ABD'de Demokratların başkan adayı Kamala Harris kimdir?
Balkan TALU
Artı Gerçek - Kamala Harris’in babası Donald J. Harris ve annesi Shyamala Gopalan Berkeley Üniversitesi’nde tanışmıştı. Baba Harris, Jamaikalı bir doktora öğrencisiydi. Gopalan ise beslenme ve endokrinoloji uzmanlığı alanında ihtisas yapıyordu. Donald J. Harris, Stanford Üniversitesi’nde kadro alan ilk siyahi akademisyendi. Hindistan doğumlu olan Gopalan ise 40 yılı aşkın bir sürede meme kanseri araştırmalarında kayda değer bir kariyer sahibi olacaktı. Üniversite yılları boyunca ikisi de sıkı birer sivil haklar savunucusuydu.
Kamala Harris’in ebeveynleri 1972 yılında boşandı. O tarihte sekiz yaşında olan Kamala ve kız kardeşi Maya, anneleriyle daha yakındı. Onunla birlikte sık sık Hindistan’a gidip geldiler. Kamala Harris böylelikle geçmişiyle, kökleriyle bağlarını hiçbir zaman koparmadı.
BÖLGE SAVCISIYKEN NEFRET SUÇLARI BİRİMİ KURDU
Harris, 2002 yılında San Francisco Bölge Savcısı seçildi. 2007 yılında tekrar aday olduğunda karşısında hiçbir rakip yoktu. Bölge savcısıyken okullardaki LGBTİ+'ların, çocuk ve gençlerin hakkını arayabilmek için bir Nefret Suçları Birimi kurdu. 2005 yılında da Çevre da bir Çevre Suçları Birimi oluşturdu.
LGBTİ+ TOPLUMUNUN KORUYUCUSU
Kamala Harris 2010 yılında da Kaliforniya Başsavcılığı yarışını kazandı. Harris, başsavcı olduğu dönemde de LGBTİ+ bireylerin aleyhine olan yasal düzenlemelerin karşısında kurdu. Kaliforniya’da eşcinsellerin evlenmesine karşı çıkan 8 Numaralı Teklif’in (Prop 8) kabul edilmiş olmasına rağmen bu düzenlemeyi uygulamayacağını ilan etti. Aynı şekilde LGBTİ+ bireylere yönelik cinsel saldırı ve istismar davalarında zanlıların koz olarak kullandığı 'eşcinsel/trans panik' (eşcinsel bir bireye karşı şiddetle suçlanan heteroseksüel bir bireyin, 'kendisine yapılan istenmeyen bir cinsel yaklaşım nedeniyle kontrolünü kaybettiğini ve şiddetli tepki verdiğini' iddia etmesi) savunmasını mazeret olarak kabul etmediğini vurguladı.
MORTGAGE MAĞDURLARININ YANINDA
2013 yılında mortgage mağdurlarını agresif haciz davalarından koruyabilmek için Meclis Başkanı John Pérez ve Senato Başkanı Darrell Steinberg ile birlikte çalışarak, agresif haciz taktiklerine karşı ülke çapında en güçlü korumalardan biri olarak kabul edilen Ev Sahibi Hakları Beyannamesi teklifini sundu .
KÜRTAJI YASAKLAMA GİRİŞİMİNE KARŞI: ‘AKILLARINI KAÇIRMIŞ DURUMDALAR’
2022 yılında Yüksek Mahkeme yarım asırdır kürtaj hakkını garanti altına alan Roe Wade emsal kararını bozunca, Harris kürtaj hakkı savunucularının yanında durdu. ABD siyaset arenasının kritik etkinliklerinden biri olan Demokrat Ulusal Kongresi’nde yaptığı konuşmada, Trump'ı ve Cumhuriyetçileri ülke çapında kürtaj erişimini kısıtlamaya yönelik istenmeyen çabaların mimarları olarak eleştirerek "Basitçe söylemek gerekirse, akıllarını kaçırmış durumdalar” deyiverdi.
DIŞ POLİTİKADA HARRIS'TEN BEKLENİYOR?
Kamala Harris, dış politika konusunda daha 'geleneksel' bir yol tutturacağa benziyor. Daha önce hem Clinton hem de Obama döneminde dış politikada aktif olmuş olan Philip Gordon’un Kamala Harris’in ulusal güvenlik danışmanı olduğunu hatırlamak bu noktada faydalı olabilir.
