'Saray iktidarı, Kuzey Suriye'ye operasyon izni koparmak için Trump'ın kazanmasını istiyordu'

'Saray iktidarı, Kuzey Suriye'ye operasyon izni koparmak için Trump'ın kazanmasını istiyordu'
Koray Düzgören: Saray iktidarı Trump'ın kazanmasını çok istiyordu. Bunun için yatırım yaptı. Trump'ın kampanyasına destekler verdiklerini düşünüyorum.

Amerika Birleşik Devletleri'nde mevcut Başkan Donald Trump ile Demokrat rakibi arasındaki seçim yarışını değerlendiren Artı Gerçek yazarı Koray Düzgören "Kapitalizmin uygulayıcısı bir ülkenin iki hakim partisinin başkan adayları yarıştı. Aslında dünya halkları açısından değişen bir şey olmayacaktır. Bazı ufak tefek uygulama farklılıkları olabilir. Türkiye açısından da saray iktidarı Trump'ın kazanmasını çok istiyordu. Bunun için yatırım yaptı. Trump'ın kampanyasına destekler verdiklerini de düşünüyorum. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde birtakım uygulamalar için Trump'a ihtiyaçları vardı, devam etmesini istiyordu" dedi.

Artı TV'de yayınlanan Ebru Gezik'in sunduğu Dünya Aktüel'e telefonla bağlanan Düzgören "Türkiye'deki siyasi iktidarın beklentileri var. Hem yaptırımları erteleme imkanı bulacaklarını düşünüyorlar. Trump'ın izniyle Kuzey Suriye'de Kürtlere yönelik yeni bir operasyon izni koparma peşindeler. Dolayısıyla iktidar açısından Trump'ın seçimi kazanması çok önemli. Ayrıca kafa olarak da çok uyuşuyorlar. Siyaset ve cehalet olarak çok benziyorlar. Dileğimiz Trump'ın ikinci bir dönem kazanmaması" diye konuştu.

Koray Düzgören'in Artı TV'ye yaptığı değerlendirmeler şöyle:

Bütün dünya politikasına, ekonomisine yön veren büyük bir güç olduğu için ABD başkanı seçimleri çok önemlidir. Bu sefer çok daha farklı bir şey oldu. Trump'ın kişiliği ve başkanlık dönemindeki uygulamaları nedeniyle çok daha tartışmalı bir seçim yaşadık ve aslında bu tartışma seçimin sayımına da yansıdı. Şu anda hala ciddi bir tartışma var. Joe Biden 264 delegeye ulaşmış durumda. Trump 211'de kaldı. Şu anda kesinleşmeyen 6 eyalet daha var. Bu 6 eyaletten bir tanesinde bile Biden seçimi kazansa ki bazılarını önde götürdüğüne ilişkin haberler var, başkanlığı ilan edecek. Trump'ın başkan olabilmesi için bu eyaletlerin hepsinde kazanması gerek. Joe Biden lehine bir durum söz konusu. 

Donald Trump mı, Joe Biden mı kıyaslaması çok önceden başladı. Türkiye için dünya için hangi aday daha iyi olur tartışmaları yapıldı. Aslına bakarsanız fazla bir değişiklik olmayacak. Sadece Trump'ın gerzeklikleri, yaptığı saçmalıklar nedeniyle ona yöneltilen eleştiriler ve siyaseti ve bulunduğu konumu bu kadar komik duruma düşüren uygulamalar nedeniyle bir tartışma söz konusuydu. Yoksa Joe Biden da siyasi hayatında çok fazla falso yapmış, yeterli denemeyecek bir başkan adayıydı. Trump'ın "Coronavirus'ten kurtulmak için deterjan için" gibisinden bazı saçmalıkları yapmayacak bir başkan. 

'ERDOĞAN'LA BIDEN UZLAŞIR'

Kapitalizmin kendi içindeki çatışmayı gösteriyor. Kapitalizmin uygulayıcısı bir ülkenin iki hakim partisinin başkan adayları yarıştı. Aslında dünya halkları açısından değişen bir şey olmayacaktır. Bazı ufak tefek uygulama farklılıkları olabilir. Türkiye açısından da saray iktidarı Trump'ın kazanmasını çok istiyordu. Bunun için yatırım yaptı. Trump'ın kampanyasına destekler verdiklerini de düşünüyorum. Dolayısıyla önümüzdeki dönemde birtakım uygulamalar için Trump'a ihtiyaçları vardı, devam etmesini istiyordu. Biden'la yürütmezler mi, Biden'la bir çelişkileri var gibi görünüyor ama geçmişteki başkan yardımcılığı dönemindeki bazı temaslara bakarsak Erdoğan ile Biden'ın uzlaşmalarının hiç de zor olmayacağını söyleyebiliriz. Nihayetinde bu politika ve her düzeyde de uzlaşma sağlanabiliyor. Yeter ki bu uzlaşma emekçi halkların sırtından olsun. Böyle bir uzlaşmaya şaşmamak gerekir.

