Le Monde: Hayal kırıklığı yaşayan gençler Erdoğan'ı zora soktu

11 Şubat 2021 Perşembe günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş altı yazının özetleri.

Le Monde: Hayal kırıklığı yaşayan gençler Erdoğan'ı zora soktu

11 Şubat 2021 Perşembe günü Artı TV'de yayınlanan 'Global Medya Günlüğü'nde seçilmiş altı yazının özetleri:

RUS SAVUNMA FÜZELERİ NEDENİYLE AMERİKA'NIN TÜRKİYE'YE UYGULADIĞI YAPTIRIMLARIN ETKİSİNİ DEĞERLENDİREN FORBES DERGİSİ, TÜRKİYE'NİN İRAN GİBİ UZUN YILLAR ELİNDEKİ UÇAKLARI BAKIMDAN GEÇİREREK KULLANMAK DURUMUNDA KALABİLECEĞİNİ BELİRTİYOR.

PAUL IDDON
FORBES/ABD
AMERİKAN YAPTIRIMLARI VE F-16'LAR

Paul Iddon, Forbes dergisindeki yazısında Amerika'nın Türkiye'ye S-400 savunma sistemleri nedeniyle uyguladığı yaptırımlar sonrası Türk hava kuvvetlerinin durumunu değerlendiriyor. Türkiye'nin hava kuvvetlerinin omurgasını oluşturan F-16 savaş uçağı filosunda kapsamlı bir iyileştirme çalışması yaptığını yazan Iddon, Ankara'nın uygulanan yaptırımlar nedeniyle uzun süre beşinci nesil yedek parça temin edemeyeceğini vurguluyor.

Iddon, "Türkiye, Amerika ve İsrail'den sonra üçüncü en büyük F-16 operatörü ve Amerika dışında bu savaş uçağını yerel olarak üreten beş ülkeden biri. Ancak ciddi tedarik eksiklikleri Türkiye'nin bu savaş uçaklarını planlanandan çok daha uzun süre muhafaza edip bakımını yapmaktan başka çaresi kalmadığını gösteriyor" diye yazıyor.

Türkiye'nin Amerika'dan beşinci nesil F-35 avcı uçağını eskiyen F-4 Phantom filosunun ve Blok 30 tipi F-16'ların yerine koymak üzere almak istediğini belirten Iddon, yaptırımlar ile birlikte siparişlerin de iptal edildiğini yazıyor. Iddon, "Bu arada Türkiye, beşinci nesil uçağı başka kaynaklardan temin etmek için çok az seçeneğe sahip. Rus Su-57'leri satın almak Amerika ve NATO'yu daha da aleyhine çevirir.

Sonuç olarak, Ankara'nın beşinci nesil savaş uçağı seçenekleri, ciddi şekilde kısıtlanmış gibi. Belki de Türk Hava Kuvvetleri, bazı yönlerden yavaş yavaş komşusu İran'ınkine benzemeye başlayacaktır" yorumunu yapıyor. 1970'li yıllarda Şah yönetiminde İran'ın oldukça sofistike bir savaş uçağı filosu olduğunu belirten Iddon, o dönem Şah'ın F-4 ve F-5'lerin yerine kullanılmak üzere 160 F-16 sipariş ettiğini ancak 1979 İran devrimi ile bu siparişlerin teslim edilmediğini hatırlatıyor. Iddon, "Şah'ın gerçekleştirdiği alımlardan 40 yıl sonra İran hava kuvvetlerinde halen F-14'ler kullanılıyor.

Bu uçaklar yıllar içinde çok kez bakımdan geçirildi, modifikasyonlar ve iyileştirmeler yapıldı. Belki de 2030'lara doğru Türkiye'nin bugünkü Blok 50 tipi F-16'larının çoğu, yerel olarak üretilmiş Türk parçaları ve silah sistemleriyle donatılmış olarak ön cephede hizmet vermeye devam edecektir" diye yazıyor.

yazının devamı...

FRANSIZ LE FİGARO GAZETESİ TÜRKİYE'NİN 2023 UZAY PROGRAMI İLE BÜYÜK DEVLETLER ARASINDA YER ALMAK İSTEDİĞİNİ YAZIYOR. HABERDE TÜRKİYE'NİN TEKNOLOJİ TRANSFERİ İÇİN MÜTTEFİK SEÇMESİ GEREKTİĞİ DE BELİRTİLİYOR.