Harris’in Ukrayna Savaşı’nda duruşu epey net. Kararlı bir şekilde Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelensky’nin arkasında duruyor, hatta Trump’ı Putin’i kucaklamakla suçlamışlığı bile var. Harris bir kampanya etkinliğinde şu cümleleri kullandı:
"Bu sadece bugün olmuyor. Trump, NATO’yu terk etmekle tehdit edip Putin’i müttefiklerimizi işgal etmeye teşvik ettikçe bu gerçekleşiyor."
Ortadoğu’da İsrail’i önceleyen dış politika tercihlerinde bir değişiklik olacağına dair bir emare yok. Harris’in Filistin’e yönelik iki devletli çözüm formülünü desteklediği söyleniyor ama 1990’lı yıllardan itibaren hem Cumhuriyetçi hem de Demokrat yönetimler iki devletli çözüm vurgusunu sürekli tekrarlasa da bu, Filistin’e yönelik ambargo, karartma ve toplu cezalandırma uygulamalarının pek de önüne geçmedi. Gözlemcileri umutlandıran tek husus, Harris’in işgal altındaki Batı Şeria’daki oldu bitti ilhaklara karşı eleştirel tutumu ve insan hakları vurgusu.
Kamala Harris, İran’a karşı daha ılımlı tutumuyla da dikkatleri üstüne çekti. 2015 yılında İran ile imzalanan Kapsamlı Ortak Eylem Planı anlaşmasını destekledi. Ocak 2020’de Devrim Muhafızları’nın Kudüs Gücü Komutanı Kasım Süleymani’ye düzenlenen suikastı kınadı; İranlı liderlere ve hedeflere yönelik askeri eylemlere son verilmesi yönündeki (ama başarısız olan) yasa taslağını destekledi. Bununla birlikte Harris, Jîna Mahsa Amini'nin ölümünden sonra İran’a karşı ifade özgürlüğü ve insan hakları vurgusu yaptı.
SUUDİ ARABİSTAN'A SİLAH SATIŞININ KISITLANMASINI DESTEKLEMİŞTİ
Kamala Harris’in Suudi Arabistan konusundaki tutumu da seleflerinden oldukça farklı. Harris, Yemen iç savaşındaki rolü ve Washington Post yazarı olan Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı’nın İstanbul'daki Suudi Arabistan başkonsolosluğunda öldürülmesi nedeniyle Riyad’a silah satışı ile askerî yardımı kısıtlayan yasayı destekledi.
Harris’in Çin’i frenlemeye yönelik sert politikaları desteklemeye devam edeceği öngörülüyor. Harris geçmişte Trump’un yardımcılığını yapan Mike Pence’i ticaret savaşını kaybetmekle bile suçlamıştı. Aynı şekilde Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jog Un ile sıcak ilişkiler kurma çabalarına da eleştirel bir tutum aldı. Buna ek olarak Çin’in askeri bir güç olarak yükselişi karşısında Harris, Tayvan’a da daha aktif destek sunmaya hazırlanıyor.
'TÜRKİYE İLE KURUMSAL İLİŞKİYİ VURGULAYACAK'
Türkiye konusuna gelince Harris’in geleneksel politikaların dışına çok çıkmayacağı, köprüleri pek de atmayacağı düşünülüyor. BBC’nin haberine göre eski büyükelçi James Jeffrey, Harris’in Türkiye’yi otoriter bir ülke olarak gördüğüne, bu yüzden hukukun üstünlüğüne yönelik ihlaller, Kürt siyasetçiler ve siyasi tutsakların durumu hakkında daha eleştirel bir tutum içinde olabileceğine işaret ediyor.
