Putin: Ukrayna'yı savaşa Batı hazırladı
Artı Gerçek - Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna savaşının 24 Şubat’taki birinci yıldönümü öncesinde Rusya Federal Meclisi’ne hitaben yıllık konuşmasını yaptı. Putin, "Rusya'nın Batı ile yapıcı diyaloğa her zaman açık olduğunu ve yıllar boyunca ortak bir güvenlik sistemi oluşturulması üstünde çalışılmasını teklif ettiğini" söyleyerek, "Batı ise bu sırada köle hâline gelmiş Ukrayna’yı ‘büyük savaşa’ hazırladı ve bugün de bunu yaptığını kabul ediyor" ifadelerini kullandı.
Rusya'nın "Kiev rejiminin esiri hâline gelmiş Ukrayna halkıyla savaşmadığını" söyleyen Putin, "Batılı liderlerin vaatleri sahteliğe ve acımasız birer yalana dönüştü. Batı ülkeleri Ukrayna’nın radikal milliyetçi birliklerinin askerlerini eğitti, onlara silah tedarik etti" dedi. Putin, "Kiev, özel askeri operasyonun başlamasından önce de Batı ile silah tedariki için görüşmeler yürütüyordu" diye konuştu.
Putin, Rusya'nın Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’na (START) katılımı askıya aldıklarını ama bunun anlaşmadan çekilmek anlamına gelmediğini de duyurdu.
Sputnik'in aktardığı üzere Putin'in konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"Batı, bize karşı ekonomik cephe açtı ancak hiçbir yerde amacına ulaşamadı ve ulaşamayacak. Yaptırımları uygulayanlar kendilerine zarar veriyor, zira fiyatların ve işsizliğin artmasını tetiklediler. Kendi vatandaşlarına da suçlunun Ruslar olduğunu söylüyorlar.
'YAPTIRIMLAR SADECE BİR ARAÇ'
Rusya karşıtı yaptırımlar sadece bir araç. Amaç ise, vatandaşlarımızı acı çekmek zorunda bırakmak. Ne kadar hümanistler. Fakat Rusya ekonomisi Batı'dakilerin düşündüğünden de dayanıklı çıktı. Ekonomik durumumuzun sürdürülebilirliğini sağladık. Açık oluşmasına izin vermedik, girişimcileri ve finans sistemini destekledik.
Yeni Stratejik Saldırı Silahlarının Azaltılması Anlaşması’na (START) katılımımızı askıya alıyoruz ama anlaşmadan çekilmiyoruz. Karada konuşlanmış yeni stratejik silah sistemlerinin muharebeye hazır duruma geçmesi konusunda geçen hafta kararname imzaladım.
NATO, şubat ayında Rusya’dan stratejik silahlara ilişkin anlaşmaya geri dönmesini istedi. Askeri tesislerimizi de denetlemek istiyorlardı. İçinde bulunduğumuz bu çatışma hâli düşünülecek olursa bu çok saçmaydı. Zira bizim denetim gerçekleştirmemize izin vermiyorlardı. (…) ABD ile NATO, amaçlarının Rusya’yı stratejik olarak yenilgiye uğratmak olduğunu açıkça söylüyorlar. NATO, Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nın tarafı olmak istediğini söylüyor. Bu bizim için uygun ancak bunun için geç kalındı, zira NATO içerisinde birden fazla nükleer güç bulunuyor. (…) Stratejik silahların azaltılması anlaşmalarından birincisi SSCB ve ABD tarafından 1991’de yapıldı, bu dönemde durum tamamıyla farklıydı: ilişkilerimiz, SSCB ve ABD’nin birbirlerini düşman olarak görmedikleri bir düzeydeydi. Hepsi geçmişte kaldı. İlişkilerimiz kötüleşti. Bu ABD sayesinde oldu, zira her şeyin ABD modeline göre olduğu ve sadece bir efendinin bulunduğu dünya düzenini kendileri inşa etmek istedi. İstedikleri, başka ülkelerin çıkarlarını yok sayarak, İkinci Dünya Savaşı sonrasında oluşmuş ilişkiler sistemini bozmaktı. 1945’ten sonra işler değişti.
