER)
Yeni Zelanda Başbakanı Ardern, şubatta görevinden ayrılacağını açıkladı
Yeni Zelanda Başbakanı Jacinda Ardern'in 'küstah hıyar' sözleri 100 bin dolara satıldı
Mikrofonu açık kalan Yeni Zelanda Başbakanı muhalefet partisi liderine küfür etti
Cinsiyetçi soru Jacinda Ardern ve Sanna Marin'i öfkelendirdi