SURİYELİ KÜRTLERLE DAHA YAKIN İŞBİRLİĞİNİ SAVUNUYOR
Bununla birlikte Brookings Enstitüsü’nden Aslı Aydıntaşbaş kurumlara vurgu yapıyor. Aslı Aydıntaşbaş artık ABD’de Türkiye ile yakın işbirliğini savunan kurum ve toplumsal kesim kalmadığını söylüyor; Harris kampının tercihen Erdoğan’ı es geçerek kurumsal ilişki kurmak istediğini vurgulayarak, “Erdoğan’ı kucaklamaktan kaçınıyor. Ancak bu bizim sistemde çok kolay değil. Harris döneminde bu böyle devam mı edecek yoksa Türkiye ile ilişkilerde sıkıntı kaynağı mı olacak bunu henüz bilmiyoruz” diyor. Bu arada Harris’in Trump’ı Suriye’den erken çekilmekle suçladığı, bölgede cihatçı gruplarla mücadele için Kürtlerle daha fazla işbirliğini savunduğunu da bir not olarak düşmek gerekebilir.
İKLİM KRİZİNİ VAROLUŞSAL BİR SORUN OLARAK GÖRÜYOR
Kamala Harris, iklim değişikliğini varoluşsal bir sorun olarak tanımlıyor. Harris henüz Kaliforniya başsavcısıyken petrol şirketlerine çevre ihlalleri sebebiyle davalar açtı. Volkswagen’e emisyon hile yazılımı kullanması ve Phillips 66 ile ConocoPhillips gibi petrol firmalarına çevre ihlalleri nedeniyle açılan davalarda başrolde yer almıştı. 2019 yılında başkan adayı olarak, yenilenebilir enerjiye yatırım yapmayı, kirleticileri sorumlu tutmayı, iklim değişikliğinden etkilenen topluluklara yardım etmeyi ve doğal kaynakları korumayı öngören 10 trilyon dolarlık bir iklim planı yayınladı. Biden yönetimi ABD’nin 2030 yılına kadar sera gazı emisyonlarını yüzde 50 azaltma hedefini ortaya koydu.
Başkan yardımcılığı döneminde çıkardığı Enflasyon Azaltım Yasası lehinde oy kullanarak temiz enerji, elektrikli arabalar gibi yeşil ekonomi yatırımlarında kullanılmasına önayak oldu. Enflasyon Azaltım Yasası bu 10 yılın sonunda sera gazı emisyonlarını 2005 seviyelerinin yüzde 40 altına düşürmek için yaklaşık 370 milyar dolarlık bir fon ayrılmasını öngörüyor.
Kamala Harris, henüz daha 2019 yılında "çevreyi kirletenlere atmosferimize sera gazı saldıkları için ödeme yaptıracak" bir iklim kirliliği ücreti çağrısında bulunmuştu. Ayrıca kendi liderliğinde Amerika'nın fosil yakıt şirketlerine yönelik yaptırım ve kovuşturmalarını güçlendireceğini belirtmişti. Harris aynı yıl Kaliforniya senatörü olduğunda Yeşil Yeni Anlaşma'ya (Green New Deal) ilk eş sponsorlardan biri olarak destek vermişti.
Harris 2020 yılında ise kaya gazı ve türevlerinin çıkarılması için uygulanan hidrolik kırma yöntemi ve açık deniz sondajına karşı olduğunu ve başkan olması halinde kamu arazilerinde fosil yakıt kiralamalarını yasaklayacağını açıklamıştı.
TAYLOR SWIFT DE ARKASINDA
Şu anda Avrupa Birliği (AB) ülkelerinin Trump’ı çok da fazla istemediği konuşuluyor. Taylor Swift, Leonardo Di Caprio, Yenilmezler (Avengers) oyuncu kadrosu, Cumhuriyetçilerin eski Kaliforniya valisi Arnold Schwarzenegger dalga dalga Harris’e olan desteklerini açıklamaya başladılar ama görünen o ki olay yine başta Pennsylvania olmak üzere salıncak eyaletlerde bitecek.
Kamala Harris bir Anneler Günü paylaşımında annesinin şu öğüdünü paylaşmıştı:
“Bir şeyleri ilk yapan sen olabilirsin. Son olmadığından emin ol.”
Kendi biyografisinde anlattığı gibi annesi iki siyah çocuk yetiştirdiğinin son derece farkındaydı. Bu yüzden Kamala’ya bir öğüdü de, “Adaletsizliklerden yakınmayı bırak, onları kaldırmak için mücadele et” olmuştu. Harris bir değişimin taşıyıcısı ve öncüsü olduğunu gösterebilecek mi; seçimi kazanırsa da arkasında bir değişim mirası bırakabilecek mi onu hep birlikte göreceğiz... Zira Barack Obama bunu pek başaramamıştı.