'TRUMP KAZANIRSA DİKTATÖRLER CESARETLENECEK'

Meseleye bir de şu açıdan bakmak lazım. Bu seçim çok önemli bir dönüm noktası oldu. Birincisi liberal kapitalizmin artık iflas ettiğinin kesin bir göstergesi oldu. Trump'ın ayrıştırıcı politikaları çok somut bir şekilde ortaya çıktı. Siyahlara düşmanlık, Latinlere Meksika sınırında duvar çekme ve kadınlara karşı nefret dili ve diğer kesimlere yönelik ayrıştırıcı politikaları son derece ilginçti. Faşizan ve ırkçı politikalardı bunlar. Ama buna rağmen Trump seçilmese bile beklenenin çok üzerinde bir oy alarak seçilmemiş olacak. Birtakım kamuoyu yoklamaları yüzde 10'luk fark olduğunu söylüyordu ama çok az bir farkla kaybedecek eğer kaybederse. Bu kadar saçmalayan, komik duruma düşen ve ülkesini bu kadar komik duruma düşüren bir başkanın ikinci seçimde de bu kadar oy alması son derece çarpıcı. Bu da demokrasilerde sandık meselesinin aslında çok ciddi bir şekilde tartışılması gerektiğini ortaya koyuyor. Sandık her şey değil. Bu sandığı birtakım liderler çok rahat ele geçirebiliyorlar. Eğitimsiz halk kesimlerini etkileyebiliyorlar. Diktatöryal hedefler içerisinde olan bu başkanların ya da başkan adaylarının ülke yönetimine el koymaları olayını son 4-5 senedir yaşıyoruz. Trump'ın seçilmesi, Putin'in neredeyse ömrü boyunca koltukta kalmasını sağlayacak anayasa değişikliği, Türkiye'de Erdoğan'ın yaptığı anayasa değişikliği ve tek adam rejimi. Dünyanın geri kalan kısmında Brezilya ve Filipinler gibi örnekler. Bütün bu diktatörlük heveslilerinin iştahını kabartacak gelişmeler bunlar. Trump'ın ikinci kez kazanmaması o yüzden önemliydi. Diktatörlük meraklılarını heveslendirecek, şu anda iş başında olan diktatörleri daha da güçlendirecekti. Kazanamazsa hiç olmazsa bu meselenin tartışılması ve mücadele yollarının değerlendirilmesi şansı ortaya çıkacak.

'ERDOĞAN'LA TRUMP BENZEŞİYOR'

Türkiye'deki seçim kampanyalarıyla çok benzeşen tarafları oldu Trump'ın. Daha önce Trump "Demokratlar gelirse kiliseleri kapatacak" dedi. Erdoğan'ın CHP için "Bunlar camileri kapattılar" demesine çok benziyor. Sayım sırasında da "Bunlar oy çaldılar" meselesi. Hem seçimi kazandık diyor, hem de mahkemeye başvuracağız diyorlar. Seçimi kazandıysan niye mahkemeye başvuracaksın. Son saatlerde attığı ayrıştırıcı ve düşmanlık tohumları serpen, saçma sapan tweetler de tepki gördü. Bazıları da yayınlanmadı. Bu Türkiye'deki seçim kampanyalarına ve liderlerin seçimlerde yaptıklarına çok benziyor. Dediğim gibi aslında diktatörlerin, tek adamların birbirlerine benzeyen çok yanları var. Bu Trump'ta iyice odaklaşmıştı. Dünyanın her tarafındaki liderler aynı şekilde birbirlerine benziyorlar ve daha fazla iktidarda kalabilmek istiyorlar ve ellerinden geleni yapıyorlar. Trump inanılmaz şeyler yaptı ve söylediği her şey yalandı. Dünyanın birçok diğer ülkelerinde de, Afrika'da, Asya'da, Güney Amerika'da birçok lider var, seçim sürecini doldurduğu halde ülkesini daha uzun yıllar yönetme hevesinde olan çok lider var. Trump kazanırsa başta Türkiye'deki lider kadroları olmak üzere bunlara büyük bir cesaret vermiş olacak. Biden kazanırsa şimdilik bunlara karşı olan demokrasiden yana olan güçlere hiç olmasa bir şans tanınacak. Trump kazanırsa Türkiye'deki siyasi iktidarın beklentileri var. Hem yaptırımları erteleme imkanı bulacaklarını düşünüyorlar. Trump'ın izniyle Kuzey Suriye'de Kürtlere yönelik yeni bir operasyon izni koparma peşindeler. Dolayısıyla iktidar açısından Trump'ın seçimi kazanması çok önemli. Ayrıca kafa olarak da çok uyuşuyorlar. Siyaset ve cehalet olarak çok benziyorlar. Dileğimiz Trump'ın ikinci bir dönem kazanmaması.

Öne Çıkanlar