'ANLAŞMADAN ÇIKMIYORUZ'
Ancak dünya düzenini, ABD’nin egoistçe çıkarları üstünden şekillendirmek kabul edilemez bir şey. Dahası şimdi de bize ültimatomlar veriyorlar. Bu koşullarda söylemem gerek ki Rusya, Stratejik Silahların Azaltılması Anlaşması’nı askıya alma kararı almıştır. Anlaşmadan çıkmıyoruz, onu askıya alıyoruz. Anlaşmaya geri dönmeden önce Fransa ve İngiltere’nin potansiyelini değerlendirmemiz gerekecek. (…) ABD’deki bazı figürler, nükleer silahlarını test etmeyi düşünüyor. ABD bu testleri gerçekleştirirse biz de aynısını yapacağız. Küresel eşitliğin yok edilebileceğine ilişkin yanılsamaya kapılmalarını istemeyiz.
Rusya ile ABD arasında yürürlükte kalan son büyük silah kontrol anlaşması olan Yeni START, önceki ABD Başkanı Donald Trump'ın süreyi uzatma müzakereleri sırasında Çin'i nükleer silah kontrol anlaşması imzalamaya çekmeye çalışması ve Pekin'den ret yanıtı alınca tüm müzakereleri sonlandırması yüzünden çökmenin eşiğine gelmişti.
Anlaşma, Başkan Joe Biden'ın Ocak 2021'de göreve başlaması sonrası Şubat 2021'de süresinin dolmasına ramak kala kurtarılmıştı.
Rusya ekonomisi, Batı’nın yaptırımları karşısında ayakta kaldı ve bu yaptırımlara karşı direniyor. Rusya’da devlet başkanlığı seçimleri, yasalara tamamıyla uygun olarak ve demokratik prosedürlere uyularak 2024 yılında düzenlenecek.
DEPREMLERİN ARDINDAN HEMEN YARDIMA GİTTİK
Biz (Rusya olarak) nasıl dost olunacağını biliriz, verdiğimiz sözleri tutarız, kimseyi hayal kırıklığına uğratmayız ve güç durumlarda destek oluruz. Pandemi döneminde İtalya dahil pek çok ülkeye yardım ettik. Depremlerin ardından Türkiye ve Suriye’ye hemen yardıma gittik.
Rusya’ya ihanet edenlere yasalar gereği bunun sorumluluğu yüklenecektir ancak bir cadı avı başlatmayacağız.
Yeni bölgelerimizin (Donetsk, Lugansk, Zaporojye, Herson) kalkınması için programlar oluşturduk. Kırım’da yaptığımız gibi buralarda da yeni istihdam alanları yaratıp, yollar inşa edeceğiz, Azak Denizi kıyılarında yeni limanlar kuracağız.
DONBASS'TA REFERANDUM MESAJI
Donetsk ve Lugansk halk cumhuriyetleri ile Zaporojye ve Herson bölgelerinde yaşayan ve kendi geleceklerini kendileri belirleyenlere de söylemek istediklerim var: Rusya ile anavatanınız ile birlikte olma kararlılığınız daha güçlü hiçbir şey yok.
Çok uluslu halkımız (Ukrayna’da sürdürülen) özel askeri operasyona destek verdi. Bu desteğin gerisinde gerçek vatanseverlik yatıyor. Cesaret ve kahramanlıklarından dolayı Rusya halkının tamamına teşekkür ederim.
Sovyet ekonomisinin son dönemlerinde nasıl sorunlarla karşı karşıya kaldığını hatırlıyoruz. SSCB, piyasa ekonomisi yaratmaya başladı ve Batı ülkeleri de bunun örneğiydi. Onların ekonomi modelini kopyalamak yeterli olacak gibi görünüyordu. Ya sonunda ne oldu? Ekonomimiz, bir hammadde kaynağıymış gibi Batı’ya bağımlı hâle geldi. Bunun sebebi belli: Yeni oluşan Rus iş çevreleri çabucak kâr elde etme peşindeydi. Bu trendi geri çevirmek yıllarımızı aldı. Gözle görülür değişimler elde ettik. Fakat bu sırada sermayenin de Batı’ya aktığını unutmamalıyız. (Rus oligarklar, bu dönemde) yurtdışında yatlar ve lüks mülkler satın aldılar. Sıradan Rusların hiçbiri yurt dışında yatlarını ve saraylarını kaybedenler için üzülmedi.
'BATI'DA ELİT KESİMLER AKILLARINI KAÇIRDI'
Yetişkinlerin diledikleri gibi yaşama hakkı var. Kimse özel hayata müdahele etmiyor ve bizim de bunu yapmaya niyetimiz yok. Fakat dünya dinlerinin kutsal kitaplarına bakarsanız orada her şey yazıyor: Ailenin ne olduğu, ailenin erkekle kadının beraberliğinden oluştuğu belirtiliyor. Ancak Batı’da kutsal metinler de sorgulanır hâle geldi. Batı’daki elit kesimler akıllarını kaçırdı ve bunun artık tedavi edilebilir bir yanı yok.