PAUL CARCENAC
LE FIGARO/FRANSA
TÜRKİYE'NİN UZAY HEDEFİ

Fransız Le Figaro gazetesi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 2023 yılı uzay projelerine yer veriyor. Bilim araştırma merkezi CNRS'de uzay politikalarında uzman araştırmacı Isabelle Sourbes-Verger, "İki yıl kısa bir süre ama yapılabilir. Öte yandan bilimsel olarak pek bir fayda sağlamaz.

Ayın haritası çok uzun süre önce yapıldı" yorumunu yapıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın iddialı bir hedef listesine sahip olduğunu yazan Paul Carcenac, konunun Türkler arasında bölünmeye neden olduğunu belirtiyor. Araştırmacı Jean-François Perouse, "Hükümet yanlısı medya konuyu zafer olarak aktarıyor. Bazılarına göre yeni Türkiye'nin gücünün işareti… Diğerleri ise ironik bir yaklaşıma sahip, halk pandemide işsizlikten kıvranırken bu harcamaların yersiz olduğunu düşünüyor" açıklamasını yapıyor.

Carcenac, Cumhurbaşkanının açıklamasının Birleşik Arap Emirlikleri'nin uzay aracının Mars yörüngesine girmesini kutladığı güne denk geldiğine dikkat çekiyor. Cumhurbaşkanının uzay programı ile büyük devletler arasında yerini almak istediğini söyleyen Sourbes-Verger, "Bu bölgesel ve uluslararası ölçekte görünürlük elde etme imkanı sağlıyor" diyor. Çinlilerin aydan eşantiyon getirdikleri, Amerikalıların astronot gönderme arzusunun gündemde olduğu bir dönemde 2023'te Ay hedefinin sembolik bir hedef olduğunu belirten Perouse ise aynı yıl seçimlerin olduğunu ve Cumhuriyetin 100. Yılının kutlanacağına da dikkat çekiyor.

Türkiye'nin hedefini gerçekleşmesi için teknoloji transferine ihtiyacı olduğunu belirten Carcenac bir müttefik seçmesi gerektiğini vurguluyor: Çin, Amerika, Rusya, Japonya, Avrupa ve hatta Hindistan.

Sourbes Verger, "Erdoğan seçimini yaparak diplomatik bir vuruş yapmaya çalışacak. En tutarlı olanı Ruslarla işbirliği yapmak olacaktır, teknolojileri güvenli ve daha ucuz. Kesin olan ise Batılıların feryat etmesine neden olacağı. Tek başlarına da yapabilirler ancak bu hem en az 15 senelik bir araştırma hem de devasa imkanlar gerektirir" yorumunu yapıyor.

yazının devamı...

LE MONDE GAZETESİ, TÜRKİYE'DA HAYAL KIRIKLIĞI YAŞAYAN GENÇLERİN EROĞAN'I ZORA SOKTUĞUNU YAZIYOR. REKTÖR PROTESTOSU OLARAK BAŞLAYAN GÖSTERİLERİN GENÇLERİN GENEL RAHATSIZLIKLARINI YANSITTIĞINI VURGULUYOR.

MARIE JEGO
LE MONDE/FRANSA
ENDİŞELİ Z KUŞAĞI

Le Monde gazetesi Boğaziçi Üniversitesi rektörüne karşı protesto olarak başlayan gösterilerin giderek daha fazla özgürlük talep eden bir gençliğin rahatsızlıklarını ve ekonomik krizden duydukları endişelerini yansıtan bir harekete dönüştüğünü yazıyor.

Baskılara rağmen öğrenci protestosunun devam ettiğini yazan Marie Jego, yetkililerin göstericileri, terörist, vandal, LGBT sapkınları, başı ezilmesi gereken zehirli yılan benzetmeleri ile tanımladıklarını ve çok sayıda kişinin gözaltına alındığını ifade ediyor. Jego, "Toptan yok etme, hakaret, nefret yaklaşık yirmi yıldır iktidarda olan islamcı muhafazakar hükümetin hayal kırıklığı içinde olan gençliğine sunabildiği tek şey" diyor.

Boğaziçi Üniversitesi'nde öğrenci olan Alp, "liderlerin gerçekle bağlantısının koptuğunu" söylüyor. "Demokratik üniversite seçimleri istiyoruz, çok mu şey istiyoruz? Hükümet ise bize kampüste tutuklamalar, aramalar, LGBT kulübümüzün dağılmasıyla yanıt veriyor… " diyor.

