Reuters: Evin Cezaevi'ndeki yangından önce polisle mahkumlar çatıştı
Artı Gerçek - Geçen ay İran'da 22 yaşındaki Mahsa Amini'nin "ahlak polisi" tarafından gözaltına alındığı sırada şüpheli şekilde ölmesinin ardından başlayan kitlesel eylemler ülkede devam ediyor.
15 Ekim Cumartesi akşamı başkent Tahran'daki kötü ünlü Evin Cezaevi'nde çıkan ve sekiz kişinin resmi açıklamaya göre "dumandan boğularak" ölümüyle, 60'tan fazlasının da yaralanmasıyla sonuçlanan yangınla ilgili ise yeni ayrıntılar ortaya çıkıyor.
İranlı resmi makamlar yangının Mahsa Amini eylemleriyle bağlantılı olmadığını, yangının "hırsızlık ve finansal suçlardan yatan hükümlülerin arasındaki kavga sonucu başladığını" iddia etmişti.
Ancak Reuters haber ajansına konuşan altı kaynak yangından iki gün önce cezaevine çevik kuvvet polisinin gönderildiğini söyledi.
Tahran'daki Evin Cezaevi'nde ölenlerin sayısı sekize yükseldi
'KOĞUŞLARDAKİ MAHKUMLARIN 'HAMENEY'E ÖLÜM' SLOGANI ATTIĞINI DUYDUK'
Kaynaklar yangından önce mahkumlardan herhangi bir provokasyon olmadığı halde gönderilen çevik kuvvet polislerinin cezaevi koridorlarında devriye gezdiğini, "Allah büyüktür" diye bağırdığını ve sopalarıyla koğuş kapılarına vurduğunu anlattı.
Perşembe gününden 15 Ekim'e kadar bu devriyelerin sürdüğünü aktaran kaynaklar bunun üzerine ülkedeki Mahsa Amini eylemleriyle bağlantılı olarak mahkumların dini lider Ayetullah Ali Hamaney aleyhine sloganlar atmaya başladığını söyledi.
Çoğunlukla finansal suçlardan hüküm giyenlerin yattığı sekizinci koğuşta kalan ve adının açıklanmasını istemeyen bir mahkum Reuters'a yaptığı açıklamada, "Ardından ateş etme sesleri ve diğer koğuşlardaki mahkumlardan "Hamaney'e ölüm" sloganları atıldığını duyduk" dedi.
Reuters söz konusu mahkumun yanı sıra Evin'de kalan bir mahkumun yakını ve dört İranlı insan hakları aktivisti ile yaptığı görüşmelere dayanarak mahkumların hükümet karşıtı sloganlarının çevik kuvvetin devriyelerine tepki olduğunu ve polisin zor kullanarak mahkumları bastırmaya çalıştığını ortaya koyduğunu vurguladı.
Uluslararası Af Örgütü ise İranlı yetkililerin ölümle sonuçlanan müdahaleyi saklamak için yangını ve mahkumların kaçmasına müdahale etme bahanesini kullandığına ilişkin kanıtları olduğunu öne sürdü ancak Reuters'a göre bu kanıtları açıklamadı.
'ORTALIK SAVAŞ ALANI GİBİYDİ'
15 Ekim akşamı önce İran resmi medyası bir grup mahkumun kaçmaya çalıştığını ve cezaevi dışındaki mayınlara bastığını duyurdu. Ancak pazar günü İran Yargı Erk'i bir grup mahkum arasında cumartesi akşamı çıkan kavganın ardından cezaevindeki bir işliğin ateşe verildiğini duyurarak ilk açıklamayı yalanladı.
Reuters'a konuşan söz konusu mahkum ve dört insan hakları aktivisti cumartesi akşamı bu işliğin açık olamayacağını ve mahkumların hepsinin koğuşlarında kilitli olması gerektiğini zira o sırada ibadet zamanı olduğunu söyledi.
Ancak Reuters yangının nasıl başladığını bağımsız olarak teyit edemediğini de belirtti.
Ajansa konuşan mahkum "Silah sesleri ve sloganları duyduğumuzda kapımızı kırmak ve koridora çıkarak 7. koğuştaki diğer mahkumlara yardım istedik. Onlar koridorda çevik kuvvet ve gardiyanlarla çatışıyordu. Herkes korkmuştu" dedi.
Söz konusu 7. koğuşta diğer suçluların yanı sıra siyasi tutuklular da kalıyor. Reuters'a bilgi veren mahkum bu sırada çevik kuvvet ve gardiyanların mahkumlara göz yaşartıcı gaz ve metal mermi atan pelet tabancalarıyla müdahale ettiğini, coplarla mahkumları dövdüğünü anlattı.
Mahkum "Silah sesleri ve mahkumların çığlıklarını duyuyorduk, gardiyanlar bağırıyordu. Kapımızı açtılar ve içeriye çok sayıda göz yaşartıcı gaz attılar, pelet tabancası da kullandılar. Çok sayıda mahkum bayıldı, onlarcası yaralandı. Savaş alanı gibiydi" dedi. (DIŞ HABERLER)
Tahran'ın kötü ünlü Evin Cezaevi'nde yangın: 4 ölü, onlarca yaralı
Tutuklanacağı iddia edilen İranlı sporcu Rekabi ülkesine döndü
İran'da 16 yaşındaki Esra Panahi adlı öğrenci dövülerek öldürüldü