Batı’da yaptıklarına bakın: çocuk istismarı kabul görmeye başlıyor, rahipler eşcinsel evlilikleri onaylıyor. Anglikan Kilisesi, cinsiyetsiz bir tanrı düşüncesi değerlendiriyor. Onları bağışla Tanrım, ne yaptıklarını bilmiyorlar.
'NEO-NAZİLER, KENDİLERİNİ KİMLERİN VARİSİ OLARAK GÖRDÜKLERİNİ GİZLEMİYOR'
Ukrayna’daki neo-Naziler, kendilerini kimlerin varisi olarak gördüklerini gizlemiyorlar, ekipmanlarının üstüne gamalı haçlar ve Nazi isimleri yerleştiriyorlar.
Kiev'e Batı tarafından verilen silahların menzili ne kadar uzun olursa, tehdidi Rusya topraklarından o kadar uzaklaştırmamız gerekir.
Biz Ukrayna halkı ile savaşmıyoruz, Ukrayna, Batılı efendilerin esiri oldu. On yıllar boyunca Ukrayna’nın sanayisini yerle bir ettiler. Bu koşullarda paranın askeri operasyonlara ayrılması kolay hâle geldi. İnsanları harcanacak birer metaya çevirdiler. Bunun sorumluluğu tamamıyla Batılı elit kesimler ve Kiev rejimine aittir.
Batılı elitler Rusya'ya stratejik yenilgi yaşatarak bizi sonsuza dek bitirme hedefini gizlemiyor.
Şubat 2022'de Donbass'a saldırmaya hazırlananlar daha sonra Kırım'a saldırmayı planlamıştı.
'SAVAŞI BAŞLATAN TARAF BATI'YDI'
Savaşı başlatan taraf Batı’ydı, bizse bu savaşı durdurmak için güç kullanıyoruz. Evimizi ve insanlarımızın canlarını koruyoruz, Batı’nın istediğiyse sınırsız hakimiyete sahip olmak.
Batı şimdiye dek Ukrayna’ya askeri yardım olarak 150 milyar dolar harcadı, Ukrayna’ya para akışının azaldığını da gözlemlemiyoruz. Cini şişeden çıkaranın Batı olduğunu dünyada kimse unutmuş değil.
Rusya, Batı ile yapıcı bir diyalog içerisinde olmaya her zaman açık oldu ve yıllar boyunca ortak bir güvenlik sistemi oluşturulması üstünde çalışılmasını teklif etti. Batı ise bu sırada köle hâline gelmiş Ukrayna’yı ‘büyük savaşa’ hazırladı ve bugün de bunu yaptığını kabul ediyor.
Rusya sadece kendi çıkarlarını değil, dünyanın 'medeni' ülkeler ve diğerleri olarak bölünmemesi gerektiğini kararlılıkla savunuyor. Dünya üzerinde hiçbir ülkenin ABD kadar yurt dışında askeri üssü yok, yüzlercesini kurdular.
Rusya için güç ve dönüm noktası olan, dünya için de çok büyük değişimlerin gerçekleştiği bir zamandan geçiyoruz. (Ukrayna’da sürdürülen özel askeri operasyon sırasında) görevlerimizi adım adım, çok dikkatli ve sürekli bir biçimde çözüyor olacağız.
'BARIŞÇIL ÇÖZÜM İÇİN MÜMKÜN OLAN HER ŞEYİ YAPTIK'
Rusya, Donbass’ın sorunlarının barışçıl biçimde çözümlenmesi için mümkün olan her şeyi yaptı. Bununla beraber Kiev, Donbass’ın sorunlarını çözmedi, sürüncemede bırakıp oyaladı, siyasi cinayetler işledi ve inananlara kötü muamele etti.
Batılı liderlerin vaatleri sahteliğe ve acımasız birer yalana dönüştü. Batı ülkeleri Ukrayna’nın radikal milliyetçi birliklerinin askerlerini eğitti, onlara silah tedarik etti. Kiev, özel askeri operasyonun başlamasından önce de Batı ile silah tedariki için görüşmeler yürütüyordu.
Rusya açısından zorlu ve dönüm noktası olan bir zamanda, dünyada önemli değişikliklerin yaşandığı bir dönemde konuşmamı yapıyorum. (Kaynak)