'Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye askeri harekât tehditleri, yalnızca Suriye iç savaşını uzatıyor'
Amerikan Kürdistan Dostları, Hristiyan Savunması, Amerika Ermeni Ulusal Komitesi, Hindu Amerikan Vakfı, Helenik Amerikan Liderlik Konseyi, Ortadoğu Forumu'nun Washington Projesi'nden oluşan Amerikan Sivil Toplum Grupları Koalisyonu, Türkiye'nin Kuzey Doğu Suriye'ye saldırı tehditlerine ilişkin ortak açıklama yayınladı. 2016'dan bu yana Türkiye'nin, Cenevre Sözleşmesi’ni ihlal ederek Kuzey Doğu Suriye'ye "terörle mücadele" bahanesiyle sürekli bir dizi askeri saldırı düzenlediği hatırlatılan açıklamada, olası bir askeri eyleme karşılık ABD Başkanı Joe Biden yönetimine baskı kurulacağı ve Türkiye'ye ekonomik ve askeri yaptırımlarla karşılanmasını sağlamaya çalışacağı vurgulandı.
'DEMOKRATİK TOPLUMU YOK ETMEK İSTİYOR’
IŞİD’in yenilgisinin ardından, Kuzey ve Doğu Suriye'de demokratik bir projenin başarıya ulaştığı belirtilen açıklamada, "Bu demokratik toplum, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (AANES) tarafından inşa edildi ve yaklaşık on yıldır IŞİD'e karşı mücadelede Amerika'nın en yakın ve en güvenilir müttefiki olan Suriye Demokratik Güçleri (SDG) tarafından korunuyor. AANES çatısı altında, Kuzey Doğu Suriye, Araplara, Kürtlere ve Hıristiyanlara ev sahipliği yapıyor ve etnik-dini çoğulculuğa ve cinsiyet eşitliğine değer veriyor. Türkiye ise bu tomurcuklanan hassas demokratik projeyi yok etmeye çalışıyor. Türkiye'nin iddialarının aksine, Kuzey ve Doğu Suriye Türkiye için herhangi bir güvenlik tehdidi oluşturmuyor. AANES ve SDG sürekli olarak IŞİD'in yeniden kurulmasını önlemeye çalışıyor. Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik süren askeri harekatları, 2016'dan bu yana birbirini izleyen her Türk işgalinin ardından gözlemlendiği gibi, IŞİD'i ve diğer cihatçı grupları cesaretlendirecek. Konvansiyonel Türk kuvvetlerine ek olarak, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'deki askeri harekatlarının, IŞİD'in savaşçılarından ve cihatçı milislerden yararlandığı birçok kaynak tarafından doğrulandı" denildi.
‘HEDEF MİLLİYETÇİ TABAN’
Açıklamanın devamında şunlar kaydedildi: "Türkiye sözde güvenli bölge oluşturarak terörle mücadele etmek istiyorsa, komşusunun toprak bütünlüğünü ihlal etmeden bunu kendi sınırları içinde yapabilir. Türkiye'nin Efrin gibi kuzey Suriye'nin diğer bölgelerinde yaptığı gibi bir ‘güvenli bölge’yi toprak kapma bahanesi olarak kullanmasına izin verilemez. Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, ülke içindeki popülaritesi düşmeye devam ederken ve cumhurbaşkanlığı seçimleri yaklaşırken gerilimi artırmayı ve milliyetçi tabanını sağlamlaştırmayı hedefliyor. Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'ye yönelik askeri harekât tehditleri, yalnızca Suriye iç savaşını uzatıyor ve Amerikan askerlerini sürekli risk altına sokuyor. Biden yönetimine, Türkiye'nin Kuzey ve Doğu Suriye'de başka bir yasadışı Türk işgali başlatmasını ve işgalini genişletmesini engellemeye çağırıyoruz. Kongre'yi, Türkiye'nin her hangi bir askeri eylemini güçlü ekonomik ve askeri yaptırımlarla karşılamaya davet ediyoruz."
‘AMAÇ TÜRKLEŞTİRMEK'
Yayınlanan ortak metinde kurum temsilcilerinin açıklamalarına da yer verildi.
Türkiye'nin, Kürtlere ve bölgedeki diğer azınlıklara yönelik devam eden tehditlerinden sorumlu tutulması gerektiğini belirten Kürdistan Dostları Başkanı Diliman Abdulkader, "Erdoğan'ın amacı Türkiye sınırının dışındaki toprakları işgal etmek ve Türkleştirmek. Biden yönetimi ve Kongre, Erdoğan'ı bir başka haksız işgale girişmeden önce durdurmak için bir fırsata sahip. Erdoğan rejimi, sadece iç savaştan kurtulmaya çalışan Kuzey ve Doğu Suriye halkı için önemli bir güvenlik endişesi haline geldi" diye ifade etti.
Hristiyan Savunması'nın yönetici direktörü Richard Ghazal da, "Türkiye, Kuzey ve Doğu Suriye'de tomurcuklanan demokrasiyi yok etme ve günlük bombalama kampanyaları yoluyla geriye kalan Aramice konuşan Hıristiyan kasabalarını ortadan kaldırma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu akıl almaz bir şey. Erdoğan'ın oyunu sadece pervasız değil; ABD ve NATO'nun kararlılığının da sistemli ve kasıtlı bir testidir" diye belirtti.
‘SİLAH SATIŞLARI YASAKLANSIN’
Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA), Aram Hamparian da, Ankara'nın, son zamanlarda Erdoğan'ın savaşla sınanmış Arap, Kürt, Süryani-Asur ve diğer müttefiklerine karşı sınır ötesi saldırılar başlatma tehdidi biçiminde yükselen bölgesel saldırılar dalgasından sorumlu tutulması gerektiğini söyledi. Türkiye'ye silah satışlarının derhal yasaklanması, Erdoğan ve yakın çevresine yönelik güçlü yaptırımları da içermesi gerektiğini vurguladı. Hindu Amerikan Vakfı Genel Müdürü Samir Kalra de Erdoğan'ın saldırganlık politikasının Hindistan Keşmir'deki teröristleri desteklediğini ve Pakistan ordusuyla ABD çıkarlarının aksine giderek daha tehlikeli bir ilişki içinde olduğunu, Güney Asya da dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki bölgeleri istikrarsızlaştırma çabalarını daha da ortaya koyduğunu ifade ederek, Suriye, Pakistan ve başka yerlerdeki davranışlarını değiştirene kadar Türkiye'ye silah satmanın pervasızlık olduğunu söyledi.
IŞİD’E KARŞI MÜCADELE
Helenik Amerikan Liderlik Konseyi'nin Yönetici Direktörü Endy Zemenides ise batının, Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinden sonra gösterdiği refleksi Kuzey ve Doğu Suriye'de de göstermesi gerektiğini belirterek, "İster Rusya ister Türkiye olsun, tüm revizyonist güçler uluslararası kınama ve yaptırıma tabi olmalıdır" dedi. Kürt güçlerinin IŞİD’e karşı mücadelede kilit bir ortak olduğunu ifade eden Ortadoğu Forumu'nun Washington Projesi Direktörü Cliff Smith, ABD hükümetinin çok uzun bir süredir gözlerini kapattığını, zaman zaman Türkiye'nin Türkiye, Suriye ve Irak'taki Kürtlere karşı saldırganlığını mümkün kıldığını kaydetti. (MA)