Eylül 2020'de Avrasya kamuoyu araştırma firması tarafından 8 bin kişi üzerinde yapılan ankete göre, gençlerin yüzde 76'sı ülkeyi terk etmek istiyor. Ankete göre, işsizlikten büyük darbe alan ve Cumhurbaşkanının yönetiminden başka yönetim görmemiş olan Z Kuşağı, kendisinin ve partisinin sunacak başka bir şeyi olmadığını düşünüyor. Cumhurbaşkanının da geçtiğimiz günlerde, yükselen neslin mesajlarına açık olmadığını itiraf ettiğini yazan Jego, "Öğrenci gösterileri yeniden seçilme umudunu baltalıyor.

Zira, bir sonraki cumhurbaşkanlığı ve yasama seçimlerinin tarihi olan Haziran 2023'te 5 milyon genç ilk oyunu kullanacak. Siyaset bilimcilere göre bunların sadece üçte biri AKP'ye oy verecek" diye yazıyor.

yazının devamı...

FRANSIZ MEDIAPART GAZETESİ GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ'NDE ÇALIŞAN FRANSIZ ÖĞRETİM GÖREVLİLERİNE TÜRKÇE BİLME KRİTERİ GETİRİLDİĞİNİ YAZIYOR

NICOLAS CHEVIRON
MEDIAPART / FRANSA
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ

Fransız gazetesi Mediapart, İstanbul Galatasaray Üniversitesi'ndeki Fransız öğretim görevlilerinin görevlerini sürdürebilmeleri için Türkçe bilmeleri kriterinin getirildiğini yazıyor. Haberde bu kriterin Fransa'da tartışılmakta olan ayrımcılık yasa tasarısına karşılık getirildiği belirtiliyor.

Nicolas Cheviron, yaklaşık otuz yıldır iki ülke arasındaki iş birliğinin yansıması olarak 5 bin öğrenciye eğitim veren Galatasaray Üniversitesi'nde Ekim ayında Fransız öğretim görevlilerinden Türkçe testine girmelerinin istendiğini yazıyor. Cheviron, "İşin gerçeği Aralık'ta ortaya çıktı: YÖK Galatasaray Üniversitesi'ndeki tüm Fransız öğretim görevlilerinden B2 seviyesinde Türkçe bilmelerini talep ediyor" bilgisini paylaşıyor.

Üniversitenin Fransız rektör yardımcısı Francis Rousseau Mediapart'a yaptığı açıklamada, "Bu meselenin siyasi olduğu açık" yorumunu yapıyor. Mediapart'ın temasa geçtiği ancak adlarının açıklanmaması kaydıyla konuşan öğretim görevlilerine göre, "iktidara karşı bağımsızlığını koruyan Boğaziçi Üniversitesi gibi son birkaç üniversitenin kontrolünü ele geçirme yaklaşımı" söz konusu. Dosyayı yakından takip eden bir kaynağa göre "YÖK'tekiler Galatasaray'ı sevmiyor ve patronun kim olduğunu göstermek istiyor".

Nicolas Cheviron "Fransız öğretim görevlilerine getirilen bu kriter Fransa'da anadil ve kültür eğitimi Elco programı kapsamında yapılan değişikliklere bir yanıt" yorumunu yapıyor. Cheviron, öğretim görevlilerin durumlarının belirsizliğini koruduğunu belirtiyor. Cheviron, "Cumhurbaşkanı Macron ile Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın durumu çözmek üzere telefon görüşmesi yapmaları gündemde" diye yazıyor.

yazının devamı...

FOREIGN POLICY, TÜRKİYE'NİN İLK LGBTİ KOROSU KURUCUSU MÜZİSYEN YELİZ GÜREL'İN MÜZİK ARACILIĞIYLA HOŞGÖRÜ MESAJLARI YAYMAK İSTEDİĞİNİ YAZIYOR

AHMER KAHN
FOREIGN POLICY/ABD
RENKLER VE DİLLER KOROSU

2016 yılında, Mersin'de ilk kez bir LGBTİ korosu konser verdi. Yedi Renk Koro'nun verdiği konser sonrası koro kurucusu Yeliz Güzel'in yaşadığı zorluklara yer veren Foreign Policy'deki haber, Güzel'in yoğun baskılar sonrası korodan ayrılmak zorunda kaldığını yazıyor. Cinsiyet eşitliğinin sıkı bir savunucusu olan Güzel, "İnançlarım yüzünden hayatım alt üst oldu" diyor. Mersin'de müzik okulunu açan Güzel ilk dönemlerinde okulunda siyasi konulardan kaçındığını ancak zamanla görüşlerinin değiştiğini anlatıyor.

Güzel, "Sadece bizim gibi muhafazakar insanların egemen olduğu toplumlarda insanların yaşadığı kimlik ve travma ikilemini aşmalarına yardım etmek istedim. Cinsellik ve coğrafya, insanları belirli tanımlarla sınırlamamalı. Ben bu ikilikleri silmek istedim, zaten LGBTİ koro fikri de o zaman çıktı" diyor. Koronun verdiği konserler sonrası hayatının alt üst olduğunu anlatan Güzel, koroya sponsor bulamadığını, insanların çocuklarını müzik okuluna göndermemeye başladığını ve rahatsız edici telefonlar almaya başladığını belirtiyor.

Bu süreç içerisinde evliliğinin de sona erdiğini ifade eden Güzel, "Farklı kimliklerden insanlarla tanıştığımda hayata bakış açım genişledi" diyor. Müzik okulunu kurduğunda yanında olan bazı kadın arkadaşlarının kendisini yalnız bırakmaması sayesinde tekrar ayağa kalktığını ve yeni bir grup kurduğunu anlatan Güzel, "Yeni grubun herkesi kapsayan çok daha geniş bir alanı var.

Adı Renkler ve Diller Korosu ve farklı geçmişlere sahip kadınlar ve katılmak isteyen herkes için. Sloganım şu ya da bu şekilde mağdur olanların güvenini yeniden inşa etmek" vurgusunu yapıyor.

yazının devamı...

WASHINGTON POST GAZETESİ BİR ZAMANLAR SADECE AMERİKA İLE SOVYETLER ARASINDA OLAN UZAY YARIŞININ BÜYÜDÜĞÜNÜ VE ÇOK SAYIDA ÜLKENİN SÜRECE DAHİL OLDUĞUNU YAZIYOR

JUSTIN BACHMAN
WASHINGTON POST/ABD
YENİ GÖZDELER AY VE MARS

Washington Post gazetesi ay ve Mars'ın birçok ülke için umut verici hedefler olmaya devam ettiğini yazıyor. İlk uzay yarışının Amerika ile Sovyetler Birliği arasında olduğunu yazan Justin Bachman, 21. yüzyılda çok daha fazla oyuncunun sürece dahil olmak istediğini belirtiyor. Bachman, "2019 yılında Çin'in uzay aracı aya indi ve oradan topladığı ilk örneği Aralık 2020'de getirdi.

Çin ayrıca kendi astronotlarıyla bir Ay araştırma üssü kurmayı planlıyor. Hindistan, 2019'daki bir girişimin başarısız olmasının ardından, 2021 veya 2022'de ikinci bir mürettebatsız ay inişi planlıyor... Birleşik Arap Emirlikleri ilk astronotunu 2019'da bir Rus uzay aracıyla uçurdu, Şubat 2021'de Mars'ın yörüngesine bilimsel bir uydu yerleştirdi ve 2024'te aya vidasız bir uzay aracı göndermeyi planlıyor.

Avrupa Uzay Ajansı, güneş sistemi için araştırma aracı ve bir aya iniş aracı geliştiriyor" diye yazıyor. Ayın yeniden gündeme gelmesini değerlendiren Bachman, astronotların aya indiklerinde aydan minerallerin çıkarılabileceği ve kaynaklardan oksijen, su ve roket itici gaz oluşturulabileceğini belirtiyor.

Bachman, "Derin uzay araştırmaları başka hayatlara dair ipuçları sunabilir ve insanların çok daha zorlu ortamlara nasıl adapte olabileceğine dair fikir verebilir" diye yazıyor. Asteroid madenciliğinin, Jules Verne'den Antoine de Saint-Exupery'ye bilim kurguda yer verilen bir konu olduğunu belirten Bachman şu sözlerle devam ediyor: "Japonya 2019 yılında bir asteroide araç indirdi. Nasa da örnek getirmek üzere benzer bir çalışmayı 2020'de yaptı.

Asteroid madenciliğinin bilimsel faydaları ekonomik faydalarından daha fazla olabilir ve bu da uzay yolculuğunu daha gerçekleştirilebilir hale getirebilir. Asteroidlerdeki su, uzay gemisi yakıtı üretmeye yardımcı olabilir."

yazının devamı...

Türkiye artı gerçek Ragıp Duran medya Boğaziçi Üniversitesi Dünya Artı Tv global medya